Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş, “İstanbul’un her iki yakasındaki
Samandıra ve Hadımköy tesislerimizde sadece e-lojistik hizmetlerine ayırdığımız
30 bin metrekarelik bir alanda, yıllık 42 milyon online ürün kapasitesi ile
çalışıyoruz. 2016 yılı, e-ticaret lojistiği konusundaki hizmetlerimizi artarak
devam ettireceğimiz ve ileri teknolojilerimizi müşterilerimizle buluşturmaya
devam edeceğimiz bir yıl olacak” dedi.
Sertrans Logistics, Türkiye’nin önde gelen ve marka olmuş lojistik
firmaları arasında yer alıyor. 27 yıldır lojistik sektöründe faaliyet gösteren
Sertrans Logistics, parsiyel ve multimodal taşıma hizmetinin yanında, tedarik
zinciri yönetimi alanında da müşterilerine hizmet veriyor. 19 ülke ve 80’den
fazla noktaya karşılıklı direkt karayolu taşımacılığı hizmeti sunan Sertrans
Logistics, multimodal taşıma ve hava-deniz operasyonlarıyla da 200’e yakın
ülkedeki 1800’den fazla noktaya ulaşıyor.
Türk lojistik sektörünün önemli oyuncularından Sertrans Logistics’in
çalışmaları ve hedefleriyle ilgili www.yesillojistikciler.com olarak Sertrans
Logistics CEO’su Nilgün Keleş’e sorular yönelttik. İşte Nilgün Keleş’in
sorularımıza verdiği cevaplar…
“EN BÜYÜK AMACIMIZ, TÜRK İHRACATÇISININ ULUSLARARASI ARENADA RAKİPLERİNDEN
BİR ADIM ÖNDE OLMASINA KATKI SAĞLAMAK”
Sertrans Logistics olarak yakın geçmişte Türkiye’de çok az firmada bulunan
Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) belgesinin sahibi oldunuz. AEO belgesini alma
sürecini ve bu belgenin Sertrans’a sağlayacağı avantajların neler olacağını
anlatır mısınız?
Sertrans Logistics olarak 27 yıldır yerli ve yabancı gümrükler nezdinde
önemli bir kurumsal itibarımız bulunuyor. Bunun yanında, 2013 yılından beri de
kapsamlı teminatla, hizmetlerimizi ve güvenilirliğimizi tüm gümrükler nezdinde
daha da pekiştirmiş bulunuyoruz. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikamızı Şubat
2016’da aldık. Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesi sahibi olmanın son derece ağır
şartları ve zorlayıcı kriterleri var. Gümrük yükümlülüklerini yerine getirme,
düzenli ve izlenebilir kayıt sistemine sahip olma, mali yeterlilik, emniyet ve
güvenlik standartlarına sahip olma gibi pek çok üst düzey performans gerektiren
kriteri yerine getirebilen firmalara verilen bu belgeyi almaktan büyük
memnuniyet duyuyoruz. Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesi, aslında son tahlilde
bize değil ihracatçı müşterilerimize çok büyük avantajlar sağlıyor. Biz bu
belge ile çözüm ortağı olduğumuz ihracatçılarımıza maksimum destek veriyor,
zamandan tasarruf etmelerini sağlayarak maliyet ve rekabet avantajı sunuyor,
onların hayatını kolaylaştırarak kendi alanlarında bir adım önde olmalarına
destek sağlıyoruz. Bugün, ihracatçılarımızın en büyük kayıplarından biri gümrük
işlemlerinde harcanan uzun sürelerdir. Lojistik hız gerektiriyor, kaybedilen
zaman teslimat sürelerinin aksamasına, terminlerin uzamasına, müşteri kaybına
ve hatta pazar kaybına kadar ihracatçılarımıza büyük zarar veriyor. Biz,
Yetkilendirilmiş Yükümlü belgemizle yük kontrollerini kendimiz yaparak,
bürokrasi işlemlerini azaltıyor ve tüm lojistik süreçleri kendi bünyemizde
gerçekleştiriyoruz. İç gümrük idarelerine gitmeden, sıra beklemeden
ihracatçılarımızın ürünlerini uluslararası piyasaya çok daha hızlı, ekonomik ve
güvenli taşıyarak ihracatçılarımıza hız ve maliyet avantajı sağlıyoruz. Bu
uygulamamız ile rekabetin en sert şekilde yaşandığı dış pazarlarda
ihracatçılarımıza destek olmak, Türk ihracatçısının uluslararası arenada
rakiplerinden bir adım önde olmasına katkı sağlamak ise en büyük amacımız.
