Küreselleşen dünyada bulunduğu coğrafi konum itibariyle lojistik merkez olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin rekabette öne çıkması için sahip olduğu denizleri ve deniz taşımacılığını da iyi kullanması gerekiyor.
Son yıllarda verimli taşımacılığın en önemli unsurlarından biri uzun mesafelere taşınan büyük miktarlardaki yüklerin, ilk çıkış yeri ve son varış yeri arasında planlanan zamanda teslim edilebilmesidir. Tüm dünya bu verimliliği oluşturabilmek adına “modlar arasında” geçişe, işbirliğine yönelmiştir. Ülkemizin bulunduğu konum ve altyapı da taşıma modları arası geçişe uygundur. Bu açıdan, dünyanın tüm noktalarıyla bağlantı kurabilme imkânı sağlayan denizlerimiz de lojistik operasyonlarımız için her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.
Kıtalararası yük taşımacılığında, büyük miktardaki yüklerin önemli bir çoğunluğu denizyolu ile taşınmaktadır. Gelecek yıllarda da bunun değişmesi beklenmemektedir. Türkiye, denizyolu taşımacılığının bu büyük payından yararlanabilir, transit yük taşımacılığı için bir cazibe merkezi haline gelebilir.
Denizyolu taşımacılığında en önemli aktörler limanlardır. Özellikle lojistik operasyonlarda malların daha etkin akışının sağlanması için büyük konteyner gemilerinin ortaya çıkması, limanları daha gelişmiş tesisler olmaya dönüştürdü. Türkiye’de de son yıllarda özel sektörün devreye girmesiyle limancılık sektörü büyüme ve gelişmede dünya dinamiklerine paralellik gösterdi.
Türkiye, ekonomik gelişimi ve uzak bölgelerle artan ticaret hacimleri nedeniyle, toplam ülke taşıması içindeki konteyner taşımacılığı payını da sürekli artırmaktadır. 2013’te Türkiye limanlarında 85 milyon ton yük yaklaşık 8 milyon TEU konteyner içinde elleçlenmiş ve bu miktar limanlardaki toplam yük hareketinin % 22’sine denk gelmektedir. Bir önceki yıla göre de % 6’nın üzerinde artış gerçekleşmiştir. Denizyolu armatörlerinin her geçen yıl daha büyük kapasiteli, dev konteyner gemilerini hizmete alması, bu alandaki büyümenin devam edeceğinin göstergelerinden biridir. Tüm bu dinamikleri değerlendirdiğimizde denizyolu taşımacılığımız lojistik operasyonlarımız için önemli bir mod. Ancak denizyolu taşımacılığımızın gündeminde aşılmasını bekleyen önemli sorunlar var.
Bunlardan belki de en önemlisi Gümrük Yönetmeliği’nde yapılan değişikler. Yapılan değişiklikle gümrük bölgelerine denizyolu ile getirilen dolu konteynerlerin, iskele bağlantısı olmayan geçici depolama yerlerine alınmasına, bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmiyor. Bahse konu değişiklik sonucu, liman işletmeleri ve diğer kuruluşların limanların dışında kurdukları geçici depolama yerlerine konteynerle mal çıkartılamıyor.
Bu uygulamayla liman sahaları şimdiden doldu, bunun tersine mevcut geçici depolama yerleri atıl kaldı. Dolayısıyla hem liman tesislerimizin verimliliği düşmekte hem de artan masraflar dolayısıyla ithalat maliyetlerimiz yükselmekte. Yurt dışından gelen gerek komple gerekse de parsiyel konteynerler içindeki mallar ithalatçılarına teslim edilememektedir.
Ülkemizin liman içi alanları kısıtlı olan ve kimi yerde deniz ile şehir arasına sıkışmış limanlarımızın verimliliğine olumsuz etki edecek bu değişiklik iptal edilmeli. Söz konusu değişiklik gerçekleşene kadar da sıkışıklık yaşanan limanlarda maddenin içinde öngörüldüğü gibi mevcut zorunlu halden dolayı Bakanlık, bu limanlarla aynı gümrük idaresine bağlı geçici depolama yerlerine konteynerlerin alınmasına izin vermelidir.
Aksi takdirde limanlarda yaşanılan sıkışıklar ve buna bağlı olarak taşıma maliyetlerindeki artışlar direk sektörümüzü ve dış ticaretimizi olumsuz etkileyecektir.
TURGUT ERKESKİN / UTA KÖŞE YAZISI