Küreselleşen dünyada bulunduğu coğrafi konum itibariyle lojistik merkez olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin rekabette öne çıkması için ulaştırma türleri arasında dengeli bir sistemi hayata geçirmesi gerekmektedir.
Gelişmiş ülkeler son dönemde ekonomik gerekçelerin yanı sıra çevresel sorunlar ile küresel iklim değişikliği nedeniyle de farklı taşımacılık türlerinin entegre bir şekilde kullanılmasını sağlayacak intermodal taşımacılık düzenlemelerine yönelmiş durumdadır.
Ülkemizde de demiryoluna verilen önem son yıllarda katlanarak artmış, sektörün geliştirilmesi ve altyapısının iyileştirilmesi öncelikli devlet politikası haline gelmiştir. Daha etkin ve verimli bir demiryolu taşımacılık sektörünün oluşturulması için, Türkiye’de uzun yıllardır devlet tarafından yürütülen demiryolu taşımacılığı 2013 yılında serbestleştirilmiş, özel sektörün bu alanda işletmecilik yapabilmesinin yasal altyapısı sağlanmıştır.
Demiryolu ulaşımının özel işleticilere açılmasıyla yenilikçi hizmetler sunulması demiryolunun pazar payının artmasına yol açacak, ülkemizin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında lokomotif görevi taşıyan lojistik sektörümüzün büyümesine de katkı sağlayacaktır. 2016 yılında bu geçiş sürecinin tamamlanmasıyla, bugüne kadar uluslararası taşımacılıkta demiryollarının yüzde 1 civarında olan payının daha da artacağını öngörmekteyiz.
Taşımacılık altyapısına yönelik kamu yatırımlarında en fazla pay demiryollarına ayrılmaktadır. Mevcut ray hatlarının yenilenmesi, taşıma araçlarının modernizasyonu gibi çalışmaların yanı sıra başta komşu ülkeler olmak üzere demiryolu ağı bulunan tüm ülkelerle karşılıklı olarak uluslararası demiryolu taşımacılığını geliştirmek için TRACECA, İpek Rüzgârı Blok Treni, Bakü-Kars-Tiflis demiryolu hattı, Marmaray gibi yatırımlar hayata geçirilmektedir.
Tüm bu dinamikleri değerlendirdiğimizde demiryolu taşımacılığımızın eskiye oranla daha iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz. Ancak demiryolu taşımacılığımızda hala üzerinde durulması gereken önemli noktalar mevcut.
Öncelikle demiryolu altyapı yatırımları yolcu ile birlikte yük taşımacılığı projeksiyonu ile hayata geçirilmelidir. Şu andaki yatırım planlarında bu konuda eksikler bulunmaktadır. Diğer yandan üretim merkezlerinin, organize sanayi bölgelerinin demiryollarıyla limanlara bağlanarak kombine taşımacılığımızın da geliştirilmesi gerekiyor. Ne yazık ki ülkemizde bulunan 284 adet Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen tümünün direk demiryollarına ve limanlara bağlantısı bulunmamaktadır. Aynı şekilde limanlarımıza bakıldığında Haydarpaşa, Derince, İzmir, Mersin gibi çok az limanda direk demiryolu bağlantısının olduğunu görmekteyiz.
Bölgemizde gerçekleşen transit taşımacılıktan da yeterli payı alabildiğimiz söylenemez. İlk olarak yapılması gereken şey BTK projesinin acilen tamamlanmasıdır. Diğer yandan Türkiye’nin bölgesel bir lojistik merkez haline getirilerek, dünya çapında en az iki taşımacılık koridorunun ülkemiz üzerinden geçmesi gerekmektedir. O açıdan önümüzdeki dönemde yeni koridorların hayata geçirilmesi en önemli hedeflerimizden birisi olmalı.
Dünya ticaretinin Kuzey – Güney ve Doğu – Batı eksenleride Türkiye önemli bir konumda. Bu çerçevede Çin ve Avrupa arasında Türkiye üzerinden geçecek bir taşımacılık rotası demiryolu koridorları ile şekillendirilebilir.
Bu koridorların oluşturulması, bir taraftan ülkemiz üzerinden geçen ticaret hacmini arttırarak lojistikte ölçek ekonomileri yaratmamıza fayda sağlayacak, bir taraftan da yapılan tüm alt ve üst yapı yatırımlarının atıl kalmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Bu sebeple; farklı taşımacılık türlerinin dengeli ve entegre bir şekilde kullanılmasını sağlayacak intermodal taşımacılığın geliştirilmesi için gerekli yasal ve fiziki düzenlenmelere odaklanmalı ve adımlar atmalıyız.
Taşıma modları arasında daha ekonomik ve sürdürülebilir hizmet sağlayan intermodal taşımacılık konusunda, Türkiye’de en güzel yatırım örneklerinden birinin UTİKAD’ın da ortakları arasında yer aldığı Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonlar A.Ş. olduğunu söyleyebiliriz. BALO Avrupa’nın büyük demiryolu tedarik firmalarından Rail Cargo Avusturya (RCA) işbirliğiyle 2016 yılında yeni hizmet noktalarına da hizmet vermeye devam edecek.
Bu tarz intermodal hatlar çoğaldığında sektörümüz taşıma maliyetlerinde daha avantajlı konuma geçecek ve ihracatçılarımız bundan olumlu yönde etkilenecektir.
Turgut ERKESKİN / UTA KÖŞE YAZISI