Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Üye Şirketlerden / EKOL, TÜRKİYE’NİN LOJİSTİKTEKİ DÜNYA MARKASI OLMA YOLUNDA

EKOL, TÜRKİYE’NİN LOJİSTİKTEKİ DÜNYA MARKASI OLMA YOLUNDA

EKOL, TÜRKİYE’NİN LOJİSTİKTEKİ DÜNYA MARKASI OLMA YOLUNDA30.05.2017

Bünyesinde 7 bin kişi istihdam ediyor. 1 milyon metrekareyi aşan kapalı alana sahip. Türkiye’nin ikinci büyük ro-ro filosunu yönetiyor. Yalova ve Trieste’nin ardından Yunanistan’da da bir liman satın alarak liman sayısını 3’e çıkaracak.

Otomotiv ve tekstilde var olan standartları belirleyebilecek düzeyde Türk şirketleri olduğunu ancak lojistik sektöründe bunun bir örneği olmadığını vurgulayan, Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Biz bu boşluğu doldurarak, dünyanın en vazgeçilmez şirketlerinden biri olma arzusundayız. En azından 10 üzerinden 9’a ulaşalım istiyoruz” diyor.

Ekol, 4.0 ile İpek Yolu'nu yeni baştan çizecek

Daha fazla intermodal bağlantısı geliştirme stratejisi ile Ekol, Çin ve Macaristan arasında yeni bir tren hizmetini devreye soktu.  Nisan ayının başında denenen ilk test treni 9.300 kilometre kat ederek Kazakistan, Rusya, Belarus, Polonya ve Slovakya üzerinden Budapeşte'ye ulaştı. 17 günde tamamlanan sefer, aynı güzergâh üzerinde deniz ve demir yoluyla gerçekleştirilen seferlerden neredeyse 30 gün daha kısa sürüyor. Yiwu ile Budapeşte arasında haftalık tren seferleri Nisan ayının sonunda başladı. Ekol, Mayıs ayında doğrudan seferlerle Budapeşte'yi Çin'in diğer şehirlerine bağlamayı planlıyor. Ekol, gelecekte Çin'den Avrupa'ya 8 tren bağlantısı ile, yalnızca Budapeşte'yi değil, aynı zamanda diğer Avrupa şehirlerini de Çin'e bağlamayı planlıyor. Ekol, Çin'deki 8 demiryolu terminalinden, Avrupa'da sahip olduğu 4 merkeze demiryolu seferleri düzenliyor. Ekol, Avrupa Birliği bölgesindeki demir yolu operasyonlarını Deutsche Bahn, terminal hizmetlerini de Mahart Container Center ile organize ediyor. Gümrükleme operasyonlarını Budapeşte'de gerçekleştiren Ekol, Avrupa dağıtımlarında ise kendi araçlarını kullanıyor.

ahmet-musul-003.jpgEkol Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul: "Çin ve Macaristan arasında doğrudan yük taşımacılığına Macaristan'da öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Sunduğumuz ekolojik çözüm, müşterilerimiz için de son derece avantajlı, zira bu projeyle müşterilerimize rekabet avantajı sunuyoruz. Bu, çok daha uzun süren deniz taşımacılığının ve daha pahalı olan hava taşımacılığının yerini alan iyi bir alternatif. Macaristan Vergi ve Gümrük İdaresi (NAV) ve çeşitli Macar gümrük acenteleri, Çin ürünlerinin Avrupa'daki gümrük ve mal dağıtım merkezi olabilmek için aylardan beri çalışmalar yürütüyor. İpek Yolu'nun, tarihsel olarak, başarılı işletmelerin kurulmasına ve varlıklarını sürdürmelerine vesile olduğunu görüyoruz. İpek Yolu'nun bugün de aynı amaca hizmet edeceğine inanıyoruz. Bu işbirliğinde doğru bağlantıyı sunarak müşterilerimiz için katma değer sağlıyoruz" şeklinde konuştu.

