Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Demiryolu / DEMİRYOLU KANUNUNU SEKTÖR NASIL DEĞERLENDİRYOR?

DEMİRYOLU KANUNUNU SEKTÖR NASIL DEĞERLENDİRYOR?

 DEMİRYOLU KANUNUNU SEKTÖR NASIL DEĞERLENDİRYOR?21.05.2013
Demiryolu taşımacılık sektörünün uzun süredir beklediği Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girdi. Özel sektörün önünü açacak ve uluslararası rekabette Türkiye’ye ivme kazandıracak olan kanunun yeni bir dönemin kapılarını açacağını belirten sektör temsilcileri, ilk adım atıldı, sıra pratikte diyor.

2005 yılında Avrupa Birliği Müktesebatı’na uyum kapsamında gündeme gelen, bugünkü adıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2007’de iki ayrı taslak kanun halinde görüşe açılan, 2012 yılında ise yeniden düzenlenerek tek bir taslakta birleştirilerek kamu ve sivil toplum örgütlerinin görüşüne sunulan Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi Hakkında Kanun 1 Mayıs 2013’te yürürlüğe girdi. Türkiye ulaştırma sektöründe önemli bir değişimi başlatacak olan 6461 sayılı kanun, demiryolu taşımacılığını yeniden canlandırıp, serbest, rekabetçi, ekonomik ve sosyal açılardan sürdürülebilir, AB mevzuatı ile uyumlu bir yapı oluşturarak sektöre çağ atlatacak.

Kanun ile TCDD altyapı işletmecisi olarak yeniden yapılandırılırken, tren işletmecisi olarak ise Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi (TCDD Taşımacılık A.Ş.) kuruldu. Kanun’daki en önemli değişiklik ise, TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş. dışında özel sektörün de altyapı ve tren işletmeciliği yapmasına imkan tanıması oldu. Kanunla, yabancı yatırımcılara demiryolu işletmecilik alanında Türkiye’de şirket kurmak ve istenilen yeterlilikleri sağlamak şartıyla faaliyet gösterebilecek. Şirketlerin, demir yolu altyapısı inşa etmek istemeleri halinde; yapacakları demir yolu altyapısının gerektirdiği taşınmazlar, kamulaştırma bedeli ilgili şirketten tahsil edilerek Bakanlık tarafından kamulaştırılacak ve belirtilen amaçla ilgili şirket lehine 49 yılı geçmemek üzere bedelsiz olarak irtifak hakkı tesis edilecek. Kullanım süresinin sonunda söz konusu taşınmazlar üzerinde inşa edilmiş bütün varlıklar başka bir işleme gerek kalmaksızın Hazine’nin mülkiyetine geçmiş sayılacak. Bu varlıklar için Hazine tarafından herhangi bir bedel veya tazminat ödenmeyecek. Demir yolunun; kara yolu, köy yolu ve benzeri yolla gerçekleşen kesişmelerinde demiryolu ana yol sayılacak ve geçiş üstünlüğü olacak.

Demiryolu taşımacılığı alanındaki tekel duruma son vererek serbest rekabet ortamı yaratacak olan kanun, sektörde de büyük bir heyecan yarattı. Kanunun demiryolu taşımacılık sektöründe uzun zamandır beklenen atalımın önünü açacağını, sektörün taşımacılık pastasındaki payını ’lere çıkarmasına katkı sunacağını belirten sektör temsilcileri, tüm bu hedeflerin gerçekleşmesi için bunun bir başlangıç olduğunu vurgularken, biran önce pratik adımların atılması gerektiğinin altını çiziyor.  

