Hazır giyim
sektörü büyüdükçe lojistik sektörünün de yükünün aynı oranda artacağına dikkat
çeken İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “Hazır giyim sektörü ile lojistik
sektörünün yeni dönemin yol haritasını birlikte çizmelerinin zorunlu olduğunu
düşünüyorum. Bu çerçevede yeni trendleri de dikkate alarak bir eylem planı oluşturulması
gerekiyor” diyor.
Hazır giyim ve
konfeksiyon sektörü, Türkiye ekonomisinin temel taşlarından birini oluşturuyor.
İrili ufaklı 35 bin işletme 81 ilde üretim yapıyor, yarısı kadın olmak üzere
500 bine yakın insana istihdam sağlıyor. Dünyanın 7. AB’nin 3. büyük
tedarikçisi konumunda olan sektör, kilogram başına 24 dolar gelirle katma
değerli ihracatta üçüncü sektör durumunda. 200’ün üzerinde ülkeye, yılda 17
milyar dolar ihracat yapan sektör, Türkiye’ye ortalama 15 milyar dolar net
döviz girdisi sağlıyor. Hemen her ülkeye ürün satan sektör için AB ülkelerinin
vazgeçilmez önemi var. Hazır giyim sektörü ihracatının %72-73’ünü Avrupa’ya
yapıyor. AB’nin yanı sıra Ortadoğu, Kuzey Afrika ve BDT ülkeleri Türk hazır
giyim sektörü için önemli pazarları oluşturuyor. İstanbul Hazır Giyim Ve
Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, son
dönemde İran, ABD ve Sahra Altı Afrika’ya açılımla ilgili önemli çalışmalar
yapıldığını ve bunun meyvelerini şimdiden almaya başladıklarını aktarıyor.
2023 HEDEFİ 60
MİLYAR $
“Dünyada
neredeyse adım atmadığımız ülke ve bölge yok” diyen Hikmet Tanrıverdi, sektörün
2023’teki ihracat hedefinin 60 milyar dolar olduğunu aktarıyor. Tanrıverdi,
belki 6 yıl içinde bu rakama ulaşmanın mümkün olmayacağını ancak, orta ve uzun
vadede büyümeyenin devam edeceğini ve sektörün Türkiye ekonomisi için lokomotif
rolünü sürdüreceğinin altını çiziyor. Hazır giyim sektörü büyüdükçe lojistik
sektörünün de yükünün aynı oranda artacağına dikkat çeken Tanrıverdi, bu
nedenle iki sektör için ortak eylem planı oluşturulması çağrısında bulunuyor.
Tanrıverdi şunları aktarıyor: “Lojistik sektörü ile yapacağımız işbirliğinin
kritik önemi bulunuyor. Hazır giyim sektörü ile lojistik sektörünün yeni
dönemin yol haritasını birlikte çizmelerinin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bu
çerçevede yeni trendleri de dikkate alarak bir eylem planı oluşturulması
gerekiyor. Örneğin internet kullanıcı sayısının artması ve birçok işlemin mobil
üzerinden yapılabilir hale gelmesi tüketici davranışlarında ciddi
değişiklikleri beraberinde getirdi. Yeni döneme ayak uydurabilmek için
perakendecilerimiz ve markalarımız stratejilerini güncellemek durumunda
kaldılar. Tedarik zincirinin karmaşık bir yapıya dönüştüğü, zamanında
teslimatın kritik faktör haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Geçmişte, tedarik
zinciri belirli bir sıra ile sağlanırken artık daha karmaşık, çok seçenekli bir
yapıya dönüştü. Hızlı teslimat baskısı ile üreticiler ürünleri perakendeci ve
tüketicilere ulaştırmada daha fazla rol edinmek durumunda kaldılar. Bu rol
üreticilere moda takibi, esnek sipariş işleme, stok planlama ve çeşitli üretim
yapabilme gibi konulara odaklanmalarını gerektiriyor.”
DÜŞÜK MALİYET,
HIZLI OPERASYON
Hazır giyim ve
konfeksiyon sektörü için siparişlerin hızlı, ekonomik ve güvenli şekilde
alıcıya ulaştırılmasının büyük önem taşıdığını belirten Hikmet Tanrıverdi,
“Bizler ihracat lojistiğinde ağırlıklı olarak kara, deniz ve havayolunu
kullanıyoruz. Kısa zamanlı siparişlerde havayolu, uzak pazarlar için denizyolu,
yakın ve komşu ülke pazarları için ise karayolu taşımacılığı tercih ediliyor”
diyor. Lojistik sektöründen iki temel beklentileri olduğunu vurgulayan Hikmet
Tanrıverdi bunları; hızlı operasyon ve maliyetlerin makul seviyelerde tutulması
olarak sıralıyor. Dünya hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe “hızlı moda”nın
son yıllarda öne çıkan bir kavram haline geldiğini vurgulayan Tanrıvedi,
sözlerini şöyle sürdürüyor: “Küresel kriz dönemlerinde hızlı moda daha fazla
talep görüyor. Vitrinlerin farklı ürünlerle sürekli yenilenebilmesi, müşteri
talebinin anında karşılanabilmesi rekabetin ana unsurlarından birini
oluşturuyor. Bu yüzden siparişlerin
hızlı bir şekilde yerine ulaştırılması büyük önem arz ediyor. Türk hazır giyim
sektörünün rakipleri karşısında en önemli avantajlarından birini hızlı üretim –
hızlı teslimat ve hızlı moda oluşturuyor. Bu avantajın oluşmasında lojistik
hizmetlerinin ve hızlı operasyonun hakkını teslim etmemiz gerekiyor.
Maliyetleri azaltma konusunda da lojistik sektöründen yaklaşım bekliyoruz.
Uluslararası taşımada belge temini, liman hizmetleri, depolama ve yurtiçi
taşıma bedelleri gibi doğrudan masraflarda ciddi bir artış söz konusu. Diğer
taraftan liman ve gümrük hizmetlerindeki gecikme ve zaman kayıplarından
kaynaklanan dolaylı maliyetler ihracatçılarımızı ciddi şekilde zorluyor. “
Hikmet
Tanrıverdi, hazır giyim sektörünün hedeflerini gerçekleştirebilmesi için,
firmaların rekabet gücüne olumsuz etki yapan unsurların asgariye indirilmesi
gerektiğini belirtiyor. “İhracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın bir
ülkedeki çıkış noktasından alınarak diğer ülkedeki teslim noktasına varışına
kadar yaşanan lojistik süreçlerinde karşılaşılan gereksiz masraf ve gecikmeler
kamu ve özel sektörün iş birliğiyle minimum seviyeye çekilebilir” diyen
Tanrıverdi, bu iş birliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını
hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması önemli olduğunun altını çiziyor.
Tanrıverdi, ayrıca lojistik sektörünün de uluslararası standartlarda hizmet
verecek Türk ihracatçısına uygun fiyata iyi kalitede hizmet vermesinin hazır
giyim sektörünün en önemli beklentileri arasında yer aldığını belirtiyor.
Kaynak:
lojistikhatti.com