Ekol CEO’su Tayfun Öktem, sektörün durumu, gelecek öngörülerini ve Ekol lojistiğin Türkiye’de ve Avrupa’da yaptığı yatırımlarını değerlendirdi.
The Ritz Carlton Otelde düzenlenen basın toplantısına CEO Tayfun Öktem’in yanı sıra, Satış ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Okyay Öztuğran, Süreç Geliştirme ve Tasarım Genel Müdür Yardımcısı Murat Boğ, Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Rasim Kartal, Kurumsal Pazarlama ve İletişim Sorumlusu Begüm Yöndem, Kurumsal Pazarlama ve İletişim Yöneticisi Mirace İrem Koyuncu ve basın mensupları katıldı.
Avrupa yatırımlarına 1996 yılında Almanya ile başlayan Ekol, 2012 yılı içinde 5 farklı ülkede daha yatırım yaparak Avrupa’da en hızlı yayılan Türk lojistik şirketi oldu.
1996 yılında kurulan Ekol Almanya’nın ardından, geçtiğimiz yıl Romanya’da yeni bir lojistik şirketini satın aldı. Ardından İtalya’daki tesisi faaliyete geçiren Ekol, 2012 yılı içinde de Bosna, Fransa, Yunanistan ve Ukrayna’da gerçekleştirdiği yatırımları ile Avrupa’nın önemli merkezlerinde birbiri ardına açılan tesisleri ile büyümeye devam etti.
Kurulduğu günden bu yana Avrupa’daki atılımlarına her geçen gün bir yenisini ekleyen Ekol’un son bir yıl içinde Avrupa’ya 10 milyon Euro yatırım yaptığı ifade edildi.
Avrupa’nın önde gelen lojistik şirketlerinden biri olmayı hedefleyen Ekol’ün son olarak Ukrayna’nın önde gelen lojistik şirketlerinden biri olan Komora’nın yüzde 53 ile çoğunluk hissesine sahip olarak, Ukrayna ile Avrupa yayılımını artırdığı belirtildi.
Hedef lojistikte akla gelen ilk marka olmak
1990 yılında faaliyetlerine başlayan Ekol’ün kurulduğundan bu yana dünya çapında bir marka olmayı hedeflediğini söyleyen Ekol Lojistik CEO’su Tayfun Öktem “Türkiye’de 400 bin metrekare kapalı alanı aşan dağıtım merkezleri, Avrupa geneline yayılmış tesisleri, 2 bin araçlık filosuyla Türkiye’nin ve Avrupa’nın öncü entegre lojistik hizmet sağlayıcıları arasında yer alıyor. Uluslararası taşımacılıkta yük organizasyonu ile başlanılan noktadan, üçüncü parti entegre lojistik hizmetleri sunan bütünleşik bir yapıya ulaşıldı” şekline konuştu.
“Krizleri fırsata çeviren Avrupa oyuncusu”
Son bir yıl içinde Avrupa’da 10 milyon Euro toplam yatırım yaparak, 80 bin metrekare depolama alanına ulaştıklarını ifade eden Öktem, “Türkiye’de 4 bin 200’ü aşkın çalışanı olan Ekol ailesi, Avrupa’da ise 7 ayrı milletten bin 200’ü aşkın çalışan sayısına ulaşarak, uluslararası şirketler arasındaki yerini aldı ve son ortaklığımız olan Ukrayna ile bu yolda hızla ilerleyeceğiz. Depo ve araç yatırımları ile 20 milyon Euro ilave yatırım yapılması planlanan Ukrayna ortaklığımızdan 2013 yılında 20 milyon Euro ciro hedefimiz, tüm Avrupa’da yatırımlarımızdan ise 75 milyon Euro civarında ciro beklentimiz bulunuyor” dedi.
“Lojistik sektöründe kalifiye eleman eksikliği var”
Lojistik denildiğinde Avrupa’da akla gelen ilk 5 markadan biri olduklarını belirten Tayfun Öktem “Avrupalı bence bizden daha çok Ekol’ü tanıyor. Ekol Avrupa’da özellikle markasal anlamda ilk 5 arasında olabilecek konuma, hıza sahip bir şirket. Özellikle Avrupa’daki yatırımlar Ekol için en önemli kilometre taşlarını oluşturdu. İlk olarak Ekol Almanya ile başlanan Avrupa atılımlarına her geçen gün bir yenisi eklenirken, amacımız hep aynıydı. Avrupa’da lojistik denince akla gelen ilk markalardan biri olmak. Ve bugün gelinen noktada bu amacımıza hızla yaklaşmaktayız” diyerek hedeflerine ulaştıklarını belirtti.
Tayfun Öktem ayrıca Türkiye’de lojistik sektöründe yetişmiş kalifiye elemanın da olmadığını ifade ederek “Türkiye’de lojistik sektöründe yetişmiş yeterli adet ve kalitede lojistikçi yok” dedi.
“Oyunu kurallarına göre oynuyoruz”
Avrupa ülkelerine giriş çıkışlarda yaşanan vize ve kota sorunları firmaları taşıma yaptıkları ülkelerde şirket kurmaya zorluyor. Buna yönelik, Avrupa’da yer almanızın asıl nedeni vize ve kota engelleriyle sorun çıkarmaya çalışan Avrupalıyı bypass etmek mi? şeklinde sorulan soruya Ökten’in cevabı şu şekilde oldu “ Bizim yayılmamızın asıl nedeni aslında işimiz iyi yapmaya çalışmak. Oraya bayrağınızı diktiğiniz zaman şirketinizi de oluşturduğunuzda Alman plakalı araçlarla, Alman şoförlerle iş yapmanız gerekiyor. Çünkü belirli alt yapıları yapmadığınızda vizenizle, kabotajla işin dışında kaldığınız gibi Türk plakalı araçlarınızla gezemiyorsunuz. Hâlbuki bizim Romen plakalı, Alman plakalı araçlarımız var. Ve bunları optimize eden planlarımız, programlarımız ve yaklaşımlarımız var. Yani oyunu kurallarına göre oynuyoruz.”
Kaynak: Taşımacılar