Türkiye'nin
ihracatta en önemli üç pazarından biri olan Irak'la yaşanan taşımacılık
sorunları nihayet Bağdat'ta masaya yatırıldı. Toplantıda sorunların çözümü için
'teknik komite' kurulması kararı alındı.
Türkiye’nin
ihracatta üçüncü, karayolu taşımacılığında ise birinci pazarı konumundaki Irak
ile yaşanan taşımacılık sorunlarının çözümü noktasında önemli bir adım atıldı.
Ulaştırma Bakanlığı’nın yoğun girişimleri sonucunda Irak ve Türkiye arasında
uzun süredir yapılması beklenen Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı
(KUKK) geçtiğimiz günlerde yapıldı. Ulaştırma, Ekonomi, Gümrük Bakanlıkları
temsilcilerinden oluşan heyetin katıldığı toplantıda Türk ihracatçısından ve
taşımacısından alınan çifte vergi, ekstra gümrük kontrolleri, sürücü vizeleri
gibi birçok sorun masaya yatırıldı. Toplantıda, Türk taşımacılarının yaşadığı
sorunların Irak tarafına iletilmesi ve sorunların çözümü hususunda iki ülke makamları
arasında işbirliği yapılması bir 'teknik komite' kurulması kararı alındı.
Karayolunda
en önemli pazar
Irak,
karayolu sektöründe en önemli pazarlardan biri konumunda. Irak’a ihracatımız
2016 yılında 7.6 milyar dolarla Almanya ve İngiltere’nin ardından üçüncü sırada
yer alırken, uluslararası karayolu taşımacılığında ise Irak, 2016 yılında 436
bin 364 adet ihraç taşıma sayısıyla birinci sırada yer alıyor. 2016’da
taşımalarda yüzde 8 düşüş yaşansa da, taşımalar ve ihracat 2017’de yeniden
artış eğilimine girdi. Ocak-Nisan döneminde 2016 yılında 143 bin 282 adet olan
taşıma 2017 yılında 163 bin 533 adet ile yüzde 14 artış sağladı. Sektör
uzmanlarına göre bu artış çok daha fazla olabilir.
Ancak
özellikle son dönemde Irak Merkez Hükümeti’nin Türkiye’ye ve Kuzey Irak
Bölgesel Yönetimine karşı bilinçli veya bilinçsiz olumsuz bir stratejiye
başlaması taşımalara da olumsuz yansıyor. UND İcra Kurulu Üyesi Alpdoğan
Kahraman, “Öncelikle 2016 yılı içinde Irak Merkez Hükümeti tarafından
gerçekleştirilen Türk mallarına karşı boykot çağrısı özellikle Merkez
Hükümetine olan ihracatı olumsuz etkiliyor. İkinci olarak Türk mallarına karşı
mevcut kötü tutum paralelinde Türk ihracatının İran mallarıyla ikame edilmeye
çalışıldığı gözlemleniyor. İran mallarına karşı vergi esnekliği tanındığı
yönünde bilgiler de, taşımacı firmalarımızca iletiliyor” dedi.
‘Nakliyeci
transit geçiş istiyor’
Bağdat
Büyükelçisi Fatih Yıldız’ın büyük çabaları sonucunda Irak’ta yapılan KUKK
toplantısına katılan Ulaştırma, Ekonomi, Gümrük Bakanlıkları temsilcilerinden
oluşan heyet tüm sorunları toplantıda masaya yatırdı. Uluslararası Nakliyeciler
Derneği’ni (UND) ise toplantıda Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Aydoğan temsil etti.
Toplantıda, Türk taşımacılarının yaşadığı sorunların Irak tarafına iletilmesi
ve sorunların çözümü hususunda iki ülke makamları arasında işbirliği kararı
alındı.
