Ekol
Lojistik’in 2017’de odak noktası intermodal taşımacılığın geliştirilmesi
olacak. “İntermodal taşımacılığın sektörümüz için bir kurtuluş olduğunu
düşünüyoruz” diyen Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, bu alanda
önemli yatırımlar yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini vurguladı. Musul,
2017 yılı için hedeflerinin 140 bin Ro-Ro ve 100 bin trene hizmet vermek
olduğunu söyledi.
Ekol
Lojistik’in 2017’de odak noktası intermodal taşımacılığın geliştirilmesi
olacak. “İntermodal taşımacılığın sektörümüz için bir kurtuluş olduğunu
düşünüyoruz” diyen Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, bu alanda
önemli yatırımlar yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini vurguladı. Musul,
2017 yılı için hedeflerinin 140 bin Ro-Ro ve 100 bin trene hizmet vermek olduğunu
söyledi.
Ekol Lojistik
2016 yılına hangi başarıları sığdırdı?
2016 yılının
son 9 aylık verilerine baktığımız zaman 422 milyon euroya ulaşarak 2015 yılına
göre büyüme yakaladığımızı görüyoruz. 2016 içerisinde Çekya ve İran’daki
yapılanmalarımızla birlikte ülke portföyümüzü 14’e yükselttik. Ro-Ro filomuzu
büyütmek adına 2 yeni Ro-Ro siparişi verdik. Sipariş verdiğimiz Ro-Ro’larımızdan
280 treyler kapasiteli MELEQ gemimiz 18 Kasım’da Almanya’nın Flensburg kentinde
denize indirildi. Şubat 2017’de ise Türkiye-İtalya arası seferlere başlamasını
hedefliyoruz. İkinci gemimiz de 2018 yılında teslim edilecek. İtalya –
Trieste’de Ro-Ro ve blok tren seferleri için kullandığımız limanın
işletmeciliğini yapan Europa Multipurpose Terminals firmasının %65 hissesini de
6 Aralık itibarıyla bünyemize kattık.
İntermodal
taşımacılık hizmeti kapsamında kullandığımız elektrikli blok tren seferlerimize
bir yenisini daha ilave ettik. Şuanda İtalya Trieste, Almanya Köln ve
Ludwigshafen şehirleri, Çekya’nın Ostrava, Fransa’nın Sete şehirleri arası
faaliyet gösteren haftalık toplam 44 blok tren seferimize Sete-Paris hattı da
dahil oldu. Bu hattımız da 7 Aralık’ta Paris’te gerçekleşen 6. Nuit du Shortsea
Shipping et de l’intermodalité Gala'sında Multimodal Operatör kategorisinde
ödüle layık görüldü. Farklı hat yatırımlarına 2017 yılında da devam etmeyi
planlamaktayız.
TRIESTE-KIEL
SEFERLERİ BAŞLIYOR
Demiryolu
bağlantılı intermodal taşımacılık hizmetlerinde ne tür adımlar attınız?
Gündeminizde yeni servisler var mı?
Öncülüğünü
yapmakta olduğumuz ve müşterilerimize daha kaliteli, sürdürülebilir, düşük
maliyetli ve verimli hizmet sunduğumuz intermodal taşımacılık alanındaki
çalışmalarımız 2017 yılında odak noktalarımızdan biri olacak. Ekol Lojistik
olarak intermodal taşımacılığının sektörümüz için bir kurtuluş olduğunu
düşünüyoruz ve bu alanda yaptığımız çalışmalara çok önem veriyoruz. Bu kapsamda
sektörümüzün ufkunu açacak ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacağımız çok
önemli yatırımlara imza attık. Ro-Ro filomuza ek olarak 2 yeni Ro-Ro siparişi
vermiştik, MELEQ gemimizi 18 Kasım’da Almanya’nın Flensburg kentinde denize
indirdik. İkinci gemimizi de 2017’nin son çeyreğinde denize indireceğiz.