EROL ÇITAK:

TÜRKİYE’NİN LOJİSTİKTE MERKEZ OLMASINA KATKI SUNACAK

Demiryolu Düzenleme Genel Müdürü Erol Çıtak, kanuna dayalı olarak yapılacak mevzuat düzenlemeleri sonucunda özel sektörün de demiryolu ulaşımında söz sahibi olmasının sağlanacağını söylüyor. Demiryolu ulaştırması faaliyetlerinin serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapılmasının özel sektör açısından büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Çıtak şunları aktarıyor: “Rekabetin olduğu tüm ulaştırma türlerinde, -havayolu taşımacılığı örneğinde olduğu gibi- serbestleştirme sonrasında gerek yolcu, gerekse yük taşımacılığında büyük bir artış yaşandı. Demiryollarında da serbestleşme ile birlikte şirketler arasında yaşanacak rekabet, havayollarında olduğu gibi vatandaşa kalite ve ucuzluk olarak yansıyacaktır. Ayrıca tüm bu gelişmelere paralel olarak yapılacak yeni lojistik merkezler ve kombine taşımacılık sayesinde ülkemizin demiryolu ve diğer taşımacılık türlerinde hem merkez üssü haline gelmesi hem de ulaşım koridoru olması gerçekleşecektir. Bu kapsamda özel sektörün demiryolu taşımacılığına (özellikle yük) ilgisinin büyük olacağı tahmin edilmektedir. Şu anda %2 olan demiryolu yolcu taşımacılığı payının 2023 yılı itibariyle ’a, %5 olan mevcut yük taşımacılığı payının da ’e çıkarılması hedeflenmektedir. Ancak, TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin ayrılma sürecinin kanunda hedeflenen sürelerde yapılması ve özel sektörün demiryollarında taşımacılık yapabilmesi için Genel Müdürlüğümüzün konu ile ilgili mevzuatları hazırlayarak uygulamaya geçirmesi ayrıca önem arz etmektedir. Bu bilinçle Genel Müdürlüğümüzce mevzuat düzenleme çalışmaları hızla devam etmekte olup, yakın bir gelecekte bir kısım mevzuatın yayınlama aşamasına gelmesi planlanmaktadır.”

Erol Çıtak, demiryollarının taşımacılık pastasındaki payının büyütülmesini sağlamak için hem kamunun hem de özel sektörün, birlikte hareket etmesi, özellikle uluslararası ilişkilere önem vermesi, Türkiye’nin lojistik merkez haline getirilmesi ve hızlı güvenilir taşımacılık yapması, özellikle AB’ye yapılan taşımalarda standartlara uygun ekipman ve personel kullanılmasının diğer önemli konular olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. 

SÜLEYMAN KARAMAN:

ÖZELLEŞTİRME DEĞİL, SERBESTLEŞTİRME

TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ise, kanunun Türk demiryollarının 157 yıllık tarihinde yeni bir dönemin kapısını aralayacağını söylüyor. 2023 perspektifi ve sektörün büyüme eğilimleri de dikkate alınarak hazırlanan kanunun, TCDD’nin yanı sıra demiryolu sektörü açısından da büyük yenilikler ve değişimler içerdiğini vurgulayan Karaman şunları aktarıyor: “Her şeyden önce kanun demiryollarının özelleştirilmesini değil, adından da anlaşılacağı gibi demiryolu sektörünün serbestleştirilmesi amacıyla yeniden yapılandırılarak yapısal bir değişim ve dönüşüme imkan tanımaktadır. Bu süreç içinde demiryollarının hem kendi yapısı hem de devletle olan ilişkileri ortaya konmakta ve yeniden düzenlenmektedir. Özel sektörün demiryollarında faaliyet göstermesini engelleyen mevzuatı ortadan kaldırarak demiryollarını serbestleştirmekte ve bu doğrultuda TCDD’yi yeniden yapılandıracaktır. Böylece, Türkiye serbest bir demiryolu işletmeciliği yasasına kavuşarak özel teşebbüslerin yeni demiryolu hatları inşası ve tren işletmeciliği yapmalarının önünü açmaktadır. Demiryollarında altyapı faaliyetinde bulunacak veya yolcu ve yük taşımacılığı yapacak özel kuruluşlar üzerindeki her türlü denetim, sertifika verme, fiyatlandırma benzeri faaliyetler, Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecektir. Altyapı işletmecisi olarak belirlenen TCDD, bu görevlerini uygularken, kamu ve özel tüm tren işletmelerine adil davranacak ve eşit mesafede olacak, görevlerini ayrımcı olmayan bir tarzda yerine getirecektir.”

