3
yıl içinde 600 adetlik treyler filosu kurarak multimodal taşımacılığa daha
fazla ağırlık vermeyi hedefleyen Borusan Lojistik, yılsonunu 540 milyon dolar
ciro ile kapatmayı öngörüyor. 2017’nin çok iyi gittiğini ve gelecek için
kendilerine cesaret verdiğini söyleyen Borusan Lojistik genel Müdürü İbrahim
Dölen, günlük 3 bin 500 araç hareketine sahip olduklarını ve bunun sadece yüzde
10’unu kendi öz mal araçlarla yaptıklarını ifade etti. Lojistiğin iş yapış
şeklini değiştiren bir şirket olmak istediklerini vurgulayan İbrahim Dölen,
günümüzde dijitalleşmenin çok önemli olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bugün
sorsalar 50 tane yazılımcı mı almak istersin 100 tane TIR mı? 1 saniye düşünmem
50 tane yazılımcı almak isterim.”
“Gelecek
5 yıl içinde Borusan Lojistik olarak lojistiğin iş yapış şeklini değiştirmiş
bir şirket olmak istiyoruz. Müşterimize fayda sağlayan ama rekabetle de fark
yaratan bir şirket olmak için çalışıyoruz” diyen Borusan Lojistik Genel Müdürü
İbrahim Dölen, www.yesillojistikciler.com’a çok önemli açıklamalarda bulundu.
İşte İbrahim Dölen’in açıklamaları…
“HEDEFLERİMİZE
ULAŞTIK, ŞU AN 2018 İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
2017
zor bir yıl ama bizim açımızdan iyi geçiyor. İlk 7 ayda bütçe hedeflerimizin
tamamı tuttu. Verimli bir 7 ay geçirdik ve verimli bir yıl yaşıyoruz.
İstediğimiz hedeflere koşuyoruz. 2017 bittiğinde yüzde 20 oranında büyümeyi
öngörüyoruz. Hemen hemen her iş kolunda istediklerimizin çok büyük bir çoğunluğunu
yaptık. Bazılarını ise 2018’e bıraktık. Biz aslında 2017’yi kapattık. 2017 yılı
ile ilgili pek hedefimiz kalmadı. Şu an 2018 için çalışıyoruz ve 2019 yılını
planlamayı düşünüyoruz. Yani bizim için 2017 iyi bir yıl oldu.
“2017
BİZE CESARETLİ OLMAMIZ İÇİN BİR FIRSAT SUNDU”
Bu
yıl için her iş kolunda büyüme hedefi koymuştuk. Bunu başardık. Borusan
Lojistik’in 2019 stratejik planı var. Bu stratejik plana göre yapmamız
gerekenlere bakıyoruz. Son 2-3 yıldır ekonomik sıkıntı ihtimalinden de
hareketle hep dikkatli olduğumuz bir dönem yaşadık. 2017 bize cesaretli olmamız
için bir fırsat sundu. Bu anlamda bizim için en önemli olan üç sektörde
(otomotiv, dayanaklı tüketim ve hızlı tüketim) Türkiye’de ciddi anlamda
büyümeler yaşandı. Otomotiv sektörü özellikle ihracatta çok ciddi büyüdü. İç
piyasada biraz küçülme yaşasa da iç pazarda da çok kuvvetli bir sektör.
Dayanıklı tüketim ürünleri sektöründe hükümetin yılın başında ÖTV konusunda
aldığı karar nedeniyle ciddi satış patlaması yaşandı. İlk 6 ayda hacimsel bazda
yüzde 25 seviyelerinde büyüme yaşandı. Dolayısıyla eğer sizin çalıştığınız
firma ve firmalar bu sektörlere hizmet veriyor ise siz de bundan payınızı
alıyorsunuz. Bu anlamda biz biraz daha şanslıyız ama bunun dışında da koymuş
olduğumuz diğer yeni ürünlerle, işlerle ilgili de hedeflerimizin tamamını
gerçekleştirdik. O yüzden iyi bir yıl kapanıyor diye düşünüyoruz, umarım son 5
ayda böyle devam eder.
