Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / İHKİB’DEN LOJİSTİK SEKTÖRÜNE ORTAK EYLEM PLANI ÇAĞRISI

İHKİB’DEN LOJİSTİK SEKTÖRÜNE ORTAK EYLEM PLANI ÇAĞRISI

İHKİB’DEN LOJİSTİK SEKTÖRÜNE ORTAK EYLEM PLANI ÇAĞRISI23.06.2017

Hazır giyim sektörü büyüdükçe lojistik sektörünün de yükünün aynı oranda artacağına dikkat çeken İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “Hazır giyim sektörü ile lojistik sektörünün yeni dönemin yol haritasını birlikte çizmelerinin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede yeni trendleri de dikkate alarak bir eylem planı oluşturulması gerekiyor” diyor.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, Türkiye ekonomisinin temel taşlarından birini oluşturuyor. İrili ufaklı 35 bin işletme 81 ilde üretim yapıyor, yarısı kadın olmak üzere 500 bine yakın insana istihdam sağlıyor. Dünyanın 7. AB’nin 3. büyük tedarikçisi konumunda olan sektör, kilogram başına 24 dolar gelirle katma değerli ihracatta üçüncü sektör durumunda. 200’ün üzerinde ülkeye, yılda 17 milyar dolar ihracat yapan sektör, Türkiye’ye ortalama 15 milyar dolar net döviz girdisi sağlıyor. Hemen her ülkeye ürün satan sektör için AB ülkelerinin vazgeçilmez önemi var. Hazır giyim sektörü ihracatının %72-73’ünü Avrupa’ya yapıyor. AB’nin yanı sıra Ortadoğu, Kuzey Afrika ve BDT ülkeleri Türk hazır giyim sektörü için önemli pazarları oluşturuyor. İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, son dönemde İran, ABD ve Sahra Altı Afrika’ya açılımla ilgili önemli çalışmalar yapıldığını ve bunun meyvelerini şimdiden almaya başladıklarını aktarıyor.

2023 HEDEFİ 60 MİLYAR $

“Dünyada neredeyse adım atmadığımız ülke ve bölge yok” diyen Hikmet Tanrıverdi, sektörün 2023’teki ihracat hedefinin 60 milyar dolar olduğunu aktarıyor. Tanrıverdi, belki 6 yıl içinde bu rakama ulaşmanın mümkün olmayacağını ancak, orta ve uzun vadede büyümeyenin devam edeceğini ve sektörün Türkiye ekonomisi için lokomotif rolünü sürdüreceğinin altını çiziyor. Hazır giyim sektörü büyüdükçe lojistik sektörünün de yükünün aynı oranda artacağına dikkat çeken Tanrıverdi, bu nedenle iki sektör için ortak eylem planı oluşturulması çağrısında bulunuyor. Tanrıverdi şunları aktarıyor: “Lojistik sektörü ile yapacağımız işbirliğinin kritik önemi bulunuyor. Hazır giyim sektörü ile lojistik sektörünün yeni dönemin yol haritasını birlikte çizmelerinin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede yeni trendleri de dikkate alarak bir eylem planı oluşturulması gerekiyor. Örneğin internet kullanıcı sayısının artması ve birçok işlemin mobil üzerinden yapılabilir hale gelmesi tüketici davranışlarında ciddi değişiklikleri beraberinde getirdi. Yeni döneme ayak uydurabilmek için perakendecilerimiz ve markalarımız stratejilerini güncellemek durumunda kaldılar. Tedarik zincirinin karmaşık bir yapıya dönüştüğü, zamanında teslimatın kritik faktör haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Geçmişte, tedarik zinciri belirli bir sıra ile sağlanırken artık daha karmaşık, çok seçenekli bir yapıya dönüştü. Hızlı teslimat baskısı ile üreticiler ürünleri perakendeci ve tüketicilere ulaştırmada daha fazla rol edinmek durumunda kaldılar. Bu rol üreticilere moda takibi, esnek sipariş işleme, stok planlama ve çeşitli üretim yapabilme gibi konulara odaklanmalarını gerektiriyor.”

DÜŞÜK MALİYET, HIZLI OPERASYON

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için siparişlerin hızlı, ekonomik ve güvenli şekilde alıcıya ulaştırılmasının büyük önem taşıdığını belirten Hikmet Tanrıverdi, “Bizler ihracat lojistiğinde ağırlıklı olarak kara, deniz ve havayolunu kullanıyoruz. Kısa zamanlı siparişlerde havayolu, uzak pazarlar için denizyolu, yakın ve komşu ülke pazarları için ise karayolu taşımacılığı tercih ediliyor” diyor. Lojistik sektöründen iki temel beklentileri olduğunu vurgulayan Hikmet Tanrıverdi bunları; hızlı operasyon ve maliyetlerin makul seviyelerde tutulması olarak sıralıyor. Dünya hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe “hızlı moda”nın son yıllarda öne çıkan bir kavram haline geldiğini vurgulayan Tanrıvedi, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Küresel kriz dönemlerinde hızlı moda daha fazla talep görüyor. Vitrinlerin farklı ürünlerle sürekli yenilenebilmesi, müşteri talebinin anında karşılanabilmesi rekabetin ana unsurlarından birini oluşturuyor.  Bu yüzden siparişlerin hızlı bir şekilde yerine ulaştırılması büyük önem arz ediyor. Türk hazır giyim sektörünün rakipleri karşısında en önemli avantajlarından birini hızlı üretim – hızlı teslimat ve hızlı moda oluşturuyor. Bu avantajın oluşmasında lojistik hizmetlerinin ve hızlı operasyonun hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Maliyetleri azaltma konusunda da lojistik sektöründen yaklaşım bekliyoruz. Uluslararası taşımada belge temini, liman hizmetleri, depolama ve yurtiçi taşıma bedelleri gibi doğrudan masraflarda ciddi bir artış söz konusu. Diğer taraftan liman ve gümrük hizmetlerindeki gecikme ve zaman kayıplarından kaynaklanan dolaylı maliyetler ihracatçılarımızı ciddi şekilde zorluyor. “

Hikmet Tanrıverdi, hazır giyim sektörünün hedeflerini gerçekleştirebilmesi için, firmaların rekabet gücüne olumsuz etki yapan unsurların asgariye indirilmesi gerektiğini belirtiyor. “İhracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın bir ülkedeki çıkış noktasından alınarak diğer ülkedeki teslim noktasına varışına kadar yaşanan lojistik süreçlerinde karşılaşılan gereksiz masraf ve gecikmeler kamu ve özel sektörün iş birliğiyle minimum seviyeye çekilebilir” diyen Tanrıverdi, bu iş birliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması önemli olduğunun altını çiziyor. Tanrıverdi, ayrıca lojistik sektörünün de uluslararası standartlarda hizmet verecek Türk ihracatçısına uygun fiyata iyi kalitede hizmet vermesinin hazır giyim sektörünün en önemli beklentileri arasında yer aldığını belirtiyor.

Kaynak: lojistikhatti.com