Türkiye
ile Irak arasında Barzani’yi bypass edecek yeni sınır kapısı hazırlığı sürerken
eski bakan Tüzmen, 2000 yılında da gündeme gelen kapıyı ABD’nin engellediğini
söyledi.
Türkiye,
Habur’a alternatif kapı konusunu 1. Körfez Savaşı’ndan sonra konuşmaya başladı.
2000’lerin ilk yıllarında dönemin Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen Habur’a
alternatif bir kapı için Saddam yönetimiyle anlaştı. Ancak çalışmaları yürüten
Türk heyeti taşıyan uçak Bağdat’tan Türkiye’ye doğru yola çıkarken İncirlik’ten
havalanan Çekiç Güç uçakları yeni ticaret güzergâhı üzerinde top oynayan
çocukları vurdu. Türkiye’nin ekonomik krizle boğuştuğu yıllardı. Bu olayın
ardından dönemin Başbakanı Ecevit’in de Kürşad Tüzmen’i yanına
çağırarak,“Amerika’nın ricası, bu işi erteleyelim” dediği iddia edilmişti.
1999-2002 yıllarında Dış Ticaret Müsteşarlığı, ardından uzun yıllar Dış
Ticaretten sorumlu Bakanlık görevini yürüten Kürşat Tüzmen, bu anlatımları
doğruladı, “O dönemdeki temaslarda bazı benim bilmediğim detaylar da
olabilir”dedi. Kürşat Tüzmen, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve bakanlığı
dönemlerinde yaptığı Türkiye’nin Habur’a alternatif kapı çalışmalarını anlattı:
HABUR'DA
20-30 KM TIR KUYRUKLARI OLURDU
“Biz
o dönem kuzeyde sık sık sıkıntı yaşıyorduk. Hatta bir dönem KuzeyIrak’a
girerken arkadaşlarımızın pasaportlarını falan istediler. O zaman biz Habur
geçişlerini Karayolu ile yapıyorduk. Habur, Zaho ve Duhok oradan aşağıya
iniyorduk. O dönem petrol alıp karşılığında Türk ihraç ürünlerini veriyorduk,
böyle bir ticaret şeklimiz vardı. Ben Dış Ticaret Müsteşarlığım döneminde,
yapılan karşılıklı anlaşmalar çerçevesinde bakanlar seviyesinde görüşüyordum.
Anlaşmalarda Irak’tan bakanlar Türkiye’den de müsteşar düzeyinde ben imza
atardım. O dönem hatırlarsınız, 20-30 kilometre tır kuyrukları olurdu sık sık,
atlar çözmeye giderdik. Baktık bu iş böyle yürümüyor, ticareti daha da
zorlaştıracaklar, biz burada kuzeyi bir şekilde by-pass etmeliyiz dedik.
KUZEY
IRAK ZENGİNLEŞSİN İSTEDİLER
Irak
Merkezi hükümeti de Saddam da istiyordu o dönem bunu. Irak Bayındırlık Bakanı,
İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanıyla oturduk üçlü toplantı yaptık. Karar aldık.
Suriye üzerinden Hezil Çayını aşacak bir köprü ve bir kapı yaparak kuzey
bölgesini by-pass edelim, Musul ve Bağdat ile daha rahat bir şekilde çalışalım
istedik. Buna Irak Hükümeti de onay verdi. Hatta Irak Bayındırlık Bakanı beton
blokları hazırlattı, bütün işlemler tamamlandı. Tek kalan Suriye’yi ikna
etmekti. Kamışlı ile Telafer arasında yaklaşık 40 kilometrelik demiryolu vardı.
Burayı kullanacaktık geçerken. Gittim Suriye’ye, onlar da tamam dedi, her şeyi
hazırladık. Ama bu çalışmaları engellemek için herkes elinden geleni yaptı.
Maalesef biz bunu çalıştıramadık. Dışarıdan da çok büyük bir baskıyla
karşılaşıldı. İstenen şuydu: Bu ticaret yolu daima kuzeyden geçsin. Kuzey
zenginleşsin ve kuzeyin para dağıtan şebekelerine bu zenginlik gitsin. Orada bu
işten kaynak sağlayan çok sayıda gruplar vardı.
ALTERNATİFLER
ARASINDA OVAKÖY DE VARDI
O
dönem Suriye’den Hezil Çayı üzerinden planladığımız kapıyla birlikte 3 tane
alternatifle gittik Irak yönetimine. Bunlardan biri de Ovaköy’dü. Biri olmazsa
diğeri demiştik. Bizim hayata geçirmeye çalıştığımız kapı ise Ovacık-Kamışlı
hattını yapıp 40 km’lik bir tren yolu ve Hezil Çayı’nın aşılması suretiyle
geçip gitmekti. Bunun planını askeri planlarımıza, ilgili bakanlıkların
planlarına girmiştik. Bunlar aynı masada oturup karar verdiğimiz şeylerdi.
Bugün baktığımızda yeniden gündeme geldi. Türkiye Cumhuriyeti bunları
yapabilecek güçtedir. Yeter ki kararlı olsun.”
AMERİKA
IRAK'I VURUNCA KALDI
Sonra
bakan olduk, aynı projeyle tekrar Irak’a gittik. Önce Taha Yasin Ramazan, sonra
Saddam Hüseyin ile görüştüm. Ve hatırlarsanız dünyada, Saddam ile en son
görüşen bakan ve siyasetçiyim ben. O görüşmede de her türlü şeyi konuştuk. Alt
yapı hazırlandı. Yine aynı güzergâhtan, Hezil Çayı üzerinden yapacaktık. Ben
gittiğimde 2003 yılı Ocak ayı falandı. O zaman Abdullah Gül Başbakan, Tayyip
Bey Genel Başkanımızdı. O zaman çok koşuşturan bir bakandık, Irak’la 50 milyon
dolara düşmüş bir ticareti 5 milyar dolar seviyesine getirmiştik. Eximbank
bizde, gümrükler bizde, dış ticaret bizde, güçlü bir bakan olarak o
seyahatimizde de her türlü düzenlemeyi Iraklı Bakan arkadaşlarımızla yaptık.
Tam işi oturtacaktık ki, 2003 yılı Martında Amerika bombalamaya başladı. O
ziyaretimde Saddam Hüseyin demişti ki, ‘Sen ne yaparsan yap bizi vuracaklar
bunlar. Bende kitle imha silahı yok. Sen bunu bari söyle, onurlu bir çözüm bul.’
Dediği gibi de oldu. Sonunda bugünlere geldik.
YENİ
ŞAFAK
Kaynak:
lojiport.com