ANKARA - CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Türkiye'nin çok derin bir ekonomik krizden geçtiğini, derli toplu bir ekonomik programa ihtiyaç olduğunu" söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının görüşmelerine başlandı.
Alt komisyona başkanlık eden AK Parti Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın'ın, yapılan değişiklikler hakkında bilgi vermesinin ardından, tasarının tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin "çok derin bir ekonomik krizden geçtiğini" savunarak, vergi indirimi öngören "saman alevi" gibi geçici düzenlemelerle sorunun aşılamayacağını söyledi.
Ekonomik krize karşı derli toplu ekonomik programa ihtiyaç olduğunu belirten Öztrak, "Biz de yardımcı olalım. Biran önce derli toplu ekonomik programı Türkiye'nin önüne koyalım" dedi.
Öztrak, "gerçekçi bütçe yapılmadığı, kaynakların seçim için harcandığı" yönünde eleştirilerde de bulundu.
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, mevcut teşvik uygulamasının hiçbir işe yaramadığını ileri sürdü. Üretimi destekleyen bir teşvik uygulamasının hayata geçirilmesini isteyen Aslanoğlu, aksi durumda 50 tane kanun çıkarılmış olsa da ekonomik sıkıntıların aşılamayacağını iddia etti.
"IMF ile anlaşma olsa da olmasa da tedbire ihtiyaç var"
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin, IMF ile anlaşma olsun ya da olmasın, mutlaka hem bu seneye hem de orta vadeye ilişkin tedbir alması gerektiğini söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, IMF ile aylardır sürdürülen görüşmelerin sonlandırılmamasını eleştirerek, "Türkiye, IMF'siz de yoluna devam edebilir. IMF'siz yoluna devam eden bir Türkiye hepimizin hayali" dedi.
Tasarı üzerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Şimşek, "tasarının maliyeye etkisinin eksik" olduğu eleştirisine katıldığını belirtti.
Şimşek, 2. Dünya Savaşından bu yana en büyük ekonomik krizin yaşandığını ifade ederek, bu krizin daha çok reel sektörü etkilediğini kaydetti. Şimşek, "Her ne kadar durumunuz iyi olursa olsun, bu tür ortamlarda kötümserliğin de bulaşıcı olduğu açık. Yani yatırımların ve tüketimin ertelendiği de bir gerçek" dedi.
Şimşek, tasarıda reform niteliğinde düzenlemelerin yanı sıra, geçici tedbirlere de yer verildiğini söyledi.
"Özel sektörde yatırımlar ve talep daraldı"
özel sektörün talebi ve yatırımlarında ciddi bir daralma ile karşıya kalındığını belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Diyelim ki geçen yıl Türkiye'nin milli geliri 1 trilyon lira. Bunun yaklaşık yüzde 70'i, yani 700 milyar lirası özel tüketimdir. Buradaki yüzde 5'lik bir daralma ciddi bir rakamdır, 35 milyar liraya denk gelir. Bunu hiç bir ülke tamamen telafi edemez. Mümkün olduğunca daha adaletli bir vergi sistemiyle, daha geniş kitlelerin vergi verdiği bir sisteme geçiş için ne gerekiyorsa hep beraber yapalım. Gelir İdaresinin güçlendirilmesi olsun, kayıtdışı ile mücadele olsun... Bu konular çok önemli konular. Gelir-gider dengesini biraz daha makul bir düzeye çekeceksek, bu yaklaşım içerisinde olmamız lazım. Giderlerimizi daha rasyonel bir çerçeve içerisinde yapmamız, gelirlerimizi bir miktar daha geniş kitlelerden alarak daha derli toplu hale getirmemiz lazım."
Kendisine atfen bugün basında yer alan "Gelir İdaresi olmasa da vergiler toplanır" sözüne de değinen Şimşek, "(Gelir İdaresi olmasa da bu vergiler toplanır) şeklinde bir yaklaşım içerisine ne girdim ne de böyle bir söz söyledim. Dolaylı vergilerin bu kadar yüksek olması herkesin rahatsız olduğu bir durum. Bunu düzeltmemiz, kayıtdışı ile mücadelenin dozunu artırmamız lazım" dedi.