“KURULDUĞUMUZ GÜNDEN BU YANA SEKTÖRE DAİMA İLKLERİ KAZANDIRMIŞ BİR
FİRMAYIZ”
Bir de sektördeki ilk Leed sertifikasına sahipsiniz. Bu sertifikanın
müşteri sayınızın artmasına veya azalmasına doğrudan bir etkisi var mı?
Biz kurulduğumuz günden bu yana sektöre daima ilkleri kazandırmış, hayata
geçirdiğimiz ilk uygulamalarla müşteri istek ve ihtiyaçlarına bire bir karşılık
gelen en yenilikçi, en çağdaş hizmet modellerini ilk olarak geliştirmiş ve
uygulamış bir şirketiz. Bugün ulusal ve uluslararası arenada yine bir “ilk”
olarak kabul edilen hizmet modelimiz IQ+ Shuttle ürünümüzle de sektörün
tartışmasız en inovatif şirketlerinin başında geldiğimizi gururla ifade
etmeliyim. Gold Leed sertifikamız da, yine Sertrans’a yakışan ve beklenen
şekilde, Türk lojistik sektöründe bir “ilk belge” olma özelliği taşıyor. Bu
sayede biliyorsunuz ülkemizde, bu sektörün tek “Yeşil Bina”sının da sahibiyiz.
Eğer müşterilerinize dünya standartlarında, yüksek kalitede hizmet vermeyi vaat
ediyorsanız bu vaatlerinize dayanak olan uluslararası belgelendirmelere ve
standartlara sahip olmanız, bu vaatlerin ölçeğinde bir şirket vizyonunu ve
şirket kültürünü ortaya koyarak, gerekli yetkinlikte ve donanımda olduğunuzu
ispatlamanız gerekir. Sahip olduğumuz ve açık söylemek gerekirse sahip olunması
hiç te kolay olmayan bu önemli belgeler, aynı zamanda bizim iş yapış
şeklimizin, yönetim becerimizin, kurum kültürümüzün, hizmet kalitemizin,
personel kalitemizin, yetkinliklerimizin, donanım ve alt yapımızın, yürüttüğümüz
operasyonel süreçlerimizin dünya standartlarında olduğunun önemli bir
göstergesidir.
“GÜVENİLİR BİR ŞİRKET OLMANIN YOLLARINDAN BİR TANESİ DE ŞEFFAFLIKTAN VE
AKREDİTE OLMAKTAN GEÇİYOR”
Diğer yandan, bizim 27 yıldır en ön planla tuttuğumuz ve olmazsa olmazımız
olarak kabul ettiğimiz “güvenilir” bir şirket olmanın yollarından bir tanesi
de, yine şeffaflıktan ve akredite olmaktan geçiyor. Müşteri nezdinde güven
tesis etmek kolay bir iş değildir, bunu artık sadece iş süreçlerinizi rutin
olarak yerine getirmekle gerçekleştiremezsiniz, güven aynı zamanda dünyayı
takip eden yenilikçi yaklaşımlarınızla, imajınızla, itibarınızla ve müşteri
nezdindeki algınızla da alakalıdır. Günümüzde pek çok kurumsal şirket, artık
hizmet aldıkları çözüm ortaklarından farklı duyarlılıklar bekliyor. Özellikle
çevre duyarlılığı, çevre kirliliği ile mücadele, ekolojik dengelerin korunması,
su ve yaşam kaynaklarına sahip çıkılması ve doğa dostu yaklaşımlar sergilenmesi
bugün tüm sektörlerdeki global oyuncuların, çok uluslu olsun- olmasın tüm ciddi
kurumların en büyük önceliği haline gelmiş durumda. Biz de benzer şekilde,
yüksek bir çevre bilinci ile topluma, insana ve bizden sonraki nesillere daha
yaşanabilir bir dünya bırakabilmek amacıyla üstümüze düşen sorumlulukları
yerine getirmeye çalışıyoruz. Şu an sektördeki tek “Yeşil Bina” statüsünde olan
tesislerimizin, çevre bilincini
önemseyen diğer tüm şirketlere güzel bir örnek olmasını temenni ediyoruz. Gold
Leed sertifikamız, kuşkusuz temel pazarlama araçlarımızdan bir tanesi değildir,
çevre bilincimizin ve şirket olarak sürdürülebilirliğe olan inancımızın bir
göstergesidir. Ne var ki, çevre ve doğa dostu yaklaşımları önemseyen, hizmet
almak istediği şirketlerden de aynı konuda bir duyarlılık ve somut çalışmalar
görmek isteyen global müşteri sayımızın giderek arttığını da rahatlıkla
söyleyebilirim.
