Danışmanlık,
brokerlik ve iş çözümleri şirketi Willis Towers Watson, kapsamlı raporu 2016
Ulaştırma Risk Endeksi’ni açıkladı. Üst düzey yöneticilerin görüşleri alınarak
hazırlanan rapor, ulaştırma sektöründeki mevcut risk ortamına dikkat çekiyor.
Rapora göre, sektör için en büyük riski siber saldırılar ve veri gizliliği
ihlalleri oluşturuyor.
Willis
Towers Watson, ulaştırma sektöründeki mevcut risk ortamını ortaya koyan
kapsamlı raporu 2016 Ulaştırma Risk Endeksi’ni açıkladı. Sektörün hava, kara ve
deniz alanlarında görev yapan 350 üst düzey yöneticinin katılımı ile
gerçekleşen araştırmaya göre, artan siber saldırılar ve veri gizliliği
ihlalleri sektör için en büyük riski oluşturuyor.
Gelecek
10 yıl boyunca sektörü şekillendirmesi beklenen anahtar risklere dikkat çekilen
araştırmadan elde edilen başlıca bulgular şöyle sıralanıyor:
•Ulaştırma
yöneticilerinin bugün karşı karşıya olduğu en büyük tehdit siber alanda.
Otomasyondan Nesnelerin İnterneti’ne (the internet of things) kadar uzanan
teknolojik gelişmeler, tedarik zincirlerinin bugüne dek olmadıkları kadar
birbirleri ile bağlantılı oldukları ve teknolojiye adeta muhtaç durumda
bulundukları anlamına geliyor.
•Şirketlerin
ancak en zayıf iş ortakları kadar güçlü oldukları bu kompleks risk ortamını
yönetmek tüm paydaşların birlikte hareket etmesini zorunlu kılıyor.
•Siberin
önde gelmesine karşın, tüm üst düzey riskler birbirine çok yakın sıralanıyor.
•Risklerin
ayrılamaz şekilde birbirine bağlanması, risk ortamının da artan biçimde
karmaşıklaşması anlamına geliyor. Bu da şirketlerin risk yönetimini bütünsel
bir yaklaşımla ele almalarını gerektiriyor.
•Riski
azaltmaya yönelik proaktif stratejiler önemini korusa da haberlerin hızlı
yayıldığı sosyal medya çağında hazırlıklı olmak ve yanıt verebilmek, şirketin
performansı kadar kritik öneme sahip.
•Her
bölge ve işkolu risklere farklı açılardan bakıyor. Bu nedenle her birinin
vereceği yanıtların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kompleks risk
ortamı, ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş çözümler gerektiriyor.
TARIK
SERPİL: “RİSK STRATEJİLERİ DİNAMİK VE ESNEK OLMALI”
Ulaştırma
dünyasının hızlı bir dönüşüm yaşadığını belirten Willis Towers Watson Türkiye
Kurumsal Risk ve Brokerlik Yöneticisi Tarık Serpil, “Risk stratejilerinin de bu
doğrultuda esnek ve dinamik olması gerekiyor. Sektörün global ekonomi içindeki
stratejik rolünden faydalanmak isteyenler saldırılar düzenlerken, yasal
düzenlemeler ve teknolojik gelişmeler yeni işletme modellerinin
geliştirilmesini gerektiriyor. Araştırmamıza katılan yöneticiler, 10 yıllık bir
dönem için 50 farklı riski etki derecesine ve risk yönetiminin zorluğuna göre
derecelendirdiler. Buna göre ilk sırayı siber tehditlerin almasını, sektörün
teknoloji ile ne denli iç içe geçtiğini göstermesi açısından dikkate değer
buluyoruz” dedi.
Türkiye
açısından tabloyu değerlendirerek sözlerini sürdüren Tarık Serpil, “Global
dünyanın bir parçası olarak ülkemizde de edindiğimiz tecrübeler, ulaştırma
dünyasının kalanı ile örtüşüyor. Risk yönetim stratejileri Türkiye’de de
ulaştırma dünyasının önemli bir bileşeni ve güncel gelişmeler tarafından güçlü
bir şekilde yönlendiriliyorlar” diye konuştu.