Ekol, bu tren hattıyla Çin'i diğer Avrupa ülkelerine bağlayacak. Ekol ayrıca, Çin'de kendi şirketini kurmayı ve Çin ile Türkiye arasında doğrudan tren seferleri başlatmayı planlıyor.

Ekol, İran’ı Avrupa’ya “hava”dan bağlayacak

Yeni dönemde yine birçok farklılığa imza atacağını Ahmet Musul’un sözleriyle işittiğimiz Ekol Logistics’in bizce en önemli hamleleri İran üzerine olacak. İran’ın Tahran şehrine 150 km uzaklıktaki Kazvin kentine dev bir tesis kurma hazırlığı içinde olan firma, uzun dönemde Türkiye’deki Ekol çapında bir oluşumu İran topraklarında gerçekleştirme misyonu edinmiş.

İran ile Avrupa arasında kurmayı planladıkları hava yolu hattı konusunda bilgi istediğimiz Ahmet Musul, bizi şu sözlerle yanıtladı: “Proje henüz kuluçka döneminde. Türkiye ile Avrupa arasında 36, maksimum 48 saat içinde hizmet vermeyi becerebiliyoruz. Bu kadar yakın bir coğrafyada olmamıza rağmen, otomotiv ve elektronik gibi endüstriler çok ciddi oranda hava yolunu kullanmak zorunda kalıyor. Avrupa ile İran arasındaki mesafeyi ne kadar zorlasanız da 8 günün altına indiremezsiniz. Ortada İran’ın çok ciddi oranda otomotiv üretme kapasitesine sahip olduğu gerçeği duruyor. Otomotiv üreticileri, genelde birçok tedariğini aynı tedarikçiden alır. Bunların önemli bir bölümü de, doğu ve batı Avrupa’ya yayılmıştır. Biz, oradaki otomotiv fabrikaları yenilendikten sonra Avrupa ile olan ilişkilerinin bugünkünden çok daha yoğun olacağını öngörüyoruz. Çünkü, buraya hızlı gelmek mümkünken, gerek kış koşulları, gerekse de bürokratik engeller nedeniyle çok daha fazla ihtiyaç duyulacağını düşünüyoruz. Yıllar önce Cengiz Topel ile Köln arasına bir proje gerçekleştirmek istedik ama olmadı. Bu kez de Avrupa ile İran arasında böyle bir bağlantı kurmayı hedefliyoruz. Çünkü, biz İran’ı önümüzdeki 4 yıl içinde yeni bir Ekol kurabileceğimiz bir pazar olarak görüyor ve o yönde çalışmalar yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl böyle bir ürünü piyasaya sunmuş oluruz.”

Yine bir çiçek isminden esinlenilerek kurdukları Safran tesisleri hakkında bilgi veren Musul,  “Ağırlıklı olarak Unilever ürünlerini elleçlemek üzerine kurulmuş olsa da, tesis çok amaçlı dizayn edildi. Gerek hızlı tüketim, gerek tekstil, gerekse de otomotiv ve ilaç endüstrisine hitap edecek çok kullanıcılı bir yapı hedefliyoruz. Tesis iki aşamadan oluşuyor. Full otomasyonlu 60 bin palet kapasiteli bölümün önümüzdeki yılın ortalarında inşaatına başlanacak. Diğer kısmın inşaatı ise halen devam ediyor. Bu yılın sonuna doğru hizmete almayı planlıyoruz. İran’ın en modern lojistik tesislerinden biri olacak” dedi.Ekol İran’ın kurulmasıyla birlikte, "Safran” adı verilen yüksek teknoloji bir lojistik merkezi kurmak için hemen yatırıma başladı. Ekol, bu merkez aracılığıyla 27 yıllık bilgi birikimini İran pazarına taşımayı ve müşterilerine tedarik zincirinde rekabetçi avantaj sunarak katkıda bulunmayı hedefliyor.

100 bin aracı trafikten çekecek Yalova Ro-Ro Terminali gün sayıyor

Ekol, İtalya Trieste Limanı’nda Ro-Ro ve blok tren hizmetleri için kullandığı limanın işletmesini üstlenen EMT’nin %65 hissesini Aralık 2016’da satın aldı. Trieste, Ekol’ün intermodal taşımacılığı için kilit öneme sahip.