Şu anda
Yalova’da inşaatı devam eden limanımız, Türkiye’nin en önemli sanayi ve
otomotiv üreticilerine çok yakın mesafede. Yatırım bedeli 35 milyon euroyu aşan
terminalimizi inşaat çalışmalarının beklediğimizden daha zorlu geçmesi nedeni
ile ancak 2017 Mart ayı gibi devreye alarak uluslararası karayolu
taşımacılığına operasyonel avantajlar getireceğiz.
İtalya –
Trieste’de Ro-Ro ve blok tren seferleri için kullandığımız limanın
işletmeciliğini yapan Europa Multipurpose Terminals firmasının %65 hissesini de
6 Aralık itibarıyla bünyemize kattık. Aynı anda 2 farklı Ro-Ro’nun
operasyonlarını yürütecek kapasiteye sahip Trieste’deki limanda, yapılacak
ilave yatırımlarla birlikte tren yükleme kapasitesi günde karşılıklı 10 sefere
çıkartılacak. Mevcutta Türk ve Yunan Ro-Ro gemilerine hizmet veren limanın,
ileriki dönemlerde İsrail ve Mısır gibi ülkelere de hizmet vermesini de
hedefliyoruz. 2016 yılı 110 bin Ro-Ro gemisi ve 70 bin tren kapasitesi ile
kapanacakken, 2017 yılı için hedef 140 bin Ro-Ro ve 100 bin trene hizmet
verebilmek.
25 Ocak’ta
bir başka ilki daha gerçekleştirerek Trieste-Kiel arasındaki blok trenlerimizin
testlerine başlayacağız. Böylece ülkemizin neredeyse her bölgesi ile Kuzey Almanya
ve Danimarka arasındaki sefer süresini 5-6 güne; Kiel ile Malmö ve Göteborg,
Helsinki arasında da yine Ro-Ro gemileri hiç çekici ve şoför olmadan
Türkiye-İsveç taşıma süresini 6 güne, Finlandiya’ya taşıma süresini ise 7 güne
indirerek, neredeyse hiç karayolunda yol gitmeden hızlı, güvenilir ve çevreci
bir çözüm daha üretmiş olacağız. Bunların haricinde sadece Türkiye ile Avrupa
ülkeleri arasında değil; Avrupa ülkelerinin birbirleri arasında da farklı hat
yatırımlarına 2017 yılında devam etmeyi planlamaktayız.
İRAN’DA LOJİSTİK
ÜS KURACAK
Bu yıl hangi
pazarlara yoğunlaşacaksınız?
Uluslararası
arenadaki pazar payımızı da her geçen gün artırıyoruz. İran’da, ticaret
hacminin üçte ikisinin ya içinde ya da çok yakınında olmamızı sağlayacak olan
Tahran ve Qazvin’de olmayı seçtik. Amacımız özellikle Türkiye ve Azerbaycan
ticaret yolunun üzerinde bulunan Qazvin’i 2020’ye kadar Ortadoğu’nun en modern
ve yüksek kapasiteli “Lojistik Üssü” yapmak. 65 bin m2’lik bir arsa üzerinde,
içerisinde hem otomasyonel hem konvansiyonel çözümler barındıran büyük bir
lojistik merkezi kurmak üzere temelini attığımız İran tesisimizin konvansiyonel
bölümünü 2017 yılının ilk yarısında hizmete sunmayı hedefliyoruz. İran’daki
mevcut yatırımlarımızın dışında 2017’de Slovenya, Slovakya, Gürcistan, Azerbaycan,
Kazakistan ve Fas öncelikli yatırım planlarımız arasında.
Ulusal ve
uluslararası gelişmeler sektörünüzü nasıl etkiledi? Sektörünüze yönelik hangi
adımların atılmasını bekliyorsunuz?
Ülkeler arası
yaşanan sorunlar sektörümüzü olumsuz yönde etkiledi. Gerek ülkemiz ile komşu
ülkeler arasındaki politik anlaşmazlıkların yol açtığı sıkıntılar; gerekse
kendi iç sorunlarından kaynaklanan problemlerin iş hacimlerine yansımasının
olumsuz etkilerini yaşıyoruz. Sorunların sürekli nitelik ve niceliklerinin değişmesi
nedeni ile de sektör kalıcı ve rekabetçi çözümler oluşturmakta zorlanıyor. Bu
nedenle de sektör kendini korumayı, daha önceki kazanımları sayesinde bir nebze
başarabiliyor. Bu süreci bir şekilde hayatta kalma mücadelesi olarak tanımlamak
daha doğru olacak.
