Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Demiryolu / ERZİNCAN LOJİSTİK DESTEK BEKLİYOR

ERZİNCAN LOJİSTİK DESTEK BEKLİYOR

ERZİNCAN LOJİSTİK DESTEK BEKLİYOR19.12.2012Doğu'nun krom, perlit, manyezit, ponza konusunda zengin kenti Erzincan, ulaşım maliyetleri nedeniyle  tıkanan maden ihracatının önünü açmak için Erzincan-Erzurum demiryolunun liman kenti Trabzon'a bağlanmasını bekliyor.

Küçük ölçekli maden işletmecilerinin yüksek başlangıç maliyetleri yüzünden zor durumda olduğunu kaydeden sektör temsilcileri, bütün maden izinlerini kapsayan 16 Haziran Genelgesi nedeniyle 8 bin 600 maden firmasının dosyasının Başbakanlık'ta beklemesinin de bir başka sorun olduğunu vurguladı.

İş dünyası DÜNYA Gazetesi ile Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası'nın birlikte düzenlediği Erzincan Maden Toplantısı'nda buluştu. DÜNYA Gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt'un moderatörlüğünü yaptığı toplantıda yetersiz sermaye ve yasal tonaj nedeniyle sektörün maliyetleri kurtarmakta zorlandığı ifade etti. Sektöre verilen teşviklerin yetersiz olduğunu vurgulayan iş çevreleri Türkiye'deki yolların beton ile yapılmasının sektörü güçlendireceğini düşünüyor.

 

Toplantıdaki konuları rapor haline getirebiliriz

Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Aydın Yalvaç: Bu toplantıda ele alınan konuları, değinilen sorunları belki rapor haline getirip Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Madencilik Komitesi'ne, milletvekillerimize, yetkili mercilere ulaştırabiliriz.Toplantıya katılan firma sahipleri sektörel konulara oldukça hakim. Sektörün sorunlarını çok iyi bilen, sektörle ilgili her zaman fikirlerini aldığımız kişilerdir.

 

Yeni maden kanunu ile sektör bitme noktasına geldi

Er-Per Yönetim Kurulu Başkanı Düzgün Ürün: Yeni maden kanunu ile Türk madenciliği bitme noktasına geldi. 16 Haziran genelgesi ile her türlü tasarrufa yönelik işlemler için Başbakanlık'tan izin  gerekiyor.  8 bin 600 maden firmasının dosyası Başbakanlık'ta bekliyor. Bu genelge 2023 ihracat hedefine engel olabilir. Çünkü sanayi yatırımlarının hammaddesi madenden sağlanıyor. Maden izinlerinin yenilenmesinde gecikme olursa ya da izin verilmezse  işletme hammadde sağlayamadığı için kapanabilir. Başbakan'ın genelgeyi tekrar gözden geçirmesini diliyoruz. Erzincan ve yöresi krom, perlit, manyezit, ponza, demir ve altın madenciliği açısından önemli. Dünyanın en büyük kalker yatakları burada. İhraç limanlarına uzak olduğumuz için madenlerimizi satamıyoruz. 1 ton cevheri ocaktan çıkardıktan sonra da satış için 100 bin TL nakliye ücreti veren madenci birşey kazanamaz. Yatırımcılarımızın fabrikaları nerdeyse durdu. Erzincan için maden teşviki 5'inci derece için dahi uygulansa su, nakliye, enerji maliyeti olduğu sürece biz burada maden üretip satamayız. Maden teşvikleri yetersiz. Navlun konusu acilen bir karara bağlansın. Doğu Anadolu'nun en büyük manyezit yataklarından birine sahibiyiz. En az 2-3 milyon ton görünür rezerv olmasına rağmen yüksek maliyetlerden dolayı çıkarılamıyor.  5995 sayılı mevcut kanunla madenciye 65 adet teminatın iradı diye maddeler var. 300-400 TL olan çevre uyum teminatı bir gün gecikirse ana teminat iradı kaybediliyor. 2 ay içinde ana teminatı yatıramazsanız da teminat tutarı katlanarak 1 milyon TL'ye  kadar çıkıyor. Küçük madenciler su şekilde büyüyemez. Bugün bir maden arama ruhsatından işletme iznine kadar gereken masrafların toplamı 700-800 bin TL tutuyor.

