TAYSAD
toplantısında Avrupa’nın sürücüsüz kamyon altyapısını geliştirdiğine dikkat
çekilerek Türkiye’nin bu konuda geri kalmaması gerektiğine dikkat çekildi.
Uluslararası
ilişkilerdeki bir takım olumsuzlukların ticari hayata yansımasına ilişkin
değerlendirmelerde bulunan TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Siyasi ortamda yaşanan
gerginlikler ticari ilişkileri elbette etkiliyor. Türk otomotiv sektörü olarak
Avrupa’da ve diğer dünya ülkelerinde iş yapış biçimimize dair olumlu algımızın
korunmasına gayret ediyoruz. Dış siyasette yakında gerçekleşecek ılımlı
atmosfer ile sektör olarak ciddi atılımlar gerçekleştireceğimize inanıyoruz”
dedi.
TAYSAD
Başkanı Alper Kanca, Avangarde Hotel’de gerçekleştirilen kahvaltıda tedarik
sanayicilerini yakından ilgilendiren konularda bilgi vermek amacıyla basın
mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantının ilk bölümünde, siyasi ilişkilerin
ticari hayata yansıması konuşuldu.
Başkan Alper
Kanca, “Yurtdışındaki negatif algıyı değiştirme yönünde pozitif bir çaba içine
girilmesi ve bu konuda hem kamu otoritelerinin hem de iş dünyasının üzerine
düşeni yerine getirmesi gerek. Sektör olarak talep ve beklentilerimizi ilgili
kamu otoritelerine aktararak birlikte hareket alanı yaratmayı amaçlıyoruz. Bu
kapsamda TOBB Başkanı ile birlikte Ekonomi Bakanlığı’nı ziyaret etmeyi
planlıyoruz. Yaşanabilecek siyasi ve ekonomik krizleri önlemek adına bir dizi
önleme ihtiyacımız var. Birinci somut önlem, tedarik sanayine has lojistik
merkezlerinin özellikle Avrupa’nın bazı ülkelerinde kurulması; ikinci önlem,
Avrupa’da özel sektör tarafından da desteklenen bir algı çalışmasının
yapılması; üçüncü önlem de siyasi olarak ilişkilerin olumlu yönde devam etmesi
olacaktır” dedi.
“Otomotiv
sektörü en parlak dönemini yaşıyor”
Otomotiv
sektörünün en parlak dönemini yaşadığını söyleyen Başkan Kanca, “Otomotiv
sektörü, ekonomiye yüksek katma değer sağlayan, teknolojik gelişmeleri
hızlandıran ve daha birçok kazancı da beraberinde getiren bir sektör. Sektör,
yapısı itibariyle ülkeler arası rekabete de oldukça uygun. Öngörülen tabloda;
önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler, pazar ve üretim dinamikleri
açısından itici güç olmayı sürdürecek. Dünya genelinde üretimdeki yeni coğrafyalara
kayış sürecinde Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcı sayısında da artış olacak.
Geleceğe dair beklentilerin yanı sıra mevcut duruma dair veriler de
beklentilerimizi haklı çıkarır nitelikte. Sektör olarak en parlak
dönemlerimizden birindeyiz esasında. Tüm sektörlerde ciddi daralmalar meydana
gelirken, otomotiv sektörü ihracat ve ticari ortaklıklar noktasında önemli ivme
yaratıyor. Biz Türk otomotiv sanayi olarak meydanı asla terketmeyi
düşünmüyoruz. Her koşulda; -siyasi gerginlik ya da ekonomik kriz-, üretmeye ve
büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Avrupa,
sürücüsüz araçlarla altyapı değişikliğine gidiyor
TAYSAD Genel
Koordinatörü Süheyl Baybalı da, toplantıda Nisan ayında katıldığı “Connected
and Automated Driving Konferansı” izlenimlerini aktardı. Kısa süre öncesine
kadar bilim kurgu öyküsü diye baktığımız bazı konuların, çok kısa sürede gerçek
olacaklarına işaret eden Baybalı, sürücüsüz otomobillerden önce sürücüsüz
kamyon ve büyük taşıtların hayatımıza gireceğini ve hızla yaygınlaşacağını
söyledi. Özellikle TIR diye adlandırılan büyük taşıtlarda sürücüsüz sistemlerin
Avrupa’da çok hızlı geliştiğine dikkat çeken Baybalı, Türkiye’nin bu konuda
geride kalmasının yaratacağı büyük sıkıntılara şöyle dikkat çekti:
“Dünyadaki
otomotiv gündemi; sürücüsüz araçların elde ettiği datanın sahiplenilmesi,
birbirleriyle ve çevreyle ilgili elde ettiği datanın paylaşımı, obje tanımanın
ötesinde birbirinden farklı çevresel görüntüyü tanıyabilmesi, elde ettiği
