06.04.2020
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği UTİKAD'ın, 31 Mart 2020 Salı günü saat 11.00'de gerçekleştirdiği "Covid-19 ve Lojistik" konulu çevrimiçi toplantıya 100'den fazla sektör temsilcisi katılım sağladı. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur'un moderatörlüğünde gerçekleşen toplantı, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'in sunumuyla başladı. UTİKAD Yönetim Kurulu üyelerinin ve UTİKAD İcra Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda, Koronavirüs salgınının ulusal ve uluslararası lojistik sektörüne etkileri ve gelecek döneme ait öngörüler üyeler ile paylaşıldı. İki saat süren toplantının soru-cevap kısmında ise, sektördeki mevcut sorunlara yönelik çözüm önerilerinde bulunuldu.
COVID-19 VE TAŞIMACILIK GENEL DEĞERLENDİRMELER
Koronavirüs salgının etkisiyle dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Çin'in ihracatı 2020 yılının ilk iki ayında %17.2 oranında azaldı. ABD-Çin arası ticaret savaşları küresel talep, ticaret ve yatırım ortamını 2 seneyi aşkın süredir olumsuz etkileyen bir faktördü. 2020 yılının Ocak ayında taraflar anlaşmaya varmış olsa bile Çin'in ABD'den almayı taahhüt ettiği 200 Milyar ABD Doları tutarındaki hizmet ve mal alımının gerçekleşmesi koronavirüs salgını nedeniyle çok düşük bir ihtimal olarak görülüyor.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, ülkelerin koronavirüs salgınını kontrol altına almak amacıyla aldıkları önlemlerin taşımacılık sektörüne etkilerini birkaç madde ile özetledi;
• Yolcu uçakları seferlerinin iptali sebebiyle kargo uçaklarına olan talep çok artmıştır.
• Tren seferlerindeki aksamalar sebebiyle çok-modlu taşımacılık sistemleri verimli bir şekilde işletilememektedir. Konteynerler limanlarda beklemektedir.
• Karayolu sınır kapılarındaki kontroller ve sınırlamalar gecikmelere sebep olmaktadır.
• Uğrak iptalleri sebebiyle denizyolu konteyner taşımacılığında aksamalar mevcuttur.
UTİKAD Başkanı Emre Eldener'in sunumunun ardından sektör temsilcilerinin soruları tek tek yanıtlandı. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve FIATA Kıdemli Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Karayolu Çalışma Grubu Başkanı Ayşem Ulusoy, UTİKAD Yönetim Kurulu Eski Başkanı Kosta Sandalcı ve UTİKAD Yönetim Kurulu Eski Üyesi Mete Tırman da soruları ve çözüm önerileriyle online toplantıya katılım sağladı. UTİKAD Webinar'ında öne çıkan başlıklar ise şöyleydi:
YOLCU UÇAKLARININ SEFER İPTALLERİ, KARGO UÇAKLARINA OLAN TALEBİ ARTTIRDI
Havayolu kargosunun çok önemli bir bölümü (%70-80), yolcu uçaklarının altında taşınıyor. Yolcu seferlerinin iptal edilmesi sebebiyle yolcu uçaklarının gövdesinde taşınan ve havayolu kargo taşımacılığı için önemli bir hacmin ortadan kalkmış olması, kargo uçaklarına olan talebi artırdı. Bu noktada yolcu uçaklarında maliyetin yüzde 80'i yolcuya yüzde 20'sini ise kargoya yükleyen havayolları; bir anda bütün uçağın maliyetini kargoya yüklemek zorunda kaldı. Havayolları azalan yolcu talebine göre artan kargo ihtiyacı nedeniyle hızlı bir şekilde yolcu uçaklarını organize ederek kargo taşıma amaçlı olarak kullanmaya başladılar. Kargo seferleri ve geçici depolama yerleri ile antrepolarda işlemler zorlu şartlar altında yapılmakta, tüm havayolu şirketleri kargo seferlerini icra edebilmek için uçuşların konaklama yapmadan seferlerinin yapılabilmesini sağlamakta, uçuş personelleri ise karantina otellerinde konaklayarak görevlerini yürütmektedir. Paylaşılan son bilgiye göre, Sabiha Gökçen Havalimanı 1 Nisan'dan itibaren bir ay boyunca uçuşlara kapatılmıştır.
DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞI KORONAVİRÜS AÇISINDAN EN TEHLİKESİZ TÜR
Demiryolu taşımacılığında fiziki temasın diğer taşıma türlerine kıyasla daha az oluşu sebebiyle ülkeler tarafından alınan önlemlerin demiryolu taşımacılığı üzerindeki olumsuz etkisinin nispeten daha az olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Avrupa yönlü çıkışlarda karayoluna kıyasla demiryolu daha iyi konumdadır. Son dönemde demiryolu taşımacılığına yönelik ciddi bir talep oluştuğunu görüyoruz. Artan bu talebe karşılık olarak hem frekansların arttırılması hem de vagon tedariği ile demiryolu taşımalarının daha verimli bir şekilde yapılması söz konusu olabilir. Konuyla ilgili olarak TCDD Bakü-Tiflis-Kars hattında kapasite artımına gideceğini de açıklamıştır.
İRAN İLE TAMPON BÖLGE HENÜZ MEVCUT DEĞİL
Şu an için İran taşımalarında Kapıköy sınır kapısında sterilizasyon işleminden geçirilen yük trenleri garın dışında 4 saat bekletildikten sonra sevk ediliyor. Herhangi bir fiziksel temas olmaması adına, yük vagonları lokomotif arka tarafta İran sınır bölgesine ya da karşı taraftan Türk sınır bölgesine iletiliyor. Bu esnada lokomotif ve personel sınır kapısını geçmemektedir.
KARA SINIR KAPILARINA YÖNELİK ÖNERİLER
Özellikle Avrupa ülkeleri ile en önemli karayolu sınır bağlantımız olan Kapıkule Sınır Kapısı'nda Türkiye ve Bulgaristan'ın aldığı önlemler sebebiyle uzun araç kuyrukları oluşturuyor. Türk ve yabancı şoförlere 14 günlük karantina uygulaması ve vize işlemlerinin durdurulması sebebiyle yük taşımacılığı durma noktasına geldi. Çekici, dorse veya şoför değişimini içeren İki Kademeli Plan şu an itibariyle uygulanamamaktadır.
Beklentiler ve Öneriler;
• Kapıkule'de Türkiye sınırına gelen yabancı ve Türk şoförlere 14 günlük karantina uygulaması yerine hızlı tanı testi uygulanarak sonucu negatif çıkan şoförler seferlerine devam ettirilmelidir.
• İhracat taşımaları için hızlı tanı testi sonucu negatif olan yabancı ve Türk şoförlerin Bulgar makamlarına bildirilerek Avrupa yönü araç çıkışları sağlanmalıdır.
• Öncelikli olarak Kapıkule'de alınacak bu önlem diğer sınır kapılarında da uygulanmalıdır.
• Türk şoförlerin Schengen vizelerinin belirli bir tarihe kadar otomatik olarak uzatılması için AB nezdinde acil girişimde bulunulmalıdır.
• AB ülkelerinin Türk taşıma araçlarına uyguladığı kota ve transit geçiş belgesi sisteminin askıya alınması için AB nezdinde acil girişimde bulunulmalıdır.
• Yükler sınırlardan 15 dakikanın altında geçebilmeli, taşımacılık koridorları yük taşımacılığı için açık tutulmalı, taşımacılığa yönelik ulusal sınırlamalar kaldırılmalı ve taşımacılık sektöründe çalışan herkese uygulanan idari prosedürler azaltılmalıdır.
• UTİKAD'ın kara sınır kapılarına ilişkin önerileri 24 Mart 2020 tarihinde T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay'a yazılı olarak iletildi.
