Dış ticarette rekabetçi bir yapıya kavuşmak için lojistik süreçlerin mutlaka kolaylaştırılması gerektiğinin altını çizen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, ‘Tek Pencere’, ‘Yerinde Gümrükleme’, ‘İzinli Gönderici’ ve ‘Yetkilendirilmiş Yükümlü’ uygulamalarının yanı sıra Ortak Transit Rejimi ve Elektronik Ön Beyan gibi sistemlerle gümrüklerde bekleme sürelerini önemli oranda düşüreceklerini söylüyor. Altunyaldız, ihracatta 14, ithalatta ise 15 gün süren işlemlerin yarıya yarıya azalacağını, konteyner başına 990 dolar olan maliyetlerin ise 650 dolara ineceğini aktarıyor.
Türkiye, son 10 yılda 5 katına çıkan dış ticaret hacmini önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 4 katına çıkarmayı, Avrasya’nın mal ve hizmet üretim üssü haline gelmeyi ve dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi içinde yer almayı hedefliyor. Bu hedeflere ulaşmada öncü rolü oynamak isteyen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, bu doğrultuda birçok yeni sistemi ve projeyi hayata geçiriyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Türkiye’yi dünyanın en kolay ticaret yapılan ülkelerden biri haline getirmek için attıkları adımları UTA Lojistik Dergisi’ne anlattı.
Gümrük İdaresi’ne gitme devri kapanıyor
Türkiye’de deyim yerindeyse gümrüklerde devrim nitelinde değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Bu değişim ve dönüşüm için hayata geçirdiğiniz projelerden söz eder misiniz?
Öncelikle lojistik artık ticaretin olmazsa olmazı haline gelmiştir. Lojistikte gerçekten iyi değilseniz, dış ticarette arzu ettiğiniz başarıyı kazanmanız mümkün değil. Bu tespitten hareketle, Bakanlık olarak tüm çalışmalarımızda hem lojistik ayağını gerçekten ciddi bir notaya taşımak, ticarete olan desteğini maksimum düzeye çıkarmak adına gerekli adımları atıyor, hem de ticareti esnek bir yapıya kavuşturarak, lojistiğin gerekli fonksiyonu oynaya bileceği hızlı hareket etme imkanı sağlayan ortamlar yaratıyoruz. Yapılan çalışmalar, özellikle gümrükteki beklemelerin ticareti olumsuz etkilediğini gösteriyor. Bu anlamda üretimden başlayarak, lojistik, gümrükleme ve nihai destinasyona kadar hadiseyi entegre bir şekilde götürmek durumdasınız. Biz de bu yaklaşımla bir taraftan lojistik merkezlerin yapılmasına dönük çalışmaları sonuna kadar destekliyor ve o bölgelerde mutlaka bir gümrük idaresi kurmaya çalışırken, ayıraca lojistik sektörünün aktörleri için de daha esnek ve rekabetçi hizmet edebilmeleri bir ortam yaratıyoruz.
Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda hem bürokrasinin azaltılması hem de güven esasına dayılı bir ortamın yaratılmasına dönük bir çaba içerisindeyiz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz “Kağıtsız Gümrükleme” uygulamasıyla (ki bu ihracatta onaylanmış kişilere verilen bir hak, bunu önümüzdeki süreçte ithalatta da yaygın hale getireceğiz) ticaret erbabımız ofisinden ticaret yapma imkanına kavuşacak. Fiziken Gümrük İdarelerine gelmek, oralarda saatlerce iş takibi yapmak gibi yükümlülükten ve zorunluluktan kurtulacak.
Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı payı artırma hedefi doğrultusunda gümrük hizmetleri alanında gündeminizdeki yeni düzenlemeler neler? Bu yeni adımlar lojistik sektörünü ne yönde etkileyecek?