Irak gümrük
noktalarında Türk mallarından alınan yüksek ve çifte vergi, kontrol
noktalarında denetim esnasında Türk ihracat ürünlerine verilen zarar, Irak’a
aktarmasız, direkt taşıma imkanın sağlanması, sürücülerin vizesiz veya
kolaylaştırılmış vize alımına imkan sağlanması, Irak üzerinden Suudi Arabistan
ve Körfez Ülkelerine transit geçişlerin tekrar başlanması gibi Türk
taşımacılığı için önem arz eden birçok konu heyetlerce aktarıldı. İki ülke
ulaştırma makamları arasında iletişimin tekrar başlaması sebebiyle büyük önem
taşıyan toplantıda, Türk ihracatına yönelik alınan gümrük vergileri ve
kontrollerinin incelenmesi ve çözülmesi adına Türk ve Irak Makamları arasında
‘teknik komite’ kurulmasına ve sürücü vizelerinin kolaylaştırılmasına yönelik
istişarelerin başlaması gibi birçok somut adım atıldı.
Kontrol
bölgelerinde hangi sıkıntılar yaşanıyor?
Kontrollerde
mallara verilen hasar: Tüm mallar sayım ve kontrol için indiriliyor. Bu
kontroller esnasında malların en az yüzde 25’nin hasar gördüğü belirtiliyor.
Bazı durumlarda malların (mobilya) tümünün hasar gördüğü vakalar yaşanıyor.
Gümrük kontrol sahası uygun bir alan değildir. Malların tamamı için açık alanda
kontrol ve sayım gerçekleştiriliyor. Kapalı alan, beton, asfalt zemin, forklift
bu kontrol alanında bulunmuyor. Taşınan ürünün zarar görmesine, ihracatçının,
ithalatçının, Iraklı tüketicinin mağdur olmasına sebep oluyor.
Türk
İhracatına Düzenlenen Yüksek Vergi Oranı: Merkez Irak yeni vergi mekanizmasında
ürün gruplarında ürünlerin baz fi yatları çok yüksek olarak belirleniyor. Dolayısıyla
alınan vergi de çok yüksek. Irak’ta üretimi olmadığı halde örneğin takım elbise
üretimi Irak’ta yapılıyor gerekçesiyle takım elbise baz fi yatı yüksek
tutuluyor, kumaş gibi ürünlerde 14.000-15.000$, takım elbise gibi ürünlerde
25.000$, bazı ürün gruplarında 30.000$-40.000$’a varan vergi ihracatımıza
tahakkuk ettirilebiliyor.
Merkez Irak
Kontrol Noktasında Yaşanan Otorite Sorunları: Taşımacılarımız ödenen yüksek
vergilerin, gümrük yetkilileri dışında gümrük kontrol sahasında muhatap olmak
zorunda kaldıkları çok sayıda gümrük acenteleri sebebiyle de gerçekleştiğini
düşünüyor. Sahada ödenen tüm masrafl arın vergi olarak alınıp, alınmadığı
hususunda soru işaretleri bulunuyor. Gümrük sahasına getirilebilecek olan Tek
Pencere sistemi çözüm olarak görülüyor.
Safra
Bölgesi, Yavaş İşlem Hacmi ve Bağdat’a Uzaklığı: Kontrollerin gerçekleştiği
Safra Bölgesi teknik olarak bir kontrol noktası olarak hizmet vermekten çok
uzak. Açık alan ve toprak sahada gerçekleşen işlemler, ihracat ürünlerimize
zarar veriyor. Ayrıca kontrol noktasının işlem hacmi çok düşük. Kuzey Irak’ta
işlemlerin son derece hızlı şekilde gerçekleştiği gözlemleniyor. Örneğin bir
günde Halil İbrahim Sınır Kapısı'nda gerçekleştirilen araç işlem sayısı
1.000-1.500 TIR’dır. Oysaki Safra Kontrol Noktasında gerçekleştirilen araç işlem
hacmi 150-200 TIR düzeyinde.
