Sektöre yön veren çatı örgütleri yöneticileri lojistik sektörünün 2013 yılı gelişmelerini olumlu değerlendiriyor. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin, sektör açısından büyümenin ipuçlarını anlatırken “yeşil” uygulamalara da dikkat çekiyor.
Sanayi üretimi ve ticaretin önemli bileşeni olarak kabul edilen lojistik sektörü, 2012’yi son derece dinamik ve yatırımlarla dolu bir yıl olarak tamamladı. İhracatın kademeli olarak artışı sektörümüze olumlu yansıdı. Ancak sektörümüzün çetin rekabet koşulları kârlılık beklentilerini düşürüyor. Avrupa’da durgunluğun sürmesi, Ortadoğu’daki gelişmeler ve sekteye uğrayan ticaret, yüksek akaryakıt maliyetleri ve maliyete bağlı yoğun rekabet ortamı sektörün beklediği karlılığı yakalamasını engelledi. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin, işte böyle bir konjonktürde sektörün nasıl bir ivmeyle ilerlediğini anlatıyor…
2013 yılı sektör açısından geçen yıla göre kârlı olacak mı?
Teşvikler, özelleştirme çalışmaları, serbestleştirmeye yönelik adımlar, yabancı yatırımcı ilgisinin artması, dünya konjonktüründeki iyileşme sinyalleri, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı, bölgedeki konumunun güçlenmesi, çevre ülkelerdeki yatırımların, ekonomik ve ticari faaliyetlerin artması; Türk lojistik sektörünün bu bölge üzerindeki üstünlüğünü ön plana çıkararak,canlılık ve dinamizmi sürekli kılıyor. Ancak diğer taraftan Avrupa’da durgunluğun sürmesi, navlun ücretleri seviyesini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Yine sektörde artan fiyat bazlı rekabet ise firmaları karlılıkta zorluyor. Bu durum sürdürülebilir bir iş ortamı yaratmıyor. Gelişen Türkiye’nin özel sektör marifetiyle yapılacak yatırımlara ihtiyacı var. Bu çerçevede navlun ve karlılıkta artış beklentimiz sürüyor.
Yeşil ekonomi bazlı ürünler, sektörde kendine nasıl yer buluyor?
Dünyada ve Türkiye’de çevre sorunlarına ilişkin bilinç ve duyarlılığının artması ile birlikte alınan siyasi-ekonomik önlemler ve yaptırımlar taşımacılık ve lojistik sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Taşıma sistemlerinde daha çevreci modlar ön plana çıkarılarak, karayolundan ziyade intermodal taşımanın teşvik edildiği gözlemleniyor. Taşımalarda kullanılan araçların çevreye yaydıkları zehirli gazların etkisini azaltmak amacıyla ‘Euro’ normlu araçların kullanılması zorunlu hale getirilirken, diğer yandan hibrid teknolojisi ve alternatif yakıtların kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalar yürütülüyor.
Ancak yurtiçi taşımacılığın büyük oranda karayolu ile yapıldığı Türkiye’de ‘yeşil lojistik’ henüz çok yeni bir kavram. Demiryollarında elektrikli hatların artırılması, hızlı tren,kent lojistiğinde tekerlekli araçlardan raylı araçlara geçiş, Marmaray Projesi, eski model araçların trafikten çekilmesi adına atılan adımlar ve 20 yaş üstü araçların değişiminde ÖTV indirimine gidilmesi bu kapsamdaki çalışmalara örnek teşkil ediyor. Havayolu taşımacılığında çevreye daha az karbon salınımı yapan uçakların filolara eklenmesi, kamu ve ilgili kuruluşlar tarafından özendirici ve teşvik edici uygulamalara gidilmesi bu konuda temel adımlar sayılabilir.
Turkish Time Dergisi Lojistik Eki için
tıklayınız