Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, tehlikeli yüklerin kara, deniz ve hava yoluyla taşınmasında kullanılan basınçlı kapların, tehlikeli madde taşıyan kapların, ambalajların, testlerinin standardizasyonunda yetkinliğin Türk Standartları Enstitüsü'nün eline geçtiğini bildirdi.
Yıldırım, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile iki bakanlık arasındaki ''Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında Kullanılan Ambalaj, Kap ve Tankların Test, Sertifikalandırma ve Muayenelerinin Yapılması Hususunda Yetki Devri Protokolünün'' imza törenine katıldı. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, önemli bir işbirliğini gerçekleştirdiklerini belirterek, Türkiye'nin bir alanda daha dışa bağımlılıktan kurtulduğunu vurguladı. Yıldırım, tehlikeli yüklerin kara, deniz ve hava yoluyla taşınmasında kullanılan basınçlı kapların, tehlikeli madde taşıyan kapların, ambalajların, testlerinin standardizasyonunda yetkinliğin Türk Standartları Enstitüsü'nün eline geçtiğini kaydetti.
-''Bize numara çekmeyin''-
Kimyasalların ve türevlerinin taşınması için ayrı ayrı kurallar konulduğunu, bu kuralları sağlayacak geminin yapımının onayıyla ilgili kararın diğer ülkelerin verdiğini ifade eden Yıldırım, bir anısını şöyle anlattı: ''Tersanede mühendisken yangın geciktirici halı ve yangın geciktirici panel yapımı konusu vardı. 'Bunda ne var, biz yaparız' dedik. İDO da koltuk yapacağız, millet zannediyor ki bu mobilya mağazasından alınıyor. Öyle bir şey yok. Kumaşı, tahtası, metali hepsinin ayrı ayrı sertifikasyonu var, tip onayı var. Bir arkadaşımız, 'ben bu yanmaz panelleri yapacağım, yabancılara kucak dolusu para vermekten bıktım' dedi. Bir tahta parçası metrekaresi 200 avro, 500 avro, halbuki beşte birine burada yapabiliyorsun. Malzemesi, nasıl yapılacağı belli. Ama birisinin 'tamamdır kullanabilirsin' olurunu vermesi lazım. Danimarka'da test ediliyor, olmadı bir daha gidiyor. 3 sene git gel, git gel. 'İnat da bir murattır' dedi arkadaşımız, 5 senede tip onayını aldı ve gemi inşaat sektörüne 5 kat pahalı satan firmalar küt diye 5 katın altına düştü. Niye- Burada yapılıyor. Teknolojiye sahip olabilirsiniz her şeye vakıf olabilirsiniz ama onu kabul ettirmeniz önemli. Burada biz de yetkiniz bu işi biz yapıyoruz onayını da bizim bağımsız kuruluşlarımız yapıyor. Biz buna BM numarasını da veririz. Her türlü numarayı da veririz. Bize numara çekmeyin, işin özü budur.''
Başkalarının mukayeseli üstünlük alanının ortadan kaldırıldığını belirten Yıldırım, ''Kendi kaynaklarımızla, insan kaynağınızla, kendi yetkinliğimizle 'bu işi biz yaparız' diyoruz. Böylece zaman tasarrufu sağlıyoruz, maliyetlerimizde ciddi iyileşme sağlıyoruz'' diye konuştu. Son birkaç yılda Türkiye'de çok gelişme olduğunu bildiren Yıldırım, teknolojide çok gelişmiş ülkelerin kendi ülkelerinde bunun sürdürülebilir olmadığını görünce Orta Asya, Afrika coğrafyasına var olabilmek için Türkiye'de konuşlanmayı tercih ettiğini, Türkiye'deki kuruluşlarla işbirliği yapma yoluna gittiklerini söyledi.
''Hepten kaybetmektense işin bir yerinden tutmanın daha akıllıca olduğunu kabul edip, bu anlamda Türkiye'yi üst kabul eden yüzlerce şirket oluştu'' diyen Yıldırım, her gün yeni bir şirketin bu şekilde çalışmak istediğini bildirdi. Türkiye'nin bugün katma değerli teknolojik üstünlüğü olan ürünler yapma konusunda hiçbir probleminin olmadığına dikkati çeken Yıldırım, ''Ama yapacağımız bu işlerin uluslararası alanda kabul edilmesi, tanınır olması ve yetkinliğimizin tereddüt edilmeden herkesçe saygıyla karşılanması. Bugün yaptığımız iş bunlardan bir tanesi'' dedi.
-''Protokolü çok önemsiyorum''-
Ülke değerleriyle, ülkenin imkan ve kabiliyetleriyle, küresel yetkinliği arttıracak bir iş yaptıklarına dikkati çeken Yıldırım, bu nedenle bu protokolü çok önemsediğini söyledi. Tehlikeli yüklerin taşınmasıyla ilgili Tehlikeli Mallar ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü'nün kurulduğunu anlatan Yıldırım, bu genel müdürlüğün çalışması hakkında bilgi verdi. 2014 yılında Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) bu konudaki donanımını bitirmiş olacağını ifade eden Yıldırım, TSE'nin her türlü testi yaptıktan sonra onayı vereceğini ve bunun her yerde geçerli olacağını vurguladı. Yıldırım, ''Siz yapacaksınız bunu biz tamamlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, diyecek ki, 'bu bizim adamlarımızın işidir, kurallara uygun yapmıştır, laf etme kardeşim, bırak bu işleri.' Bunu nasıl dersiniz- Güçlü olursanız dersiniz. Türkiye yıllarca bunu söyleyemedi. Bugün söyleyebilecek güce erişti. Bu güç, refahtır, istikrardır, güvendir, bunların sonucu Türkiye bugün dünyanın krizini, ekonomisini, geleceğini konuşan 20 ülkenin içinde yerini aldı. Hedefimiz, 10 yıl sonra 10 ülke içinde yerimizi alalım, bu işlerde daha da etkin olabilirim'' diye konuştu.
