4.
Sanayi Devrimi olarak adlandırılan endüstri 4.0 ile birlikte, önümüzdeki 5
yılda 50 milyar makine birbirine bağlanacak. Hem sanayide hem de günlük
hayatta, her an her saniye veri üretilecek. Lojistik sektörü de bu bağlantının
önemli bir halkası olacak. Lojistik sektörünün en belirgin gelişimi nakliye
operasyonlarında ve otomasyonlu depolarda kendisini hissettirecek.
44
Zetabaytlık veri
Makineler
arası iletişimin artmasıyla birlikte üretilecek veri miktarının tahminlerin de
üzerine çıkabileceği vurgulanıyor. IDC’nin global araştırma sonuçlarına göre
2013-2020 yılları arasında üretilecek veri miktarı 44 Zettabayt’a ulaşacak. Bu
rakam, şimdiye kadar üretilen tüm verilerin 10 katı büyüklüğünde.
Nesnelerin
interneti
Endüstri
4.0’da “Internet of Things –IoT (Nesnelerin İnterneti)” ön plana çıkıyor. Fabrikalarda
nesnelerin birbirleriyle ve insanlarla iletişime geçmesi ve bu sayede de
merkezi olmayan kararların verilmesi hedefleniyor. Makineler fabrikaları
yönetecek “Sanayi 4.0” diye de adlandırılan yeni dönemde her biri farklı
bilgisayar tarafından yönlendirilen makineler, bir bütün olarak ana
bilgisayarların kontrolüne girecek. Üretimde yer alan bileşenler birbirine
bağlanacak ve üretimde hız ve esneklik sağlanacak. Lojistik sektörü de bu
zincirin göbeğinde yer alıyor.
Kamyonlar
da bağlanacak
Lojistik
sektörünün en belirgin gelişimi ticari araçlar sektöründe ve otomasyonlu
depolarda kendisini hissettirecek. Yeni nesil kamyonlarda araçların birbiriyle,
gümrüklerle, fabrikalarla, yollarla, depolarla sürekli iletişim halinde olacak.
Lojistikçiler zamandan ve maliyetten tasarruf sağlarken verimliliklerini
artıracaklar ve sorunsuz hizmet verebilecekler.
Almanya
maliyetlerini 150 milyar euro azaltacak
TÜSİAD
ve The Boston Consulting Group işbirliği ile ilgili hazırlanan raporda akıllı
robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3-D baskı, bulut gibi dokuz
teknolojinin bu devrimin tetiklenmesinde çok önemli rolü olduğu belirtiliyor.
Sanayi 4.0’ın yaygın olarak uygulanmasının önümüzdeki 10-15 sene içerisinde
Alman ekonomisi üzerinde çok önemli etkiler yaratması bekleniyor. Bu etkiyi
rakamsallaştırdığında üretime ilişkin dönüşüm maliyetlerinin yüzde 15-25’ine
denk gelen bir sanayi verimliliği artışı sonucu 90-150 Milyar Euro’ya ulaşan
bir maliyet azaltıcı etkiden bahsetmek mümkün. Sanayi 4.0’ın başarılı bir
şekilde uygulandığı durumda, günümüz ekonomik büyüklüğünde, Türkiye’deki üretim
sektörlerinin verimliliğinde 50 milyar TL’ye varabilecek bir fayda kaydedilmesi
potansiyeli mevcut. Bu analizin temeli, toplam üretim maliyeti göz önüne
alındığında, verimlilikteki artışın yüzde 4-7 arasında olacağı beklentisine
dayanıyor. Sadece dönüşüm maliyeti (malzeme maliyetleri hariç üretim maliyeti)
değerlendirildiğinde, verimlilik artışının yüzde 5-15 arasında olması
bekleniyor. Küresel değer zincirlerine entegrasyon ve Sanayi 4.0 çevresinde
oluşacak ekonomi yoluyla kazanılacak rekabet avantajının, sanayi üretiminde
yıllık yaklaşık yüzde 3’e kadar ulaşabilecek bir artışı tetiklemesi bekleniyor.
Bu büyüme Türkiye GSYİH’sinde yüzde 1 ve üzeri bir ek büyüme ve 150-200 milyar
TL düzeyinde ek gelir anlamına geliyor. 4.0 teknolojilerinin üretim sürecine
dahil edilmesi için önümüzdeki 10 yıllık süreçte –günümüz fiyatları ve ekonomik
büyüklüğü baz alındığında- yılda yaklaşık 10-15 milyar TL (üreticilerin
gelirlerinin yaklaşık yüzde 1-1,5’i) yatırım yapılması gerektiği tahmin
ediliyor.
Türkiye’nin
lojistik ve maliyet avantajı var
Türkiye,
lojistik avantajı sağlayan coğrafi konumu sayesinde ve esnek, düşük maliyetli
üretim yapabilmesini sağlayan görece düşük maliyetli işgücünü kullanarak, küresel
değer zincirinde oldukça rekabetçi şekilde konumlanmış bir ülke. Üretim
ücretleri, verimlilik, enerji maliyetleri ve döviz kurlarını dikkate alarak
oluşturulan BCG Global Üretim Maliyeti Endeksi’nde, Türkiye 98 ortalama birim
maliyet ile üretim yaparken, ABD 100, Almanya ise 121 ortalama birim maliyetle
üretim gerçekleştiriyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’deki ortalama doğrudan
üretim maliyetleri Almanya’nın yüzde 23, ABD’nin ise yüzde 2 altında. Bu
analiz, Türkiye’nin küresel değer zincirinden pay almak ve ihracat platformunu
güçlendirmek için sahip olduğu rekabet avantajının altını çiziyor.
Tam
zamanında azami düzeye çıkacak
Üreticilerin
tedarikçilerle gerçekleştireceği, yatay veri ve sistem entegrasyonu pek çok
ortak çalışma alanı yaratacak. Standartlaşmış süreçler ile zamanında işbirliği
yapılması sayesinde hata asgariye indirilecek. Tedarikçiler yatay entegrasyon
yoluyla operasyonlarını üreticilerden gelen yeni siparişlere göre
düzenleyebilecekler. Bu durum ‘tam-zamanında’ lojistik potansiyellerini azami
düzeye çıkartabilmelerini ve bu yolla lojistik ve operasyon maliyetlerini
azaltmalarını sağlayacak. Lojistik simülasyon Akıllı depo ve şirket içi
lojistik çözümler, üreticilerin rekabet gücünü artıracak. Lojistik
operasyonları için optimize edilmiş esnek mimari tasarımlar, simülasyon
uygulamaları ile test edilebilecek. Zenginleştirilmiş gerçeklik gözlükleri ise,
lojistik ve üretimle ilgili verileri çalışanın görüş alanına getirerek,
personelin sürecin bir sonraki aşamasını doğru seçmesine yardım edecek. Her iki
gelişme, şirket içi lojistik faaliyetlerine daha az zaman ayrılması sayesinde,
stok döngüsünü ve teslim süresini kısaltarak işletme sermayesini daha güçlü
hale getirecek.
Kaynak:
transmedya.com