“HEDEFLERİMİZİ BELİRLERKEN RASYONEL DAVRANIYORUZ”
Sertrans ciro ve büyüme konularında sürekli “temkinli” hareket ediyor.
Bunun nedeni nedir?
2008 yılından bu yana ekonomik olarak büyük sıkıntılar ve değişimler
geçiren, dengelerin sıklıkla değiştiği, yeni fırsatlarla beraber daha önce
tanımlanmamış yeni risklerin de oluştuğu ve her açıdan çok ince, hassas
dengeler üzerinde ilerleyen dünyamızda “temkinli olmamak “ hiç bir şirket için
doğru bir tutum olmasa gerek. Biz, 1989 yılından beri, yani 27 yıllık süre
zarfında gerek iç gerekse dış kaynaklı pek çok finansal krizi başarıyla
atlatmış, sayısız kere test edilmiş ve her seferinde istikrarlı şekilde
yolumuza devam ederek bu günlere gelmiş bir şirketiz. Bu süre içinde, hem kendi
sektörümüzdeki hem de hizmet verdiğimiz farklı sektörlerdeki yerli-yabancı
sermayeli, farklı büyüklükte ve farklı mali yapıdaki pek çok şirketin yaşadığı
finansal zorlukları, aldıkları aksiyonları, attıkları adımları ve bugün gelmiş
oldukları noktayı da yakından takip etme ve gözlemleme şansımız oldu. 27 yıllık
tecrübemiz bize, iç ve dış etkenler sebebiyle diplomatik, siyasi, ekonomik ve
toplumsal krizler yaşamaya son derece müsait bir coğrafya olan ülkemizde, öngörülemeyen
durumlara, beklenmeyen piyasa koşullarına ve dalgalanmalara karşı daima
temkinli, tedbirli ve hazırlıklı olmak gerektiğini öğretti. Hele hele lojistik
gibi, ülke ekonomisinin lokomotifi olan, her türlü iç ve dış koşullardan en
önce ve en büyük oranda olumsuz etkilenen bu sektörde, büyüme hedeflerinizi son
derece gerçekçi olarak ortaya koymanız gerekiyor. Biz Sertrans olarak
hedeflerimizi belirlerken rasyonel davranıyoruz. Bir uzman gözlemine, analize,
her hangi bir bilimsel dayanağa oturmayan, salt bir vaat veya iyi niyetli bir
temenni niteliğindeki büyüme rakamlarını ortaya atmak, içinde bulunduğumuz
konjonktürle, piyasa koşullarıyla, ülke ekonomisinin mevcut durumu ve
gidişatıyla, iç ve dış borçlarımızla, ithalat-ihracat verilerimizle, işsizlik oranımızla
ve diğer makro ekonomik göstergelerimizle hiçbir şekilde örtüşmeyen,
rasyonellikten uzak büyüme ve ciro rakamlarını telaffuz etmek Sertrans olarak
tercih ettiğimiz bir yol değildir. Biz kalitemizden asla ödün vermeden sağlıklı
büyümeyi ve verimliliğe odaklanmayı önceliğimiz olarak görüyoruz. İstikrarlı
bir şekilde yolumuza devam ederken de önümüze gerçekçi hedefler koyuyor, sağlam
adımlarla aksiyon alıyoruz. 27 yıldır olduğu gibi bundan sonra da, dünya
çapında hizmet veren yüzde 100 Türk sermayeli bir şirket olarak bu
felsefemizden ayrılmadan ilerlemeye devam edeceğiz.
“LOJİSTİK DAHİL PEK ÇOK SEKTÖR, RUSYA’YA YÖNELİK HİZMETLERİNDE PLANLANMIŞ
VERİMLİLİKTE İLERLEME KAYDEDEMİYOR”
Ukrayna, Rusya, İran hatlarınızın açılması ve akabinde gelişen olayları
nasıl yorumluyorsunuz? Bu gelişmeler Sertrans’ı ne boyutta etkiledi? Bu
koşullarda sektörünüzün geleceğine bakışınız nedir?