Ekol Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul: “Ekol olarak, Trieste ve Türkiye arasındaki Ro-Ro seferlerini haftada 5 sefere çıkardık. Önümüzdeki birkaç ay içinde Romanya'nın Köstence limanı ile Yalova arasında haftada 2 gidiş-dönüş seferi hizmete sokmayı planlıyor. Tabii ki, Yalova ile Trieste veya Lavrio arasında Ro-Ro bağlantısını da kullanabiliriz. Köstence bağlantısının yeni bir hat olduğunu ve bu hattın, Ekol'ün, Romanya'yı diğer Orta Avrupa Ülkelerine ve Avrupa'nın diğer bölgelerine daha güçlü şekilde bağlamasına yardımcı olacağının altını çizmek isterim” şeklinde konuştu.

Ekol, aynı zamanda, yeni yatırımı Yalova Ro-Ro Terminalleri A.Ş. aracılığıyla Trieste ile Türkiye'yi birbirine bağlayacak. Tüm hisseleri Ekol'e ait olan terminalin, 2017'nin ikinci yarısı itibarıyla hizmete girmesi planlanıyor. Tamamlandığında yatırım maliyeti 40 milyon Euro’ya ulaşacak terminal, Türkiye'nin en modern Ro-Ro terminali olacak. Yalova yerel ve sınır gümrüğüne de ev sahipliği yapacak liman 100.000 m2 alana yayılıyor. Limandaki gümrüklü ve gümrüksüz depolar da müşteriye esneklik sunacak.

Ahmet Musul: “Ekol'ün burada 1.000 m2'lik yeni bir endüstriyel laboratuvar kuracak olması limanın sunduğu büyük bir avantaj. İthalatçılar ve ihracatçılar için bu gerçekten önemli, çünkü gümrük formalitelerinin daha hızlı yerine getirilmesi Ekol'ün ürünlerinin Türkiye'ye veya Avrupa'ya daha kısa sürede ulaşmasını sağlıyor.” dedi.

Park alanı 500 kamyon kapasiteli olacak. Yalova Ro-Ro Terminali açıldığında, yılda 100.000 aracı İstanbul trafiğinden kaldıracak. Üreticiler ve taşıyıcılar için zaman ve maliyet tasarrufu sağlanırken, karayolu yolculuk süresinin düşmesi ile birlikte Ekol, 1 yıl içerisinde 3,7 milyon kg CO2, 4 milyon km yol, 1,5 milyon litre dizel, 12.000 kg tehlikeli atık azaltımı elde edecek. Gebze, Bursa, İzmit, Eskişehir gibi üretim merkezlerine mesafe olarak da daha yakın bir konumda bulunan liman, bölge halkına da önemli bir istihdam olanağı sağlayacak. Yatırım, bölgenin üretim açısından hareketlenmesine vesile olarak Türkiye'nin ihracat hacmini artıracak.

Avrupa'da yeni intermodal bağlantı

Son birkaç ayda Sete - Paris ve Trieste - Kiel gibi yeni hatları devreye sokan Ekol, Avrupa'da intermodal taşımacılık hizmetlerinin sayısını artırma stratejisini uygulamaya devam ediyor. Bu sayede dinamik ve hızlı genişlemesine devam eden Ekol, intermodal ağını genişletmeye yakın gelecekte de devam etmeyi hedefliyor.

Ekol, Eylül ayında, Trieste ile Zeebrugge (Belçika) arasında yeni bir blok tren hattı açmayı planlıyor.

Ahmet Musul: “Yeni Trieste - Zeebrugge treni sayesinde Ekol, Akdeniz ve Kuzey Denizi arasındaki ilk bağlantısını hizmete sunacak. Bu, %100 intermodal taşımacılık kullanılarak yapılan pazardaki en hızlı çözüm olacak.  Bu tren Benelüks, kuzey Fransa ve Birleşik Krallık'ı Güney Avrupa, Türkiye, İran ve Uzak Doğu'ya bağlayacak.” dedi.

