TIR,
kamyon ve otobüslerin, geçiş ücreti daha pahalı olan 3. köprüden geçmelerinin
zorunlu kılınması sofralara zam olarak yansıyacak.
Kamyon,
TIR ve otobüsler daha önce iki köprüden de en düşük 6 TL, en yüksek 15 TL
ödeyerek geçip dönerken, şimdi 2 katını ödemek zorundalar. Ama sorun şurada, bu
köprüden geçebilmek için zorunlu olarak otoyoldan geçiyor ve ödeme yapıyor.
Böylece, Anadolu’dan ya da Gebze gibi lojistik noktalarından gelen ağır
taşıtlar hem gidişte, hem de dönüşte ödeme yapıyor. Bu maliyeti hiçbir şirket
kârından yiyerek karşılamaz, zam yapar.
ALTYAPI
yatırımlarının en yararlı tarafı dışsallık yaratmalarıdır. Yani, özel kesim
yatırımlarına kapı açması, verimliliğini ve karşılığını artırmasıdır. Ama kötü
planlanan ya da işlevleri henüz tamamlanmamış altyapı projelerinin hizmete
sokulması da bir o kadar yurttaşlarına da, özel kesime de baş ağrısı yaratır.
Bunun son örneği, İstanbul’da açılışı yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü (YSS
Köprüsü) oldu.
Köprünün
ve bir bölüm bağlantı yollarının açılması ile birlikte idari bir karar da
yürürlüğe sokuldu. O da, tüm otobüs, kamyon ve TIR trafiği için bu köprü ve
güzergahı zorunlu kılındı. Böylelikle diğer iki köprüden geçiş yasaklandı.
Yeni
köprünün artırdığı lojistik maliyetleri sofraya kadar uzanabilir
NASIL
BİR SONUÇ GETİRDİ?
Birincisi,
YSS Köprüsü’ne zorunlu olarak yönlendirilen ağır taşıtların, kent içi
arterlerden bu güzergaha girebilmeleri için var olan bağlantı yolları dar
olduğundan, giriş ve çıkışlardaki trafik felç oldu. Trafiği rahatlatmak için
trafik boğulmuş oldu. Bu karar yürürlükte olduğu sürece 2018’e kadar böyle
olacak.
İkincisi
ve asıl sorun şurada; ekonomide dağıtım kanallarının lojistiği olan kamyon ve
TIR’ların geçiş maliyet yükleri birden bire artıverdi. Hem daha pahalı bir
geçiş ücreti olan köprüden geçme zorunluluğu ile, hem de bağlantılardaki
boğulan trafik nedeniyle.
İKİ
TARAFLI ÖDEME
Kamyon,
TIR ve otobüsler daha önce iki köprüden de sadece en düşük 6 TL, en yüksek 15
TL ödeyerek geçip dönerken, şimdi kabaca iki katı ücret ödemek zorundalar. Ama
sorun şurada, bu köprüden geçebilmek için parçası olan otoyoldan geçmek ve
ödeme yapmak zorunda. Böylece, Anadolu’dan ya da Gebze gibi lojistik
noktalarından gelen ağır taşıtlar hem gidişte, hem de dönüşte ödeme yapmak
zorunda kalıyor.
YSS
Köprüsü’ne zorunlu olarak girmek zorunda kalan iki akslı bir kamyonet ya da
kamyon Avrupa’dan Asya’ya (Mahmutbey-Paşaköy) 51.1 TL öderken, dönüşte 37.95
olmak üzere toplam 89.05 TL ödüyor artık. Üç aksı olan kamyon, TIR ya da
otobüsler ise aynı güzergahta toplam 114.60 ödüyor. En basit yük taşıyıcı
kamyonetlerin maliyeti kabaca 80, kamyon ve otobüslerin maliyeti ise 100 TL
artmış oldu.
Konuştuğum
büyük bir şirketin yöneticisi, günlük 50-60 aracının Avrupa-Asya arasında mal
dağıtımı için gidip geldiğini, bu zorunluluk nedeniyle aylık maliyetlerinin
kabaca 300 bin TL, yıllık 3.5 milyon TL arttığını anlatıyor. Hatta öyle ki;
kamyonetlerin bile trafik memurlarınca zorunlu olarak YSS Köprüsü’ne yönlendirildiğinden
bahsediliyor.
ZAM
OLARAK YANSIR
Karayolları
Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2015 yılında İstanbul Boğazı’ndaki iki
köprüden geçen ağır taşıt sayısı günlük 60 bini geçiyor. Bunların çok büyük bir
bölümü kamyon ve TIR; yük taşıyorlar. Bu yükün de önemli bölümü, bu büyük
metropole ya da buradan ham madde ve mamul ürün taşıyor.
Peki,
şimdi ne olacak? Şu olacak; devasa bir metropolün tüm dağıtım kanalına etki
eden taşıma maliyetleri kayda değer ölçüde artarken, nihai olarak soframıza
enflasyon olarak yansıyacak. Yukarıdaki örnekten hareketle, yıllık 1 milyon
dolarlık bir maliyeti hiçbir şirket kârından yiyerek karşılamaz. Nihai alıcıya
zam olarak yansıtılacaktır.
Gelişmiş
ülkeler, ‘altyapı yatırımı ile dışsallık sağlayalım, özel sektörün verimliliği
artsın, kazanç alanı genişlesin, böylece yeni iş alanları ve istihdam
sağlansın’ fikrinin peşinde koşarken, bizdeki plansız programsız yapılan
yatırımların, önü arkası düşünülmeyen projelerin özel kesime ket vuran, nihai
olarak hane halkına bedel ödeten, satın alma gücünü düşüren tarafı ortaya
dökülüyor.
KÖPRÜ
VE OTOYOL PAKETİ
Gebze-Orhangazi
bağlantısını yapan Osman Gazi Köprüsü’nün hikayesini herkes biliyor artık;
devletçe yapımcı firmaya verilen günlük 40 bin araç geçiş garantisi nedeniyle,
Hazinece ödenen bedel geçmeyenin de cebinden çıkıyor. YSS Köprüsü de, yapım ve
işletme model olarak aynı. Günlük 135 bin araç taahhüdü var. Ücret yapısıyla
ulaşım açısından tek başına kent içi alternatif bir geçiş değil. Köprüden
geçebilmek için otoyolu da kullanmanız gerekiyor. Böylece köprü geçişi ve
otoyol ücreti birlikte paketleniyor. En yakın köprü geçişi olan FSM Köprüsünden
günlük geçişin 2015’de 149 bin adet otomobil olduğu ve de çift yönlü 4.75 TL
bedeli olduğu hesaba katılırsa YSS Köprüsü’nden iki katı fiyata (9.90 TL),
üstüne üstlük otoyol ücreti de ödeyerek geçmek ekonomik değil. Bu yüzden,
taahhüt nedeniyle geçmeyenler bunu ödeyecekler.
Daha
fazlası, bir de kamyon, TIR ve otobüslerine yapılan pahalıya zorunlu
yönlendirme nedeniyle oluşan maliyet artışlarını da, hane halkı sofrada ve
gündelik harcamalarına gelen zamlarla ödeyecek.
Kaynak:
lojiport.com