Endüstri
4.0’ın, lojistiğin 7 doğrusu adı verilen doğru ürünün, doğru miktarda, doğru
biçimde, doğru zamanda, doğru kaynaktan, doğru yolla, doğru fiyata sağlanması
aşamalarının hepsini ayrı ayrı etkileyeceğini belirten Dr. Cengiz Tavukçuoğlu,
“Ekonomik dengeleri değiştirecek 4.0 Sanayi Devrimi, lojistik sektörünün sonunu
getirmek bir yana lojistik sektörü için çok önemli fırsatlar sağlayacaktır”
diyor.
1.Diğer
adıyla Endüstri 4.0 olarak isimlendirilen Sanayi 4.0 ya da dördüncü sanayi
devrimi ne demektir?
Bir kavramın
4.0’dan bahsediliyorsa doğal olarak 1.0’dan başlayan bir geçmişi olması
gerekir. İlk sanayi devriminin (Sanayi 1.0) su ve buhar gücünün daha verimli
kullanılmasını sağlayan buharlı makineler ve mekanik üretim
tezgahların/sistemlerinin bulunması ile ortaya çıktığı 1760’lı yıllarda
başlayıp, 1830’lara kadar devam ettiği kabul edilmektedir. Buharın mekanik
üretim tezgahlarında kullanımı ile kol gücüyle üretimle kıyaslanamayacak
şekilde üretim miktarları artmış, bu da üretim maliyetlerini düşürmüştür.
Ayrıca malların yer değiştirmesinde buhar kullanan demiryolları sayesinde hız
ve maliyet avantajı yaşanmıştır. İkinci sanayi devrimi (Sanayi 2.0) ise 1840 –
1870 yıllarını kapsayan dönemde seri üretim ve elektriğin kullanılmasıyla
olmuştur. Henry Ford'un üretim bandı tasarımı ve elektriğin seri üretimde
kullanılmaya başlanması, üretim hattının geliştirilmesini sağlamıştır. Üçüncü
sanayi devriminde (Sanayi 3.0) ise 1950’li yıllardan itibaren elektronik ve
dijital teknolojiler seri üretim optimizasyonun bir parçası olmuş, dijital
devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT’nin (Bilgi Teknolojileri) gelişmesiyle
üretim daha da otomatikleştirilmiştir. Üçüncü sanayi devrimini üçüncü dalga
olarak nitelendiren, gelecek bilimci Heidi ve Alvin Toffler çiftine göre “Dünya,
kitlesel üretime, kitlesel tüketime, kitlesel medya ve eğitime, kitlesel
eğlenceye, askeri olarak kitlesel imha teknolojilerine dayanan, esas olarak
mavi yakalı işçinin üretimine dayalı II. Değişme Dalgasını (sanayi çağını)
geride bırakarak, bir III. Değişme Dalgasına girmektedir. III. Dalga, bilgi
üretiminin toplanmasını ve dağıtılmasını güçlendiren teknolojiler üzerinde
yükseliyor. Bu teknolojiler üretim yapma, olağan yaşama ve hatta savaşma
biçimlerimizi köklü olarak değiştiriyor.”
Bugün ise
dünya artık Sanayi 4.0 (Endüstri 4.0) aşamasını konuşuyor. İnternetin
çevremizdeki her şey (big data ve şeyler) ile temasa geçtiği, insanoğlunun
yaptığı işleri devralarak neredeyse tüm üretim süreçlerini tek başına yönetmeye
aday otonom makinelerin (robotların), Nesnelerin İnterneti, Hizmetlerin
İnterneti, Siber-Fiziksel Sistemler, Hücresel Taşıma Sistemleri ile Sanal
Ortamlarla Bilişim Teknolojileri ve Endüstriyi bir araya getirmeyi hedefleyen
Sanayi 4.0’ın öngörülemeyen ekonomik ve sosyal dönüşümler yaratacağı
değerlendirilmektedir. Kısaca Sanayi 4.0, Benjamin Franklin tarafından 1778
yılında “Homo Faber” araç yapan hayvan olarak tanımlanan insan beyninin
yaratımı olan sanayide şimdilik ulaştığı son dönemi tanımlamaktadır.