Süleyman Karaman, özel sektörün demiryolu taşımacılığına ilgisinin büyük olacağını belirterek, “Kanun, yeni imkan ve fırsatlarıyla Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 itibariyle; şu anda %2 olan demiryolu yolcu taşımacılığı payını ’a, %5 olan mevcut yük taşımacılığı payını da ’e çıkaracak. Demiryolu sektöründe ülkemizin dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmesinde de en büyük etken olacaktır” diye konuşuyor.

SÜLEYMAN YAVUZ:

EN BÜYÜK KAZANÇ SEKTÖRÜN REKABETE AÇILMASI

Demiryolu Lojistik Genel Müdürü ve TCDD Hareket Dairesi eski Başkanı Süleyman Yavuz, kanun ile birlikte 2013’ün Türk demiryolu sektörünün yeniden doğuşu, ulaştırma sektöründe hareketliliğin ve çeşitliliğin başladığı bir yıl olacağını söylüyor. Türk demiryolu sektörünün 157 yıllık kurumsal tekel yapısının kökten değişeceğini vurgulayan Yavuz, yeni kurulan Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü kadrosunun, doğal olarak hayli zorlu, karmaşık ve kontrol edilmesi gereken bu süreci başarı ile yürütebilecek heyecan ve altyapıya sahip olduğunu belirtiyor. 

Demiryolu çalışanlarının değişim sürecindeki yerine ve önemine değinen Yavuz şunları aktarıyor: “Demiryollarında teknolojik gelişim hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın en etkili faktör insandır, çalışanlardır. Demiryolu Meslek Okulu’nu bitirdikten sonra TCDD’nin çeşitli kademelerinde 42 yıl görev yaptım. Son 10 yıldır da masanın özel sektör tarafındayım ve TCDD’den hizmet alıyorum. TCDD çalışanlarını çok iyi tanıdım. 150 yılı aşkın kurumsal kültür, onlara güçlü bir dayanışma, ileri görüş, fedakarlık ve çalışkanlık gibi ortak bir özellik kazandırmış. Geçmiş hükümetlerin yanlış politikaları sonucu demiryollarının gelişmesine imkan verilmediği dönemlerde dahi onlar, kurumu ayakta tutmak için canla başla çalıştılar. Fakat bir kısım siyasilerin kurum üzerinden nüfuz sağlamak amacı ile yaptıkları yanlış girişimler, liyakat sistemini alt eden kadrolaşmalar, bu arada Teftiş Kurulu’nun yanlış kullanılması, çalışan-çalışmayan farkını ortadan kaldırmış, bir kısım yöneticilerin karar verme ve inisiyatif kullanma yeteneklerini körelmiştir. Bu da kurumun geriye gidişini hızlandırmış, bu güne gelinmiştir. Bu günkü yöneticilerin bir kısmı, geçmişte siyasilerin yersiz müdahaleleri ve yöneticilerin yanlış uygulamaları sonucu bozulan sistemin etkisizleştirdiği kimselerdir. Yeni yapı içerisinde bunlar da yer alacaktır. Bu yöneticiler, daha dinamik, serbest piyasa şartlarına daha uyumlu, esnek ve seri hareket edebilen özel sektörle aynı koşullarda rekabet etmeye çalışacaklardır. Bu geçiş sürecinde doğal olarak bir uyumsuzluk yaşanacaktır. Altyapı işletmecisi olarak TCDD’nin ve tren işletmecisi olarak bağlı kuruluş TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin, başarılı olması için performansa dayalı bir liyakat sisteminin oluşturulması, çalışanların ücretlendirilmeleri ve ünvanlarında yükselmeleri ise bu sisteme uygun ve adil olmalıdır. Yeni düzenin temellerinin atıldığı bu günlerde geçmişteki hataların tekrarlanmasına fırsat verilmemelidir. Çalışanlar, rekabeti ne kadar iyi ve hızlı öğrenir ve serbest piyasa koşullarına ne kadar hızlı uyum sağlarsa, kurumun devlet üzerindeki yükü de o kadar çabuk hafifleyecektir. Yapısal reformun getireceği en büyük kazanç bu olacaktır.”

