Küreselleşen piyasa yapılarıyla birlikte ulaşım kolaylaşmakta ve bunun sonucu olarak rekabet giderek artmaktadır. Tüketicilerin talepleri artarken istekleri de çeşitlenmekte ve ürünlerin tüketim süreleri ile birlikte ömürleri de kısalmaktadır.
Gıda lojistiği, gıda maddelerinin paketleme, depolama ve taşıma sırasında yapısına uygun nem ve sıcaklıkta tüm süreçleri tamamlamasıdır. Aynı zamanda gıdaların belli raf ömürleri olmasını dikkate alan ve çevre koşullarına bağlı kalarak kimi zaman iklimlendirme gerektiren ve sağlık konusunun getirdiği hijyen gibi kısıtlara uyarak uygulanan özel bir lojistik alanıdır.
Gıda ürünlerinin muhafazası yapılırken belirli standartların korunması gerekmektedir. Gıdaların raf ömürlerinin kısa olması ve bulundukları ortam ile etkileşim halinde olmalarından kaynaklanan riskler içermektedir.
Üretim teknolojileri ve saklama tekniklerinin gelişmesiyle beraber dondurulmuş gıda üretimi ve tüketimi artış göstermiştir. Hava kargo taşımacılığı diğer taşıma modlarına oranla kargo akışını çok daha hızlı şekilde yerine getirmektedir. Böylece bozulabilir kargoların piyasa değerleri korunmakta ve envanter maliyetleri azalmaktadır.
Bozulabilir gıda maddeleri, yükseklik, ısı ve basınç gibi değişiklikler veya gecikme sonucunda bozulabilecek ve çürüyebilecek kargolardır. Bundan dolayı kargonun gideceği ülkede bu tür kargo için herhangi bir kısıtlama olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca havayolu taşıyıcısının bu tür kargo için herhangi bir kısıtlamasının bulunup bulunmadığı ve kargo ambalajının çıkıştan varışa kadar bozulmadan gidebilecek sağlamlıkta olduğu gibi daha birçok kıstasın göz önüne alınması gerekmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde yalnızca uçuş öncesi ve uçuş sonrası zamanlarda ürünlerin istenilen sıcaklıklarda kalabilmesi için soğuk hava depolama hizmetleri verilmekteydi. Zamanla artan bilinç ve farklı talepler doğrultusunda taşıma işlemi soğuk zincirli özel uçak konteynerlerı tarafından yapılmakta ve taşıma ünitesindeki GPS'ler yardımıyla hem taşıyıcılara hem de müşterilere ürünlerinin durumunu takip edebilme imkanı sunulmaktadır. Bununla beraber havayoluyla yapılan soğuk zincir taşımacılığı yalnızca gıda taşımacılığı olarak görülmemelidir. Tıbbi ürünler, organ, ilaç gibi hassas ürünlerin taşınması büyük önem teşkil etmekte ve gönderilerin gerekli ısı aralığında, en kısa sürede taşınmasını gerektirmektedir.
Gıda ve soğuk zincir lojistiğinin ülkemizde gereken standartlara getirilebilmesi için kurallar belirlenmekte, bakanlıklar tarafından düzenlemeler getirilmektedir. Ülkemiz Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Taşımalarında Özel Araçların Kullanımı Antlaşması'na, yani bilinen adıyla ATP Konvansiyonu'na 2012 yılında taraf oldu ve 2014 yılında ATP Konvansiyonu'na ilişkin görev ve faaliyetler Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü'ne devredildi. Fakat ATP mevzuatının ülkemiz mevzuatına aktarılması sürecinin yeterli hızda gerçekleşmediğini gözlemliyoruz. Soğuk zincir lojistiği yapan firmaların hem yeterli donanıma hem de taşıma modunun gerektirdiği prosedür ve standartlara ulaşmak için gerçekleştirecekleri çalışmalar, ortaya çıkacak kayıpları azaltacaktır, diye düşünüyoruz. Bu noktada UTİKAD olarak sektörümüz özelinde eğitime verdiğimiz önemin gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Çünkü gıda ve soğuk zincir lojistiğinin geliştirilebilmesi ve dünya standartlarında uygulanabilmesi ancak ve ancak konuyla ilgili eğitim almış ve uluslararası mevzuatı uygulayabilme yetisine sahip personelin istihdamı ile mümkün olabilecektir.
Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
Ekovitrin Ağustos 2019