Türkiye
Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi konumunda. Türkiye taşıt araçları
üretimi sıralamasında (2015 yılında ulaşılan üretim seviyesiyle) Avrupa’da 5.,
dünyada ise 15. sırada yer alıyor. 2034 yılında Türkiye’nin toplam nüfusunun 90
milyonu aşması bekleniyor. Otomotiv sektörü, Türkiye toplam istihdamının yüzde
5,5’ini oluşturuyor. 2016 yılı itibarıyla 4 trilyon dolar ile dünya
ekonomisinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan otomotiv sektörü dünyanın en büyük
4. ekonomisine tekabül ediyor. Son yıllarda Asya-Okyanusya ülkelerinin
katkısıyla üretimi hızlanan küresel araç üretimi 2015 yılında bir önceki yıla
göre yüzde 1,1 artarak 90,8 milyon adet düzeyine yükseldi. Çin hariç
bırakıldığında küresel araç üretimi yıllık yalnızca yüzde 0,2 büyüyebildi.
Düşük
nitelikli çalışanların yerini otomasyona sahip sistemler alacak Türkiye Sınai
Kalkınma Bankası A.Ş.’nin hazırladığı Otomotiv Sektör Raporu’na göre İstihdam
Sanayi 4.0 ile özellikle üretim, kalite ve bakım fonksiyonlarında çalışan düşük
nitelikli çalışanların yerini otomasyona sahip sistemler alacak. Uzun vadede
değer zincirinin belirli noktalarında bu değişimden etkilenme oranının yüzde
20-30 düzeyinde olması bekleniyor. Öte yandan, yaygınlaşan otomasyon, fiziksel
olarak zorlayıcı operasyonlarda ergonomik iyileştirmeler yaparak çalışanlara
yardımcı olacak. Örnek olarak, ağır parçaların kaldırılması veya hassasiyet
isteyen parça montajları önemli ölçüde robotlar tarafından yapılabilir. Bu
sayede, hem işçi kapasitesi daha yüksek katma değerli işlere yönlendirilebilir
hem de genel sağlık ve güvenlik standartları yükseltilebilir. Önleyici bakım
yaklaşımı sayesinde teknisyenler kapasitelerini başka işlerde
değerlendirebilir. Parçalar, makineler ve diğer ekipmanlar, operasyonlardan
toplanan gerçek zamanlı verilerle sürekli olarak izlenebilir ve bu sayede
denetleme ve sorun tespiti için üretim sahasında fiziksel olarak bulunma
ihtiyacı azalabilir. Zenginleştirilmiş gerçeklik sayesinde, teknisyenler
uzaktan yönlendirme alıp, tamiratı gerçekleştirebilir ve kağıt kullanmadan
yaptıkları çalışmayı otomatik olarak belgelendirebilirler. Benzer şekilde,
tamir için gerekli yedek parça siparişi için teknisyenin makinenin bulunduğu
alana gitme zorunluluğu ortadan kalkar ve kazanılan zaman daha verimli işlere
yönlendirilebilir.
Beyaz
ve mavi yaka yetkinlikleri değişecek
Bunlara
ek olarak işgücü kalitesi ve büyüklüğünü destekleyecek iki nokta daha mevcut:
Sanayi 4.0 beyaz ve mavi yakalı çalışanların sahip olması gereken yetkinlikleri
değiştirecek. Yeni üretim teknolojilerini etkin biçimde yönetmek ve entegre
olmuş dünyada gelirlerini arttırmak için şirketler şimdi sahip olduklarından
daha yetkin bir işgücüne ihtiyaç duyacak. İşgücünün değişen yapısı nedeniyle,
Ar-Ge, BT ve otomasyon gibi teknik, satış/pazarlama gibi müşteriye değen fonksiyonların
daha da yaygınlaşması gerekecek. Özellikle kapsamlı tasarım bilgisine ve
dijital/BT yetkinlerine sahip çalışanlara olan talep artacak. Bu sayede
şirketler daha nitelikli işgücü için yeni istihdam fırsatları doğurabilecek.
Örnek olarak endüstriyel veri uzmanı gibi yeni roller yaygınlaşmaya başlayacak.
BT sistemleri kurumsal, üretim ve ürün yaşam döngüsü yönetimi sistemlerini
entegre edecek ve operasyonların oluşturduğu ağları kullanarak daha çok sayıda
veri grupları oluşturacak. Endüstriyel veri uzmanları bu veritabanlarını
düzenleyerek, analiz edecek ve operasyonları sürekli iyileştirmek için
bulgulardan faydalanacak. Bu rolü üstlenmek isteyen adaylar, ağ sistemleri,
istatistik bilimi ve programlama prensiplerine hakimiyetini göstermek durumunda
kalacak.
400-500
bin kadar yeni iş imkanı
Önümüzdeki
10 yıllık süreçte üretim sektörlerinde nitelikli olmayan işçilik ihtiyacında
400-500 bin kadar azalma beklenirken yaklaşık 100 bin kadar yeni yüksek
nitelikli çalışan ihtiyacı olacağı ve bunun yanında sanayileşmenin getireceği
büyüme akımı sonucunda 400-500 bin kadar yeni iş imkanı doğacağı öngörülüyor.
Türkiye’deki üretim sektörlerinin modellemesine dayanarak, Sanayi 4.0’ın
getireceği yılda ek yüzde 2-3’lük büyümenin, verimliliğe dayalı istihdam kayıplarını
fazlasıyla telafi edecek kadar artışa neden olması bekleniyor. Bu bağlamda
önümüzdeki on yılda, istihdamda yüzde 5’lik bir mutlak artış yaşanması olası.
Aynı zamanda, yüksek nitelikli işgücü yapısı ile gelir piramidinin ve Türkiye
know-how altyapısının gelişeceği söylenebilir.
Kaynak:
transmedya.com