 

Krom yatırımcıları tüccarın esiri oldu

24 Ayar Madencilik Enerji Genel Müdürü Necati Şahin: Krom rezerv tespiti ile ilgili sondaj maliyetleri ve Ar-Ge çalışmaları sermaye yetersizliğinden yapılamıyor. Mevcut yasalar ile küçük maden işletmecileri zor durumda. Yetersiz sermaye ve yasal tonajla maliyetleri kurtarmak zor. Yasalar sürekli olarak değişmemeli. Orman, çevre, maden yükümlülükleri ile birlikte çevre mühendisi istihdamı, işletme teminatı, çevre uyum teminatı gibi şartlar ve ruhsatla ilgili maliyetlerden dolayı küçük sermayeli maden yatırımcılarının önünü görebilmesi zor. Erzincan'da yüzde 8 ve üzeri oranlı düşük tenörlü krom cevherlerini işleyerek ekonomiye kazandırmak için 2007 'de krom işleme tesisi kurduk. 2008 küresel krizinde sermaye yetersizliği ve dış kaynağa bağlı olmamız nedeniyle maliyetlerimizi kurtaramadık. Tesisimiz yıllık 20-30 bin ton zenginleştirilmiş satılabilir konsantre krom cevheri üretecek kapasitede. Kentteki krom yatırımcıları sermaye yetersizliği ve stok da bekleme şansı olmadığı için tüccarın esiri oldu. Kriz döneminde Erzincan'a dışarıdan gelen firmaların birçoğu battı.

 

Depremler nedeniyle kentteki rezervler kayıyor

Erkrom Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı İsrafil Karakelle: Erzincan büyük bir fay hattı üzerinde. Yıllardır depremler nedeniyle mevcut rezervler kayıyor. Bu duruma bir de bürokratik engelleri ekleyince geleceğimizi pek parlak görünmüyor. Mevcut yasa tekrar gözden geçirilsin. Bürokrasi bize destek olsun. Devletin toplam rezerv üzerinden vergi alacağı konuşuluyor. Böyle bir uygulama maden sektörünü bitirir.  1950 öncesinden itibaren Türkiye'deki krom, bor, altın, çinko, bakır, kurşun gibi büyük maden rezervlerin bir kısmı devletin bir kısmı ise büyük şirketlerin elinde paylaşılmış. Geriye riskli, küçük rezerve sahip  işletmeler kalmış. Erzincan'da ki madeni işlemek istiyoruz fakat sermaye yetersizliği ile karşı karşıyayız.

 

Türk kromu dünya pazarlarında aranıyor

Eda İnşaat  Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Karartı: Genelde rasyosu 3'ün üzerinde olan krom tercih edilir. Türkiye'de üretilen kromun yüzde 80'nin rasyosu 3'ün üzerinde. Rasyosunun yüksek olması sebebi ile Türk kromu dünya pazarında aranan bir ürün. Ancak ihracatta bedel olarak karşılığını alamıyoruz. Bir üretici malını üretip ihracat yolu ile  pazarlamak için depoya indirdiğinde her zaman 3- 5 tenör yani bugünkü bedelle bile tonda 30-40 dolar kaybı var. Bir tenör aşağı yukarı 5 dolara tekabül ederse tonda 20- 25 ton karşılığı dolar yok oluyor. Bu tutar bizim zaten pazarlamada kazanacağımız miktar. Gerçekte 40 tenörlü mal bağımsız akredite firmalar tarafından numune testine girdiğinde 35-36 tenör çıkıyor.

