Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
“Sinyal ve elektrik işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren demiryollarını da
özel işletmecilerin kullanımına açacağız. Belirli bir bedel karşılığında burayı
kullanabilecekler” dedi.
Yıldırım, Bakanlığının 2016 yılı bütçesinin görüşülmesi
sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Yıldırım, bakanlıkların
sayıları ve görev alanlarıyla ilgili dünyada çok farklı yapılanmalar ve
örnekler bulunduğunu, hiçbir ülkede aynı olmadığını ifade ederek, “Bazen bizim
bakanlıkla ilgili, bir ülkede 2, bazen de 3 bakanlık olabiliyor. Fakat aksi
durumlar da var. Japonya’da bayındırlık, alt yapı, ulaştırma, turizm tek
bakanlık olarak hizmet veriyor. Japonya da 127 milyon nüfusu olan bir ülke”
diye konuştu.
Bakanlığın görev alanının geniş olduğuna dikkati çeken
Yıldırım, şöyle devam etti: “Şöyle bir artısı var, onu da görmek lazım.
Bakanlıklar ile alt sektörler arasındaki koordinasyonun sağlanması aynı
bakanlıkta olunca daha kolay oluyor. Mesela Karayolları daha önce Bakanlığımıza
bağlı değildi, sonradan bağlandı. Bağlandıktan sonra bunu daha iyi gördük.
Örneğin demiryolları, altyapı hizmetleri veya denizcilikle ilgili bir projeye
karar verdiğimiz zaman, bu bir liman, bir balıkçı barınağı veya bir tersane… Bunun
arka planı var. Arka planında demiryolu olacak, yol olacak. Dolayısıyla bunun
eş zamanlı olarak planlanması gerekiyor. Farklı bakanlıklarda olunca bu
koordinasyonu çok kolay sağlayamıyorsunuz. Buradaki değerlendirme ve zaman
farklarından maalesef projelerde bir olumsuzluk yaşanabiliyor.”
“BİR LOJİSTİK MASTER PLANI HAZIRLIĞI BAŞLATTIK”
Kombine taşıma işinin gelişen ekonomilerde taşıma
verimliliğini artırmak, maliyeti düşürmek açısından hayati öneme haiz olduğunu
vurgulayan Yıldırım, Türkiye genelinde lojistik altyapı itibariyle resmen
görevlendirilmiş bir bakanlık bulunmadığına işaret etti.
Lojistik kavramının Türkiye’de yeni olduğunun altını çizen
Yıldırım, “Fakat alınan bir kararla bu konuda Bakanlığımız pilot bakanlık
olarak kabul edildi ve ilgili diğer bakanlıklarla gerekli koordinasyon
yapılacak” dedi.
Öncelikle bir lojistik master plan hazırlığı başlattıklarını
vurgulayan Yıldırım, “Ancak bu arada da devam eden projeler var. Olması gereken
artık belirlenmiş projeler var. Bunları da dikkate alarak bu master plan
çalışmalarını yürüteceğiz” şeklinde konuştu.
Yıldırım, Çandarlı limanının altyapısının büyük oranda
tamamlandığını, üst yapı için de bir kez yap-işlet-devret modeliyle ihaleye
çıkıldığını ancak şartlar operatörlere cazip gelmediği için teklif çıkmadığını
söyledi. Yıldırım, “Sonra tekrar çıkıldı yine teklif gelmedi. Şimdi
hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Tekrar aynı durumu yaşamamak için şartları
gözden geçiriyoruz” dedi.
Kamu-özel ortaklığında risklerin adil paylaşılması
gerektiğini belirten Yıldırım, “Kamu ve işletmeci kendi yükünü alacak ve
koyduğu finansmanın karşılığını görecek. Bu kararları verirken her iki tarafın
beklentilerini de göz önünde bulundurarak karar vermek gerekiyor. Sadece kamu
menfaatini çok abartarak ön planda tutunca proje uygulanabilir olmaktan
çıkıyor” diye konuştu.
“FAZLASINI BAŞARMALIYDIK”
Yıldırım, demiryollarında yük taşımacılığına ilişkin şu
değerlendirmede bulundu: “Gelişme var ama biz daha fazlasını başarmalıydık.
Bizim yollarımızın sağlıklı bir işletmeciliğe hazır olmadığını söylememiz
lazım. 50 yıldan fazla bakımsız yollar, önce yolları iyileştiriyoruz. O yüzden
de trafiği durduruyoruz. Biraz taşımaların az artmasının sebebi de budur. Şu
ana kadar 9 bin kilometrelik bir aksı yeniledik, geriye kaldı 3 bin kilometrelik
yolumuz. Bunları da önümüzdeki bir iki yılda tamamlayacağız. Sinyal ve elektrik
işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren demiryollarını da özel işletmecilerin
kullanımına açacağız, belirli bir bedel karşılığında burayı kullanabilecekler.
Kademe kademe demiryolları altyapısının kullanım oranının önümüzdeki yıllarda
oldukça artacağını söyleyebilirim.”
“TÜRKİYE’NİN ANA AKSLARINI BÖLÜNMÜŞ YOL HALİNE GETİRDİK”
Yıldırım, karayollarında başlangıç ödeneğiyle yıl sonu
gerçekleşmesi arasında oluşan farkın genel yaşanılan bir durum olduğuna dikkati
çekerek, “Bu fark diğer bakanlık birimlerinde kullanılamayan bütçelerde
karşılanmaktadır. Eğer bu da kafi gelmezse diğer kurumlardan artan miktarlar
toplanarak bu şekilde bu fark karşılanmaktadır” diye konuştu.
“Karayollarında niye böyle bir yöntemle çalışıyoruz?” diye
soran Yıldırım, “Yatırım tavanı var. Bununla ihtiyaçlar arasında kıyaslama
yaptığımızda ya bu yolları, ihtiyaçları 30 seneye yayacağız, o sürede yapacağız
veya böyle bir yöntemle süreyi kısaltacağız. Eğer biz ödenek açmadan yol
yapsaydık bizim bu süre içerisinde yapacağımız yolların azami miktarı 6 bin
kilometre olurdu. Halbuki 18 bin 300 kilometre yol, bölünmüş yol yaptık” dedi.
Türkiye’nin ana akslarını bölünmüş yol haline getirdiklerine
dikkati çeken Yıldırım, burada herhangi bir farklı düşünceleri olmadığını,
ülkenin altyapısını daha fazla ve kısa sürede geliştirelim düşüncesiyle
yaptıkları bir çalışma olduğunu kaydetti.
Yıldırım, demiryolu ağırlıklı entegre taşıma sisteminin
oluşmasına ilişkin şunları kaydetti: “Biz 50, 60 yılın yanlışını düzeltmeye
çalışıyoruz, işin esası bu. İstediğimiz oranda mı? İşte yolcuda 94’ten 88’e
gerilemişiz, yükte de 2, 3 puan daha gerilemişiz. Hedefimiz yüzde 80’lere,
78’lere gerilemektir. Demiryollarına bundan sonra daha fazla yüklenmemiz lazım.
Karayollarında kalan projeleri tamamlamakla birlikte demiryollarına daha fazla
yüklenmemiz lazım, Bağlantıları iyi kurmamız lazım. Demiryolu-karayolu,
demiryolu-denizyolu, karayolu-havayolu, demiryolu-havayolu bunlarla ilgili de
bir ulaştırma ana plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Kaynak: Lojiport