Ekol bu hatta yalnızca mega treylerler değil aynı zamanda konteynerler de kullanabilecek. Ekol, yine Eylül ayında, Budapeşte ile Duisburg arasında yeni blok tren seferleri başlatarak Orta ve Doğu Avrupa'yı Almanya'nın batısı, Benelüks ve Birleşik Krallık'la bağlayacak.   Ekol bu hatta da treyler ve konteyner ekipmanı kullanabilecek. Ekol, bu yeni hatların dışında, mevcut hatlarını da uzatacak. Şirket Trieste ve Kiel arasındaki tren seferi sayısını haftada ikiye çıkaracak. Ekol treni, sefer sıklığının artmasının yanında, Almanya'nın Kalefeld bölgesinde de duracak ki bu, bölgeye ve bölgeden ithalat ve ihracat yapan firmalar için çok iyi bir haber.

“Sürücülerimiz zincirin en değerli parçasıdır”

Lojistik sektöründe şoförlerle, işveren arasındaki soğuk savaş Ekol Lojistik’te hiç yaşanmayacak gibi gözüküyor. Çünkü Ahmet Musul, Ekol şoförlerini yalnızca arabayı süren değil, süreçleri oluşturan zincirin en önemli parçası olarak görüyor.

“Sen artık arabayı süren değil, bu zincirin içindeki değerli bir parçasın. Artık aracı kullanmak, bu işin en görünmeyen ve en değersiz kısmı. Görünen kısım ise şirketin kendisidir” diyen Musul sözlerini şöyle sürdürüyor:  “Seninle artık şunu yükledin mi? Bunu yükledin mi değil, o şirketin potansiyeli ne? Rakipler kim? Nasıl bir pazarlama yapmamızı öngörüyorsun? diyen konuşmalar yapılmalı. Dönem dönem yaşadıklarını anlatsınlar. Kendini değerli hissetmek insanoğlunun en büyük motivasyonudur. Bizim en değerli parçalarımızdan biri de sürücülerimizdir. Ama ne onlar bunun farkında, ne de biz farkındayız. Biz bunun dışına çıkacağız. Sürücülerimiz değerlidir. Çünkü, şoför hor görüldüğünden dolayı işe küskün, onu yönetenler de onlar küskün olduğu için şoföre daha kötü davranıyor. Hiçbir satış elemanı, haftada bir dahi müşterisine gitmez. Ama her gün yükleme yaptığımız müşterilerimiz var. Orada pazarlamacının yaptığını birebir temas ile şoför yapabilir, bunu söyleyen pazarlamacı değil de şoför olursa da daha bir anlam ve güven kazanır. Çünkü pazarlamacının işi budur ve söylemesi gerekenleri söylemiştir. Oysa şoför için bu böyle değil.”

“Km başına ücret, bizim tarzımız değil”

Şoförün km başına ücretlendirmesini nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Ahmet Musul, bizi şöyle yanıtladı: “Evet, Avrupa’da örnekleri var. Bu hem doğru hem yanlış. Ben ilk araçlarımı aldığımda rahmetli Saffet Ulusoy, “Bak Ahmet Aga, 10 araba aldın, şimdi 10 tane de kiralık araba alacak ve bunlardan yüzde 15 komisyon keseceksin, böylece işletme maliyetlerin oradan çıkacak” dedi. ‘Kusura bakmayın Saffet Bey, bu bir köle düzenidir. Böyle olunca şoförler geçinmek için yolda bir şeyler alıp satıyorlar. Biz kiralık araba çalıştırmayacağız. Şoföre de harcırah değil, maaş vereceğiz’ dedim. Biz o günden beri şoförlerimize 1.250 Euro maaş veriyoruz, primleriyle bu miktar artar. Ben şoför maaşlarının kilometre üzerinden verilmesine normalde karşıyım. Ancak, bu ikisinin birleştiği bir yapıya doğru gidiyoruz. Artık iş emirlerini tek tek ölçer bir yapıya kavuştuk. Planlananlarla gerçekleşenleri kıyaslamaya başladık. Bunu düzgün bir şekilde yaparsak, iyi ve kötü süreç içinde ayrılacak. Ben adama iş vermedim, adam kilometre yapmadığı için para alamadı. Bunun suçu niye onda olsun. Böyle olunca sen tasarruf etmeye çalışırken, karşına her an seni suiistimal edebilecek birini yaratmış olursun. Benim görevim ona işi vermek. Onun görevi de işi adam gibi yapmak olmalıdır.”

