Günde
18,3 milyon paket teslim eden UPS, sürdürülebilirlik için “Hareketli
Laboratuvar” yaklaşımını gösteriyor. Yollarda 6 bin 500’den fazla alternatif
yakıtlı aracı olan marka, 2017’ye kadar benzin ve dizel kullanımını yüzde 12
oranında düşürmeyi hedefliyor. UPS, örneğin önümüzdeki yıllarda Londra şehir
merkezinde tamamen elektrikli bir filo işletme hedefine ulaşmayı planlıyor.
UPS
Türkiye Genel Müdürü Ufku Akaltan, çevre ve sürdürülebilirlik konularında
gelecek vizyonlarını, taahhütlerini, yapılanları ve yapacaklarına dair
sorularımızı içtenlikle cevapladı.
UPS
Türkiye ve global çevre ve sürdürülebilirlik konularında nasıl bir strateji
güdüyor, taahhütleri nedir?
Dünya
çapında 444 binden fazla çalışanımızla 220’den fazla ülke ve bölgede,
Türkiye’de ise yaklaşık 2 bin 500 çalışanımızla 81 ildeki büyük küçük tüm
müşterilerimize ekspres paket ve kargo taşımacılığı, tedarik zinciri çözümleri,
gümrükleme ve depolama hizmetleri sunuyoruz. UPS olarak dünya çapında günde
18.3 milyon paket teslimatı gerçekleştirmekteyiz. Zarftan uçak motoruna kadar
her şeyi, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu hıza
göre kara, deniz ya da hava yoluyla taşıyoruz.
Sürdürülebilirlik
UPS için en önemli konulardan biri. “Hareketli Laboratuvar” yaklaşımı ile
alternatif yakıt ve ileri teknolojiye yaptığımız yatırımı geçen yıl 5 binden
fazla taşıt alımıyla hızlandırarak araç sayımızı 2013’ün yüzde 61 üzerine
çıkardık. Bugün, yollarda 6500’den fazla alternatif yakıtlı aracımız
seyrediyor. Ayrıca filomuza 1.100 adet doğal gazla çalışan araç ekledik. 2017
sonuna kadar 1.6 milyar kilometre yol kat etme hedefi doğrultusunda, bu filo
2014 yılından bu yana 800 milyon kilometre yol kat etti. 2014 yılında toplam
benzin ve dizel alımlarının yüzde 5,4’ünü veya 94.6 milyon litrelik kısmını -
doğal gaz, propan, etanol, biyo-metan, yenilenebilir dizel ve elektrikli dâhil
olmak üzere alternatif yakıtlarla değiştirdik.
UPS’in
alternatif yakıt ve ileri teknolojiler konusundaki taahhüdü, 2017’ye kadar
benzin ve dizel kullanımını %yüzde 12 oranında düşürmemizi sağlayacak.
2014
yılında aynı zamanda topluma katkıda bulunma geleneğini sürdürmek adına 2020 yılı
sonuna kadar 20 milyon saat gönüllü çalışma taahhüdünde bulunduk. UPS
çalışanları, emeklileri, arkadaşları ve aileleri 2011 yılından bu yana 7,2
milyon saat gönüllü çalışma kaydettiler. UPS çalışanları ve küresel lojistik
ağı 250’den fazla yiyecek, sağlık ve acil malzemeden oluşan acil yardım
gönderimini koordine etti. UPS Türkiye çalışanları olarak 2015 yılında 3000
kişi ile 6000 saat gönüllük aktivitesi, 2016 yılında ise mayıs ayının sonuna
kadar 1000 kişi ile toplam 3000 saat gönüllülük aktivitesi gerçekleştirdik.
Gönüllülerimiz KAÇUV, LÖSEV, TEGV, AÇEV gibi birçok kuruluşla işbirliği
yaparak, çocuklara oyuncak kütüphanesi yaptılar, çevre temizliğinde bulundular,
kök hücre bağışçısı oldular, fidan diktiler, çocuklara yeşil bir dünya için
eğitim verdiler ve hayvan barınaklarını ziyaret ederek yardımda bulundular.
