Dünyada big data, nesnelerin interneti, Blockchain, e-ihracat, robotlaşma gibi konuların üzerinde durulduğu günümüzde lojistik sektörünün bunlardan ayrı hareket edemeyeceğini vurgulayan ATC Grup Genel Müdürü ve UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Ayşem Ulusoy, “Dijitalleşmenin takipçisi değil, öncüsü olmamız gerekiyor. Bu, sürdürülebilir bir büyüme için de kilit bir unsur” dedi.
Lojistik sektöründe 25 yıllık bir tecrübeye sahip olan ATC Grup Genel Müdürü ve UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Ayşem Ulusoy, lojistik sektöründe dijitalleşme, sektörde toplumsal eşitlik ve UTİKAD'da Karayolu Çalışma Grubu'nun yürüttüğü çalışmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“LOJİSTİK DİJİTALLEŞMEYE HIZLI ADAPTE OLDU”
Öncelikle dijitalleşme konusuna değinen Ulusoy, bugün tüm dünyada big data, nesnelerin interneti, blockchain, e-ihracat, robotlaşma gibi konuların üzerinde durulduğunu, tüm sektörlerle birlikte hareket eden, onların çıktılarını ve yansımalarını dünyanın dört bir yanına taşıyan lojistik sektörünün de bunlardan ayrı hareket etmesinin düşünülemeyeceğini söyledi. Lojistiğin dijitalleşme konusuna en hızlı adapte olan sektörlerin başında geldiğini ifade eden Ulusoy, bunun daha da ilerletilmesi için UTİKAD olarak önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini aktardı.
“Dijitalleşmenin takipçisi değil, öncüsü olmamız gerektiğini düşünüyorum” diyen Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu, sürdürülebilir bir büyüme için de kilit bir unsur. Ülkemizde bu dönüşümün lideri olabilecek, yol gösterici rolünü üstlenebilecek çok yetenekli gençler, insanlar var. Dünyada ticaret var olduğu sürece, lojistik olmaya devam edecek ama bugün nasıl dün gibi işlemiyorsa, yarın da şu anki gibi işlemeyecek. Fakslardan tek tuşlara geldik. Bunun yarını ışınlanma ise buna hazır olmalıyız. Hazır olmadığımız her süreç, ekonomik birer kayıp olarak ihracatımıza, büyümemize yansıyacaktır.”
LOJİSTİKTE ERİL YAPI KIRILIYOR
Lojistik sektöründe toplumsal eşitlik konusuna da değinen Ayşem Ulusoy, eskiden bu yana erkek egemen bir sektör olarak tanımlanan lojistik sektörü için bu durumun 25 yılda tersine dönmeye başlamakla beraber, asıl sorunun sektörün eril olmasının değil, böyle yaftalanması olduğunu ifade etti. Sektörün erkekler için de yeterince zor olduğunu belirten Ulusoy, mücadeleci tarafı yüksek, pes etmeyen, çözümcü yaklaşan ve dinamik bir yapıya sahip olan herkesin bu sektörde eşit bir yerde olduğunu vurguladı. Ulusoy, şunları aktardı: “Ben, bu bahsedilen hakimiyetin geçen 25 sene içerisinde kademeli olarak eridiğine tanık oldum. Elbette, kadınlar için zor tarafları hâlâ var ama bu diğer sektörlerde de olduğu kadar ve hep aynı şekliyle var. Lojistiğin yarattığı özel bir ‘erillik'ten bahsedilebileceğini sanmıyorum. Lojistiğin diğer sektörlerden ayrılmış tarafı, erkek unvanının verilmiş olması. Lojistik sadece kadınlar için değil, erkekler için de çok zor bir sektör ki, bana soracak olursanız, kadınlar bu alanda daha avantajlı. Detaycılık, planlı hareket etme, hızlı karar alıp hayata geçirme, sonuç odaklı olma, takım çalışmasına yatkın olma gibi vazgeçilmez özelliklerimiz, tüm bunları zorunlu kılan sektör için kadını ön plana çıkarıyor. Ben, bu alanda ve hatta genel olarak kadınları daha becerikli buluyorum. Kendim için de sektörde bu kadar uzun süre var olabilmemin ve yükselişimdeki temel avantajın kadın olmamdan kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. Kaldı ki, çoğu zaman eleştiri konusu olan kadının ‘anaç' tarafının sorunu çözmede büyük bir etkisi var. Biz, bu tarafımızla problem yaratmayı ya da büyütmeyi değil, sorunu çözmeyi sağlıyoruz. Sektörde şu anda üst düzey ve orta düzey kademelerde yüzde 18 olan kadın yönetici sayısı hâlâ yeterli orana sahip değil; ancak bu sayının özellikle lojistik bölümlerinden mezun olan kadınlarla birlikte gittikçe arttığını düşüyorum. Önemli olan pes etmemek, direnmek.”
UTİKAD ROL MODEL GÖREVİ ÜSTLENİYOR
UTİKAD'ın STK'lar içinde “işte eşit kadın” sertifikasını alan ilk kuruluş olduğuna da dikkat çeken Ayşem Ulusoy, “UTİKAD her şeyden önce, kişilerin birbirini dinlediği ve görüşlere saygının duyulduğu bir yer. Biz eşitliğe, buradan başlıyoruz. Temel amacımız sektörün gelişimini ve ilerleyişini desteklemek, yol göstermek olsa da her anlamda örnek olmaya gayret gösteriyoruz çünkü bir rol model olduğumuzun farkındayız. Yönetim kademesinde çok sayıda kadın bulunuyor. Burada örnek olmak istediğimiz temel mevzu, yönetim kademelerindeki kadın sayısını artırmak ve bu artışın beraberinde getirdiği artıları canlı olarak göstermek” dedi.
