Kuzey
Irak’taki referandum gerilimi iş dünyasını endişelendirdi. TIR şoförleri korku
nedeniyle bölgeye gitmek istemiyor. Mal göndermek isteyen Türk ihracatçılar ise
şimdilik beklemede.
Kuzey
Irak ile Türkiye arasında yaşanan referandum gerilim işlerin de aksamasına
neden oluyor. Bölgede iş yapanların tedirgin olduğu belirtilirken, mal
göndermek için TIR bulunamadığı ifade ediliyor. Hububat, Bakliyat, Yağlı
Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “TIR’lar
korkuyor. Bu hafta başından itibaren 200 – 300 TIR lazım, şu an şeker göndereceğiz,
TIR bulamıyoruz” dedi.
Türkiye’nin
en önemli ihracat pazarlarından Irak’ta işler zorlaşıyor. Referandum
tartışmaları ile gündemde olan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, ekonomi cephesinde
ihracatçılara hem zaman kaybettirecek hem de maliyetlerini artıracak bir karar
aldı. 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren oyuncaktan bebek bakım ürünlerine, ev
ve mutfak eşyalarından elektronik ürünlere kadar uzanan geniş bir listedeki
ürünlere sertifika zorunluluğu getirildi ve Kuzey Irak pazarına sevk öncesi
incelemelerinin İntertek Test Hizmetleri A.Ş. tarafından yerine getirileceği
bildirildi. Habur sınır kapısı olarak da bilinen İbrahim Halil Sınır Kapısı’nda
laboratuvar altyapısının hazırlanması ve testlerin yapılması için de anlaşmaya
varıldığı kaydedildi.
Kuzey
Irak Bölgesel Yönetimi tarafından getirilen bu zorunluluk Türkiye’ye özel değil
ancak en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Kuzey Irak’a ihracat yapan
firmaların ilk olarak İntertek Test Hizmetleri A.Ş. firması ile iletişime geçip
ihracatını gerçekleştirecekleri ürünlerin Kuzey Irak’a sevk öncesi gözetim
kapsamı dahilinde olup olmadığını belirlemeleri, kapsam dahilinde ise gerekli
evrakları tamamlayıp Kuzey Irak’a sevk öncesi gözetim başvurusu yapmaları
gerekiyor. Gözetim sürecinde başarılı olan firmalar “COC” sertifikası
alabiliyor. Gönderim başına sertifika fiyatları ise değerine göre 450 dolardan
başlayıp 3 bin 460 dolara kadar çıkıyor.
Bu
kararın daha önce alınmasına rağmen geri çekildiğini kaydeden İstanbul Kimyevi
Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, şimdi
tekrar sertifikanın zorunlu hale getirilmesini referandum resti olarak
yorumladı. Kuzey Irak gibi bölgelerin en kolay tehdit yolu olarak ticereti seçtiğine
dikkat çeken Akyüz, “Habur ve Kuzey Irak’ta ciddi güvenlik açığı var. Yakın bir
zamanda bir TIR şoförümüz öldürülmüştü” diye konuştu.
'Aramız
açılırsa Esendere’ye önemli görev düşer'
Türkiye’de
hükümet ise referanduma karşı tavrını koruyor. Bu nedenle referanduma karşı
atılabilecek adımlar masaya yatırılırken, bir seçenek de Habur sınır kapısının
kapatılıp, Irak ile ticaretin Esendere sınır kapısından yapılması oldu. İKMİB
Başkanı Akyüz bu hamleyi Türkiye’nin Kuzey Irak’a bir uyarısı olarak yorumladı.
Kritik bir süreçten geçildiğine işaret eden Akyüz, “Habur kapatılır da
Esendere’den ticaret sağlanırsa, Kuzey Irak’ın gücü çok zayıflar. Çünkü geçen
TIR’lardan çok büyük paralar kazanıyorlar. Ayrıca Esendere yolu daha güvenli.
Maliyet artsa da TIR’lar daha güvenli olacak” diye konuştu.
Referandum
olayını en az zararla atlatmanın her iki taraf için de iyi olacağını vurgulayan
İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı
Rıdvan Mertöz, Akyüz’ün aksine Esendere sınır kapısının ihracatçıyı
zorlayacağını savundu. İhracatçıların lojistikten çok çektiğini bildiren
Mertöz, şöyle devam etti: “Bu iş Çin’in ekmeğine yağ sürer. Irak’ta 13 milyar
dolarlık ihracatı tekrar yakalamalıyız. Maliyet artışına rağmen yarın Kürt
bölgesiyle aramız açılırsa Esendere, Irak ile yapacağımız ticaretin
engellenmemesi için önemli bir görev üstlenecek.”