Rusya hattımızı açtığımız dönemde Rusya, Türk ihracatçıları için giderek
önemli bir pazar haline gelmeye başlamıştı. Ancak, ihracatçılarımızın en büyük
sorunu Rusya gümrüklerini aşmaktı. Biz
yıllardır başta tekstil olmak üzere, inşaat ve imalat sanayi için Rusya’ya
yönelik zaten hizmet veriyorduk ve Rusya’ya
yönelik lojistik hizmet sunmanın çok ciddi bir deneyim, uzmanlık ve yetkinlik
gerektirdiğini de biliyorduk. Zira Rus gümrükleri, Batı’lı ülkelerin gümrük
normlarından farklı işliyor. Bizim en büyük avantajımız, Rus gümrük
mevzuatlarında uzmanlaşmış kadromuzla, ürünleri daha yola çıkmadan ister
müşterinin kendi yerinde isterse kendi depolarımızda Rus gümrüklerine uygun ön
hazırlık ve beyan işlemlerine tabi tutmamız, bu sayede varış noktasında gümrük
işlemlerini hızlandırıyor olmamızdı. Ancak biliyorsunuz, yakın zamanda
yaşadığımız diplomatik kriz, kısa süre içinde ekonomik olarak da etkisini
gösterdi ve şu an başta lojistik sektörü olmak üzere turizm, tekstil,
tarım–gıda gibi iki ülke arasındaki ekonomiyi canlı tutan pek çok sektör,
Rusya’ya yönelik hizmetlerinde planlanmış verimlilikte ilerleme
kaydedemiyor.
“İRAN’IN TÜM SEKTÖRLER İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT KAPISI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
İran’la ilgili ise; Sertrans olarak kesintilerle de olsa yıllardır İran’a
da komple ve parsiyel taşıma hizmeti vermekteydik. Ancak İran’a uygulanan
ambargoların kaldırılmasıyla komşumuzun önemli bir pazar olacağını ve lojistik
sektörü için kilit rol oynayacağını önceden fark ettik. Nitekim İran’la
uluslararası ticaretin artması ve bu bölgeyle iş yapan firmaların giderek
çoğalması geçtiğimiz yıl İran’a da direkt hat açmamıza olanak verdi. Böylelikle
27 yıllık deneyimimiz ve yüksek kalitede verdiğimiz hızlı hizmetlerimizle bu
bölgeyle iş yapan sektör ve firmalara büyük bir maliyet ve rekabet avantajı
sunmaya başladık. İran’la olan ikili ticaret anlaşmalarımızın ve diplomatik
ilişkilerimizin daha da olumlu yönde yoğunlaştığı şu günlerde İran’ın tüm
sektörler için büyük bir fırsat kapısı olacağını düşünüyorum. Olumsuzluklara
gelince; Geçtiğimiz yıl ülkemiz ve dünyanın da içinde olduğu ekonomik
göstergeler öngörüldüğü gibi gerçekleşmedi ve tüm sektörlerde olduğu gibi
lojistik sektörü için de zor bir yıl oldu.
“AR-GE ÇALIŞMALARIMIZA, ÜRÜN GELİŞTİRMELERİMİZE ARALIKSIZ OLARAK DEVAM
EDİYORUZ”
2011 yılında Arap Baharı ile başlayan ve bugün Ortadoğu’da, en yakın
komşularımızda, sınırlarımızda ve ülke içinde yaşadığımız üzücü
gelişmeler, Avrupa’da 2008 yılından bu
yana var olan finansal krizlere eklenmiş ardı ardına meydana gelen terör
olayları, çok uluslu sorun haline gelmiş mülteci konusuyla birlikte Avrupa
sınır ve gümrüklerindeki kontrollerin artırılması, Rusya krizi, uluslararası
piyasalarda yaşanan çalkantılar ve döviz kurlarındaki değişkenlik sektör olarak
bizleri son derece olumsuz etkiliyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen biz Sertrans
olarak, Türkiye’ye olan inancımız ve içinde bulunduğumuz şartların en kısa
sürede normalleşeceği ümidimizle, yatırımlarımıza, Ar-Ge çalışmalarımıza, ürün
geliştirmelerimize aralıksız olarak devam ediyoruz. Bu gibi zorlu dönemlerden
geçerken de çalışmanın, üretmenin, ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam
etmenin üstümüze düşen en büyük görev ve sorumluluk olduğu bilinciyle hareket
ediyoruz. Ülke içinde ve yakın çevremizde ekonomik ve siyasi istikrarın
sağlanması, huzur, barış ve güven ortamının yeniden tesis edilmesiyle, sekteye
uğramış ticari hayatın en kısa sürede yeniden canlanacağına olan inancımızı
koruyor ve ülkemizin 2023 hedeflerine inanıyoruz. Bu olumlu gelişmeler
sektörümüze de yeniden ivme kazandıracak ve sektörümüz ekonominin lokomotifi
olarak ülkemize katma değer yaratmaya devam edecektir.