 

Madenciden vergi, para kazandıktan sonra alınsın

Ermersan Mermer Genel Müdürü M. Ergun Sanalan: Maden sektöründe  ilk arama ruhsatından itibaren yasal ve bürokratik sıkıntılar var. Ocak açma aşamasına kadar madencinin maliyetlerini artırmak doğru değil. Firmalar madeni çıkarıp para kazanmaya başladıktan sonra devlet vergisini alsın. Bölgemizde bej denilen kireç taşları yoğun. Erzincan'da depremin yaygın olması ve taşların genç yapıya sahip olması nedeniyle sağlam taş bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Türkiye de binlerce küçük madenci var. Küçük madenci olacak ki büyük firmaların işleteceği iyi rezervli, kaliteli madenler bulunsun. Rakibimiz  İtalya'da firmalar ekonomik rezerv bulup  bunu ihraç edeceğini taahhüt ederse devlet firmanın bulduğu ocağın başına kadar altyapı getiriyor. Türkiye'de ise bütün aşamalardaki maliyetleri yatırımcı karşılıyor.  Elektrik hattı projesi masrafını da biz ödüyoruz. Üstüne de devlete teminat ödeyip elektriği öyle kullanabiliyoruz.

 

Madenciler tehdit olarak algılanıyor

Aşkale Çimento Erzincan Fabrika Müdürü Bekir Adıgüzel: Madenciler tehdit olarak algılanıyor ve çevre, sağlık, maden mevzuatları ile sıkı bir denetim altında bırakılıyor. AB'deki bütün kanun ve mevzuat birebir Türkiye'de de uygulanıyor. Maden ihracında EC belgesi alınması şartı var.  Bu mevzuatları yerine getirmek küçük ölçekli işletmeler için zor. Devlet MTA  kanalı ile yer altı kaynaklarını araştırıp belirlemeli. Kaynak ile ilgili madenciyi bilgilendirmeli ve madencinin arkasında olmalı. Çünkü madenci bir defa batınca ikinci girişimde bulunamıyor. Rakıma bağlı enerji teşviki verilmeli. Türkiye'de

yolların beton ile yapılmasını istiyoruz. Böylece bölge kaynakları kullanılır, dışa bağımlılık azalır ve istihdam yaratılır.

 

Yeni maden kanunu ile sorunlarımız arttı

Ağaoğlu Toprak Sanayi  Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Dalar: Erzincan'da tuğla fabrikası işletiyoruz. Yeni maden kanunu çıkmadan önce istediğimiz yerden istediğimiz malzemeyi alıyorduk. Yeni kanun ile birçok sorun yaşadık. Erzincan tuğlası bölgede önceden rağbet görmüyordu. Biz kaliteli hammaddeyi Tunceli'de bulduk. 100 bin TL masraf yaparak ruhsatımızı aldık ve tuğla imalatına başlamak için toprak çekeceğimiz sırada üretimi durdular. Köylülerin şikayet dilekçesi ile orman iznine takıldık. 10 yıllık ruhsatımız olmasına karşın köylü ile 1 yıl sahada çalışma yaparak ihtiyacımız olan hammaddeyi alıp, sahayı boşaltmak için anlaştık. Sonra bütün haklarımızdan vazgeçerek sahayı terk ettik. Bizim kullandığımız hammadde değerli bir maden değil. Maden kapsamına alındığı için şartlar bize çok ağır geliyor.

 

Kalkerin kullanıldığı alanlarda pazar sıkıntılı

İşbirlik Hafriyat sahibi Ahmet Tuygun: 2004 yılından beri kalker sektöründeyiz. Sadece Erzincan'a çalışıyoruz. Erzincan'da bu ürünün kullanıldığı alanlarda pazar sıkıntısı var. Kalkeri betonda kullanmaya geçen yıl başladık. Beton santrallerinde, 2005'te Türkiye genelinde KÖYDES projesi- 2006 da BELDES projesinin yol yapımında alt temel malzeme olarak mıcırda kullanıldı. 2010 yılında asfaltta, Erzincan Havaalanı'nda pist başlarındaki betonda, geçen yıl  hazır betonda kullanmaya başladık. Erzincan'da beton piyasası 250-300 bin metreküp civarında. Bizim dışımızdaki beton santralleri doğal malzeme kullanıyor.

