Dünya ticaretinin yüzde 2’sini tek başına hareket ettiren UPS, 2050’de karbon nötr olma hedefi için sıkı bir şekilde çalışma yürütüyor. Teslim edilen paket başına harcanan CO2 oranını neredeyse yüzde 15 oranında azaltan şirket, 10 bin adede varan elektrikli araç yatırımıyla sıfır emisyonlu filoya geçiş sürecini hızlandırdı. Tesislerinde enerji ihtiyacının tamamını yenilebilir enerjilerden karşılamayı hedefleyen şirket, elektrikli bisiklet ve drone ile teslimattan, rota optimizasyonu ve yakıt tasarrufuna kadar birçok alanda çalışma yürütüyor.
Bundan 115 yıl önce, 100 dolarlık krediyle bir bodrum katında kurulan UPS, bugün dünya ticaretinin yüzde 2’sini tek başına hareket ettirme gücüne ulaşarak büyük bir başarı hikayesi yazdı. 220’yi aşkın ülke faaliyet gösteren UPS, teknoloji yatırımları, alternatif ve akıllı teslimat çözümleriyle daha sürdürülebilir bir dünyanın inşasına da destek oluyor. 2050 yılında karbon nötr olmayı taahhüt eden şirket, bu kapsamda çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. UPS’in sürdürülebilirlik alanındaki hedefleri ve çalışmaları hakkında UTA Lojistik’in sorularını yanıtlayan UPS Türkiye Ülke Müdürü Engin Kolat, "İnsanlık olarak birlikte yaşadığımız tek bir dünyamız var ve UPS olarak onu geleceğe taşımanın önemli bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz. Son tüketicilerin, müşterilerimizin ve diğer tüm paydaşlarımızın sürdürülebilirlik ile ilgili taleplerini karşılamaya, yatırımlarımız ve hayata geçirdiğimiz çalışmalarımız ile sektörümüzdeki gelişmelere liderlik etmeye devam edeceğiz. 2050 yılı, karbon nötr hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz" dedi.
UPS, sürdürülebilirlik alanında nasıl bir strateji izliyor?
Pandemi dönemi hayatlarımızı birçok yönden değiştirdi. Bunlardan birisi de alışveriş yapma şeklimizdi ve bu dönemde, tüketicinin talebi olan güvenlik ve hız, e-ticarette büyük bir patlamaya yol açtı. Daha önce hiç olmayan bir yoğunlukla tüketiciler, her ihtiyacını çevrimiçi yollardan karşılıyor. Her ihtiyaç artık eve, kapımıza kadar geliyor. Bu durum sonucunda ise teslimat faaliyetlerinden kaynaklanan yoğun emisyonlar söz konusu. Bazı tahminlere göre, bir şehrin CO2 emisyonlarının yüzde 20 ila yüzde 30'u depodan eve yapılan son teslimatlardan kaynaklanıyor. McKinsey tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, lojistik faaliyetleri çevre dostu hale getirilmezse e-ticaretteki bu büyüme 2030'a kadar bazı şehir merkezlerindeki CO2 emisyonlarında yüzde 25 artışa neden olabilir.
Karbon ayak izimizi azaltabilirsek ve hem işletmeler hem de son tüketiciler için daha yeşil teslimat seçenekleri sunabilirsek bu durumu engelleyebiliriz. Dünya ticaretinin yüzde 2’sini tek başına hareket ettiren bir şirket olarak çevre dostu teslimatların sadece çevre dostu enerji kaynakları ile hareket eden araç yatırımlarından ibaret olmadığının farkındayız. UPS olarak daha yeşil, ilerici ve teknoloji odaklı bir ekosisteme yatırım yapıyoruz ve gezegenimizi geleceğe taşımak için sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda sıkı bir şekilde çalışıyoruz.
UPS’te önemli olanı sunarak dünyamızı ileriye taşımayı taahhüt ediyoruz. Vizyonumuz, gezegenin çevresel sınırları içinde yaşayan adil, müreffeh, esnek, sağlıklı ve güvenli bir küresel topluluğa destek olmak. Bu kapsamda ortaya koyduğumuz Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) başarıları ve hedefleri, sürdürülebilir bir UPS'e ve sürdürülebilir bir dünyaya olan bağlılığımızı vurguluyor.
