Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Üye Şirketlerden / UPS 2017’YE KADAR BENZİN VE DİZEL KULLANIMINI YÜZDE 12 AZALTACAK

UPS 2017’YE KADAR BENZİN VE DİZEL KULLANIMINI YÜZDE 12 AZALTACAK

UPS 2017’YE KADAR BENZİN VE DİZEL KULLANIMINI YÜZDE 12 AZALTACAK18.07.2016Günde 18,3 milyon paket teslim eden UPS, sürdürülebilirlik için “Hareketli Laboratuvar” yaklaşımını gösteriyor. Yollarda 6 bin 500’den fazla alternatif yakıtlı aracı olan marka, 2017’ye kadar benzin ve dizel kullanımını yüzde 12 oranında düşürmeyi hedefliyor. UPS, örneğin önümüzdeki yıllarda Londra şehir merkezinde tamamen elektrikli bir filo işletme hedefine ulaşmayı planlıyor.

UPS Türkiye Genel Müdürü Ufku Akaltan, çevre ve sürdürülebilirlik konularında gelecek vizyonlarını, taahhütlerini, yapılanları ve yapacaklarına dair sorularımızı içtenlikle cevapladı.

UPS Türkiye ve global çevre ve sürdürülebilirlik konularında nasıl bir strateji güdüyor, taahhütleri nedir?

Dünya çapında 444 binden fazla çalışanımızla 220’den fazla ülke ve bölgede, Türkiye’de ise yaklaşık 2 bin 500 çalışanımızla 81 ildeki büyük küçük tüm müşterilerimize ekspres paket ve kargo taşımacılığı, tedarik zinciri çözümleri, gümrükleme ve depolama hizmetleri sunuyoruz. UPS olarak dünya çapında günde 18.3 milyon paket teslimatı gerçekleştirmekteyiz. Zarftan uçak motoruna kadar her şeyi, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu hıza göre kara, deniz ya da hava yoluyla taşıyoruz.

Sürdürülebilirlik UPS için en önemli konulardan biri. “Hareketli Laboratuvar” yaklaşımı ile alternatif yakıt ve ileri teknolojiye yaptığımız yatırımı geçen yıl 5 binden fazla taşıt alımıyla hızlandırarak araç sayımızı 2013’ün yüzde 61 üzerine çıkardık. Bugün, yollarda 6500’den fazla alternatif yakıtlı aracımız seyrediyor. Ayrıca filomuza 1.100 adet doğal gazla çalışan araç ekledik. 2017 sonuna kadar 1.6 milyar kilometre yol kat etme hedefi doğrultusunda, bu filo 2014 yılından bu yana 800 milyon kilometre yol kat etti. 2014 yılında toplam benzin ve dizel alımlarının yüzde 5,4’ünü veya 94.6 milyon litrelik kısmını - doğal gaz, propan, etanol, biyo-metan, yenilenebilir dizel ve elektrikli dâhil olmak üzere alternatif yakıtlarla değiştirdik.

UPS’in alternatif yakıt ve ileri teknolojiler konusundaki taahhüdü, 2017’ye kadar benzin ve dizel kullanımını %yüzde 12 oranında düşürmemizi sağlayacak.

2014 yılında aynı zamanda topluma katkıda bulunma geleneğini sürdürmek adına 2020 yılı sonuna kadar 20 milyon saat gönüllü çalışma taahhüdünde bulunduk. UPS çalışanları, emeklileri, arkadaşları ve aileleri 2011 yılından bu yana 7,2 milyon saat gönüllü çalışma kaydettiler. UPS çalışanları ve küresel lojistik ağı 250’den fazla yiyecek, sağlık ve acil malzemeden oluşan acil yardım gönderimini koordine etti. UPS Türkiye çalışanları olarak 2015 yılında 3000 kişi ile 6000 saat gönüllük aktivitesi, 2016 yılında ise mayıs ayının sonuna kadar 1000 kişi ile toplam 3000 saat gönüllülük aktivitesi gerçekleştirdik. Gönüllülerimiz KAÇUV, LÖSEV, TEGV, AÇEV gibi birçok kuruluşla işbirliği yaparak, çocuklara oyuncak kütüphanesi yaptılar, çevre temizliğinde bulundular, kök hücre bağışçısı oldular, fidan diktiler, çocuklara yeşil bir dünya için eğitim verdiler ve hayvan barınaklarını ziyaret ederek yardımda bulundular.