Dünyada birçok ülkede 7/24 saat dış ticaret işlemi yapılırken, benim ülkemde neden yapılmasın? Neden ticaret erbabı Gümrük İdaresine uğramak zorunda? Bu anlayıştan hareketle önümüzdeki aylarda 3 ayrı uygulamayı yürürlüğe koymuş olacağız. Birincisi “Yerinde Gümrükleme”, diğeri “İzinli Gönderici”, üçüncüsü de “Yetkilendirilmiş Yükümlü” uygulaması. Özellikle yerinde gümrükleme ve izinli göndericiyi birbirine paralel olarak düşünüyoruz. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki, dünya ticaretinde gümrük uygulamaları toplam maliyetlerin %15’ine tekabül ediyor. Dünya Bankası tarafından yapılan bir çalışma ise ihracattaki %10’luk bir maliyet düşüşünün, %5’lik bir ihracat artışı yarattığını ortaya koyuyor. Özellikle karayolu taşımacılığında maliyetin %40’ını gümrük uygulamaları oluşturuyor. 4 günlük bir bekleme süresi, gümrük vergisine tekabül ediyor. Bütün bunlara baktığımız zaman resim çok net. Ne kadar gümrük işlemlerinizi hızlı yapabilirseniz, ihracatçının üzerindeki maliyetleri düşürmüş, rekabet gücünü de o kadar artırmış olursunuz. Yeni uygulamalarla gümrük idaresinin açık olduğu saat gözetilmeyecek, gümrüğe fazla mesai için ödeme yapılmayacak, taşımacılıkta süre 10 günse, 5 güne 3 güne inecek. Bu da lojistik maliyetlerini düşürecek. Aynı zamanda günün 24 saatinde dış ticaret yapma kabiliyetine erişilecek. Yani dış ticaret erbabı bir idareye bağımlılıktan kurtularak, onun kendisine tanıdığı yetkileri doğru kullanarak hem maliyetlerini düşecek hem de rekabetçiliğini artacak. Aynı zamanda gümrük kapanmadan yetişeyim kaygısı, malların bozulması riski ortadan kalkacak.
İşlem süresi yarıya inecek
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın gündemindeki en önemli konulardan birisi de Tek Pencere Sistemi. Sistem ihracat ve ithalat işlemlerine nasıl yansıyacak? Lojistik sektörüne nasıl bir ivme kazandıracak?
Bugün pek çok ülkede uygulansa da Avrupa Birliği 2013’te Tek Pencere Sistemi’ne geçmeyi planlıyor. Türkiye’de de bir Başbakanlık genelgesiyle Bakanlığımız da Tek Pencere Sistemi’ni oluşturma konusunda yetkilendirildi. Buradaki amaç ne? Ticaret erbabının en çok yakındığı konulardan birisi kapı kapı belge toplamak. Bu durum nedeniyle bir günlük işlem günlere yayılıyor. Bu hem motivasyonu kırıyor hem maliyetleri artıyor hem de uluslararası arenada rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Türkiye’de dış ticaret işlemlerinde ithalattaki süre 15, ihracattaki süre 14 güne çıkıyor. Çalışmalar şunu gösteriyor ki biz Tek Pencere Sistemi’ne geçtiğimizde ihracattaki süreyi 6, ithalattaki süreyi ise 7 güne düşüreceğiz. Bu da %50 zaman tasarrufu anlamına geliyor. Bu asla göz ardı edilemeyecek ve yadsınamayacak bir süre. Bu uygulama doğrudan maliyetleri de etkileyecek. 990 dolar olan bir konteynırın maliyeti 650 dolara düşecek.