“KADINLARIN ERKEKLERİN İŞ SÜREÇLERİNİ İYİLEŞTİRDİĞİNE İNANIYORUM”
Türkiye lojistik sektörünün az sayıda “üst düzey kadın yönetici”lerinden
birisiniz. Lojistik sektöründe kadın yönetici olmakla ilgili neler
söyleyebilirsiniz?
Lojistik sektöründe kadın sayısının az olması lojistiğin erkek işi olduğu
şeklinde bir algının oluşmasına sebep oluyor. Bu algı sadece ülkemizde değil,
uluslararası alanda da, gelişmiş ülkelerde de aynı. Fakat artık günümüzde,
lojistik sektöründe kadınların azımsanmayacak bir güce ve sayıya ulaşmaya
başladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu durumu sevinerek karşılıyorum. Erkek
egemen bir sektörde çalışmanın zorlukları elbette var. Özellikle üst
yönetimdeki bir kadın olarak, üstelik kuruluşundan itibaren şirket yönetiminde
olan sektörümüzdeki tek kadın yönetici olarak, belli önyargıları kırmanız,
sahip olduğunuz donanımları, yetkinlikleri, iş tecrübelerinizi,
vizyonerliğinizi bir kadın olarak ortaya koymanız, bunları karşı tarafa kabul
ettirmeniz ve sonuçta daima başarıya ulaşıyor olmanız gerekiyor. Tüm bunlar
elbette büyük bir çaba, emek ve özveri istiyor. Başlangıçta yıpratıcı
olabiliyor ancak eğer işinizi seviyorsanız, kendinize ve işinize inanıyor,
yaptığınız işten ve sonuçlarından keyif alıyorsanız, günün sonunda bu
özverileri fazlaca hesaba katmamayı öğreniyorsunuz. Diğer yandan, cinsiyet ayrımcılığı yapmak
istemem ama kadınların erkeklerin iş yapış şekillerini dönüştürdüğüne, daha
açık olmak gerekirse iş süreçlerini iyileştirdiklerine inanıyorum. Kadınların
özellikle empati ve iletişim yetenekleri onları özel kılıyor. Bu özellikleriyle
bilhassa müşteri ilişkilerinde fark yaratıyorlar. Erkeklere nazaran daha
detaycı olmaları ve ayrıntılarla uğraşmayı sevmeleri, uzun süre konsantrasyon
sağlayabilmeleri, aynı anda birbirinden farklı işleri ve konuları
yönetebilmeleri gibi özellikleri bilhassa operasyonel hizmetlerde lojistik sektörü
açısından artı bir değer.
“YÖNETİCİLERİMİZİ KENDİ İÇİMİZDEN VE MÜMKÜN OLAN HER DURUMDA KADINLARDAN
ÇIKARMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUZ”
Biz Sertrans olarak, tüm bu özelliklerin yanında, kadın çalışanlarımızın
özellikle gelişmiş sağduyusu sayesinde iş yaşamında yönetsel kademelerde daha
başarılı olabileceklerini gözlemledik.
Bu sebeple uzun yıllardır şirketimizde terfi konularında kadın
çalışanların da eşit ve adil olarak değerlendiriliyor olmasını sağlıyor,
yöneticilerimizi kendi içimizden ve mümkün olan her durumda kadınlardan
çıkarmaya özen gösteriyoruz. Diğer yandan, kadın çalışanlarımızın meslek içi
eğitimlerine ve kariyer planlamalarına destek olarak onları yönetimde üst
basamaklara gelene kadar desteklemeye özen gösteriyoruz. Ben şahsen sektördeki
kadın yönetici olarak kendi şirketimde kadın çalışanlara rol model olma
sorumluluğu da taşıyorum ve açık söylemek gerekirse şirketimde kadınlardan yana
pozitif ayrımcılık gözetiyorum. Sertrans Logistics olarak kadının ekonomik
hayata katılımını ve iş yaşamına katkısını destekleyen, iş yaşamında cinsiyet
ayrımcılığını ortadan kaldıran, işte eşitlik ilkesiyle kadınlara da kariyer
fırsatı tanıyan bir şirketiz. Kadın-erkek çalışan oranında yüzde 50-50 eşitliği
sağlayarak “Kadın Dostu” bir şirket
olmamızdan da gurur duyduğumu ayrıca belirtmek isterim.
