Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, uluslararası anlaşmalar çerçevisinde zorunlu olan tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanılan ambalaj, tank ve kapların test sertifakalandırma ve muayene işlemlerinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE)'nün Türkiye'nin yetkili kuruluşu olarak atanması ile kademeli olarak 100 milyon Euro'ya varan tasarruf sağlanacağına işaret etti. Yıldırım, "Paramız burada kalacak. Bu işi bilen idare de ve sektörde yetişmiş kaynağımız oluyor." dedi.
TSE, 6 Mart 2013'de Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından uluslararası anlaşmalar çerçevesinde zorunlu olan tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanılan ambalaj, tank ve kapların test sertifakalandırma ve muayene işlemlerinde Türkiye'nin yetkili kuruluşu olarak atandı. Bu yetkilendirme ile daha önce ürünlerin yurt dışına göndererek belge alan Türk firmaları belgelendirme ve muayene işlemlerini ülke sınırları içerisinde gerçekleştirme imkanına sahip oldu. Başlatılan faaliyetler çerçevesinde pek çok firma TSE'ye tehlikeli madde taşmacılığında kullanılan ambalaj, tank ve kaplar için tasarım onayı ile Tehlikeli Maddelerin Karayoları ile Taşınması (ADR) araç onay sertifikası 'Ulusal Belge'lerini almak için başvuruda bulundu. Başvuruları sonuçlanan ilk 7 firma belgelerini, TSE'de düzenlenen 'Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında Kullanılan Araç, Tank ve Ambalajların TSE tarafından Test ve Belgelendirilmesi, İlk Belge Teslim Töreni’nde aldı. Törene Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Bilim Sanayi Teknoloji Bakanı Nihat Ergün katıldı.
BAKAN BİNALİ YILDIRIM: GE BELGESİ ALMAK İÇİN OT YOLDURDULAR!
Programda konuşan Bakan Yıldırım, Türkiye için ulusal bir ve yeni bir işin başlatılması vesilesi ile bu törenin gerçekleştiğini dile getirdi ve ADR'ye yönelik konvansiyonu Türkiye'nin kabul ettiğini açıkladı. Ülkelerin her tekonoji ürününü üretebileceğinin ancak, yapılan bu ürünün dünya tarafından tanınmasının önemli olduğunu altını çizen Bakan Yıldırım, "Bir ürün geliştiriyorsunuz, salıyorsunuz yola. Sınırı çıkınca durduruyorlar, 'şu onay şu belge lazım'diyerek sizi yarışın dışına bırakıyorlar. Ne yapacağız? Gel kardeşim. Danimarka, İsveç ve Avusturya'da yerler var. Bastır parayı, sonra Allah selamet versin. Gümrük Birliği'ne, Türkiye GE belgesi almak için ot yoldurdular. Çünkü bir gelir kapısı. Sistem dışında tutmanın yanı sıra bağımlı kaldırmaları hedefleri. 20-50-100 bin Euro'lar veriyoruz. Böyle bir gelir kapısı yok."
"FÜZEYİ NEREDEN ALACAĞIMIZA SİZ Mİ KARAR VERECEKSİNİZ"
Tehlikeli Maddelerin Uluslararası Taşımacılığı Türk Standarları(TSE) Onayı'nın sektörel bir hale geleceğine işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunu konvansiyonlara uygun ülkelerden almayacağız. Orta Doğu, Orta Asya'ya çevremizdeki ülkelere hizmeti verecek forma geliyoruz. Alan değil, veren. Teknolojiye muhtaç değil, teknoloji yapan ülke. Önemli olan bu. 'Paranız var alırsınız.' deniniyor. Ama bazen paranız olduğunda alamazsınız. Bir aranız bozulsun. Servet ödeyin, vermiyorlar. 1974'te elemizde birşey kalmadı. Ne yaptık, tersanelerimiz boş durmadı. Gemilerimizi kendimiz yaptık. Tornacılarımız motor yaptı. Çalıştı, muhtaç olmadık. Şimdi yedek parça üretiyorlar. Aslında, 1974'de yaşadıklarımızla Türkiye bir şeyi anladı: 'Teknolojiye sahip olacaksın. Bağımlılıktan kurtulacaksın.' Yoksa adamın iki dudağı arasında, herşey. 'Vermiyorum, kardeşim. Uçak vermiyorum. Füze vermiyorum.', 'Füzeyi oradan buradan alıyorsun' diye oradan afra, tafra yapıyor adam. Bu kararı sen mi vereceksin, ben mi vereceğim? Üç kat beş kat fazla fiyat vereceksin. Sonra 'Gel, burdan al.' diyeceksin. Yok böyle bir şey."