YILSONUNDA
540 MİLYON DOLAR CİRO
Bizim
bu yılın başındaki hedefimiz toplamda 530 milyon dolar ciroya ulaşmaktı. Şu an
540 milyon doları geçeceğiz gibi görünüyor. TL bazında baktığımız zaman bu
yüzde 25 seviyesinde büyüme demek. Ama biz yıllardır doları baz aldığımız için
yüzde 20 seviyesinde büyümeyi öngörüyoruz.
“100
ADET TREYLER ALACAĞIZ”
Aslında
bu yıl için 20 milyon dolarlık bir yatırım bütçemiz vardı. Şu ana kadar 20
milyon dolarlık yatırımı yaptık. Buna ek olarak son çeyrekte limanımızda
iskelenin uzatılması için 11 milyon euro yatırım daha yapacağız. 20 milyon
dolar yatırımın 6 milyon dolarını liman için yaptık. Diğer kısmı ise multimodal
taşımacılık ile ilgili olacak. 100 tane treyler alacağız. Çok az çekici alma
ihtimalimiz var. Bu 100 adetlik yatırım bizim treyler için yapacağımız
yatırımın ilk kısmını oluşturuyor. Amacımız 3 yıl içinde 600 adetlik öz mal
treyler filosuna ulaşmak. Ayrıca multimodal taşımacılıkta kullanacağımız
kiralık araçlar da olacak.
“2
YIL SONRA İNŞALLAH KENDİ TRENLERİMİZ ALACAĞIZ”
Bu
yıl için değil ama 2 yıl sonra inşallah kendi trenlerimizi alacağız. Türkiye’de
de tren işletmeciliği masamızın üzerinde ama daha önce denediğimiz zaman ne
TCDD ne de Türk ihracatçısı buna hazırdı. Şimdi bazı girişimler var. Ama
Halkalı ve Kapıkule’deki sorunlar çözülmeden bu işe Türkiye’den girmenin çok
doğru olmayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla şu an için ilk yapacağımız Trieste
üzerinde Almanya ve Benelüks ülkelerine trenle gitmek ve oradan da çevre
bölgelerdeki müşterilerimize farklı bir ürün sunmak.
GEBZE’DE
95 BİN METREKARELİK DEPO YATIRIM
Bunun
dışında yaptığımız önemli bir yatırımı gelecek yıl başında hayata geçiriyor
olacağız. Şu an Gebze’de inşa edilen 95 bin metrekarelik bir depomuz açılacak.
Bugüne kadar özellikle İstanbul’da, Bursa’da, Ankara’da, İzmir’de hep 20-25 bin
metrekarelik depolarla hizmet sunuyorduk. Ama geldiğimiz boyutta daha büyük
hacimlerde daha yüksek sinerji sağlayabileceğimiz ve bir lojistik üs olabilecek
yani farklı birçok ürünü ve müşteriyi aynı yerde buluşturabileceğimiz yerler
yapma kararı aldık. Bunun ilkini de gelecek yılın ilk çeyreğinde hayata
geçirmiş olacağız. Depomuzun inşaat başladı ve hızla devam ediyor. Yıl sonunda
teslim edilir. Bu yatırımızı devreye aldığımızda toplam depolama alanımız 600
bin metrekareyi bulacak.
“ALTERNATİF
MODELLER ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
Limanımızı
büyütmek istiyoruz ve alternatif ulaşım modelleri üzerinde çalışıyoruz.
Bölgenin en güçlü lojistik oyuncularından biri olmaya devam etmek için hangi
alanlara yatırım yapabiliriz onun arayışı içindeyiz. 2018-2019’da ekonomik
açıdan en azından stabil ortam sağlarsa bu yatırımları hayata
geçirebileceğimizi düşünüyorum. Geçmişe baktığımız zaman Türkiye’de hiç kimse
yüzde 5 büyüme beklemiyordu. Türk ekonomisinin sağlam olduğuyla ilgili
gerçekten kanıtlanmış sonuçlar var. Ben 2019 sonuna kadar Türkiye’nin
ekonomisinin en azından bundan kötü olmayacağına inanıyorum.