METE TIRMAN:

TEORİNİN PRATİĞE DÖNÜŞMESİ ZAMANI

Konsped Genel Müdürü Mete Tırman da, demiryolu taşımacılık sektöründe yaklaşık 6 yıllık uzun, sabırlı ve endişeli bir bekleyişin sonuna gelindiğini söylüyor. Türkiye’de demiryollarının serbestleşmesi doğrultusunda ilk adımın atıldığını vurgulayan Tırman, “Demiryolu taşımacılığı Türkiye’ de uzun zamandır beklenen atılımın içine mi girecektir? Yasanın çıkması demiryolu taşımasının 2023 hedefleri doğrultusunda taşıma pastasından ’lik paya sahip olmanın garantisi midir? Özel sektörün beklenen yaygın ve geniş katılımının önündeki engeller kalkmış mıdır? Modlar arasındaki denge kurulmuş mudur?” sorularına “Kanun, gidilmesi gereken yolun ilk adımıdır. Başka bir deyişle, bugün önümüzde çok daha önemli görevler durmaktadır. Artık teorinin pratiğe dönüşmesi zamanıdır” cevabını veriyor.

Kanun sonrasında oluşturulacak yeni yapı içerisinde kamunun taşımacı olarak var olmasının önemli ve kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu vurgulayan Tırman, “TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin sağlıklı mali ve yönetimsel bir yapıya ulaşması, aynı zamanda da serbest rekabetin kurallarına kolay uyum sağlayabilecek yönetim kadrolarından oluşması gerekmektedir. Diğer taraftan kamunun varlığı özel sektörün dezavantajı haline dönüşmemelidir. Bu yaşamsal durum, gerek finansal ve gerekse yönetimsel yapılanmada dikkate alınmalıdır. Serbestleşme ancak bu iki alandaki iyi planlanmış, ayrıntıda ele alınmış yönetmelik ve uygulamalar yoluyla doğru bir yolda gelişecektir” diyor.

Mete Tırman, böyle bir dönemde sivil toplum kuruluşlarına da çok önemli görevler düştüğünü belirtiyor. Tırman, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bir taraftan küresel deneyimlerin olumlu yanlarının aktarılması, tehlikelerinin de uyarıcı olarak vurgulanması gerekmektedir. Diğer taraftan ise, belki de daha da önemli olan yerel koşulların ve yapıların özelliklerini dikkate alan önermelerde bulunmak bu görevlerin başında geliyor. Bu görevin doğru bir şekilde ve zamanında yerine getirilebilmesinin yolu sağlıklı STK örgütlenmelerinden geçmektedir. Böylesi örgütlenmelerin çalışmalarını; üyelerinin bilgi birikimini doğru kanal ve yapılanmalarla doğru önermelere çeviren, sektörde bulunan diğer paydaşlarla örgütsel bazda görüş alış verişinde bulunan, sadece demiryollarına bakmayan, onun diğer taşıma modlarıyla ilişkilerinin önemini vurgulayan, doğruları söylemekten çekinmeyen, hatta bunları daha çok dile getirme sorumluluğunu duyan, serbestleşme sürecine kuşku ile bakan kesimlerin öne sürdüğü sakıncaları ve eleştirileri olanca ciddiyetiyle ele alan ve değerlendiren bir anlayışla sürdürmeleri gerekmektedir. Sorumluluklarımız büyüktür. Sürecin sonucunun geleceğe olumlu bir miras bırakmasının yolu, yukarıda belirtilen yapılanmaların sağlanması ve bu yapılanmalara sahip STK’ların bu süreci kamu ile birlikte yönetmesinden geçmektedir.”