En büyük lojistik fuarında EKOL şov

Ekol Lojistik, yeni kurumsal kimliğini ilk kez dünyanın en büyük lojistik fuarlarından biri olan Münih Transport Logistics Fuarı’na taşıdı. Ekol’ün 5. holdeki görkemli stantı ilk günden ziyaretçi akınına uğradı.

Fuarda yeni kurumsal kimliği lojistik 4.0 ile yer alan Ekol Lojistik, daha ilk günden en çok ziyaret edilen firmalar arasına girdi. Ekol, iki katlı stantının yanı sıra, açık alandaki çekicisi Mercedes, treyleri Krone olan konsept TIR’ı ile de farklılık kattı. Bir yanı tamamen camdan oluşan TIR’ın içinde yer alan dev ekranda Ekol’ün İran’ın Qazvin kentinde yıl sonunda hizmete alacağı lojistik merkez tanıtılıyor. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul’un “Bir Ekol de İran’da yaratabiliriz” sözcüğünü anımsayınca Ekol Lojistik’in İran ilgisinin incelenmeye değer olduğunu düşünüyoruz.

Fuarda LOJİSTİK EKİPMANLAR Dergisi’ne konuşan Ahmet Musul, “7 bin kişiye yaklaşan kocaman bir aileyiz. Avrupa’nın en büyük 3. filosuna sahibiz. Ama kendi networkü ve kendi filosunu kullanan şirket kriterini bir araya getirdiğinizde Avrupa’daki en büyük filoya sahip şirket konumundayız. Hedefimiz iki yıl içinde 10 bin aracın üzerine çıkarak sayı olarak da en büyük olmaktır. Ekim ayında devreye girecek Lotus tesisimizle de operasyon yaptığımız kapalı alan 1 milyon metrekareyi aşmış olacak. Şu anda bir ABD’li, bir de Hollandalı şirketle optimizasyon yazılımları geliştiriyoruz. Daha akıllı sistemler, daha iyi algoritmalarla maliyetleri düşürerek daha efektif işler üreteceğiz. Bizim bir şansımız da, dürüst konuşmak gerekirse Türkiye’de henüz tam anlamıyla dört dörtlük dünya çapında bir lojistik şirketi yok. Otomotiv ve tekstilde var olan standartları belirleyebilecek düzeyde bir Türk şirketi lojistik sektöründe bulunmuyor. Biz bu boşluğu doldurarak, dünyanın en vazgeçilmez şirketlerinden biri olma arzusundayız. 10 üzerinden 9’a ulaşalım istiyoruz. Dün, müşteriler genelde bayi ve fabrikalardı. Artık her birey bir müşteri haline gelmiştir. Tedarik zinciri çok daha kompleks haline girmiştir. Motivasyonu yüksek insan ve gelişmiş teknoloji ile başarıya ulaşabiliriz.  Yıllık ortalama yüzde 20’nin üzerinde büyümeyi başaran ve bu büyümenin yüzde 95’ini organik olarak gerçekleştiren bir yapıyız. 15 ülkede faaliyet gösteriyoruz. 2020 yılına geldiğimizde tüm AB ülkelerinin dışında Hazar, Karadeniz, Akdeniz ve Adriyatik kıyılarında Ekol bayrağını dalgalandırmak arzusundayız. Manevi motivasyonun dışında, Münih’i ziyaret edenler şahit olmuştur. Biz büyük bütçelerle tanıtım yapıyoruz. Biz düşük kar marjlarına rağmen en iyisini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”

Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR

Kaynak: lojiport.com