DENİZYOLU TAŞIMACILIĞINDA YÜZDE 40'LIK NAVLUN ARTIŞI
Armatörlerin salgın sebebiyle Çin'e veya Çin'den yaptıkları seferleri azaltmaları tüm dünyadaki konteyner trafiğini olumsuz etkiledi. Limanlara kabul edilmeyen gemiler yüklerin gecikmesine ve taşımacılık maliyetlerinin artmasına sebep olmaktadır. Uğrak iptalleri (blank sailing) sebebiyle 2020 yılının ilk iki ayında 1.9 milyon TEU hacim kaybı yaşandı. Uzakdoğu'dan yapılan ithalatın azalması sebebiyle ihracat mallarının yükleneceği boş konteyner bulunamamaktadır. İhracat yüklerinin birikmesi sebebiyle gemilerde yer sorunu başladı. Bunun sebebi ise; yasaklı ülkelerden gelen gemilerin 14 günlük karantina süresi dolmadan Türkiye'deki limanlara kabul edilememesi. Bu durumda geminin sefer süresinin 8 gün sürdüğünü varsayarsak, kalan günleri tamamlamadan limana kabul edilmiyor. Bu durum tabii ki ciddi bir maliyet artışına ve ihracat yüklerinin de gecikmesine sebep oluyor. Bunun yanı sıra demiryolu ve denizyolu kombinasyonu ile yapılan taşımalarda demiryolunda yaşanan gecikmelerden dolayı yüksek demuraj ve ardiye ücretleri söz konusu olmaya devam ediyor.
HERKESİN MERAK ETTİĞİ KONU: ALACAK SİGORTASI
Müşterilerin bir ihtimal ödeme yapamamaları veya ödemelerini geciktirmeleri söz konusu olabilir. Bu noktada alacak sigortasını nasıl ve ne şekilde devreye sokabiliriz? Süreç nasıl işliyor?
UTİKAD Risk Yönetimi Müdürü Pınar Kapkın, üyeleri alacak sigortası konusunda bilgilendirdi.
Kapkın; “Alacak sigortaları bazı sigorta şirketler tarafından sağlanabildiği gibi, devlet destekli olarak da sağlanabiliyor. Kapsam olarak işleyişte farklılıklar olmakla birlikte benzer teminatı sağlıyorlar. Firmanın yaptığı herhangi bir teminata bağlanmamış vadeli satışlardan doğan borcun ödenmeme riskini teminat altına alıyor. Kredi limiti tahsis edilmiş bir alıcının iflas, konkordato, tasfiye gibi hukuki durumlarla temerrüde düşmesi halinde teminat sağlıyor.
Devlet Destekli Alacak Sigortasından daha önce sadece mikro ve küçük ölçekli işletmeler yararlanabiliyorken, 1 Nisan 2020 tarihinde çıkan yeni bir karar ile bu rakam 125.000.000 TL'ye çıkarıldı. Dolayısıyla artık orta ölçekli firmalar da bundan yararlanabilecekler. Prim hesaplaması yapılırken, işletmenin son mali yılındaki vadeli satışlarından elde ettiği ciro baz alınıyor. Bu konu ile ilgili sisteme kayıtlı yaklaşık 10 civarında sigorta şirketi var. Fakat şu anda bu teminatı Halk Sigorta veriyor. Sisteme kaydolmak için başvuru formu istiyorlar ve bu başvuru formunun değerlendirme süreci de 10-15 gün arası sürebiliyor. Geçen sürenin ardından sonucu size bir teklif ile sunuyorlar ve verilen limite kadar bir teminat sahibi oluyorsunuz.
Devlet Destekli Alacak Sigortasında, sigortalı ile alıcı arasında yapılan satış anlaşmasında, satış vadesinin belirtilmesi gerekiyor. Eğer bir satış anlaşması yoksa sigortalı ile alıcı arasında kararlaştırılan satış vadesi fatura üzerinde belirtilmesi şartı aranıyor. Dövize endeksli faturalar veya sözleşmeler kapsamındakiler hariç olmak üzere, Türk Lirası cinsinden yapılan satışlara uygulanabiliyor ve azami fatura vadesi 360 gün olabiliyor. Teminat bazında baktığımızda şu anda pandemiye bağlı hasarların ödemesi -limit dahilinde- yapılıyor. Şunu da unutmamak gerekir ki, sigorta şirketinin bu limiti düşürme ya da iptal hakkı bulunuyor” diye belirtti.