Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, transit yüklerin Türkiye üzerinden çevre ülkelere kıyasla daha kısa sürelerde ve daha ekonomik taşınabilmesinin önünü açan mevzuat düzenlemelerinin yapılması gerektiğini söyledi.
Sektör 2019 yılını nasıl geçirdi?
2019 yılında sektör bazında birçok önemli gelişme yaşandığını söyleyebiliriz. İstanbul Havalimanı'nın devreye girmiş olması Türkiye açısından büyük önem arz etmektedir. İstanbul Havalimanı'nın Avrupa pazarında daha büyük bir paya sahip olması adına diğer havalimanlarımızda da hava kargo faaliyetlerini arttırıcı ve teşvik edici planlamalar yapılmalı, filo yapıları ve operasyon alanları genişletilmelidir.
BTK'nın açılmış olması da sektörümüz açısından önemli gelişmelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. BTK sadece ihracat ve ithalatımızı güçlendirmekle kalmayacak transit ticaretin de önünü açacaktır. Türkiye, Azerbaycan ve Rusya arasında imzalanan mutabakat zaptı uzun zamandır sektörün gündeminde yer almaktadır. Bu anlaşma ile Bakü-Tiflis-Kars hattı üzerinden yapılan taşımaların hacmi artacak ve bu gelişme demiryolu taşımacılığına ticari bir ivme kazandıracaktır. Türkiye üzerinden Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'ya bağlanan bu hattın aynı zamanda eski İpek Yolu zamanındaki gibi yeni İpek Yolu üzerindeki ülkelerin de ekonomisine doğrudan katkı sağlayacağını öngörebiliyoruz.
2019 yılının üçüncü çeyreği sonunda değer bazında ithalatta karayolunun payı %19,01, havayolunun payı %15,33, denizyolunun payı %64,87 ve demiryolunun payı ise %0,80'dir. İhracat taşımalarında ise karayolunun payı %28,59, havayolunun payı %8,41, denizyolunun payı %62,42, demiryolunun payı ise %0,58'dir.
2019 yılının üçüncü çeyreği sonunda ağırlık bazında ise ithalatta karayolu %3,89, denizyolu %95,53, demiryolu ise %0,53'lük orana sahiptir. Havayolu ile taşınan ithalat yüklerinin ağırlığı oldukça az olup %0,05'lik bir orana tekabül etmektedir. İhracat taşımalarında ise karayolu %18,54, denizyolu %80,15, demiryolu %0,47 ve havayolu %0,85 oranında paya sahiptir.
Geçen 10 yıllık döneme kıyasla karayolunun hem ithalatta hem de ihracatta değer bazında payı azalmaktadır. 2009 yılında karayolunun ithalatta payı %27,75 ihracatta ise %42,30'du. Demiryolu taşımalarımız ise %1'i aşamamaktadır. Ağırlık bazında ise taşıma modları arasında büyük değişimler mevcut değildir.
2020 yılı için sektörden beklentileriniz ve ön görüleriniz neler?
2019 yılını gözlemlediğimizde uzun yıllardır devam eden ve henüz tam anlamıyla çözüme kavuşturulamayan sorunların gündemimizdeki yerini koruduğunu, bununla birlikte farklı sorunların da doğmakta olduğunu görüyoruz. ABD-Çin arasındaki ticaret savaşları, Suriye ve çevresindeki politik riskler ve Brexit süreci gibi belirsizlikler de Türkiye'nin ve Türkiye'yi çevreleyen ekonomilerin baş etmekle karşı karşıya kaldığı olgular olarak 2020 yılında da karşımıza çıkacak. Dünya Ticaret Örgütü'ne göre küresel ticaret 2018'de %3 arttı ve 2020 için beklentisi ise %2,7. Dünya ekonomisi ile tam anlamıyla bütünleşmiş olduğunu değerlendirebileceğimiz Türkiye ekonomisi de mutlaka daralma beklentilerinden etkilenecektir.
