Geride bıraktığımız yılın ikinci yarısından itibaren ülke ekonomisini derinden etkileyen dalgalı bir süreci yaşıyoruz ve bu süreçte tüm sektörlerde olduğu gibi taşımacılık ve lojistik sektöründe de ülke ekonomisindeki dalgalanmanın ve dünya ticaret savaşlarının olumsuz etkisi hissedildi.
İthalatın azalması ile özellikle AB ülkelerinden önemli sayıda Türk TIR'ı boş dönmektedir. Bu azalmaya bağlı olarak, 2019 yılının ilk aylarında Türk araçlarının Avrupa ülkelerinden boş dönüşleri toplamda yüzde 50'ye yakın artmıştır. Başta Batı Avrupa olmak üzere, Doğu Avrupa ve Güney Avrupa ülkelerinden boş dönüş sayılarındaki artışın ise daha fazla olduğunu söylemek mümkündür. Yabancı araçların Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye boş giriş sayıları ise yüzde 82 oranında artmıştır.
Yüzde 78'i Türk plakalı TIR'lar tarafından yapılan Türkiye'nin karayoluyla ihracat taşımaları ise bu yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 1 düzeyinde artmıştır. Bu durumda zaten bölgesel ticarette gerek geçiş belgeleri gerekse şoför vizesi sorunları nedeniyle yabancı rakipleriyle rekabet etmeye çalışan Türk taşımacılar süreçten olumsuz etkilenmektedir. UTİKAD olarak, ülkemizde yabancı plakalı araçlara ve bu araçlarla taşıma yapan firmalara uygulanmayan hiçbir yaptırımın Türk plakalı araçlara da uygulanmaması gerektiğini her platformda ifade ediyoruz.
Uluslararası taşımacılıkta maliyet ve navlun hesabı yapılırken araçlar hem ithalat hem de ihracat yükü taşıyacak şekilde hesaplama yapılmaktadır. Bir TIR'ın Avrupa'ya gidiş-dönüş ortalama maliyeti 5-6 bin Avro'lara kadar çıkmaktadır. İthalat ya da ihracat seferlerinden bir tanesi yükle birlikte gerçekleştirilemediğinde araç başına boş dönüş maliyeti oluşmaktadır. Aracın toplam navlun bedelinin bir kısmı boş dönüş sebebiyle zarar olarak taşımacılara yansımaktadır.
İthalat ihracat dengesizliği denizyolu taşımacılığını da etkilemiş durumdadır. Deniz ithalat taşımalarında yaşanan azalma ihracat yük planlarını da etkilemektedir. İthalatın azalması nedeniyle ülkemize dolu gelen konteyner sayısı azalmakta ve bu nedenle ihracat için yeterli sayıda ve uygun kondisyonda boş konteyner bulmak zorlaşmaktadır. Armatörler ve gemi hatları ihracat konteyner ihtiyacını karşılayabilmek için yurt dışından Türkiye'ye boş konteyner getirtmekte ve bu da maliyetleri arttırmaktadır.
Ayrıca ihracatla yurt dışına dolu çıkan Türk armatörlerine ve intermodal hat operatörlerine ait deniz veya intermodal konteynerleri de yurda boş döndürülmek zorunda kalınmaktadır. Tüm bunlar da navlunlarda artışa neden olmaktadır.
İthalat ve ihracat dengesindeki bu dalgalanmalar tedarik süreçlerinin belirsizleşmesine, verimlilik kaybına ve lojistik maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra taşımacılık ve lojistik hizmet veren firmalar da artan maliyetler nedeniyle en uygun maliyetli taşımacılık çözümlerini oluşturmakta ve müşterilerine sunmakta zorluk çekmektedirler.
Mevcut ekonomik durumun yarattığı zorluklardan ve maliyet artışlarından dolayı ihracat ve dış ticaret firmaları farklı pazar arayışlarına odaklanırken, lojistik ve taşımacılık sektörü de bu arayışlara paralel olarak alternatif taşıma modları ve rotaları üzerinde çözümler üretmeye çalışıyor.
Tek modlu taşımacılık yerine denizyolu ve karayolu taşımacılığıyla entegre edilebilecek şekilde demiryolu ve intermodal taşımacılığının daha yoğun kullanılabileceği seçenekler üzerinde çalışılıyor. Mevcut kombine ve intermodal taşımacılık kapasitesinin arttırılması yönünde çabalar sürdürülüyor.
Bu çerçevede oluşturulacak iş birlikleriyle hem Orta Asya yönünde taşımacılık kapasitesinin arttırılması, hem de sahra altı Afrika pazarlarına yönelik çözümlerin yaygınlaştırılması taşımacılık sektörünün gündeminde önemli bir yer tutuyor. Ayrıca sadece doğu-batı ekseninde değil, kuzey-güney ekseninde de denizyolu ve demiryolu kombinasyonlarıyla taşımacılık seçenekleri arttırılmaya çalışıyor.
Ama elbette hepsinden önemlisi ülkemizin ekonomik göstergelerinin daha dengeli bir hale getirilmesi ve ülkemizin üretim yapısına uygun bir ithalat/ihracat dengesinin oluşturulmasıdır. Böylede tedarik süreçleri daha belirgin ve verimli bir hale getirilebilecek, lojistikçiler de daha uygun maliyetli çözümleri sunabilecektir. Ancak devlet eliyle yaratılan yüksek yetki belgesi ücretleri, toplam maliyetleri daha da yukarıya çekmektedir.
Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
Deniz Ticareti Dergisi Temmuz 2019