F. ONUR UYSAL:

DEMİRYOLUNA YATIRIMLAR ARTACAK

Yeni kanun ile TCDD’nin özelleştirilmediğini, ancak kurumun tren işletmeciliği alanında özel sektörle rekabete gireceği bir dönemin başladığını vurgulayan Eksper Tren Taşımacılığı A.Ş. Proje Müdürü F. Onur Uysal, “Önümüzdeki yıllarda gerek müşteri iletişimi, gerekse kontrat yönetimi açısından daha profesyonel çalışan bir TCDD görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır” diyor. Yeni kanunun yatırımların da önünü açacağını söyleyen Uysal, serbestleşme süreciyle özel sektörün, akaryakıt, otomobil vb. yükler için vagon yatırımlarına gireceğini ve özel sektöre ait vagon sayısının hızla artacağını belirtiyor. Uysal, kanunun demiryolu taşımacılığında neleri değişeceğini ise şöyle sıralıyor: “Öncelikle müşteri odaklılık artacaktır. Bugüne kadar irili ufaklı tüm yüklere ve müşterilere aynı mesafede durmaya çalışan, müşteriye/yüke özel bir uygulamadan kaçınan TCDD, artık yüke özel çözümler ve fiyatlarla gitme hakkına sahip olacaktır. Bu da demiryolunun yeni müşteriler ve yükler kazanmasını sağlayacaktır. Özel sektörün, özellikle de lojistik firmalarının, ellerindeki yüklerin mevcut modlar yerine demiryolu ile taşınması projelerini daha yoğun olarak ele alacaklarını söylemek mümkün. Hizmet hızı, kalitesi ve maliyeti tümüyle kontrolleri altında olacağı için, yatırımlarının geri dönüşünü öngörmeleri mümkün olacak, bu da demiryoluna yapılacak yatırımları cesaretlendirecektir.”

OSMAN KÜÇÜKERTAN: YÖNETMELİKLERİN NELER GETİRECEĞİ ÖNEMLİ?

Kanunun tüm sektörü olduğu gibi kendilerini de etkileyeceğini belirten OMSAN Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, şunları aktarıyor: “Bilindiği üzere yasanın kabulü sonrası altyapı ve işletmecilik birbirinden ayrılacak, gerek altyapı kullanımı gerekse işletmecilik konularında yeni yönetmelikler ortaya çıkacaktır. Bugünden yönetmeliklerin içeriği konusunda yorumda bulunmak olanaksızdır. Esas olarak yönetmeliklerin neler getireceği önem arz etmektedir. Eski tarifelerin ortadan kalkacağı ve tarifeler konusunda yeni bir yapılanmaya gidileceği öngörülmektedir. Altyapı, lokomotif ve vagon kullanım bedellerinin, TCDD’nin lokomotif, vagon ve faal personelini bünyesine alan Demiryolu Taşımacılığı A.Ş.’nin başlı başına bir taşımacılık şirketi hüviyetine bürünecek olması sebebiyle bünyesinde mevcut lokomotifleri özel sektöre ne ölçüde veya hangi bedellerle tahsis edeceği ve blok tren fiyatlarının ne olacağı henüz belirsizdir. Bütün bu soruların cevabını almadan herhangi bir görüş bildirmek mümkün görünmemektedir. Sadece OMSAN değil, şu anda demiryolu taşımacılığı yapmakta olan  diğer tüm firmalar da bu soruların cevabını merakla beklemekte ve tablo netleşmeden herhangi bir yatırım kararı verememektedirler.” 

HAZIRLIK SÜRECİ UZARSA FAYDA YERİNE ZARAR VERİR

Mars Logistics Demiryolu Müdürü Erdin Erengül, kanunun demiryolu sektörünün önünü açtığını söylüyor.  Kanun ile üstyapı ve altyapının birbirinden ayrılmasının, demiryollarının daha fazla sorgulanabilmesine imkan sağlayacağına dikkat çeken Erengül, şunları aktarıyor: “Ancak bize göre esas zorlu dönem şimdi başlıyor. Eğer hazırlık süreci uzun sürerse, bunun fayda yerine zarar vereceği açıktır. Bundan sonra ki süreçte kanun ile ilgili yönetmelikler  ve yönergelerle alakalı çalışmalar yapılacak. Burada konuyla ilgilenen sivil toplum kuruluşlarının ve örgütlerinin de görüşlerinin alınmasının gerektiğine inanıyoruz. Özel sektörün demiryollarına ulaşımının ne şekilde olacağı, rekabetin ne şeklide düzenleneceği gibi konuların önümüzdeki kısa sürede açıklığa kavuşturulmasını bekliyoruz.”

Kaynak:Lojistik Hattı