Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / RO-LA MASKARALIĞI

RO-LA MASKARALIĞI

RO-LA MASKARALIĞI08.03.2013

Bazen kendimizi günlük rutinlere o kadar kaptırıyoruz ki, uluslararası kurumsal düzenlemelerin bize uygulanmayan kolaylıklarını tekrar görebilmek için başkasının iğne batırarak bizi zıplatması gerekiyor.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında tesis edilen Gümrük Birliği'nin ekonomik etkilerinin araştırılması ve olası modernizasyon imkânlarının değerlendirilmesi amacıyla, Avrupa Komisyonu tarafından Dünya Bankası'na "Türkiye-AB Gümrük Birliği'nin Değerlendirilmesi" konulu bir çalışma yaptırılıyor. Söz konusu çalışmanın temel amacı, Gümrük Birliği'nin ticaret, yatırım ve genel olarak refaha katkısını değerlendirmek ve mevcut sistemdeki kısıtlamalar ve bunların ortadan kaldırılmasından elde edilecek kazançları tespit etmek. Bu amaçla görevlendirilen Dünya Bankası uzmanları Türkiye'de çeşitli sektör temsilcileri ile görüşüyor. Uluslararası karayolu taşımacılarının temsilcileri de görüşme yapılanlar içinde yer alıyor. Görüşme sırasında anlatılan "Avusturya geçişleri" Dünya Bankası uzmanlarını hem güldürüyor hem de şaşırtıyor. Temsilcilerin "Bu uygulama bırakın Türkiye - AB Gümrük Birliği'ni, GATT'ın 5'inci maddesinin açıkça ihlali! Nasıl bu uygulamaya karşı çıkmıyorsunuz?" sorusu karşılıksız kalıyor.

 

2000'li yılların başında Avusturya, uluslararası karayolu taşımacılığına kısıtlama getiriyor. "Ekolojik denge", "çevre kirliliğinin önlenmesi" gibi kutsal gerekçelerle "yabancı plakalı taşıtlar ya Ro-La trenleri ile Avusturya üzerinden geçer ya da yüksek yol geçiş ücretleri ödeyerek karayollarımı çiğner" diye dayatıyor. Türk nakliyecileri de çaresiz uyuyorlar bu düzenlemeye. Ya Slovenya'nın Maribor kentinden ya da Macaristan'ın Szeged kentinden Ro-La trenlerine binmeye başlıyor ve Avusturya'nın Almanya sınırına yakın Wels kentinde trenden iniyor. Avusturya devleti de kendi demiryolları işletmelerini teşvik için kendilerine bazı sübvansiyonlar sağlıyor. Aynı Avusturya devleti nedense TIR kamyonlarının plakaları kendi ülkelerine ya da AB üyesi ülkelere ait olduğunda "ekolojik denge"yi göz ardı ediyor.

 

Gel zaman git zaman, 2004 yılında Polonya, Macaristan, Slovakya, Slovenya ve Çek Cumhuriyeti, 2007'de de Bulgaristan ve Romanya AB'ye tam üye oluyor. Avusturya'nın doğusunda bir tek üyelik müzakereleri yılan hikayesine dönen Türkiye kalıyor. Ro-La hattını işleten ÖKOMBİ, "devlet sübvansiyonlara son verdi ve hat boşaldı" gerekçesiyle 2012 yılında Szeged- Wels RO-LA hattını kapatıyor. Tüm yük Maribor - Wels hattına biniyor. ÖKOMBİ'nin nazı iyiden iyiye artıyor: "hareket saatinden 12 saat önce rezervasyon yaptırmazsan trene binemezsin" gibi çağdaş piyasa ekonomisinin tüm gereklerini yerine getiriyor! Yol geçiş belgeleri kontenjanını 15 bin araçtan daha fazla çıkaramayan Türkiye, nakliyecisine tek seçenek olarak Ro-La hattını işaret ediyor. Yıllık 28 bin araç taşıma kapasitesine sahip Maribor - Wels hattında tren bileti bulan nakliyeciler ise havalara sıçrıyor!

Şimdi Avusturya yetkililerine sormak lazım:

-GATT Anlaşması'nın 5 inci maddesinin 2'nci fıkrasında yer alan "Her akit taraf diğer akit tarafların topraklarındaki en uygun yollar üzerinden transit taşımacılık yapmakta serbesttir" hükmü sizi bağlamıyor mu?

-Diyelim ki, GATT Anlaşması ile kendinizi bağlı hissetmiyorsunuz. Türkiye ile AB Arasında Gümrük Birliği Tesis Eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının ithalat ve ihracatta "eş etkili önlemleri ve miktar kısıtlamalarını" yasaklayan 5 ve 6'ncı maddesine atıf yapan 7'inci maddesindeki, "5 ve 6'ncı maddelerin hükümleri genel ahlak, kamu düzeni veya kamu güvenliği; insanların, hayvanların veya bitkilerin sağlığının ve yaşamının korunması; sanat değeri veya tarihi yada arkeolojik değer taşıyan ulusal varlıkların veya sınai ya da ticari mülkiyetin korunması gerekçesiyle malların ithalinin, ihracının veya transit geçişinin yasaklanmasını veya kısıtlanmasını engellemez. Ancak bu yasaklar ve kısıtlar taraflar arasındaki ticarette keyfi bir ayrım aracı veya örtülü bir kısıtlama oluşturamaz" hükümlerini de mi göz ardı ediyorsunuz?

-TIR kamyonlarının yollarınızdan geçmesi genel ahlakınızı mı, kamu düzeninizi mi, insan, hayvan veya bitki sağlığınızı mı bozuyor?

-Uygulamanız "keyfi bir ayrım aracı" veya "örtülü bir kısıtlama" değilse nedir?

-"TIR kamyonları ekolojik dengemizi bozuyor" tezini ileri sürüyorsanız neden AB üyesi ülkelerin kamyonları vızır vızır yollarınızdan geçiyor?

Bu sorulara yanıt aramaksızın, Türk nakliyecisinin karşısına çıkarılan bu "açık tarife dışı engel"le mücadele etmek yerine, "şu Ro-La hattındaki tren sayısını artırmak için hangi girişimlerde bulunalım" tarzı bir yaklaşımı doğru bulmadığımı belirtmek isterim.

Cahit Soysal/Transport