Şûranın genelinde, karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu
sektörleri, kentiçi ulaşım, boru hatları, haberleşme ile havacılık ve uzay
teknolojileri temsilcileri "bizi izlemeye devam edin" mesajını açık
bir şekilde verdiler.
11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şûrası 5 -7 Eylül
tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezinde yapıldı. Şûrada sunulan sektör
raporları bir anlamda 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile hükümet programında yer
alan hedeflerin daha da ayrıntılı olarak yer aldığı metinler olarak
hazırlanmış. Bu yönüyle, "aa gerçekten öyle mi olacak" nidası yaratan
bir proje ile karşılaşmadım.
Kalabalık bir katılımın gerçekleştiği Şûra ile ilgili
izlenimlerim ise şunlar:
İlk gün 8.30- 10.00 arası "giriş ve kayıt
işlemleri" için ayrılmış. Ancak, bu süre organizatör şirketin
beceriksizliği nedeniyle yeterli olamadı. 1000 kişi birden kayıt işlemleri için
kapıya yığılınca ve banklarda bulunan 5 - 6 personel işlerini gereken etkinlik
ve hızda yapamayınca, açılış konuşmaları da programdaki gibi saat 10 da değil
11 de başladı. Yapılan bir anonsla kayıt için kapıda beklenmemesi ve kayıtların
daha sonra yapılaması istendi. Böylece kendini giriş kapısındaki kaotik ortamdan
sıyıran izleyiciler salona girebildiler.
Kayıt yaptırarak giriş kartını alan katılımcılara aynı
yerden değil arkadaki başka bir stanttan doküman çantası verilmesi ayrı bir
kargaşa yarattı. Bu çantalarda Şûrada tartışılacak konulara ilişkin sektör raporlarının
CD ortamında sunulması gülümsemelere yol açtı. Bazı katılımcılar, "madem
sektör raporları hazır, biz burada 3 gün boyunca neyi tartışacağız" diye
sormaktan kendilerini alıkoyamadılar.
"Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı"na 20'den fazla
ülkeden bakan ya da bakan yardımcısı düzeyinde katılımcı sağlanması sayın
Binali Yıldırım'ın uluslararası ulaştırma camiasındaki saygınlığını gösterdi.
Oturumu yöneten Bakan Yıldırım'ın konulara hâkimiyeti ve tüm ülke temsilcileri
üzerindeki etkisi tartışılmazdı.
Her konferansta olduğu gibi, protokolün konferans salonunu
terk etmesi ile birlikte yalaka takımı ve zoraki gelmiş bürokrat takımı da
toplantı salonlarını boşalttı. Mekân, gerçekten sunum yapmak isteyen veya bu
sunumlardan bir şeyler kapmak isteyenlere kaldı.
Şûranın aksamadan ilerleyebilmesi için kendini paralayan 5 - 10 bakanlık personeli dışında kalan bakanlık çalışanlarının
"izleyici" sıfatı dışında bir sorumluluk üstlenmemesi, üzücüydü.
Tüm oturumlarda yatırımlara ve bunların sunumlarına ayrılan
sürelerin uzunluğu, karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu sektörlerinde
faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin yakınmalarına yol açtı. Sektör
temsilcileri "yatırımlarla ilgili sunumlar yüzünden uygulamada
karşılaşılan sektör sorunlarını dile getirecek vakit bulamadık" tarzında
serzenişte bulundular.
Sunumlar arasında "haberleşme sektörü" oturumları
diğer sektör toplantılarından farkını gösterdi. İşin esasına bakıldığında,
haberleşme alanındaki gelişmeler diğer sektörlere göre parmak ısırtıcı
seviyelere gelmiş durumda.
Yemek ve kahve servisleri bir Şûradan beklenen düzeyde
değildi. Başkalarının haklarına saygı göstermeksizin yiyecek ve içeceklere
nasıl saldırdığımızı daha öncelerden tespit etmiş olan organizasyon komitesinin,
yabancı konuklar için ayrı bir "ağırlama salonu" tahsis etmesi
akıllıcaydı.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şûrası, 4 yılda bir tüm
sektör paydaşlarını bir araya getiren geleneksel bir yapıya dönüştü. Bu
yönüyle, tüm katılımcılara katkı sağladığı tartışılmaz. Küreselleşmenin bu
kadar hızlı yaygınlık kazanacağını 30 - 40 yıl önce kimse
öngöremiyordu. Ulaştırma ve haberleşme sistemlerinin akıl almaz sıçramaları,
dünyanın entegrasyonunu daha da hızlandırmaya devam edecek gibi görünüyor.
Dünya giderek küresel bir köye dönüşüyor. Şûranın genelinde, karayolu,
demiryolu, denizyolu, havayolu sektörleri, kentiçi ulaşım, boru hatları,
haberleşme ile havacılık ve uzay teknolojileri temsilcileri "bizi izlemeye
devam edin" mesajını açık bir şekilde verdiler. Küresel düzeyde oluşan bu
sinerjinin bizleri daha nerelere taşıyacağını yaşayarak göreceğiz. Son olarak
bizlere, izlemekten keyif aldığımız bu Şûrayı düzenleyenlere teşekkür etmek
düşüyor.
Cahit Soysal/Transport