2. Sanayi 4.0
terimi ilk olarak nerede kullanıldı?
Sanayi 4.0
terimi ilk kez 2011 yılında Almanya’da Hannover Sanayi Fuarı’nda
kullanılmıştır. Fuara katılan uzmanlar tarafından, bilişim çağının modern
yüzünün, üretim süreçlerine yepyeni bir boyut kazandırdığı ve yeni bir Sanayi
Devrimi’nin yaşanmakta olduğu ifade edilmiştir. Almanya Hükümeti’nin, dile
getirilen bu görüşleri, yeni bir sanayi stratejisi olarak ele almasıyla, 4.
Sanayi Devrimi kavramsal olmaktan öte, resmi bir nitelik de kazanmıştır.
3. Sanayi
4.0’ın lojistik sektörüne etkisi nasıl olacak? Sanayi 4.0 üretim sanayisinde
yaratacağı devrimle mi lojistik sürecini etkileyecek yoksa, lojistik süreçlerine
direkt etki yapacak mı?
Sanayi 4.0
Devriminin lojistik süreçlere etkileri hakkında öngörüde bulunabilmek için
yaşanmış olan önceki üç sanayi devrimine bakmak gerekir. Endüstri devrimleri,
geçmişten bu yana dünyayı ve toplumları küresel boyutta etkilemiştir.
“İhtiyaçlar icatların anasıdır” diye bir söz vardır. Varoluşundan itibaren
ihtiyaçlarını üretmek insanoğlu için hep bir zorunluluk olmuş ve üretimi devam
ettirmek adına hep yeni arayışlar içinde olmuştur. Örneğin Sanayi 4.0 sürecinde
makinelerin internet üzerinden birbirleriyle iletişimde olmaları “tam
zamanında” lojistik hizmetlerinin çok daha verimli çalışabilmesi veya makine arızalarının
önlenebilmesini sağlarken, üretimdeki atıl zamanın azaltılması ve sonuç olarak
kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Yeni taşıtlar, yeni
yakıt ve enerji kaynakları, altyapı ve yeni istihdam alanları başta ulaşım
lojistiği olmak üzere her tür lojistiği etkileyecektir. Endüstri devrimlerinin
tarihi gelişimi ışığında, Endüstri 4.0’ın hem üretim sanayisinde yaratacağı
devrimle hem de doğrudan lojistik süreçleri etkileyeceğini öngörmek yanlış
olmayacaktır.
4. Küresel
ölçekte düşündüğümüzde Sanayi 4.0’ın lojistik sektöründe istihdama etkileri ne
olabilir?
Sadece
lojistik sektöründe değil bütün sektörlerde robotların üretimi devralmasıyla
doğal olarak insan gücüne duyulan ihtiyaç azalacak ve robotlar adeta insanları
işlerinden kovacaktır. Bu durum sadece fabrikalardaki mavi yakalılar için değil
beyaz yakalılar içinde bir risktir. Çünkü yapay zeka ile robotları kodlayabilen
robotlar ve tasarım yapabilen robotlar, üretimi devralacaktır. Öte yandan düşük
kalifiye işgücüne yönelik istihdam olanakları azalırken, farklı yetkinliklere
sahip elemanlara olan talep ise artacaktır. Örneğin Sanayi 4.0 sayesinde üretim
sektöründe %6-10’luk istihdam artışı beklenmektedir. Yeni işgücüne talep en
fazla mekanik-mühendislik sektöründe hissedilecektir. Bu süreçte yeni meslekler
(iletişim halinde olan makineler arasındaki anlaşmazlığı çözen makine
avukatlığı, bulut hesaplama uzmanlığı, robot koordinatörlüğü gibi) ortaya
çıkacağı öngörülse bile artan dünya nüfusu nedeniyle bu durumun işsizliğe çare
olamayacağı değerlendirilmektedir. 2016 yılı Dünya Kalkınma Raporu’na göre
Türkiye, özellikle işgücü piyasası açısından Sanayi 4.0’dan olumsuz bir biçimde
etkilenme potansiyeli en yüksek olan ülkelerden biridir.