“2016 YILI, E-TİCARET LOJİSTİĞİ KONUSUNDAKİ HİZMETLERİMİZİ ARTARAK DEVAM
ETTİRECEĞİMİZ VE İLERİ TEKNOLOJİLERİMİZİ MÜŞTERİLERİMİZLE BULUŞTURMAYA DEVAM
EDECEĞİMİZ BİR YIL OLACAK”
Sertrans’ın 2016 hedefleri nedir?
Son 2-3 yıl içinde çok büyük ve önemli yatırımlar yaptık. Bunların başında
50 bin metrekare arazi üzerine inşa ettiğimiz Hadımköy lojistik tesisimiz, yine
aynı alanda müstakil inşa ettiğimiz ADR tehlikeli maddeler depomuz ve elbette
bugün ülkemizdeki en büyük oyunculardan biri haline geldiğimiz e-lojistik
alanındaki yatırımlarımız geliyor. Diğer yandan geçtiğimiz yıl sayısını 19’a
çıkarttığımız direkt ülke sayımızla bugün 80’den fazla noktaya karayoluyla
direkt parsiyel taşıma hizmeti veriyoruz. Şu an, İstanbul’un her iki yakasında;
Samandıra ve Hadımköy tesislerimizde sadece e-lojistik hizmetlerine ayırdığımız
30 bin metrekarelik bir alanda, yıllık 42 milyon online ürün kapasitesi ile
çalışıyoruz. 2016 yılı, e-ticaret lojistiği konusundaki hizmetlerimizi artarak
devam ettireceğimiz ve ileri teknolojilerimizi müşterilerimizle buluşturmaya
devam edeceğimiz bir yıl olacak.
“PROJE TAŞIMACILIĞINDA YENİ ÜRÜNLER GELİŞTİRME HEDEFLERİMİZ BULUNUYOR”
Diğer yandan, ülkemizde ve uluslar arası arenada bir ilk olarak kabul
edilen inovatif ürünümüz IQ+ Shuttle ile, şu an Avrupa’da sadece Barselona,
Milano, Münih, Amsterdam, Brüksel ve Paris’e yönelik hizmet veriyoruz. Bu
ürünümüzü Avrupa coğrafyası dışına taşıyarak, hem hız/süre hem de ülke adedi
olarak geliştirme planlarımız bulunuyor. Diğer yandan ProjeTrans hizmetimizle
de Türki Cumhuriyetler’e, Karadeniz ve Hazar’a kıyısı olan ülkelere proje
taşımacılığı konusunda yeni ürünler geliştirme hedeflerimiz bulunuyor.
“O GÜNKÜ HAYALİMİZ BUYDU, BUGÜN DE HAYALİMİZ AYNI”
27 yıl önce Sertrans’ın Karaköy’deki ilk ofisinden bugüne baktığınızda,
gelmiş olduğunuz nokta o günkü hedeflerinizin neresinde? O günlerdeki hayal ve
beklentilerinizin bugün üstünde misiniz, gerisinde mi kaldınız?
Bizim o gün de, bugün de, her zaman tek bir hayalimiz oldu: “ İyi işler
yapan, öncü hizmetleri ile duruşu ve vizyonu ile sektörüne, ülkesine hizmet
eden, ülkenin ilerlemesine, gelişmesine katkıda bulunan öncü firmalardan birisi
olmak.” O günkü hayalimiz buydu, bugün de hayalimiz aynı. Kurulduğumuz günden
beri yaptığımız tüm yatırımlar ve geliştirmeler hep bu amaca yönelikti ve
olmazsa olmaz şeylerdi. Bugün geldiğimiz noktada, ilk günden beri hep bu amaca
yönelik çalışmış olduğumuzu görmek en büyük mutluluğumuz. Bundan sonra
gelecekte de aynı şekilde ilerliyor olmak ise, bizim en birincil amacımız.
Kaynak: yesillojistikciler.com