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında taşımacılık koridorlarından ülkemizin daha büyük paylar almasına yönelik çalışmalar, demiryolu taşımacılığının payının artmasına ve limanlarımızdaki transit yüklerde de artışa katkı sağlayabilecektir. Bu sebeple ülkemizin doğu-batı ekseni üzerinden kesintisiz demiryolu taşımacılığının yapılmasını sağlayacak altyapısal düzenlemelere öncelik verilmeli, transit yüklerin Türkiye üzerinden çevre ülkelere kıyasla daha kısa sürelerde ve daha ekonomik taşınabilmesinin önünü açan mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.
Sektörde yaşadığınız sorunlar neler, sizin bu konudaki çözüm önerileriniz neler?
Yaklaşık 10 yıldır hızlı bir büyüme döngüsü içerisinde olan lojistik sektörünün güçlendirilmesi için önemli adımlar atılmaya devam etmektedir. Ancak Türk lojistik sektörünün ilerleme göstermek durumunda olduğu başlıca konular da hala güncelliğini korumaktadır. Lojistik ve gümrük süreçlerinin iyileştirilmesi, transit ticaretin kolaylaştırılması ve bu doğrultuda Türkiye'nin hak ettiği payı alması, kombine taşımacılığın teşvik edilmesi, e-ticaretin gelişmesi, Türkiye Lojistik Master Planı çalışmalarının tamamlanması gibi süreçler, lojistik sektörü için büyük önem arz etmektedir.
Sektörün güçlendirilmesi amacıyla lojistik sektörünün ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi, belirlenen ihtiyaçların giderilmesi için sektör ve kamu idaresi arasında koordinasyon, iş birliği ile ortak anlayışın sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda mevzuat düzenlemelerinin sektör faaliyetlerini destekleyici ve güçlendirici nitelikte yapılması da büyük önem taşımaktadır. Sektörün çalışma barışını ve yatırım ortamını bozacak, girişimciliği engelleyecek tarife kısıtlamaları, kamu müdahalesi, yüksek maliyetli belge ücreti yaklaşımlarından vazgeçilmesi gerekmektedir.
Türkiye'nin Avrupa ile yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması'na rağmen ticarete konu malların taşınmasında gündeme gelen kotalar, vizeler ve yüksek miktarlarda ceza uygulamaları sürmektedir. Bu olumsuz faktörler taşıma oranlarında beklenen hedeflere ulaşılmasını engellemektedir.
Sektörün önümüzdeki döneme ilişkin yatırım öngörülerinizi anlatabilir misiniz?
2019 yılında dış ticarette ve lojistik sektöründe önemli gelişmeler yaşandı. Dijital dünyanın etkisi baş döndürecek hıza erişti. Sektörümüz dinamik ve değişkeni fazla olan bir sektör olduğundan dolayı yatırım planları da kısıtlı ve kısa vadeli olarak gerçekleştiriliyor. Rekabetin yüksek olduğu lojistik sektörü gücünü operasyonel süreçlerden alıyor. Dolayısıyla yatırımlarımızı da operasyon odaklı planlamalıyız, diye düşünüyoruz. Son yıllarda gündemde olan bir bakış açısı daha var; artık şirketler operasyonel süreçleri için dışarıdan hizmet almak yerine kendi lojistik hizmetlerini kendileri yürütmeyi tercih ediyor. Depolama teknolojilerini geliştiriyor, teknolojinin sunduğu her imkanı bünyelerine katıyor ve çalışmalarını bu yönde planlıyorlar. Otonom araçlar, insansız hava araçları, depolama süreçlerinde dijitalizasyon, lojistik yatırımları içerisinde gücünü hissettirdi ve gelecek yıllarda da büyük rol oynayacak. Lojistik sektöründeki trendlere ayak uydurmak ve bu yönde yatırım yapmak, bulunduğumuz büyük rekabet ortamı içerisinde bizleri bir adım daha ileriye taşıyacaktır. 11. Kalkınma Planı'nda e-ticaret süreçlerine değinilmiş hatta öncelikli sektörler arasında e-ticaret ilk sıralarda yer almıştır. Öyle ki e-ticarete yönelen temsilcilere destek verilmesi sürekli olarak gündeme gelmektedir. E-ticaret ile gerek üreticiler gerekse lojistik firmaları cirolarını daha üst seviyelere taşıyabilme imkanı bulabileceklerdir.
Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
İzmir Ticaret Gazetesi Ocak 2020