Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / “ZOR” LOJİSTİK

“ZOR” LOJİSTİK

“ZOR” LOJİSTİK28.02.2014
Hep Avrupa’daki krizin yaralarını sarmaya başladığını ve iyi geçmesine kendimizi inandırdığımız, bir noktaya kadar da fena da geçmeyen bir 2013’ü uğurlamaya hazırlanırken, Aralık ayı içerisinde ortaya çıkan pek çok gelişme ve iç hadiseler, bir anda ekonomiye ve yaşantımıza önemli ölçüde tesir etti. Daha iyi olmasını öngörmeye hazırlandığımız bir yıla da son derece karanlık bir tablo ile girdik. Geçtiğimiz haftalardaki bir yazımda, dövizdeki değişimden ve yaşantımızdaki etkilerimden söz etmiştim. Bu kez, lojistik sektörünün nasıl bir durum ile karşı karşıya kaldığını ve bizleri nelerin beklediğine değinmek istiyorum.

Özellikle sermaye sıkıntısı yaşayan firmalar için hayatın çok kolay olmayacağını ve 2014’de daha dikkatli davranmaları gerektiğini görmek için ekonomist olmaya gerek yok. Hayata biraz daha iyimser bakıp, aslında her şeye rağmen moral bozmak yerine, tam tersine tüm bu gelişmelerden fırsat çıkarabilip çıkaramayacağımıza odaklanmamız gerekiyor. Biliyorum çok klasik oldu ve belki de bugün yukarıda kurduğum cümlenin çok da değeri yok. Geldiğimiz bu noktada, ülkede gizli mi görünen mi bilemem ama bir ekonomik krizin olduğu muhakkak. 100 milyar dolar büyüklüğünde olan lojistik sektörü her geçen gün küçülmeye, yatırımlar durmaya, en önemlisi tüm reel sektör paniklemeye başladı. Bu hiç de iyi bir durum değil, ama öte taraftan siyasi istikrarsızlığın olduğu bir ortamda da, yatırım herkes için doğal olaraktır ki, bir risk taşıyor. 500 milyar dolar ihracat hedefine nasıl ulaşırızı tartıştığımız günlerin üzerinden daha çok az bir zaman geçti, belki yarın yine buna yönelik çalışmalara hız vereceğiz elbirliği ile ama sorun bugün ile ilgili. Sektörel bir tabir kullanmak gerekir ise, teker dönmeli ki, firmalar ayakta durabilsinler. Teker dönmeli ki, işsizlik, yüksek enflasyon, stagflasyon gibi riskler kapımızdan içeri girip yerleşmesinler. Neredeyse yanı başımızda yer alan bakkalın dahi talebin azalması ile hissedip etkilendiği bu krizden, ticaretin tam göbeğinde yer alan sektörümüzün etkilenmemesi elbette mümkün değildi ve etkilendi de. Krizin bu denli sert oluşu, başta otomotiv olmak üzere pek çok sektörün önemli bir sıkıntıya girmesi dış ticaret hacmini ve büyüme oranını aşağıya çekmeye başladı. Kimse sanmasın ki kurun yükselmesi, ticareti ve lojistiği olumlu etkiliyor; tam tersine olumsuz yönü daha fazla.

Ümitlerin hep yeşil kaldığı, Atalarımızdan aldığımız enerji ve cesaretin hiç tükenmediği mutlu ve başarılı bir gelecek dilemekten öte pek bir şey gelmiyor ne yazık ki elimizden…

Kaynak: Hakan Çınar / Dünya Gazetesi