Genel Transport, proje taşımacılığında başarısını Bandırma’da EnerjiSA’nın Siemens ile beraber yaptığı doğalgazdan enerji üretim santralinin tüm taşımasını gerçekleştirerek ortaya koymuş durumda. Bu faaliyetle Genel Transport, proje taşımacılığı konusunda dünyada ‘şampiyonlar ligi’ne girmeyi başardı. Genel Transport CEO’su ve UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, HİZMETİX’e Genel Transport ve lojistik sektörüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Genel Transport olarak sunduğunuz lojistik hizmetlerinden bahseder misiniz? En iddialı olduğunuz alan hangisi?
Lojistik hizmetlerde taşımacılık kısmına baktığımız zaman tüm hizmetlerde iddialı olduğumuzu söyleyebiliriz. Karayolu, havayolu ve denizyolu taşımacılığı faaliyetlerimiz içinde eşit oranlarda yer alıyor. Hava taşımacılığında 2014, en başarılı olduğumuz yıllardan birisiydi. 2014’de o zamana kadar yapmış olduğumuz yatırımların büyük oranda geri dönüşünü aldık. 2014 yılını Türkiye’nin 8’nci büyük IATA kargo acentası olarak kapattık. Bu direkt olarak bizim işlem hacmimizle alakalı. Deniz taşımacılığında konteyner taşımacılığı şirketleriyle yaptığımız değerlendirmelerde ‘VIP’ müşteri pozisyonunda olduğumuzu söyleyebilirim. Ve onlarla yapmış olduğumuz ciro, kendileri nezdindeki sıralamamızı ilk 15’de gösteriyor. Bu da çok sağlıklı bir yapı bizim için.
Karayolu taşımacılığında belirli seviye segmentlere yönelik faaliyette bulunuyoruz. Üzerinde çok titizlikle durduğumuz bir Avrupa bacağımız var. Bu da Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere’den oluşuyor. Bizim en kuvvetli olduğumuz alanlar batı tarafında yer alıyor. Doğu tarafında da en çok çalıştığımız ülkeler İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan. Demiryolu taşımacılığına baktığımız zaman maalesef Türkiye’nin demiryolu taşımacılığıyla paralel giden bir yapı sözkonusu. Özellikle belirli projelere yönelik çalışıyoruz. BALO’nun satış acentası olarak bu konudaki faaliyetlerimizi BALO’yla beraber artırmaya ve geliştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’de olduğu gibi Genel Transport için de demiryolu taşımacılığının payı diğer taşımacılıklarla mukayese edildiği zaman yok denecek kadar az durumda.
“HAVAYOLU TAŞIMACILIĞINDA DÜNYADA EN ÇOK ÜLKEYE ULAŞAN 2’NCİ BÜYÜK FİRMAYIZ”
Hizmet verdiğiniz ülke sayısı hakkında bilgi verir misiniz?
Bu konuda geniş bir yelpazeye sahibiz. Hatta diyebilirim ki Türkiye’de bu kadar geniş bir coğrafyaya hitap eden sayılı firmalardan birisiyiz. Hemen hemen dünyanın tüm ülkeleriyle ithalat ve ihracat hareketimiz var. Burada Türkiye’nin ihracat ve ithalat yapısı da çok önemli. Türkiye’nin bugün ihracat yapmadığı ülke kalmadı. Biz de bu ihracat firmalarımızın en önemli lojistik partnerlerinden bir tanesi olarak bu konuda çok iddialıyız ve bizim dünyada mal götüremeyeceğimiz ve mal getiremeyeceğimiz hiçbir yer yok. Ağırlık olarak baktığınız zaman Türkiye’nin dış ticaretiyle çok paralel gidiyor. Almanya, İngiltere’yle olan taşıma hacmimiz Moğolistan’la aynı değil. Dolayısıyla bizim de yapımız içinde baktığımız zaman ağırlıklı ülkelerin Çin, Avustralya, Tayvan, Japonya gibi ülkeler, Yakındoğu’da Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler, Avrupa’da ise Almanya, İngiltere, Fransa ve daha ileride Amerika gibi ülkeler olduğunu görüyoruz. Genel Transport Türkiye’de en çok noktaya ulaşan Türkiye’den hareketle ihracat ve ithalatta en çok noktaya sahip firmalardan birisi.
Havayolu taşımacılığında dünyada en çok ülkeye ulaşan 2’nci büyük firmayız. Proje taşımacılığı hizmetlerinizi anlatır mısınız?