Tek Pencere Sistemi için bileşim altyapımızı hazır hale getiriyoruz. Öncelikle tüm kurumlarla tek tek protokol imzalayacağız. Bunun ilk adımını da TİM’le imzaladığımız protokolle attık. Önümüzdeki günlerde başka kurum ve kuruluşlarla da protokol imzalayacağız. Sistem için tüm kurumların bitmesini beklemeyeceğiz, hazır olan kurumlarla tek tek geçeceğiz. Örneğin 200 tane belge varsa Tek Pencere Sistemi’ne geçebildiğimiz her kurumla bunu 3, 5 ve 10’a düşüreceğiz. Tahmin ediyorum bu yılın sonuna kadar birkaç kurumla gerekli anlaşmaları imzalamış olacağız. 2013 yılında ciddi bir mesafe almış ve 2014’de bu işlerin sonuna gelmiş olacağız. Bu sisteme geçtiğimiz zaman sadece Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na başvurularak, gerekli ekli bilgi ve belgeler hangi noktaya gönderilecekse oraya gönderilecek, oradan gerekli onaylar ve tek bir noktadan tüm işlemler yapılabilecek.
UNECSO tarafından örnek proje olarak gösterildi
Gümrük idarelerini daha modern bir yapıya kavuşturmak üzere TOBB ile ortak çalışmalar yürütüyorsunuz. Bu kapsamda sınır kapılarındaki son durum, toplam yatırım miktarı ve önümüzdeki süreçte atılacak adımlar konusunda bilgi verir misiniz?
Bugüne kadar 8 tane Gümrük İdaresi yap-işlet-devret modeliyle yenilendi. Bunun için yaklaşık 260 milyon TL dolayında bir harcama yapıldı. Kamu kaynakları kullanılmadan, esnek ve hızlı bir çalışma modeliyle yürütülen bu proje hatta UNESCO tarafından uluslararası alanda örnek gösterilen bir proje oldu.
Bugün itibariyle Esendere, Kapıköy, Dilucu ve Çıldır-Aktaş olmak üzere 4 sınır kapısı ve Halkalı Gümrük İdaresi için protokol ve uygulama sözleşmelerini imzaladık. Bu yılın sonuna kadar 4 kapının temellerini atmış olacağız. Halkalı Gümrük İdaresi’ni de Çatalca’ya taşıyarak 2013’ün içerisinde hizmete sokup, arzu ettiğimiz bir hizmet kalitesini yakalamış olacağız. Yaklaşık 248 milyon TL yatırım harcaması öngörülün bu projelerde yine TOBB tarafından yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek. Bunların dışında geriye sadece 8 kapımız kalıyor. Bu projeler tamamlandığında bu 8 kapımız içinde çalışma başlatıp tüm kapılarımızı yenilemiş ve modern bir yapıya kavuşturmuş olacağız.
Bakanlık olarak önem verdiğiniz konulardan biri de Ortak Transit Rejimi. Türkiye Ortak Transit Rejimi’ne tam olarak ne zaman geçecek? Bu rejim lojistik ve taşımacılık sektörüne ne tür kolaylıklar sunacak?
Bir taraftan Ortak Transit Rejimi için çalışmalar yürütürken, diğer taraftan da IRU ile TIR taşımacılığında çağdaş uygulamalara geçilmesi için çaba harcıyoruz. Ortak Transit Rejimi’ne bu yılın sonuna kadar geçilmiş olacak. Bu geçişle Türkiye olarak, Avrupa Birliği Transit Sistemi’ne entegre olacağız. Taşımacılıkla, eşya ile ilgili bilgiler çıkış ülkesinden nihai varış ülkesine kadar sistem aracılığıyla akacak. Bu sayede artık her kapıda beyanname vermek, denetime tabi tutulmak, durdurulup sorgulanmak gibi zorluklar ortadan kalkacak. Başından sonuna kadar güvenle akan, izlenebilen, sorgulana bilen, hızlı iş yapan ve önceden analiz edilen bir sistem oluşacak.
