Lojistik sektörü 2014 yılını nasıl geçirdi?
İçinde bulunduğumuz küresel koşullarda, tedarikçilerin ve
müşterilerin dünyanın her yerine yayıldığı pazarda en önemli unsur yüksek
kalitedeki en düşük fiyatlı ürünü zamanında teslim alabilmek, işte lojistik
bunu sağlıyor. Türkiye’de de lojistik sektörü dünyadaki benzer uygulamalara
paralel biçimde hizmetlerini çeşitlendirmiş ve uzmanlaşarak dinamik bir sektör
haline gelmiştir. Türkiye’nin 2023 için konulan 500 milyar dolarlık ihracat
hedefinde de kilit rol oynamaktadır.
Türkiye, stratejik konumu ile sektörün önüne ciddi bir
büyüme potansiyeli sunuyor. Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenlerinde doğal bir
köprü niteliği taşıyan Türkiye, ikili ticarette olduğu kadar, uluslararası
transit taşımacılık alanında da ön plana çıkıyor. Buradan doğacak potansiyeller
iyi değerlendirildiği zaman bizler net hizmet ihracatçısı olabileceğiz. Tüm bu
dinamikler çerçevesinde gönül rahatlığıyla büyüyen ve gelişen bir lojistik
sektörüne sahibiz diyebiliriz.
Bugün sektörümüz tüm taşıma modları ve tedarik zinciri
faaliyetleri kapsamında, 80 milyar doları bulan hacmi ile 3 bin civarında irili
ufaklı şirkete ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar sektörümüz, Irak ve
Suriye’deki problemler nedeniyle sıkıntılı günler yaşasa da, 2014 yılını yüzde
15’lik büyüme performansıyla geçirdi.
2015 yılında sektörün ne kadar büyümesini bekliyorsunuz?
Genel ekonomik gelişmeleri dikkate aldığımızda sektör
olarak, 2015’te de yine çift haneli bir büyüme hedefliyoruz. UTİKAD olarak
tahminimiz, artan kamu-özel sektör yatırımları paralelinde ticaret hacminin yükseliş
trendini sürdürmesi ve sektörün yüzde 18 oranında büyümesi yönünde. Lojistik
yatırımlar, teşvikler, artan dış ticaretimiz ve e-ticaretteki hızlı büyüme, bu
öngörümüzü destekliyor.
Türkiye'nin lojistik üs olabilmesi için yapılması gerekenler
nelerdir?
Ülke ve sektör olarak önümüzde ciddi bir büyüme potansiyeli
var. Dünyanın 19 uncu Avrupa’nın 7’inci büyük ekonomisi konumundaki Türkiye,
Avrupa Birliği ülkeleri içerisindeki en büyük genç nüfusu, ihracat potansiyeli,
küresel üretim merkezi olma hedefi ile çok uluslu şirketler için cazibe merkezi
konumunda. Yabancı sermaye, yatırım yapacağı ülkeleri ürettiği ürünleri tüketim
pazarlarına en düşük maliyet ve en kısa zamanda ulaştıracak lojistik
altyapılarına göre belirliyor.
Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin tam ortasında yer alan
ülkemizin, dünya lojistik sektörü pastasından önemli bir payı alabilmesi için
gerek özel sektörün gerekse de kamunun kendisinden beklenen avantajları
sağlayabilmesi adına yapması gerekli daha çok işler var.
Taşıma modları arasında daha ekonomik ve hızlı servisi
sağlayacak entegrasyon sisteminin oluşturulması, doğru yerlerde ve doğru
büyüklüklerde lojistik merkezlerin kurulması son yıllarda ciddi yatırımlarla
güçlendirilen altyapı çalışmalarının tamamlanması, tüm taşımacılık sistemleri
içinde intermodal taşımacılığın güçlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik alt
yapı ve mevzuat düzenlemelerinin sağlanması ve hizmet kalitesini hızlandıracak
mevzuat düzenlemelerinin hayata geçirilmesi yapılması gerekenlerin başında
geliyor.
Son yıllarda sektörümüzün kamu tarafından önemli destekler
aldığını söyleyebiliriz. 3. Havalimanı, 3. Köprü ve Marmaray gibi büyük
yatırımların yanı sıra Onuncu Kalkınma Planı, lojistik ve ulaştırma sektörümüz
için önemli hedefler içeriyor. Taşıma modlarına yapılacak yatırımların yanı
sıra kombine taşımacılığa özel vurgu da yapılmış durumda.
Lojistik sektöründe firmalarımız da çok kaliteli işler
yapmaktalar. Hatta bazı konularda dünya standartlarının da üstüne çıkarak “iyi
örnekler” oluşturduklarını görüyoruz. Ancak 2023'te 500 milyar dolar ihracat
yapmak, ihracatımızı yaklaşık olarak 3’e katlamak anlamına geliyor. Bu da
lojistik şirketlerinin de büyüme hızlarını 3’e katlaması ve yeni pazarlar
oluşturarak, daha iyi hizmet servisleri geliştirmesi gerek anlamına geliyor.
Onun için büyümenin sürdürülebilir olması lazım. Kamu, sivil toplum kuruluşları
ve özel teşebbüsler hep beraber 2015
yılında da sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.
Sektör açısından şirket birleşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektörümüze baktığımız zaman çok sayıda küçük firmamız var.
Pazarda yaşanan fiyat rekabetinde de özellikle küçük işletmeler finansal açıdan
zorlanıyor. Türkiye ekonomisi büyüyor, lojistik sektörü büyüyor. Bu büyümede
yatırım yaparak ya da birleştirerek küçük işletmelerimizin sektörde oyuncu
olarak kalmalarını sağlamamız gerekiyor. Türkiye'nin ekonomisi ve ticaretindeki
hareketliliğin artmasıyla yabancı firmaların sektörümüzde şirket satın almaları
ve birleşmeleri arttı.
Yabancı sermayenin sektörümüze ilgi duyarak irili ufaklı
firmalar ile ortaklık kurması ve Türkiye’ye doğrudan sermaye yatırımı yapması
güzel ancak burada mutlaka milli sermaye konsolundaki firmalarımızı korumamız,
kollamamız, beşeri sermayesini geliştirmesini desteklememiz lazım. Yurtdışına
baktığımız zaman kendi ülkelerimdeki lojistik firmalarına her zaman öncelik
veriyorlar. Bizde de böyle olması lazım. Piyasada bu anlamda bir miktar
zayıflık olduğunu söyleyebiliriz. Bizim arzumuz, Türk firmalarının kendi
aralarında birleşmeler yaparak ürün yelpazelerini geliştirmeleri büyümeleri ve
yabancı ülkelerde de yatırımlar yapacak seviyeye gelmesidir. Bu konuda son
yıllarda gördüğümüz güzel örnekler bizleri gururlandırmaktadır.
Kaynak : Pencere Dergisi