Proje taşımacılığı bizim uzun yıllardır geliştirdiğimiz bir taşıma şekli. Özellikle Türkiye’deki enerji yatırımlarıyla ilgili yaptığımız taşımacılık faaliyetleri bulunuyor. Bandırma’da EnerjiSA’nın Siemens ile beraber yaptığı doğalgazdan enerji üretimi santralinin tüm taşımasını gerçekleştirdik. Burada 500 tona yakın parçaları dünyanın değişik yerlerinden gemilerle Bandırma Limanı’na getirip buradan EnerjiSA’nın tesislerine götürdük. Bu faaliyet, proje taşımacılığı konusunda bizi dünyada ‘şampiyonlar ligi’ne soktu. Endüstriyel taşımacılık alanında yapmış olduğumuz bu proje toplamda 7 ay sürdü. Öncelikle gururla altını çizmek isterim ki bu süreçte hiçbir şekilde iş güvenliği ile ilgili problem yaşamadık, tüm projeyi sıfır hata ile yönettik. Proje kapsamında uzman ekibimiz toplam olarak 5 bin ton üzeri çeşitli boy ve ağırlılarda yük elleçledi. 7 gemi tahliyesi ile 500 ün üzerinde proje şantiyesine yönelik kamyon seferi gerçekleştirdik. Ciddi bilgi birikimi gerektiren 4 farklı 100 ton üstü taşımamız oldu. Bunların içinde 134 ton buhar türbini, 487 ton gaz türbini, 457 ton jeneratör, 356 ton trafo nakliyelerini gerçekleştirdik. 356 tonluk trafo köprü diye tabir etmiş olduğumuz özel ekipmanlar ile 24 metrelik mesafeden çalışacağı kaidenin üstüne santim santim kızaklar üzerinde kaydırılarak millimetrik mükemmelikte yerleştirildi.
Lojistik sektörünün genel değerlendirmesini yapacak olursak nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz? Sektörün başlıca sorunları nelerdir?
Lojistik sektörünün pek çok sorunları bulunuyor. En önemli sorunumuz gümrüklerdir. Türkiye’de anlayamadığımız bir uygulama var. Temelde gümrük müşavirliği yapan firmalara lojistik faaliyetlerde bulunma imkanı tanınıyor. Ama lojistik firmalarına A karnesi sahibi gümrük müşavirleri istihdam ederek gümrük müşavirliği hizmeti yapma imkanı verilmiyor. Bunun arkasında hiçbir mantıki açıklama göremiyorum.
Bununla beraber gümrüklerin yapısına baktığımız zaman yurtdışında kısa sürelerde tamamlanan gümrük hizmetlerinin Türkiye’de bu şekilde tamamlanamadığını görüyoruz. Gümrüklerde bürokrasi gecikmelere sebep oluyor, bu da maliyetleri artırıyor. Yurtdışından getirdiğimiz malları Türkiye’de geçici depolama tesislerine çıkartamıyoruz. Taşımacılıktan lojistiğe dönüşeceksek bunu topyekün yapmamız lazım. Gümrük mevzuatının da buna uygun olması gerekiyor. Burada ciddi aksaklıklarla karşılaşıyoruz.
Diğer problem; yetişmiş eleman. Lojistikle ilgili çok fazla okul var. Ama bu okullardan çıkan öğrencilerimiz maalesef sektörün ihtiyacını karşılayacak bilgi seviyesine sahip değiller. Kapasitenin iyi yönetilemiyor olması da diğer bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu kere gereksiz yatırımlar yapıldığını görüyoruz. Türkiye’de maalesef öyle bir yapı var ki, herkes kendi taşıma araçlarına sahip olarak kendi filosunu yönetmek istiyor. Bu da ister istemez gereğinden fazla araç sahibi olma sonucunu doğuruyor, fazla yatırıma neden oluyor.
Altyapıda ciddi sıkıntılarımız var. Demiryolunu Türkiye’de geliştiremiyoruz diyoruz, bizim en çok demiryolu taşımacılığı yapacağımız bölge Avrupa’yken bizim Avrupa’yla olan bağlantımız şu anda tamamen kesik vaziyette. Halkalı-Çerkezköy arasındaki demiryolu inşaatı, 3-4 ayda bitecek diye yola çıkıldı, 3,5 sene oldu, hala bitmedi. Biz kendi ülkemizde taşıma sürelerine limit koyuyoruz. Kendi damarlarımızı kendimiz kesiyoruz. Avrupa’dakilere bize engel koyuyorlar diye hiç kızmayalım. Biz kendimize engel koyuyoruz.
Genel Transport olarak kısa ve uzun vadedeki hedeflerinizi okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Geçen yıldan bu yana ürün gruplarına yönelik bir yapılanmaya doğru firmamızı geliştiriyoruz. Bu çerçevede belirlediğimiz birtakım sektörler var. Bunlar hazır giyim, hızlı tüketim malzemeleri, kimya, zamana duyarlı taşımacılık ve proje taşımacılığı vb. Bu segmentlerde kapasite ve kabiliyetimizi geliştiriyoruz. Bu yapılanmayı tamamladıktan sonraki hedefimiz, dünyadaki ana merkezlerde Genel Transport ofislerini açarak dünya ölçeğinde çalışmaya başlamak.
Kaynak: Hizmetix Dergisi