datayı işlemesi ve geri çağırması süreci ekseninde şekilleniyor. Avrupa’da 19
ülke bu konuda anlaşma yaptı. Bu anlaşma ile AB üyesi ülkelerle birlikte
İsviçre ve Norveç arasında otonom araçlar ile ilgili bir görüş ve uygulama
birliğine varıldı. Gerekli teknolojik altyapının sağlanmasının ardından araçlar
sürücüsüz olarak yola çıkarak lojistik alanında büyük bir verim artışı
sağlanacak. Araçlar hem birbirleri ile hem de yol ile bağlantı kurabilecek ve
bilgi aktarabilecekler. Böylece 24 saat boyunca araçlar yolda ilerleyebilecek
ve ürünlerin ülkeler arası aktarım süreleri kısalacak. Bu da özellikle ticaret
için büyük bir avantaj sağlayacak. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin bu
anlaşma içinde yer almaması da yine Avrupa ile olan ticari ilişkinin dışına
itilmemize yol açabilir. Yani yine burada AB ülkeleri ile olan politik
gerginliğin etkilerini görüyoruz. Bu yatırımı yapmayan ülkeler kaybeden tarafta
yer alacak. Biz de bu sisteme entegre olmak zorundayız. Üniversitelerle
konuşarak, tedarik sanayi olarak bu işe müdahale etmemiz şart. Öyle ki, Türkiye
olarak otonom araç anlaşması içine giremediğimiz takdirde AB ile yapılan
ticaretin dışına itilmiş olacağız. Bulgaristan ve Doğu Avrupa ülkeleri otonom
araçlar ile ticarete dahil olacak ama Türkiye hiçbir girişimde bulunamayarak
ticarette kısıtlı kalacak. Bu sadece otomotiv yan sanayi ile ilgili bir durum
değil. Bu aşamaya gelindiğinde sebze, meyve dahil hiçbir ihracat ürünü
gönderilemeyecek.”
İç pazarda
üretim arttı, satışlar düştü
Bir sonraki
analizde, ÖTV indiriminin kaldırılması ve döviz kurlarındaki artışı yorumlayan
Başkan Alper Kanca’nın konuya dair değerlendirmeleri de şöyle oldu:
“Geçen yıl
ÖTV muafiyeti söz konusuydu. Bu yıl satışlarda ÖTV uygulanacak. 2017 yılının
ilk üç aylık otomotiv sektörü sonuçlarına bakarsak üretimin arttığını ama iç
pazarda satışların düştüğünü görüyoruz. ODD istatistiklerine göre 2017 yılı
Nisan ayı Otomobil ve Hafif Ticari Araç toplam pazarı satışları 75 bin 988 adet
oldu. 84 bin 887 adet olan 2016 yılı Nisan ayı otomobil ve hafif ticari araç
pazar toplamına göre satışlar yüzde 10,48 oranında küçüldü.
Türkiye
Otomotiv pazarında, 2017 yılı ilk dört aylık dönemde otomobil satışları bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,12 azalarak 173 bin 961 adete
geriledi. Geçen sene aynı dönemde 193 bin 539 adet satış gerçekleşmişti.
IMF Dünya Ekonomik
Görünüm Raporu, 2017 Nisan ayı tahminlerine göre; Türk otomotiv ihracatı için
son derece önemli bir veri olan Avrupa’nın büyüme hızı ise 2017 yılında yüzde
1,7 seviyesinde olacak; 2017 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 850 bin –
900 bin adet aralığında olması tahmin ediliyor.”
Yılın ilk
dört ayında ihracata en yüksek katkı otomotivden
Başkan Kanca,
toplantıda otomotiv ihracatına dair istatistiksel detayları da açıkladı:
“Yılın ilk
dört ayına bakıldığında, son yıllarda sürekli olarak görüldüğü üzere otomotiv
sektörü, yine ihracata en yüksek katkıyı sunan sektör oldu. Bu dönemde Türkiye
11,8 milyar dolar ihracat yaptı. Bu ihracatın yüzde 19,4’ü otomotiv
sektöründen. Otomotiv sektörümüz, Ekim 2016’dan bu yana üst üste 7 aydır 2
milyar doları geçen ihracat gerçekleştiriyor. Nisan 2017’de bir önceki yıla
göre yüzde 12,4’lük artış ile 2,3 milyar dolar ihracat rakamına ulaşan otomotiv
sektörü, son dönemdeki başarılı performansını artırarak devam ettiriyor. Bunun
en büyük nedeni, binek otomobildeki yüzde 61’lik ihracat artışıdır. İlk 4 aylık
gerçekleşmeleri incelediğimizde ise, geçen yılın aynı döneminde 7,5 milyar
dolar olan ihracatımız, yüzde 23’lük artış ile 9,3 milyar dolara ulaştı. Bu
rakamın içinde tedarik sanayimizin payı ise 3 milyar dolar seviyesinde
gerçekleşti”.
Kaynak: lojiyol.com