Türkiye'nin sömürgeci bir anlayışının olmadığını, sömürgeci anlayıştan dolayı dünyanın kriz yaşadığını ifade eden Yıldırım, küresel ve bölgesel işbirliğinin gelişmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin mukayeseli üstünlük sağlayacak stratejik ürününün olmadığını ancak, dinamik insan gücünün bulunduğunu anlatan Yıldırım, ''Önemli olan bunu yerli yerinde kullanmaktır. Bütün çalışmalar bunu hedefliyor'' dedi.
Ticaret fazlası olan ülkelerin insanlarının mutsuz, temel ihtiyaçlara muhtaç olduğunu, bunun beceriksiz yönetimden kaynaklandığını belirten Yıldırım, ''Refahı topluma, millete mal edemezseniz, idare ettiğiniz ülkenin insanlarına güven veremezsiniz hiçbir şey yapamazsınız. Türkiye bunun en güzel örneğini son 10 yılda gösterdi'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından TSE Başkanı Hulusi Şentürk ile Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak protokolü imzaladı.
Engellilere Yönelik Farkındalığın Artırılması
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde yürütülen hareket kısıtlılığı olanların taşımacılık hizmetlerine erişimini sağlayacak AB Projesi İstişare Toplantısı da, Hilton Otel'de yapıldı. Bakan Yıldırım, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, engellilere yönelik yapılan çalışmaların başarıya ulaşmasında en önemli etkeni, farkındalığın artırılmasının oluşturduğunu ifade etti. ''Farkındalık olgusunu; engelli, engelsiz tüm bütün vatandaşların hizmete erişmede aynı hakka sahip olduğu gerçeğini, toplumun bütün kesimlerine yayabilirsek, 10 milyona yakın engelli vatandaşı her yerde görmeye başlarız'' diyen Yıldırım, AB destekli bu projenin, farkındalığı artıracak, tüm paydaşları konunun içine çekecek bir proje olduğunu ifade etti.
Projeyle, havaalanlarında, demiryollarında, karayollarında, sokaklarda düzenleme yapmayacaklarını, zihinlerdeki engelleri kaldıracaklarını belirten Yıldırım, projenin en büyük çıktısının bu bilincin oluşturulması olduğunu kaydetti. Son 10 yılda engellilerin yaşamın içinde daha fazla yer almasını sağlamak, toplumda bu konuda bilinç oluşturmak için daha çok çalıştıklarını anlatan Bakan Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bu konuda derli toplu bir yasamız yoktu. Gerekli yasal düzenlemeyi yaptık. Bu işe bakan, sosyal politikaları destekleyen bir bakanlık oluşturduk. 61. Hükümetin en önemli yeniliği budur. Engelliler, yaşlılar, gaziler, dul ve yetimler, soysal desteğe ihtiyacı olan tüm kesimler için bir dizi çalışma yapıldı. 2002 yılında sosyal destekler için yapılan harcama 1 milyar 400 milyon lira civarındaydı. Bugün itibarıyla bu rakam 20 milyar lirayı aştı. Muazzam bir değişim.
Sosyal devlet; engelli, engelsiz tüm vatandaşlara layık olduğu hizmeti vermektir. Bizde bakanlık bünyesinde çalışıyoruz, 'biz de varız' diyoruz.'' Hareket kısıtlılığı olan vatandaşların, ulaşıma erişimini kolay hale getirmek için havaalanlarında, trenlerde ve garlarda tedbirler aldıklarını anlatan Yıldırım, engelsiz Havalanları ruhsat temininde yüzde 30 indirim uyguladıklarını ifade etti. Deniz taşımacılığında da tedbirler alındığını belirten Yıldırım, ''Sağolsun sektörümüz bu konuda bizi hiç geri çevirmedi'' dedi. Yıldırım 2002'de kamuda çalışan engelli sayısının 5 bin 777 iken, 2012 sonu itibarıyla bu sayının 27 bin 224'e çıktığını söyledi. Bakan Yıldırım, 2013'te de 8 binin üzerinde engelli vatandaşın kamuda istihdam edileceğini kaydetti.
Herkesin bir gün engelli olabileceğini ifade eden Yıldırım, ''Bugün engelsizim diye övünme, yarın sende engelli olabilirsin'' diye konuştu.
Herkesin, engellilere her zaman hayata tutunabileceği duygusunu vermesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, engelli Bir Türk sporcunun azmettiğini ve olimpiyat şampiyonu olduğunu hatırlattı. Görme engelli eski milletvekili Lokman Ayva'yı da örnek gösteren Yıldırım, ''Bana az çektirmedi bu konuda, THY'de, trenlerde sorun olsa anında tepemde. Böyle böyle bizi terbiye etti. Biz damdan düşenden öğrendik, gerekli tedbirleri aldık'' dedi. Projenin, 3 milyon liralık çok da büyük olmayan bir bütçeye sahip olduğunu ifade eden Yıldırım, yine de farkındalığın oluşturulmasında önemli katkı sağlayacağına inandığını belirtti. Bakan Yıldırım, projenin ''zihinlerdeki engellerin kaldırılmasına'' vesile olmasını temenni etti.
Kaynak:Kamyonum