Dünya yazarı
Aysel Yücel, Körfez ülkelerinin ambargosu nedeniyle sadece havayoluyla
ulaşılabilen Katar'a İran üzerinden Ro-ro aktarmalı karayolunun açıldığını
yazdı. İşte Yücel'in o yazısı:
Suudi
Arabistan’ın başını çektiği 6 ülke (BAE, Bahreyn, Yemen, Mısır ve Kuveyt)
Katar’a ambargo uygulamaya başladığında bu ülkenin sıkıntı yaşayacağı açıktı.
Fakat sıkıntıyı asıl büyüten ambargoya başka ülkelerin de katılmasından çok, bu
ülkelerin hava sahalarını kapatması, kara, deniz girişlerini durdurması oldu.
Çünkü bu adım ‘ambargo’yu uygulamada ‘abluka’ya dönüştürdü. Böylece Katar’ın
ambargo kararı alan ülkelerle ticareti durduğu gibi, başka ülkelerle ticareti
de zorlaştı.
Abluka
şartlarında Katar’a en büyük destek Türkiye’den geldi. Türk hükümeti gıda
ihtiyacı konusunda Katar’a her türlü desteği sunmaya hazır olduğunu açıkladı.
Ancak Katar’a siyasi ve ekonomik ambargo uygulama kararı alan bu Arap ülkeleri
kendi limanları üzerinden Katar’a taşıma yapılmasını da engellediği için bu iş
sanıldığı kadar kolay olmadı. Katar’a ağırlıklı olarak denizyoluyla taşıma
yapılıyor. Türkiye’den Katar’a en fazla gönderilen ürünlerin başında demir
çelik geliyordu. 2022 Futbol Kupası hazırlıkları kapsamında Türkiye’den tedarik
yükselmişti. Bu sevkiyat için denizyolu tercih ediliyordu. Katar’a direkt bir
hat olmadığı için de diğer Arap ülkelerinin aktarma limanları kullanılıyordu.
Bu limanlar kapanınca Türkiye’den Katar’a taşıma yapan Danimarkalı Maersk,
Fransız CMA CGM gibi armatörlük firmaları ‘gemilerin geri çevrilmesi’ riskine
dolayısıyla seferleri durdurmuştu. Katar’a taşıma yapan Dubai merkezli UASAC
Denizcilik’in yetkilisi ile görüştüm. “Müşteriler sorun çıkabileceğini
öngörerek malları göndermiyor. Çünkü malın gidip geri dönmesi en az 5 bin
dolarlık bir lojistik maliyeti anlamına geliyor” dedi.
Fakat denizyolu
açık. Geçtiğimiz hafta hükümetin de desteği ile Ege’den ilk gemi kalktı. Ancak
bu gemilerde sadece kuru yük taşınabiliyor. Bu yükler de önemli fakat Katar
için en önemli ihtiyaç kuşkusuz gıda. Denizyolu ile gıda taşınmak sevkiyat
sürelerinin uzunluğu nedeniyle çok da mümkün değil. Tam da bu nedenle THY’nin
ve Katar’a uçan tüm uçakların kargo kapasiteleri bu gıda yardımına odaklanmış,
ilk yardımlar havayoluyla yapılmıştı. Ancak havayolu daha maliyetli bir taşıma
modu olduğundan en son ve acil gönderilen ürünler için tercih ediliyor.
Dolayısıyla en avantajlı yolun karayolu olduğu çok açıktı. Ama kriz sonrası
Türkiye’den Katar’a karayolu taşıması tamamen durmuştu. Krizin başladığı
günlerde konuştuğum UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Katar’a karayolu ile
taşımacılığı çok yoğun değil. Daha çok denizyolu tercih ediliyor. Geçen yıl 180
TIR’lık taşıma yapılmış. Bu yıl ise şu ana kadar yaklaşık 60 TIR’lık taşıma
yapıldı. Katar’ın sınır kapısı sadece Suudi Arabistan tarafında var. Normalde
Süveyş’i geçen gemiler Dubai’ye ve Suudi Arabistan’a. oradan da Katar’a
gidiyorlardı. Ancak ambargodan dolayı bu hattı kullanmak mümkün değil. Coğrafik
olarak karşında İran var. Şu anda İran’dan direkt bir hat yok ancak bu kriz
uzun sürerse İran’dan Katar’a direkt bir Ro-Ro hattı gündeme gelebilir. Bu
konuda İran’ın destek vereceğini düşünüyoruz” demişti.
