Türkiye'nin 90'lı yıllarda 72 milyon dolar olan Kanada'ya ihracatı, geçen yıl 1,1 milyar dolara ulaşırken, 2012'nin ilk 9 ayı içinse ihracat rakamı 1,2 milyar dolara yükseldi.
İki ülke ticaretinde ihracat artarken, ithalat da geriledi. Türkiye'nin 1990'da 72 milyon dolar olan Kanada'ya olan ihracatı, 2000 yılında 197 milyon dolara, 2011 yılında da 16 kat artışla 1,1 milyar dolara ulaştı.
Bu rakam, 2012'nin ilk 9 ayı içinse 1,2 milyar oldu. Türkiye'nin aynı dönemde Kanada'dan ithalatı ise yüzde 32 düşüşle 640 milyon dolarda kaldı.
Toronto Ticaret Ataşesi Mehmet Tan, yaptığı açıklamada, demir-çelik ürünlerinin ilk sırada yeraldığı ihracatta Türkiye'nin, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Kanada'ya ham petrol bile sattığını anlattı.
Kanada'nın petrol yataklarının batı eyaletlerinde olduğunu anlatan Ticaret Ataşesi Tan, doğu eyaletlerinin petrol ihtiyacını karşılamada ithalatı tercih eden Kanada'nın, Türkiye'den petrol ithal ettiğini kaydetti.
Kanada'ya ilk kez 192,5 milyon dolarlık altın ve mücevherat ihracatı gerçekleştirildiğini belirten Tan, dünya piyasalarına açılan Türk gemi inşa sektörünün Kanada'ya 2012'de 26,3 milyon dolarlık römorkör sattığını bildirdi.
Geleneksel ihraç kalemlerine, son dönemde altından sonra otomotivin de eklendiğini ifade eden Mehmet Tan, Türkiye'den Kanada'ya 2012'nin ilk 9 ayında 143 milyon dolar tutarında otomotiv ihracatı da yapıldığını açıkladı.
Türk ihracatçılar için Kanada'nın büyük potansiyele sahip önemli bir ülke olduğunun altını çizen Toronto Ticaret Ataşesi Mehmet Tan, şunları kaydetti:
''Kanada'da büyüyen inşaat, madencilik ve petrol/gaz sektörünün demir çelik ürünlerine ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle çelik mamulleri ihracatı önemli bir potansiyel arz etmeye devam etmektedir. Gelişen gemi ve yatçılık sektörü için de Kanada önemli bir potansiyel pazar konumundadır. Ancak, Kanada'nın gemi inşa sektörünün koruma altında olması nedeniyle potansiyel görece küçük gemiler ve yatlarda daha fazladır. Türkiye taş ve toprağa dayalı sanayilerde ve inşaat malzemeleri alanında giderek güçlenmektedir. Kanada'da bu alanda da önemli bir ihracat potansiyeli bulunmaktadır. Kaldı ki Türk ürünlerinin artan rekabet gücü nedeniyle mevcut pastadaki payını arttırması da mümkündür. Kanada tüketim malları sektöründe önemli bir ithalatçı konumunda, Türkiye ise önemli bir üretici konumundadır. Dolayısıyla Kanada'da güçlü bir üretimi bulunmayan alanlarda ciddi bir potansiyel bulunmaktadır. Türkiye'nin özellikle metal işleme sektörü son yıllardaki atılımıyla Kanada sanayisinin ihtiyacı makineler için önemli bir potansiyel tedarikçi konumundadır. Her iki ülkede de otomotiv yan sanayii oldukça güçlüdür. Bununla birlikte, iki ülkedeki tedarik zincirlerinde iki tarafın üreticileri için de gerek ticaret gerekse işbirliği için fırsatların bulunması mümkündür. Özellikle heterojen demografik yapının doğurduğu etnik pazarlar gerek Türk işlenmiş gıda, gerekse hazır giyim firmaları için önemli fırsatlar barındırmaktadır.''
PROF. BARKER: ''MEVZUATA HAKİM OLMAK GEREK''
İki ülke ticaret rakamlarını AA'ya yorumlayan Brock Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Tansu Barker ise gelişmelerin sevindirici olduğunu belirterek, Türkiye-Kanada arasındaki ticarette yıllardır, Türkiye'nin ABD'yle olan ticaretinin yüzde 10'u gibi bir oran yaşandığını aktardı.
''ABD ile 20 milyar dolar olan ticaretimizi düşündüğümüzde, Kanada ile 2 milyar dolarlık bir oranın yakalanması iyi bir gelişme...'' diyen Barker, ihracat kalemlerinde, katma değeri yüksek ürünlerin artmasının daha da sevindirici olacağını, Türkiye'nin bu alanda birçok ihraç ürünü olduğunu söyledi.
Kanada'ya ihracat yapacakların ülkenin federatif yapısını iyi anlamaları gerektiğine dikkati çeken Tansu Barker, bu ülkeyle ticaret yapacak olan herkesin, federal ve eyalet mevzuatına hakim olması gerektiğini dile getirdi.
Kaynak : Sabah