Şimşek, bu yıl için bütçenin ciddi açık vereceğini belirterek, burada önemli olanın, orta vadeye ilişkin bütçe dengelerindeki kötüleşmenin süreklilik arz etmeyeceğinin ortaya konulması olduğunu söyledi. Şimşek, şunları kaydetti:
"Bütçe açığını orta vadede aşağıya çekerek, bu işi götürmenin çok daha sağlıklı olduğu, taşıma suyla değirmenin dönmediği ortada. Uluslararası finans kuruluşlarıyla bir anlaşma olur mu, olmaz mı? Ben, önceki görevimi bırakmadan kendilerine kapsamlı bir program sundum. Bu programda, bütçe açığını sınırlayacak, milli gelirin yaklaşık yüzde 1'ine yakın tedbir içeren, bir de çok kapsamlı yapısal reformları içeren, daha gerçekçi makro varsayımları içeren bir program önerdik. Ama o programın değerlendirmesi muhtemelen devam ediyor ki henüz o konuda bir adım atılmadı. Ama IMF olsun olmasın, Türkiye'nin mutlaka ve mutlaka hem bu seneye hem de orta vadeye ilişkin tedbir alması gerek. Bu bir gerçek. Bundan hiçbir şekilde kaçınamayız, kaçamayız."
CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun "IMF ile görüşmelerin ne kadar süreceği" yönündeki sorusu üzerine Şimşek, "Öyle dönemler oldu ki önümüzdeki birkaç hafta içinde biter şeklinde bir izlenim ediniyorsunuz, arkasından da böyle olmadığını görüyorsunuz" dedi. Şimşek, işin iki tarafı olduğunu anımsatarak, sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir boyutu olsa sürecin ne zaman tamamlanacağının söylenebileceğini ifade etti.
Kapsamlı tedbirler içeren programla yola devam edilmeli
Maliye Bakanı Şimşek, şöyle devam etti:
"Her zaman şunu söyledim: IMF ile ilişkilerde bizim için bir çerçeve vardı, bu çerçeve üzerinde kendilerine bir program sunduk. Birkaç noktada epey ilerleme sağladık veya öyle izlenimler edinildi. Ama gelinen noktada ilgili bakanımız, muhtemelen bir sonraki Plan ve Bütçe Komisyonunda bilgilendirir. Şunu söylemeye çalışıyorum: Olsun olmasın, Türkiye kapsamlı bir programla, tedbirler içeren bir programla yoluna devam etmesi lazım. Bu kapsamlı programının temelinde şu olması lazım: Kısa vadede bütün ülkelerde bütçe açığı artıyor. Kimisinde milli gelire oran olarak 10 puan, 5 puan artıyor. Türkiye, bunda istisnai değil. Bizim ümidimiz, Türkiye'ye etkisinin sınırlı olması. O nedenle de adım atılması konusunda sizlerle hemfikirim."
Orta vadeli bir yaklaşımla dönemsel ve yapısal tedbirlere ihtiyaç olduğunu yineleyen Şimşek, mümkün olduğunca bütçe dengelerini iyileştirecek, Özel sektöre daha fazla imkan sağlayacak yaklaşımlar içinde olmaları gerektiğini söyledi.
"Türkiye'nin şoklara karşı dayanıklılığını artırmalıyız"
Şimşek, "(Devri sabık) diye bir şey sözkonusu değil. Önceki dönemde hatalar varsa, benim de hatalarımdır. Eksiklikler varsa, benim de eksikliklerimdir. İyileştirmeler varsa hepimizindir" diyerek, mutlaka yapısal bir takım adımlar atılması gerektiğini belirtti. Şimşek, "Bütçenin esnekliğini artırmamız lazım. Bu tür dönemlerde şoklara karşı Türkiye'nin dayanıklılığını artırmamız lazım. Köklü tedbirlere ihtiyacımız var. Biz, hiçbir şekilde bu krizi küçümsemiyoruz. Bu kriz, Türkiye'yi reel sektör bazında etkiliyor, etkilemeye devam edecektir. Bütün ülkeler geçici tedbirler alıyorlar, biz burada istisna değiliz" diye konuştu.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerini tamamlayan Komisyon, çalışmalarına yarın devam edecek.
Kaynak: Dünya Gazetesi