Önceki gün
Fatih Şener’i tekrar aradım ve “Kriz sürüyor, karayolu tarafında yeni gelişme
var mı?” diye sordum. Şener, “İlk TIR’lar geçtiğimiz hafta yola çıktı. Bu bir
deneme sevkiyatı olduğu için ilk etapta sadece 9 TIR gitti. Ama TIR’larımız 6
gündür İran sınırında bekletiliyor” dedi. Bunu, İran’ın transit geçişlerde Türk
nakliyeciye Tarım Bakanlığı’ndan belge alma zorunluluğu getirmesini nasıl
değerlendirmeli? Krizdeki bir ülkeye ticaretten çok yardım amaçlı bir yolda
aslında kolaylık beklemek gerekirdi. Bu uygulama İran ile ticari anlaşmalara da
uymuyordu. İlk akla gelen doğru olabilir mi? İran, bu uluslararası krizde Türkiye
ile aynı tarafa düşmesine karşın, yine de rekabeti elden bırakmıyor muydu?
Ben bunları
kafamda evirip çevirirken, sadece bir saat sonra güzel bir gelişeme yaşandı ve
Fatih Şener arayarak Türk TIR’larının sınır kapsını geçtiğini ve limana
ulaştığını söyledi. Şener, “9 araç İran’ın Bender Buşehr Lima’nında gemi
bekliyor. 6 gün bekledikten sonra İran gümrük yetkilileri ‘iletişim hatası
olmuş’ deyip geçişlerine izin vermiş. İlk kez o yöne yük gittiği için acemilik
olmuş diye düşünüyoruz” dedi. Umalım öyle olmuş olsun. Bir noktaya daha dikkat
çekeyim Türkiye, Avrupa’ya taşıma yapan İran TIR’larına hiç bir engel
çıkarmıyor.
Bu gelişme
neden önemliydi? Türkiye, müttefik, dost bir ülkeye yardım yaparken, ticareti
artırırken deniz yolu kısıtlı bir şekilde devreye girmişti. Havayolu devreye
girmişti. Karayolu için tek seçenek Irak, Suriye yönünden Arap ülkelerini
geçerek Katar’a ulaşmak imkansızdı. Bu yollar kapalıydı. Tek yol İran üzerinden
güneye inmek, Basra Körfezi’ni Ro Ro ile geçerek Katar’a ulaşmaktı. Türk
lojistikçi kriz çıktıktan hemen sonra bu yolu açmak için çalışmaya başladı.
Sonuç başarılı oldu. Bu yol açıldı. Türkiye artık her üç taşıma modundan
Katar’a ulaşabiliyor. Katar krizi lojistiğin önemini bir kez daha gözler önüne
serdi.
Lojistiğin
önemi derken… Armatörler Birliği Başkan Vekili Erol Yücel’in sözlerini
aktarmadan geçemeyeceğim: “Denizcilik maalesef daha çok kriz zamanlarında
gündeme geliyor. Yaptığım sunumlarda hep denizciliğin siyasi, askeri açıdan ve
ekonomik açından önemine vurgu yapıyorum. Şimdi Katar’da bu yaşanan olaylara
bakıyorum ve Katar ile Türkiye’yi karşılaştırıyorum. Türkiye’nin 2 bin 500 km
kıyı şeridi var. Katar’ın ise 499 km kıyı şeridi var. Bir yarımada o da. Böyle
baktığınız zaman denizcilik bir kaza olduğunda gündeme geliyor, bir skandal bir
konu olduğunda gündeme geliyor ancak normal koşullarda denizcilik ve
denizciliği önemi gündeme gelmiyor. Şimdi Katar’ın yaşadığına bakın. Hep aklıma
şu geliyor; denizcilik neden bir devlet politikası haline gelmiyor! Ne kadar
önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kimse bana bir şey olmaz demesin.
Güçlü bir filoya sahip Türkiye çok daha güçlü bir ülke olur.”
Yücel, 1 Temmuz
Kabotaj Bayramı’nın da yaklaştığı şu günlerde bu konuyu özellikle paylaşmak
istediğini ifade etti.
Aysel YÜCEL-
DÜNYA
Kaynak: lojiport.com