“SORUNLARA ÇÖZÜM BULMAK ALANIMIN BİR PARÇASI”
Başkanlığını yürüttüğü UTİKAD Karayolu Çalışma Grubu'nun faaliyetlerine de değinen Ayşem Ulusoy, bugüne kadar önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi. Kapıkule Eylem Planı'nın bunlardan biri olduğuna dikkat çeken Ulusoy, “İşin uluslararası ticari boyutunun yanında bizim üzerine düştüğümüz insani tarafı da büyük bir önem taşıyor. Bir filo yöneticisi olarak ben daha ziyade şoförlerle irtibat halindeyim, burası işin mutfağı. Yaşadığı sıkıntılara çözüm bulmak benim alanımın bir parçası. Bu da doğal olarak işin insani boyutuna yönelmeme sebep oldu. Evet, buna anaç bir durum diyebilirsiniz ama ben daha çok verimlilik, kalite, zaman ve maliyet performansını etkin kullanma diyorum. Bu kriterler doğrultusunda durumu bakanlığımıza ilettik ve onlar da Kapıkule Eylem Planı'nı başlattı. Şu anda süreç devam ediyor. Şartlar halen kötü durumda ama her şeyin düzeleceğine ve çok iyi olacağına inanıyorum. Kapıkule Eylem Planı'nın dışında dijital dönüşüm de üzerinde ehemmiyetle durduğumuz konu oldu” diye konuştu.
TIR KUYRUKLARI DIŞ TİCARETLE UĞRAŞAN HERKESİ ETKİLİYOR
Sınır kapılarındaki TIR yoğunluğunu azaltmak için 15 Eylül'de Kapıkule'de uygulamaya konulan ancak altyapının yetersiz kalması sonucu sorunlara yol açan, bunun sonucunda da geçici olarak durdurulan Randevulu Sanal Sıra Sistemi'ne (RSS) ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ayşem Ulusoy, “16 Ekim'de Yönetim Kurulu Başkanımız Emre Eldener ile birlikte Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala Gümrük Müdürlükleri'ni ziyaret ettik. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ile görüştük, Edirne Valisi Ekrem Canalp ve Trakya Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Yaşar Yaman Ocak ile makamlarında bir araya geldik. Bu görüşmelerde de aktardığımız gibi, Kapıkule'de dört güne varan beklemeler yalnızca lojistik sektörünü değil tüm ihracatçıları, daha doğrusu dış ticaretle uğraşan herkesi olumsuz etkiliyor. 2023 için belirlediğimiz ihracat hedefine ulaşabilmemiz için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sorunun çözümüne yönelik Bulgaristan tarafıyla da görüşmeler yapılmalı” dedi.
MULTİDİSİPLİNER BİR YAPI İÇİN LOJİSTİK EN DOĞRU PLATFORM
Lojistik sektöründe kalifiye elaman ihtiyacının nasıl karşılanması gerektiğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ayşem Ulusoy, bu ihtiyacın karşılanmasının sadece lojistik eğitimi alan kişilerle sınırlandırılmasını doğru bulmuyor. “Elbette, lojistik alanında hizmet veren okullardan mezun kalifiye elemanlara ihtiyaç var ama bunu neden sadece ‘lojistik eğitimi' olarak sınırlıyoruz” diyen Ulusoy, şunları aktardı: “Neden bu sektöre elektronik, yazılım, makine mühendisi, ekonomi fakültesi mezunu insanlar gelmesin ki? Burada dikkat etmemiz gereken konu, sektörü doğru anlatmak, öğretmek. Dediğim gibi, lojistik, içinde ticaretin olduğu tüm sektörlere hitap ediyor. Hatta diğer sektörler için de bu yapılabilir, bir örnek teşkil edilecekse lojistik en doğru platform diye düşünüyorum.” İnsana yatırımın en büyük yatırım olduğunu vurgulayan Ulusoy, gelecekte lojistik sektöründe insan kaynağı sorunu ile karşılaşılmaması için İnsan Kaynağı Yönetimine ciddi anlamda yatırım yapılması gerektiğine dikkat çekti.
LOJİSTİKTE 25 YILLIK TECRÜBE…
Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan Ayşem Ulusoy, lojistik sektörüne girişin kendisi için beklenmeyen bir plan olduğunu söyledi. Lojistik sektörü ile üniversitenin kariyer yönlendirme etkinliklerinden birinde tanıştığını aktaran Ulusoy, “O etkinliğe konuşmacı olarak gelen isimlerden birinin firmasında sektöre ‘merhaba' dedim. Bölümde okurken akademisyenlik kariyeri düşünüyordum ama asıl istediğim farklı operasyonel süreçleri olan, zaman yönetimi yaptıran, sonuç odaklı bir meslekti. 1995 senesinde, okulu bitirdikten bir hafta sonra lojistik dünyasının içine girdim ve üzerinden 25 sene geçti. Bu çeyrek asırda, sektörün çok farklı evrelerine, gelişim süreçlerine tanık oldum. Fakslardan, telesekreterlerden dijital dönüşümün yaşandığı bir çağa geldik. Lojistik; aktif, dinamik, her daim aksiyonlarla dolu bir alan. Onunla beraber sürekli yenilenmeniz, gelişmeniz ve hedefçi olmanız gerekiyor. Tüm bu kararlı yapısı, beni kendi içinde tutmayı başardı ve iyi ki de kalmışım diyorum” dedi.
Kaynak:
lojistikhatti.com