DİJİTAL
DEĞİŞİM VE MULTİMODAL TAŞIMACILIĞA YATIRIM
Stratejimiz,
Avrupa ile Ortadoğu arasında bir köprü pozisyonunda yer almak. Öte yandan
dijital değişimi yeni ekonomide daha çok göreceğiz. Bunu lojistikte de
görüyoruz. IT departmanımızla dünyadaki dijital değişime paralel şekilde
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dijitalleşme bize şu ana kadar yapmakta olduğumuz
hizmetlerimizin çok daha verimli, hızlı ve izlenilir olmasını sağlayacak.
Yatırım yaptığımız multimodal taşımayı sadece entegre lojistik hizmet
sağlamanın önemli bir ayağı olarak görüyoruz. Biz müşterilerimizin lojistik
ihtiyacını tek bir platformda çözmeye oynayan bir firmayız. Dolayısıyla bu
tarafta böyle bir hizmet alanının eksikliğini kapatmak için bu yatırımı
yapıyoruz.
“100
TANE TIR YERİNE 50 TANE YAZILIMCI ALMAK İSTERİM”
Gelişen
dijitalizasyona ya bunlara adapte olup rekabetçiliğinizi artıracaksınız
dolayısıyla var olmaya devam edeceksiniz ya da buna adapte olamıyorsanız yani
kültürünüz ve iş yapış şekliniz bu değişikliği yapamıyorsa şirketinizi ya
satacaksınız ya kapatacaksınız. Yaşanan da bu değil mi? Yani bana bugün
sorsalar 50 tane yazılımcı mı almak istersin 100 tane TIR mı? 1 saniye düşünmem
50 tane yazılımcı almak isterim.
“GÜNLÜK
3 BİN 500 ARAÇ HAREKETİMİZ VAR”
Normalde
bizim ortalama günlük 3 bin 500 araç hareketimiz var. Türkiye’nin herhangi bir
noktasından Avrupa’ya; Avrupa’dan Türkiye’ye, Türkiye içinde de her tarafa
yaptığımız seferlerin sadece yüzde 10’unu kendi araçlarımızla yapıyoruz. Kalan
yüzde 90’ını aslında iş ortaklarımızla birlikte yağıyoruz. Öz mal tamamen kendi ekipmanlarımız olsun
diye düşünen bir firma değiliz. Bizim varlık sebebimiz aslında ekipman
sahipliğinden çok lojistik süreçteki bilgiyi ve süreci hızlı ve ucuz organize
edebilmek.
“AVRUPA’DA
KENDİ ORGANİZASYONUMUZU KURACAĞIZ”
Bu
yılın ilk yarısında uluslararası taşımacılık ile ilgili önemli değişiklik
yaptık. Yurt dışındaki büyük acentelerimizin çoğunu değiştirdik.
Değiştirmemizin altında iş ortaklarımızın en az bizim kadar büyüme odaklı
olması nedeni yatırıyor. Pek çok firma için şaşırtıcı olsa bile bu değişimi
yaptık. Şimdi ikinci 6 ayda kendimiz bizzat Avrupa içinde yer alacağız ve kendi
organizasyonlarımızda ilgileneceğiz. Bu değişime üç ülke ile başlayacağız.
Bunlar Almanya, İtalya ve Benelüks ülkeleri olacak. Bu yıl bu değişimi hayata
geçireceğiz. Öte yandan acentelerimizle de çalışıyor olacağız. Hem kendi
yapımızı hem de acentelerimizi destekleyerek bu ticaretin daha hızlı gelişmesi
bahsetmiş olduğum baştan sona sürecin tamamının izlenilebilir kılınması için
müşterimize yakın olma ihtiyacı içindeyiz.
“LOJİSTİĞİN
İŞ YAPIŞ ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRMİŞ BİR ŞİRKET OLMAK İSTİYORUZ”
Gelecek
5 yıl içinde Borusan Lojistik olarak lojistiğin iş yapış şeklini değiştirmiş
bir şirket olmak istiyoruz. Müşterimize fayda sağlayan ama rekabetle de fark
yaratan bir şirket olmak için çalışıyoruz.