Sektörümüzün
önemli sorunlarından biri de sınır kapılarında yaşadığımız sıkıntılar. Maalesef
Gümrük Birliği’ne, Ankara Anlaşması’na ve Dünya Ticaret Örgütü’ne taraf
ülkelerde dahi anlaşmaların dışına çıkılarak sıkça kapıların kapatılması,
işlemlerin yavaşlatılması gibi eylemler sonucunda transit süreler uzamakta, dış
ticaretimiz bundan olumsuz etkilenmekte. Yaşanan bu sorunları tamamen ortadan
kaldırmak mümkün olmasa da bazı sertifikalar sayesinde minimalize etmek mümkün.
Sektörümüze birçok konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük ederek AEO
Sertifikası’nı (Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası) alan ilk lojistik
şirketiyiz. AEO belgesi ile TIR’larımızın gümrük kontrolüne girmesi gerekmiyor
böylece zamandan tasarruf ederek verimliliğimizi artırıyor, müşterilerimize
kesintisiz hizmet sunabiliyoruz. Diğer taraftan belgenin sağlamış olduğu geçiş
öncelik hakkının daha verimli kullanılabilmesi için resmi kuruluşların da ilave
aksiyonlar alması gerekiyor.
Sektörümüzün
daha iyi bir ivmeyi yakalayabilmesi ve uluslararası arenada daha rekabetçi
olabilmesi adına özel sektör ile kamunun el ele tutuşarak birlik ve sinerji
içinde çalışmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Karayolu ve havayolunda
olduğu gibi denizyolu ve demiryolu konularında da altyapının çok hızlı bir
şekilde iyileştirilmesiyle ülkemizin potansiyelini çok daha iyi
kullanabileceğine ve Avrupa, Asya ve Afrika arasında bir lojistik üssü
olacağına inanıyoruz.
“25 Ocak’ta
bir başka ilki daha gerçekleştirerek Trieste-Kiel arasındaki blok trenlerimizin
testlerine başlayacağız. Böylece ülkemizin neredeyse her bölgesi ile Kuzey Almanya
ve Danimarka arasındaki sefer süresini 5-6 güne; Kiel ile Malmö ve Göteborg,
Helsinki arasında da yine Ro-Ro gemileri hiç çekici ve şoför olmadan
Türkiye-İsveç taşıma süresini 6 güne, Finlandiya’ya taşıma süresini ise 7 güne
indirerek, neredeyse hiç karayolunda yol gitmeden hızlı, güvenilir ve çevreci
bir çözüm daha üretmiş olacağız.”
ŞEKERPINAR’DA
DEV DEPO YATIRIMI
Depolamada
220 bin metrekare kapalı alana, 120 milyon euro yatırım bütçesine sahip
olduklarını belirten Ahmet Musul, “Türkiye’nin tek çatı altındaki en büyük
lojistik merkezini Şekerpınar’da inşa ediyoruz. 2017 yılı ilk çeyreğinden
itibaren faaliyete geçmesi planlanan LEED sertifikalı bu tesisimiz, ihtiyaç
duyduğu enerjinin büyük bir kısmını güneş panelleri ile sağlayarak kendi
içerisinde birçok ilki ve yeniliği de sektörümüze getirmiş olacak. İkinci
olarak, Ankara’da var olan 60.000 palet kapasiteli yüksek otomasyon
teknolojisine sahip tesisimizi %50 oranında büyütmek için hem inşaat hem de
otomasyon sistemlerini içeren yaklaşık 20 milyon euro’luk bir yatırım
yapmaktayız. Üçüncü olarak ise özellikle perakende sektörü için tedarik zinciri
sürelerini ve maliyetlerini önemli derecede düşürecek bir lokasyon olan Aksaray’da
hem otomasyonel hem de konvansiyonel çözümler içeren bir lojistik merkezi
yatırımımız devam etmekte” dedi.
Kaynak:lojistikhatti.com