 

Mühendisin ocakta  yapacağı fiili bir işi yok

Ermersan Mermer Fabrika Müdürü Ulvi Sina Sanalan: Sektörde denetim sıkıntısı var. Ocaklarda istihdamı zorunlu olan mühendislerin ocakta fiiliyatta yapacakları bir işi yok ve işletmecilere genelde külfet oluşturuyorlar. İşletmede sadece prosedür gereği bulunduruluyor.  Avrupa standartlarına yakalamaya çalışıyorsak iş anlamında  fiiliyatta uygulama yapmamız gerekir.

 

Maden meslek okulu açılması için çabaladık

Anagold Madencilik Basın Danışmanı Halil Yüksel: Tesisimiz İliçte. Yerel gazetede Erzincan'da madencinin en büyük sorununun uzman kişilerin olmaması olduğunu yazdım. İliç'e 2 yıllık maden meslek okulu açılması için çabaladık. Yerel gazetede sık sık bu konu ile ilgili yazılar yazdım. Bu yazıların suretlerini YÖK'e Cumhurbaşkanlığı'na gönderdik. İliç'te okuyan öğrencilere şirket olarak burs veriyoruz.

 

Kentin sanayi altyapısı hazır, OSB'de 54  firma üretim yapar konumda

Erzincan OSB Müdürü Ergül Kolak: Teşvik yasaları uzun vadeli olmalı. Teşvik yasası kapsamındaki yatırımcı buraya çok kısa metrajlı rotalarla gelmiyor. Yasalar olaylara çok genel bakıyor. OSB'de ahşap sektöründe faaliyet gösteren  firma ile maden firmasının faydalandığı yasa birebir aynı ama talepler maalesef çok farklı. Erzincan kendi konseptindeki illere göre sanayi  altyapısı hazır, yatırımcıya sunabilir konumda olan bir il. Karma bir OSB'miz olmasına rağmen belli sektörlerde oluşumlar sağlandı. Altyapısı hazır bir OSB olduğundan dolayı dışardan da talep geliyor. 256  sanayi parselimiz vardı. 22 tane sektör belirlendi. Bu 22 sektörden 54 tane firma üretim yapar konumda. 8 firmamızın inşaatı sürüyor. 35  firmaya yer tahsisi yapıldı ve proje çalışmalarıdevam ediyor.  İşletilen firma sayısı bakımından yüzde 50 doluluğa ulaşmayı hedefliyoruz.

 

Öncelikle karayolu tonaj sınırlamasına önlem alınsın

Erzincan Bilim Sanayi ve Teknoloji Şube Müdürü Şemistan Erdoğan: Madencilerin karşılaştığı ana sorunlardan birisi maliyet. Madenci, madeni işlemek için yol, elektrik, su gibi altyapı çalışmalarını tamamlıyor. Ürününü limana ulaştırana kadar yüksek bedeller ödüyor. Erzincan'da öncelikle  karayolu tonaj sınırlamasında bir tedbir alınması, ikincisi ise KDV oranları bölgesel teşvik kapsamında aşağı çekilmesi ve altyapı çalışmalarına destek olunmalı. Yakın zamanda gerçekleşecek olan Erzincan-Erzurum demiryolunun Trabzon'dan geçmesi için planlanan proje ile limana ulaşım hızlanacak. Doğu Anadolu'daki madencilere bölgesel pozitif ayrıcalıkların getirilmeli.



Kaynak : Lojistik Hattı