"UYGULAMA 2014-2018'E KADAR KADEMELİ OLARAK YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR"
TSE'nin uluslararası standartlar ve gözetim noktasında daha kat edeceği çok mesafenin bulunduğunu vurgulayan Bakan Yıldırım, yapılan büyük projelerde hala başka gözetim firmaları ile çalışmak gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını dile getirdi. Yıldırım, ADR işinin Türkiye'nin başını çok başını ağrıttığını ancak 2014'ten sonra düzenlemenin kademeli olarak yürürlüğe gireceğini bildirdi. Uluslararası taşımaların artık yılın sonuna doğru gerekli insan kaynak kapasitesini oluşturarak içerideki sistemi buna uygun hale getirileceğini açıklayan Yıldırım, "Yeni düzenleme, 2018'e kadar kademeli olarak yürürlüğe girecek. Ocaktan sonra, piyasaya giren bu uygulamayı, istiyoruz. Bunu, TSE yapacak. Bunun için alt yapımız mevcut.Bütün bu işleri yaparak, sektörün imkan ve kabiliyetleri nedir? Bunu önce gözden geçiriyoruz. Bizim idare olarak gücümüz, nedir? alt yapımız müsait mi buna bakıyoruz. Bu ikisini bir araya getirdikten sonra kararımızı veriyoruz." diye konuştu.
ERGÜN: TÜRKİYE TEKNOLOJİ ÜRETECEK KABİLİYETE SAHİPTİR
Bilim Sanayi Bakanı Nihat Ergün de TSE ve Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı arasında çok önemli bir konu ile ilgili bir protokol imzalandığını belirtti. Türkiye'de belirli bölgelerde özellikle tehlikeli maddelerin taşındığını kaydeden Ergün, bunların taşınma sistemleri ile ilgili belgelendirmenin, test ölçüm malzemelerinin yeterince geliştirilemelediği için yurt dışı kaynaklara sürekli başvurulduğunu dile getirdi. Türkiye'nin potonsiyelinin yeterince kullanamadığına da dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye bu gün yaptıklarından kat kat fazlasını yapma kabiliyeti vardır. Her açıdan her yönden. Türkiye yeterki kararlı ve cezur adımlar atsın. Bu adımlar atıldıktan sonra göreceğiz ki, biz de imkan ve kabiliyet vardır. Türkiye kendi uygularını, yapabilir. Bu uyduları fırlatma sistemini yapabilir. Bu imkan ve kabileyete sahiptir. Türkiye şimdi imkan ve kabiliyetini geliştirmiş, her alanda bu imkan ve kabiliyetleri arttıracak çalışmalar yapmaktadır. Yapılan bu iş bunun için küçük bir örneğidir. Bundan sonre Türkiye'de, tehlikeli maddelerin taşınması ile ilgili belgelendirme ve gözetim işlemleri tamamen bizim teknik imkanlarımız ve kabiliyetlerimiz çerçevesinde yürüyecektir. Bu açıdan son derece mutluyuz."
Programın ardından başvuruları sonuçlanan ilk 7 firma belgelerini, Bakan Yıldırım ve Bakan Ergün'ün elinden aldı.
Kaynak:Alomaliye.com