İKV
Brüksel Temsilcisi Nuray, "Akıllı sanayi, akıllı ticaret diyorsak onları
etkileyen tüm süreçlerin de akıllı olması gerekir. Yani Türkiye'de bir 4.0
ekosistemi kurmalıyız." dedi.
Gümrük
Birliğinin geleceği, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) iş birliğiyle düzenlenen "Gümrük Birliği'nin
Modernizasyonu ve Sanayi 4.0: İleriye Dönük Bir Yenilenme İhtiyacı"
başlıklı panelde masaya yatırıldı.
İKV
Brüksel Temsilcisi Haluk Nuray, yeni sanayi düzeninde Gümrük Birliğindeki
modernizasyon sürecinin ve gelecekte atılacak adımların tartışıldığı paneldeki
konuşmasında, Gümrük Birliğinin tarihçesine değinerek, Avrupa Birliğinin (AB)
temelinin Gümrük Birliğine dayandığını söyledi.
Türkiye'nin
orta teknolojili ve orta gelirli bir orta sanayi ülkesi olmaktan çıkıp yüksek
teknolojili zengin bir ülkeye dönüşmesinin Türkiye'de yaşayanlardan başka
kimsenin umurunda olmadığını belirten Nuray, "Dünya bizi hiç beklemeden
büyük bir ekonomik ve teknolojik değişim sürecine girdi ve hızla ilerliyor.
Biz
sürecin oluşup gelişmesine katkıda bulunamadık. Şimdi durumu kabul edip uyum
sağlama zamanı gerekeni saptayıp hızla harekete geçme zamanı. Sanayi 4.0'ı ve
sadece akıllı üretimle, yeni nesil ticaret anlayışına da sadece Gümrük
Birliği'nin modernizasyonu ile sınırlı tutarsak, birini fabrikanın diğerini de
bürokrasinin duvarları arasına hapsedersek hiçbir yere varamayız. Akıllı
sanayi, akıllı ticaret diyorsak onları etkileyen tüm süreçlerin de akıllı
olması gerekir. Yani Türkiye'de bir 4.0 ekosistemi kurmalıyız. Bu ekosistem
sadece bilgisayarları ve teknolojiyi değil tüm hayatı kapsamalı." diye
konuştu.
Nuray,
eğitimde, hukukta, mevzuatlarda, demokraside, şirketlerde ve insanlarda 4.0
seviyesine çıkılmadan, sadece Sanayi 4.0'ın tek başına olamayacağını, Gümrük
Birliğinin modernleşmesinden de istenen fayda sağlanamayacağını kaydetti.
"Yeni
teknolojiler sayesinde Batı, ürünleri doğudan daha ucuza mal ediyor"
Siemens
Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy da İngiltere’de su buharının
1800’lü yılların sonunda devreye girmesiyle tekstil makinelerinin, insanın kol
gücünün yerini almasıyla makineler çağının başladığını belirterek, sonradan
buna sanayi devrimi denildiğini söyledi.
İnsanlık
refahının geçmişte olmadığı kadar ciddi bir sıçrama gösterdiğini vurgulayan
Ersoy, "Elektrikle birlikte motor icat edilince, dolayısıyla refah
gelişiyor. Sonrasında 1970’li yıllarda otomasyon çağı başlıyor. Dolayısıyla
aynı ürünü daha ucuza mal edebiliyorsunuz. Tekrardan sanayi bir tık daha ileri
gidiyor. Peki neden 4.0 kavramıyla uğraşıyoruz? Çünkü çok ciddi bir tehditle
karşı karşıyayız. Doğunun iş gücünü kullanmak için Batı, gidip doğuya
fabrikalar kuruyor. İş gücünü kullanarak global rekabette başarı elde ediyor.’’
ifadelerini kullandı.
Ersoy,
son yıllarda doğunun, global rekabette batıyı geçmesinin, batı için çok büyük
bir tehdit olduğunu belirterek, "Batı ekonomisine bağlı olan Türkiye
ekonomisi de ciddi bir tehdit altında. Batı 'üç konuya konsantre olursam global
rekabette tekrar başarıyı elde edebilirim' dedi. İnovasyon, esneklik ve
verimlilik konularına odaklandı.’’ diye konuştu.
Yeni
teknolojiler sayesinde batının ürünleri doğudan daha ucuza mal ettiğinin altını
çizen Ersoy, Batı ülkelerinin global rekabette başarıyı yeniden elde edebilmek
için doğudaki fabrikalarını kapatarak üretimlerini batı ülkelerine çektiğini
ifade etti.
Kaynak:
ulasimonline.com