5. Sürücüsüz
TIR’lar, kaptansız gemiler, pilotsuz uçaklar dışında lojistik süreci sizce
nasıl etkilenecek?
Sürücüsüz
TIR’lar, kaptansız gemiler, pilotsuz uçaklar insanlara ilginç geldiği ve göz
önünde olduğu için Endüstri 4.0’ın en çok konuşulan yönü. Ama üzerinde
konuşmadığımız ya da öngöremediğimiz o kadar çok değişiklik bizi bekliyor ki.
Örneğin havayolu şirketi British Airways yeni yaptığı akıllı sensör patent
başvurusunda, uçuş deneyiminizi daha iyi hale getirmek, jet lag etkilerini
azaltmak için dijital bir hap geliştirmek istediğini belirtti. Ancak alışılmadık
bir durum söz konusu; şirket müşterilerinin bu sensörü yutmasını istiyor.
İnternete bağlı bu dijital hap cihazı yuttuğunuzda vücudunuzdaki ısı
değişiklikleri, mide asidi oranı, vücut hareketleri, uyku evreleri, göz
hareketi ve kalp atış hızı gibi faktörlerle sağlık durumunuzu takip ederek
kabin ekibine ne kadar konforlu hissettiğinizi aktaracak. Böylece kabin
ekibinin size yiyecek bir şeyler vermesi, ışığınızı ya da oturma pozisyonunuzu
ayarlaması sağlandığı gibi bu veriler bir sonraki seyahatinizde kullanılarak
konforunuz artırılacak. Endüstri 4.0, lojistiğin 7 doğrusu adını verdiğimiz
doğru ürünün, doğru miktarda, doğru biçimde, doğru zamanda, doğru kaynaktan,
doğru yolla, doğru fiyata sağlanması aşamalarının hepsini ayrı ayrı
etkileyecektir.
6. Sanayi
4.0’ın öngörülebilen olumsuz yönü söz konusu mu?
Endüstri
4.0’ın sahip olduğu güzel yanlarının dışında, hayatımızı zorlaştıracak olumsuz
yanları da mevcuttur. Dünya Ekonomik Forumu kurucusu ve başkanı Klaus
Schwab’ın, Davos 2016 öncesi Foreign Affairs’de çıkan yazısının son cümleleri
şöyle: “Sonunda, her şey insan ve değerlerine bağlanıyor. İnsanı ön plana alan
ve güçlendiren bir gelecek şekillendirebilmeliyiz. En kötümser ve insana aykırı
şekliyle 4. Endüstri Devrimi’nin, insanı ‘robotlaştırarak’ yürekten ve ruhtan
yoksunlaştırma tehlikesi taşıdığı da bir gerçek. Fakat insanlığı, yeni bir
kolektif ve ortaklaşa sahiplenilen değerler bilincine de yükseltebilecektir.
Bizim üzerimize düşen bunun gerçekleşmesinin sağlanmasıdır.” Ayrıca üretim
süreçlerinde kullanılacak makinelerin hepsinin Sanayi 4.0'ın standartlarına
uygun hale getirilmesi ve programlanmasında yaşanacak zorluklar, bu
değişimlerin maliyetli olması öngörülebilen diğer olumsuzluklar.
7. Sanayi
4.0’ı tetikleyen teknolojiler nelerdir?