Dolayısıyla
Türk ihracat ürünün Merkez Irak’a varması normal süreçte 3-5 gün içinde
tamamlanması gerekirken, yaşanan beklemeler sebebiyle araçların gümrük varış
noktasına ulaşması 20-25 günü bulunuyor. 2017 yılı Şubat-Mart aylarında
ihracatın varış noktasına ulaşması 1-2 aya ulaştı. Irak’ın mevcut vergi
politikasının kaldırılması, gerek ihracatımız, gerekse de taşımacılığımız için
hayati öneme sahip. Eğer söz konusu kontrollerin devam etmesi durumunda, gümrük
işlem hacmi çok daha yüksek ve teknik altyapısı olan Kuzey Irak’ta örneğin
Halil İbrahim sınır kapısında veya Bağdat’a yakın teknik altyapısı güçlü, daha
hızlı işlem gerçekleştirilecek başka bir noktada gerçekleştirilmesi büyük önem
taşıyor.
Aktarmasız
taşıma yapılabilir!
Alpdoğan
Kahraman, Irak’a taşıma yapmak için aktarma gerçekleştirildiğini ve yüklerin
ancak bu şekilde ülkedeki alıcı firmaya ulaştırılabildiğini hatırlatarak, “Bu
durum lojistik maliyetleri artırıyor ve yüklerin zarar görmesine sebep oluyor.
Irak içinde güvenlik giderek artıyor. Direkt güvenli bir yol ile Türkiye’den
Irak’ın içine ulaşıma izin verilmesi, Türkiye ve Irak arasındaki ticaretin
artmasına vesile olacak. Irak, yaşanan savaş öncesi Suudi Arabistan ve Körfez
Ülkelerine ulaşım için en uygun ve en düşük maliyetli transit güzergâhtı.
Türk
taşımacılarının Irak ile ilgili en büyük hedefi, Irak üzerinden Suudi Arabistan
ve diğer Körfez İşbirliği ülkelerine ulaşıyor. Irak’ın tekrar güvenli hale
gelerek Irak üzerinden Körfez Ülkelerine ulaşımın tekrar başlaması, Türkiye’nin
Irak üzerinden transit ihracatına büyük katkı sağlayacak” diye konuştu.
Ağırlaştırılmış
vize şartlarını çok az firma karşılayabiliyor
UND
yetkililerinden Berkalp Kaya, yaşanan vize problemini şöyle anlattı: “Türk
taşımacısı ve ihracatçısı, hem Kuzey Irak’ta, hem de Merkez Irak kontrol
noktasında uygulanan gümrük engelini aşmak için İran üzerinden Irak’a ulaşarak
iki kez vergi ödemeyi, nispeten daha rahat gözüken İran-Irak sınırındaki
Zubatiye sınırını kullanmaya çalışyor. Irak Merkez Hükümetinin 1 Kasım 2016
tarihinden itibaren İran üzerinden Irak’a girişlerde Türk sürücülerinden vize
talep edeceğini açıklaması üzerine söz konusu taşıma modu kesildi.
Irak vizeleri
ile ilgili olarak Irak otoriteleri tarafından kabul edilen ve Başbakan
tarafından onaylanan mekanizma ile, Türk kamyon sürücülerinin İran üzerinden
Irak sınırındaki sahalara ve özellikle de Zurbatiye giriş sahası içerisinde
bulunan kargo boşaltma alanına girişine izin veriliyor. Ancak vize uygulamasının
oldukça zor olduğu, iletişim ticari vizeye göre çok karmaşık bir sistem
önerildiği göze çarpıyor. Bu tür bir vize işlemini yapabilecek çok az sayıda
Türk taşımacılık firması bulunuyor. Sürücüye Türkiye’den vize için başvuru
imkânı verilmeli ve Iraklı ithalatçı firmanın beyanatı yeterli olmalı."
Kaynak: dunya.com