Willis
Towers Watson 2016 Ulaştırma Risk Endeksi’ne göre ulaştırma sektöründeki ilk 10
risk:
1.Siber
saldırılar ve veri gizliliği ihlalleri kaynaklı artan siber güvenlik endişeleri
2.Kritik
BT sistemlerinin arızalanması
3.Üçüncü
parti tedarikçilere olan bağımlılık
4.Üçüncü
partilerin güvenlik açıkları ve dijital tedarik zinciri esnekliği
5.Birleşme
ve satın alma aktiviteleri ile ilişkilendirilen rekabet/anti-tekel yasalarına
ilişkin denetlemeler
6.Regülasyonların
karmaşıklığında görülen artış
7.Değişimin
ve teknolojik gelişmelerin hızına ayak uyduramamak
8.Yeni
ve gelişmekte olan rakiplerden kaynaklanan tehditler
9.Ulusal
altyapıya olan aşırı bağımlılık
10.Yeni
teknolojiler nedeniyle mevcut ulaşım altyapısının değerini yitirmesi
Araştırmaya
katılan ulaştırma sektörü üst düzey yöneticilerine göre, gelecek 10 yıl içinde
sektörde önemli değişiklikleri 5 megatrend altında toplamak mümkün:
JEOPOLİTİK
İSTİKRARSIZLIK VE REGÜLASYON BELİRSİZLİĞİ
Savaş,
terörizm, zorunlu göçler gibi kontrol edilemeyen olaylar, 2015 yılında tedarik
zinciri maliyetlerine 56 milyar dolar daha eklenmesine neden oldu. Bu ve benzer
olayların sonuçlarından yakın geçmişe kadar milyon dolarlarla söz edilirken,
günümüzde milyar dolarlar konuşuluyor.
KARMAŞIK
İŞLETME MODELLERİ
Fiziksel
ve dijital küresel tedarik zincirlerinin birbirine olan bağlılıkları,
şirketlerin riskin sonuçlarına katlanmalarını zorunlu kılıyor. Hiçbir zaman
sona ermeyen büyüme arzusu, ulaştırma şirketlerini volatil yeni pazarlara ve
pek de kolay olmayan işbirliklerine sürüklerken, güçlüklerle baş edebilecek
konumdaki şirketler bile üçüncü partilerin zafiyetlerinden etkileniyor.
DİJİTAL
ZAFİYETLER VE HIZLI TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Dijital
pazaryerinin artan bağlanırlığı, riskle ilgili problemlerin toplu biçimde
çözülmesini gerektiriyor. Şirketlerin çok azı bu alandaki çözümlerinin
etkinliğini tam anlamıyla kontrol edebiliyor. Teknolojik değişimlerin hızı
artmaya devam ederken, riske karşı gösterilecek direnç de iletişim ve inovasyon
gibi yöntemlerle sağlanabilir.
YETENEK
YÖNETİMİ VE KÜRESEL İŞGÜCÜNÜN KARMAŞIKLIKLARI
“Baby
Boomer” kuşağı emekli olmaya hazırlanırken, ulaştırma şirketleri de yetenek
kıtlığı ile baş başa kalmak üzereler. Teknolojik gelişmeler şirketlerde
dönüşümü beraberinde getirirken, yönetimin odağı yeterli insan bulmaktan çıkıp,
doğru beceri setlerine sahip insanları bulmaya ve rekabetin arttığı bir pazarda
bu yeteneklerin elde tutulabileceği bir iş ortamı oluşturmaya doğru kayıyor.
DEĞİŞEN
PAZAR DİNAMİKLERİ VE İŞ MODELİ GÜVENSİZLİĞİ
Ulaştırma
sektörü yöneticilerinin üzerindeki daha dinamik iş modelleri geliştirmeye
yönelik baskılar artıyor. Emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve faiz oranları,
rekabetçi kapitalin bulunabilirliği, gelişen pazarlar ve değişken tüketici
talepleri gibi geleneksel engeller, geleneksel olmayan rakiplerle
birleştiğinde, mevcut iş modelleri hakkında sektöre güvensizlik hakim oluyor.
Kaynak:
yesillojistikciler.com