Çevre
kaygıları, lojistiği nasıl değiştirecek? Hangi modlar öne çıkacak. Müşteri
satın almalarını nasıl etkileyecek?
Kırsal
alanlardan kentlere olan küresel nüfus hareketleri kentlerde daha fazla
sıkışıklık, gürültü ve kirlilik anlamına geliyor. UPS müşterileri, hükümet
liderleri ve diğer paydaşlarla yakın bir işbirliği içinde yoğun kent alanlarına
yeni teslimat metotları geliştirmeye çalışıyor. Örnek olarak, UPS Londra’da 28
elektrikli teslimat aracı kullanıyor ve önümüzdeki yıllarda buna 40 tane daha
ekleyerek Londra şehir merkezinde tamamen elektrikli bir filo işletme hedefine
ulaşmayı planlıyor.
Lojistik
sektörüne yapılan alt yapı yatırımları arttıkça sürdürülebilir lojistik daha
kolay hale gelecektir. İntermodal veya demiryolu taşımacılık sistemleri ile
enerjinin korunması, lojistik faaliyetlerde iyileştirmelerin yapılması müşteri
satın almalarını da etkileyecektir. Dünyanın her yerinde ekonomiye ve geleceğe
yön veren lojistik firmalarının çevrenin korunması, enerji tasarrufu, iş
sağlığı ve güvenliği, çalışan (insan) hakları, yol güvenliği, varlık yönetimi,
müşteri memnuniyeti ve geri bildirimi ve yasal gerekliliklere yönelik
uygulamalarını iyileştirmeleri veya geliştirmeleri için çalışmalar yapması
gerekmektedir.
Türkiye’de
müşteri satın almalarında çevre hassasiyeti gözetiliyor mu?
UPS
olarak küresel çapta ve iş yaptığımız her ülkede çevresel konulara önem veriyoruz
ve bu bilinci müşterilerimize de aşılamaya çalışıyoruz. Bu konuyla ilgili
olarak müşterilerimizdeki algının giderek arttığını düşünüyoruz. Filomuzda
kullandığımız alternatif yakıtlı araçlardan paketlemeye kadar sürdürülebilir
bir lojistik hizmeti sağlamaya çalışıyoruz. UPS olarak her yıl yayınladığımız
Sürdürülebilirlik raporuna göre tüketicilerin e-ticareti kullanımında ve
kentleşmede büyük bir artış görülüyor. Bu da taşımacılık şirketlerinin daha
fazla yol kat edip ve daha fazla yakıt kullanarak daha az paketi yerine
ulaştıracak olması anlamına geliyor. Ayrıca UPS dünya çapında yaygınlaşan UPS
My Choice® hizmeti ve UPS Access Point™ gibi yenilikçi strateji ve
teknolojileri devreye sokuyor. Bu hizmetler tüketicilere gönderilerini nerede
ve ne zaman teslim almak istedikleri konusunda kontrol imkanı sunuyor ve
böylelikle UPS’in gereksiz mesafe kat etmesinin önüne geçiyor.
Türkiye’de
yeşil lojistiğin geleceği hakkında neler söylemek isterseniz?
Küresel
olarak farklı sektörlerde sürdürülebilirliğe verilen önem ve yapılan yatırımlar
her geçen gün artıyor. Türkiye’de de Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi
(2010-2020) doğrultusunda oluşturulan yasal altyapıyla sera gazlarının
izlenmesi, doğrulanması ve raporlanmasıyla ilgili olarak Sera Gazı Emisyonları’nın
Takibi Hakkında Yönetmelik 2012 yılında yayınlandı. İklim değişikliğine karşı
yapılacak mücadele için önemli bir adım atılmış oldu. Bu tür uygulamalar yeşil lojistik
uygulamalarının da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Özellikle intermodal
taşımacılığına yapılacak yatırımlar, demiryollarının yenilenmesi ve daha fazla
kullanılmaya başlanması daha çevreci yolların benimsenmesini sağlayacaktır.
Kaynak:
transmedya.com