Sanayi 4.0’da
dijital dönüşümü tetikleyen teknolojiler kısaca CAMPS diye tanımlanıyor. C
(Cloud) bulut bilişimi, A (Analytics) büyük veri analizini, M (Mobility) mobil
dünyayı, P (Productivity) Üretkenliği, S ise (Security) siber güvenliği
tanımlıyor. Yani dijital dönüşümünü gerçekleştirmek isteyen bir kurum, bulut
bilişim ile başlayıp güvenlik ile dönüşümünü sonlandırmalı. Bu sadece o
şirketin dijital dönüşümünü değil, Sanayi 4.0’a uyumunu da sağlayacaktır.
Ayrıca artırılmış gerçeklik, eklemeli üretim, 3-D baskı, akıllı robotlar,
simülasyon, yatay/dikey yazılım-sistem entegrasyonu, nesnelerin interneti
tetikleyici diğer teknolojiler olarak öne çıkıyor.
8. Sanayi 4.0
Çin efsanesinin sonu olabilir mi?
Hedefi Alman
ekonomisindeki verimliliği arttırmak olarak lanse edilen 4. Sanayi Devrimi’nin
asıl amacının “re-lokalizasyon”, yani “yeniden yer değiştirme” olduğu
değerlendirilmektedir. Dünyadaki küreselleşme eğilimine paralel olarak 1990’lı
yıllardan beri birçok fabrika gelişmiş ülkelerden ucuz emek ülkeleri olan Asya
ve Uzakdoğu’ya taşındılar. Gelişen yazılım ve internet teknolojisi ile beraber,
firmaların karar mekanizmalarının gelişmiş ülkelerde (batıda) tutulup, üretim
işlerinin başka ülkelere (doğuya) taşınması uygulamasına “de-lokalizasyon”,
yani yerelliğin bozulup, bir yere ait olmaktan çıkıp -yer değiştirerek- daha geniş bir alana yayılma dendi. New York
Times gazetesinin ünlü köşe yazarlarından Thomas L. Friedman "Dünya
Düzdür: Yirmi Birinci Yüzyılın Kısa Tarihi" kitabında bu durumu; “Son
yıllarda teknolojiye yapılan muazzam yatırımlar sayesinde geniş bant (hızlı
internet erişimi) dünyanın her tarafını birbirine bağlamış, bilgisayarlar
ucuzlamış ve yazılım patlaması olmuştur. Google gibi arama motorları ve e-mail,
bir işi parçalayıp bir kısmını Boston’a, bir kısmını Beijing’e, bir kısmını da
Bangalore’a gönderen özel yazılımlar, zihinsel işin ve zihinsel sermayenin
dünyanın herhangi bir yerinden bir başka yerine iletilebildiği bir platform
yaratmıştır. İletim ve iletişim sorunları ortadan kalktıkça oyun alanı, daha
doğrusu dünya düzleşmiştir” şeklinde açıklamıştır.
Sanayi 4.0
ile robotlar, sensörler, insansız fabrikalar sayesinde ucuz emeğe ihtiyaç
kalmamaktadır. Dolayısıyla Çin, Hindistan gibi ülkelerden fabrikaları geri
çağırma süreci devreye sokulmuştur. Yani “fabrikalar tekrar geri getirilmeli”
görüşü ağır basmakta ve buna da “yeniden yer değiştirme”, yani “re-
lokalizasyon” denmektedir. Ancak Çin pazarda edindiği lider konumu korumak ve
yeni paradigmaya uyum sağlayacak bir strateji geliştirmiştir. Akıllı Fabrika
1.0. Bu proje, 1.0, Çin’in Avrupa’dan yükselen Endüstri 4.0’a yanıtı
niteliğindedir. Almanya’nın en çok patent alan mühendislik firmalarından,
dünyanın en büyük sanayi robotu üreticisi ünlü Kuka firması Çinli şirket Midea
tarafından 4.5 milyar dolara satın alındı. Midea, artık bu şirketin
hisselerinin %94.55’ini elinde tutuyor. Bu Çin’in Almanya’da satın aldığı en
büyük şirket. Çin dünyanın üretim üssü olma sıfatını elinden kaçırmamak için
gerekli hamleleri yapıyor. O nedenle efsane şimdilik devam ediyor.