DEMİRYOLUNA
BAKIŞ
Türkiye’de
demiryolunun serbestleşmesi ile ilgili tüm yasalar, yönetmelikte bitti artık
yatırım dönemi başladı diyemeyiz. Türkiye demiryolu konuşanda çok ciddi
yatırımlar yapıyor ama yatırımların tamamı sistemin tamamını aynı anda
iyileştiren yatırımlar değil. Bölgesel yatırımlar yapılıyor. Bu ne demektir?
Sistemdeki sinyalizasyon problemleri gideriliyor tek hatlı olan yerler çift
hatta çıkarılmaya çalışılıyor. Bazı köprülerin üzerine tren rayları
oluşturulmuş durumda. Ama oradan tren geçebilmesi için tren yolunun köprülere
gelmesi lazım. Bazı büyük projeler var bunlar yapılması gerekiyor. Bunların
tamamının yapılmamasından dolayı şu an henüz Türkiye o ortamda değil. Ama
birkaç yıl içinde bu noktaya geleceğini umuyorum. Özellikle işin Avrupa ayağını
düşünecek olursak; Trakya tarafından ve köprüyü geçecek bağlantının diğer
hatlarıyla bağlanacak yapısının hızla oluşturulması gerekiyor.
“DÜNYA
ÇİN’DEN ÇIKAN BİR TRENİN 21 GÜNDE ALMANYA’DAKİ FABRİKAYA GİRMESİ ÜZERİNE
ÇALIŞIYOR”
Esas
sıkıntı Halkalı-Kapıkule arasında mevcut hattın değiştirilme zorunluluğu. Bunun
inşası uzun bir zaman alacak. İnşallah 2 yıl içerisinde bitirilir. Artık dünya
Çin’den çıkan bir trenin 21 günde Almanya’daki fabrikaya girmesi üzerine
çalışıyor. Kendi ülkenizde treni hareket ettirmediğiniz zaman konu yapılabilir
olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla kimse de yatırım yapmıyor. Beklemede kalıyor. Ben
Türkiye’nin hem Avrupa bağlantısında hem de Orta Asya bağlantısında
demiryollarının çok daha fazla fırsat yaratacağına inanıyorum.
“BORUSAN
LİMANI, BUGÜN 5 YIL ÖNCE İŞ HACMİ ŞU AN ANKİNDEN YÜZDE 30-35 DAHA DÜŞÜKKEN
KULLANDIĞI ENERJİSİNDEN DAHA AZ ENERJİ KULLANIYOR”
Gemlik
limanımızın Yeşil/Eko Liman Sertifikası alması bizim çevreye verdiğimiz değerin
önemli bir göstergesini oluşturuyor. Biz çevreye karşı saygılı olmayı aslında
topluma karşı bir görev olarak görüyoruz. Biz Eko Liman Sertifikası olmadığı
zamanlarda limanımızda çevre ile ilgili çalışmalar başlattık. 2002 yılında
limanımıza suya hiçbir şey karışmamalı bizim kullanmış olduğumuz maddelerin
karbondioksit salınımını minimize etmek için ne yapabiliriz diye hareket
geçtik. Liman içinde pek çok şeyi yaparken dizelle değil, elektrik kullanılarak
da yapılabileceğini fark ettik. Bununla ilgili yaklaşık 5 milyon dolar harcama
yaptık. Elektrikli araçlar kullanmaya başladık ve öte yandan da elektrik
kullanımı azaltacak projeler geliştirdik. Şu an Borusan Limanı, bugün yaklaşık
5 yıl önce iş hacmi şu an ankinden yüzde 30-35 daha düşükken kullandığı
enerjisinden daha az enerji kullanıyor. Daha sonrasını bu çalışmalar bir
sertifika ile değerlendirilmeye başlandı. Sertifika sahibi olmak için gereken
şartlara sahip olduğumuz için sertifika almak kolay oldu diyebilirim.
RÖPORTAJ:
Şenel Özdemir
Kaynak:
yesillojistikciler.com