Hububat,
Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya
Mete, Kuzey Irak ile iş yapanların tedirginlik yaşadığını ifade etti. Mal
göndermekte zorlandıklarını dile getiren Mete, “TIR’lar korkuyor. Bu hafta
başından itibaren 200 – 300 TIR lazım, şu an şeker göndereceğiz, TIR
bulamıyoruz. TIR’cılar başımıza bir iş gelir diye korkuyor. Müteahhitler,
sanayiciler bölgede iş yapıyor. Anlaşmalar var. Tırmanırsa zararı olur ama
üstesinden geliriz. Bu konunun suhuletle çözülmesi önemli. Tabii konu vatansa
gerisi teferruat” ifadelerini kullandı.
Kervan
Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Burhan Başar da gelişmelerin dövize, kur hareketine
etkisi olsa da henüz kendilerine yansıyan bir şeyin olmadığını kaydetti.
Mağaza
açmaktan vazgeçti, 2 mağazasını kapattı
Kuzey
Irak’ta son birkaç yıldır sıkıntı olduğunu ifade eden Baydöner Yönetim Kurulu
Başkanı Levent Yılmaz, bunu sağlayanın ise bölgeye gelen Araplar olduğunu
bildirdi. IŞİD olaylarının başlamasının ardından Arapların bölgeye girişinin
kesildiğini kaydeden Yılmaz, “Ekonomik sıkıntılar da olunca yatırımlar etkilendi.
Bütün AVM yatırımları durdu. Perakende çok etkilendi. Biz, Erbil’de ikinciyi,
Süleymaniye’de üçüncüyü açmıştık. Bunları kapattık. Dördüncüyü açma niyetimiz
vardı. Ondan da vazgeçtik. İnşaatçı arkadaşlar da ellerindeki satıp çıkma
yoluna gittiler, yeni proje almadılar. Bu son gelişmelerle daha kötü olabilir
mi? Onu da bekleyip göreceğiz” dedi.
Yüzlerce
şirket çekilse de Kuzey Irak yatırımları devam ediyor
Sadece
birkaç yıl önce Kuzey Irak’ta 1500’ün üzerinde Türk şirketi faaliyet
gösteriyordu. Ancak gerek merkezi hükümetle yaşanan kriz gerekse de güvenlik
sorunları dolayısıyla bölge ekonomisi büyük darbe aldı. Bölgesel yönetim Türk
şirketlerin ödemelerini yapamadı. Bu süreçte yüzlerce şirket bölgeden çekildi.
Bölgede en büyük zarar uğrayan sektör müteahhitlik oldu. Türk şirketlerin hala
1.5 milyar dolarlık alacağı bulunuyor.
İnşaat
dışında sağlık, perakende, turizm ve enerji alanında Türk şirketlerin
yatırımları bulunuyor. Son olarak Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin
Karamehmet’in hissedarı olduğu Genel Energy, Kuzey Irak Kürt Yönetimi
Bölgesi’nde bulunan Taq Taq petrol sahasında daha fazla yatırım yapmayı
hedeflediğini açıkladı. Ayrıca Mado, Kuzey Irak’taki 4’üncü mağazasının
açılışını yaptı.
Navlun
yaklaşık 2 bin 500 dolar artacak
Lojistik
sektörü uzmanlarına göre, Habur sınır kapısının alternatifi İran’a çıkış kapısı
olan Gürbulak Sınır Kapısı olabilir. Çünkü Esendere’nin kapasitesi çok sınırlı,
altyapısı uygun değil. Ancak Gürbulak Sınır Kapısı’nın kapasitesi de Habur
kadar büyük değil. Habur’dan günde 1700 TIR geçiş yapabiliyor. Ancak Gürbulak
Sınır Kapısı’nın kapasitesi 600-700 arası.
Sektör
temsilcileri, “Gürbulak’tan günde 450 araç geçiyor. İran ve Türkiye gümrükleri
çok iyi çalışırsa en fazla buradan günlük 700 araç geçebilir” diyor. Bu da
Habur’u by-pass geçerek Irak’a Gürbulak üzerinden gidilmesinin bu sınır
kapısında km’lerce kuyruğa neden olacağı anlamına geliyor. Sektör uzmanları hem
zaman hem maliyet açısından büyük sıkıntı yaşanacağı görüşünde. Şu anda Habur
Sınır Kapısı kullanılarak 700 ila 1000 dolar arasında navlun ödeniyor. Ancak
Gürbulak’tan geçiş yapıldığında, yani İran üzerinden gidildiğinde sektör
temsilcilerine göre navlun yaklaşık 3 bin 500 dolara kadar çıkacak.
Sercan
AKINCI-Aysel YÜCEL
Kaynak:
dunya.com