9. Sanayi 4.0
lojistik sektörünün sonunu mu getirecek?
Dinamik bir
sektör olan lojistik sektörü hem dünyada hem de ülkemizde sürekli gelişme
göstermekte ve bu çerçevede sektörün de rekabet düzeyi yükselmektedir.
Dolayısıyla, lojistik sektöründe yer alan firmaların rekabet güçlerini
artırabilmeleri için sürekli maliyet, insan kaynağı, faaliyet ve yönetim
süreçleri kalitesi, etkinliği ve teknolojisi açsından kendilerini
geliştirmeleri gerekmektedir. Bu gerçek lojistik sektöründe yetişmiş uzman ve
kaliteli insan kaynağı istihdamını zorunlu kılmaktadır. Uzman ve profesyonel bu
kadrolar da teknolojiyi kullanma ve teknolojik değişimlere uyum sağlama
konusunda diğer sektörlere göre daha avantajlı olmaktadır. Bu nedenle ekonomik
dengeleri değiştirecek 4.0 Sanayi Devrimi lojistik sektörünün sonunu getirmek
bir yana lojistik sektörü için çok önemli fırsatlar sağlayacaktır.
10. Türkiye
Sanayi 4.0 için hazır mı?
Dünya Ekonomi
Forumu (WEF) tarafından hazırlanan ve ülkelerin yüksek rekabete ve refaha
ulaşabilmeleri için gerekli olan bilgi ve iletişim teknolojilerine (ICT)
ulaşabilmeleri ve üretebilmelerinde etkili olan yerel unsurlar, politikalar,
kurumların incelendiği Küresel Bilgi Teknolojileri Raporu Ağ Hazırlık İndeksi
2016’da ülkemiz 139 ülke içerisinde 48. sırada yer alabildi. 2015 yılında 143
ülke içerisinde 48. sırada, 2014 yılında 148 ülke içerisinde 51.sırada, 2013
yılında 144 ülke içerisinde 45.sırada yer almıştık. Dünya Ekonomik Forumu’nun
2015-2016 Küresel Rekabet Raporu’nda ise Türkiye maalesef 140 ülke arasında
altı basamak gerileyerek 51. sırada yer aldı. Sanayi 4.0’ın önemini kavramış
olmak, üzerinde konuşmak yeterli olmuyor. Dünyada bulunan tüm ülkeler
içerisinde nüfus büyüklüğü açısından 18. sırada, yüzölçümü büyüklüğü açısından 37. sırada yer
alan ve dünya ekonomisi içerisinde G20’de yer alan Türkiye’nin 4. Sanayi Devrimi’ni
kaçırma lüksü yoktur.
Ekonomik
dengeleri değiştirecek 4. Sanayi Devrimi, sanayileşme sürecine geç başlayan
Türkiye için çok önemli bir fırsat sağlayabilir. Bu devrim ile Türkiye sahip
olduğu potansiyel avantajını kullanarak maliyet, hız, güvenilirlik ve hizmet
kalitesi parametrelerinin optimum bileşimini yakalayarak sadece bölgemizde
değil tüm dünyada küresel gelişmelerden en çok ekonomik fayda sağlayabilecek
ülkeler arasında yer alabilir. Hem devlet hem de özel sektör konunun önemini
kavramış görünmektedir. Halen, TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı), TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği), TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları
Derneği), Ege Bölgesi Sanayi Odası
(EBSO) konu üzerinde ayrı ayrı ayrıntılı çalışmalar yapmaktadırlar. Bilişim
Yönetişimi’nde kamu, özel sektör, sivil toplum ve kullanıcılar beraber rol
almalıdır. Ancak Sanayi 4.0 için olmazsa olmaz şartlardan olan başta bilişim
eğitimi, bilişim hukuku ve bilişim altyapısı ile ilgili yeterli seviyede
olduğumuzu söylemek doğru olmayacaktır.
Kaynak:lojistikhatti.com