Çevre kaygıları, lojistiği nasıl değiştirecek? Hangi modlar öne çıkacak. Müşteri satın almalarını nasıl etkileyecek?

Kırsal alanlardan kentlere olan küresel nüfus hareketleri kentlerde daha fazla sıkışıklık, gürültü ve kirlilik anlamına geliyor. UPS müşterileri, hükümet liderleri ve diğer paydaşlarla yakın bir işbirliği içinde yoğun kent alanlarına yeni teslimat metotları geliştirmeye çalışıyor. Örnek olarak, UPS Londra’da 28 elektrikli teslimat aracı kullanıyor ve önümüzdeki yıllarda buna 40 tane daha ekleyerek Londra şehir merkezinde tamamen elektrikli bir filo işletme hedefine ulaşmayı planlıyor.

Lojistik sektörüne yapılan alt yapı yatırımları arttıkça sürdürülebilir lojistik daha kolay hale gelecektir. İntermodal veya demiryolu taşımacılık sistemleri ile enerjinin korunması, lojistik faaliyetlerde iyileştirmelerin yapılması müşteri satın almalarını da etkileyecektir. Dünyanın her yerinde ekonomiye ve geleceğe yön veren lojistik firmalarının çevrenin korunması, enerji tasarrufu, iş sağlığı ve güvenliği, çalışan (insan) hakları, yol güvenliği, varlık yönetimi, müşteri memnuniyeti ve geri bildirimi ve yasal gerekliliklere yönelik uygulamalarını iyileştirmeleri veya geliştirmeleri için çalışmalar yapması gerekmektedir.

Türkiye’de müşteri satın almalarında çevre hassasiyeti gözetiliyor mu?

UPS olarak küresel çapta ve iş yaptığımız her ülkede çevresel konulara önem veriyoruz ve bu bilinci müşterilerimize de aşılamaya çalışıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak müşterilerimizdeki algının giderek arttığını düşünüyoruz. Filomuzda kullandığımız alternatif yakıtlı araçlardan paketlemeye kadar sürdürülebilir bir lojistik hizmeti sağlamaya çalışıyoruz. UPS olarak her yıl yayınladığımız Sürdürülebilirlik raporuna göre tüketicilerin e-ticareti kullanımında ve kentleşmede büyük bir artış görülüyor. Bu da taşımacılık şirketlerinin daha fazla yol kat edip ve daha fazla yakıt kullanarak daha az paketi yerine ulaştıracak olması anlamına geliyor. Ayrıca UPS dünya çapında yaygınlaşan UPS My Choice® hizmeti ve UPS Access Point™ gibi yenilikçi strateji ve teknolojileri devreye sokuyor. Bu hizmetler tüketicilere gönderilerini nerede ve ne zaman teslim almak istedikleri konusunda kontrol imkanı sunuyor ve böylelikle UPS’in gereksiz mesafe kat etmesinin önüne geçiyor.

Türkiye’de yeşil lojistiğin geleceği hakkında neler söylemek isterseniz?

Küresel olarak farklı sektörlerde sürdürülebilirliğe verilen önem ve yapılan yatırımlar her geçen gün artıyor. Türkiye’de de Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2020) doğrultusunda oluşturulan yasal altyapıyla sera gazlarının izlenmesi, doğrulanması ve raporlanmasıyla ilgili olarak Sera Gazı Emisyonları’nın Takibi Hakkında Yönetmelik 2012 yılında yayınlandı. İklim değişikliğine karşı yapılacak mücadele için önemli bir adım atılmış oldu.  Bu tür uygulamalar yeşil lojistik uygulamalarının da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Özellikle intermodal taşımacılığına yapılacak yatırımlar, demiryollarının yenilenmesi ve daha fazla kullanılmaya başlanması daha çevreci yolların benimsenmesini sağlayacaktır.

Kaynak: transmedya.com