Günümüzde tehlikeli maddelerin birçok sektörde kullanılması ve teknolojinin de gelişmesi ile birlikte tehlikeli yüklerin yer değiştirmesine olan ihtiyaç da artmıştır. Tehlikeli maddeler hangi modla taşınırsa taşınsın, lojistik süreçlerin çok hassas ve dikkatli bir şekilde tasarlanması gerekmektedir.
Tehlikeli maddelerin taşınmasında insanlara ve doğaya karşı oluşabilecek zararların minimize edilmesi son derece önemlidir. Çoğu zaman risk analizi yapılarak hareket edilmektedir. Risk derecesinin yüksek olduğu tespit edilen taşımacılıklar için iptal kararı alınabilir veya riskin azaltılmasına yönelik ilave tedbirler alınarak olası kazalarda meydana gelebilecek zararların en aza indirilmesi için çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
Bu nedenle ülkeler tehlikeli maddelerin taşınması ile ilgili olarak birtakım yasal düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Tehlikeli maddelerin taşınmasında birçok farklı mod birlikte kullanılabileceğinden, başta karayolu olmak üzere demir, deniz, havayolu ve iç su yolu ulaşım modlarında uyulacak yöntem ve esaslar belirlenmiştir.
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü'nün 1 Kasım 2011 tarih ve 28102 mükerrer sayılı Resmi Gazete 'de yayınlanan, 655 Sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kurulması ile daha önce ayrı Genel Müdürlükler tarafından yürütülen düzenlemeler TMKTDGM bünyesinde toplanmıştır.
Tehlikeli madde taşımacılığına yönelik yasal altyapıya dair düzenlemeler ilgili genel müdürlüğün faaliyetlerine başlaması ile hız kazanmıştır. Yine bu kapsamda 22 Mayıs 2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı Hakkında Tebliğ ile tehlikeli maddeleri; taşıyan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan işletmelerin yaptıkları işlemleri, insan sağlığına, diğer canlı varlıklara ve çevreye zarar vermeden, güvenli bir şekilde yapmaları için, bu işletmelere yardımcı olmak amacıyla, işletmelerde istihdam edilecek tehlikeli madde güvenlik danışmanlarına yönelik düzenlemeler getirilmiştir.
Geçmişten günümüze Türkiye'deki tehlikeli madde taşımacılığına baktığımızda 90'lı yıllarda ihracatın artması ve sanayileşme ile tehlikeli madde taşımacılığının nasıl ve ne şekilde yapılacağı konusunda çeşitli sorular akla gelmektedir. Tehlikeli madde taşımacılığı ile ilgili olarak hedeflenen kriterlere tam anlamıyla ulaşıldığını söylemek mümkün olmasa da bu konudaki eğitimlerin ve insan kaynağının her geçen gün daha ileriye taşındığı görülmektedir.
Aynı zamanda tehlikeli madde taşımacılığında doğru belgeleme, doğru elleçleme ve doğru taşıma yapılması önem arz etmekte olup gönderici alıcı, elleçleyen, taşıyan, dolduran ve boşaltan başta olmak üzere taşımanın tüm süreçlerinde yer alan aktörlerin tehlikeli madde taşımacılığı alanında bilinçlendirilmesi ve eğitim almış olması gerekmektedir. Bu bağlamda kamu idaresi tarafından yasal gerekliliklerin anlaşılır biçimde oluşturulması önemlidir.
Ülkemizin tehlikeli madde taşımacılığının küresel pazarından daha fazla pay alabilmesi için taşımacılık modları arasındaki entegrasyonun verimli bir şekilde tesis edilmiş olması gerekmektedir. Lojistik yük merkezlerinde tehlikeli madde taşımacılığına yönelik fiziki altyapı gerekliliklerinin sağlanmasının yanı sıra ülkemiz üzerinde transit yük taşımacılığının hızlanması ile söz konusu pazardan daha fazla pay alınabilir.
Bu bağlamda ülkemiz üzerinden gerçekleşecek lojistik akışların hızlandırılması için yasal ve fiziki altyapıya yönelik çalışmalar tehlikeli madde taşımacılığının ülkemizde gelişmesinde etkili olacaktır. Petrol ve türevi ürünler açısından zengin olan ülkelere coğrafi yakınlığımız, ülkemizde nükleer enerjinin kullanımına yönelik çalışmalar, savunma sanayiinin gelişimine yönelik adımlar, kimya sektöründeki gelişmeler ve ülkemizin lojistik bağlantılarının tüm taşıma modları ile entegre bir şekilde kullanılabiliyor olması sektörün gelişimine katkı sağlayacak unsurlardır.
Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
UTA Ekim 2019