Diğer taraftan TIR Karnesi konusunda da elektronik beyannameye geçiyoruz. Bu uygulamaya ithalatta geçmiş durumdayız, ihracatta ise son hazırlıkları yapıyoruz. Bu da Avrupa Birliği dışındaki tüm ülkelerde Ortak Transit Rejimi’nde olduğu gibi tüm bilgilerin elektronik akışı sağlanacak. Bu sistemle özellikle komşu ülkeler, Asya’ya dönük taşımalarda önemli aratışlar bekliyoruz. Bu konuda IRU ile çok iyi bir işbirliğimiz var. Onların bu sistem çerçevesinde “Yeşil Hat” şeklinde bir önerisi var. Bunun üzerinde de çalışıyoruz. Her iki sistemin devreye girmesiyle birlikte TIR Karnesi, teminat gibi uygulamalarda maliyetlerin düşmesini ve işlemlerin hızlanmasını bekliyoruz.
POLİTİKALARA PAYDAŞLAR TOPLULUĞU YÖN VERECEK
Gümrük ve ticaret politikalarına, ekonomik sistemdeki tüm aktörlerin ortak katılımıyla yön vermeye katkı sağlayacak danışma organı niteliğindeki Gümrük ve Ticaret Konseyi hakkında da bilgi veren Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, konseyin çağdaş yönetim tarzlarına ne kadar hızlı ve etkin bir şekilde geçiş yaptıklarının bir göstergesi olduğunu söylüyor. Dünyada artık kamunun işleri, o işin paydaşları ile ortak bir platformda buluşarak, kamuoyunun ve kamunun menfaatleriyle örtüşen, daha rasyonel, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir ortam yaratarak yürüttüğünün altını çizen Altunyaldız, şunları aktarıyor: “Konsey bu çabanın bir ürünüdür. Konseyle hizmet alan iş dünyası ile hizmet veren gümrük kesimini bir araya getirdi. Bu oluşum, uluslararası uygulamaları ve trendleri, ülke gerçeklerini, yapılanları-yapılanmayanları ortaya koyup, gidişatın daha hızlı ve verimli olabilmesi için neler yapılması gerektiğini ortaya koyacak. Konseyin yılda bir kez Gümrük Bakanımızın başkanlığında toplanması öngörülüyor. 4 yıllık bir İcra Kurulu oluşturuldu. Konseyin içinde UTİKAD, UND, TOBB, TİM gibi hem lojistik hem iş hem de kamudan yetkililer var. Bu yapıdan beklediğimiz şey, uygulamalarımıza ışık tutması, bize yön vermesi.”
LOJİSTİĞİN AKTÖRLERİ DE STATÜ KAZANACAK
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, hayata geçirecekleri “İzinli Gönderici” uygulamasıyla malların gümrüğe getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıracaklarını söylüyor. “İzinli Gönderici” uygulamasıyla, dış ticaret erbabı için uygulanan onaylanmış kişi statüsünde olduğu gibi lojistik sektörü aktörlerine de onaylanmış kişi statüsü verileceğini belirten Altunyaldız, şunları aktarıyor: “Örneğin İzmir’de bir fabrikadan çıkacak bir ürünler için onaylanmış kişi statüsündeki ticaret erbabı yerinde gümrükleme yapacak. İzinli gönderici statüsüne sahip taşıyıcı da fabrikada mühür basacak ve gönderimi yapılacak. Bu uygulama ile mallar iç gümrüğe uğramadan gönderilmiş olacak. Lojistik aktörleri içinde verilecek izinli gönderici statüsünün de tıpkı ticaret erbabı için uygulanan onaylanmış kişi statüsünde olduğu gibi bir takım kriterler olacak. Lojistik aktörlerinin izinli gönderici statüsü alabilmesi için bir defa bugüne kadar yapmış olduğu işlemlerde idareyi yanıltıcı, güven sarsıcı, yalan ve yanlış işler yapan bir konumda olunmaması gerekiyor. Belli suçlardan mahkumiyeti bulunmaması gerekiyor. Ayrıca kayıtlı olması çok önemli. Yani gümrük görevlisi gittiği zaman bu firmanın kayıtlarına tüm şeffaflığıyla ulaşabilmeli. Mali yapıları doğal güçlü olmalı. İzinli gönderici uygulaması için gerekli olan düzenlemeyi bir tebliğle düzenliyoruz.”
Kaynak: Uta Lojistik