2035’TE PAKET BAŞINA EMİSYON ORANINI YARI YARIYA AZALTACAK
UPS, karbon nötr olma yolunda nasıl ilerleyecek?
UPS olarak müşterilerimiz, çevre ve dünya çapında hizmet verdiğimiz topluluklar için daha sürdürülebilir bir şekilde çalışmak üzere alternatif yakıtların ve ileri teknolojinin kullanımını yaygınlaştırma ve teşvik etme konusunda uzun bir geçmişimiz var. Teknoloji yatırımlarımız, alternatif ve akıllı teslimat çözümlerimizle daha sürdürülebilir bir dünyanın inşasına destek oluyoruz.
UPS olarak 2025 yılına kadar kara operasyonlarının yüzde 40'ını alternatif yakıtlarla beslemek de dahil olmak üzere 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşmak için bir hedef belirledik. Bu süreçte, 2035 yılında küçük paket operasyonlarımızda teslim edilen paket başına karbondioksit emisyonlarında da yüzde 50'lik bir azalma ve şirket tesislerinin enerji ihtiyacının tamamını yenilebilir enerjilerden karşılamayı hedefliyoruz.
Dünyadaki en yenilikçi sürdürülebilir filolarından birine sahibiz. Şu anda dünya çapında 13.000'den fazla alternatif yakıt ve ileri teknoloji aracı kullanıyoruz. Alternatif yakıtlı filomuz dünya çapında 1,6 milyar kilometreden fazla yol kat etti. Bu, 227 milyon litreden fazla geleneksel yakıt tasarrufu sağlamak anlamına geliyor. Hava ve kara operasyonlarında daha fazla yenilik geliştirmeye kararlıyız.
Doğrudan [kapsam 1 ve 2] emisyonlarımızın yaklaşık yüzde 60'ı havayolu, yüzde 40'ı ise karayolu faaliyetlerimizden kaynaklanıyor. Bu oranların çoğu filodan kaynaklanmakla beraber yüzde 10'u depo binalarımızdan kaynaklanıyor. 2025'te tesislerimizde yüzde 40 alternatif yakıt ve yüzde 25 yenilenebilir elektrik kullanma hedefimiz bulunuyor. 2035'e kadar havayolumuzda yüzde 30 sürdürülebilir uçak yakıtı (SAF) kullanmayı hedefliyoruz.
Peki bu noktaya nasıl ulaşacağız? Örneğin, kara filosu için maliyet, tasarım ve verimlilik açısından mevcut elektrikli araçların çok ötesinde, 2. nesil elektrikli araçlar yaratan teknoloji şirketi Arrival ile anlaşmaya vardık. Arrival birlikte yeni bir elektrikli araç koleksiyonu tasarımı geliştirdik ve devam etmekte olan test sonuçlarının memnun edici olması halinde filomuzda 10.000 araca kadar yer verme taahhüdünde bulunduk. Öte yandan şehir içi lojistiğinde elektrikli bisiklet ve drone ile teslimat da dahil pek çok seçeneği değerlendiriyor ve bu alanlara yatırım yapıyoruz. Rota optimizasyonu ve yakıt tasarrufu uygulamaları gibi çalışmalarımız da bulunuyor.
Belirlediğiniz hedeflerin ne kadarına ulaştınız?
Sürdürülebilirlik anlamında ulaştığımız başarıların bir kısmını şu şekilde özetleyebilirim:
-2010 yılından 2020 yılına kadar teslim edilen paket başına harcanan CO2’yi neredeyse yüzde 15 oranında azalttık.
-GreenBiz’in dünya çapında, 2020’nin En İyi 25 En Sürdürülebilir Filoları arasına seçildik.
-Alternatif yakıtlı ve ileri teknolojili araçlara ve akaryakıt istasyonlarına son on yılda 1 milyar dolardan fazla yatırım yaptık.
-Arrival ve eVTOL uçakları da dahil olmak üzere diğer elektrikli çözümlerden 10.000 adede varan elektrikli araç satın alma planımızı duyurduk.
-Önümüzdeki birkaç yıl içinde 250 milyon galon eşdeğeri yenilenebilir doğal gaz (RNG) satın almayı taahhüt ederek, ulaşım endüstrisindeki en büyük RNG tüketicisi haline geldik.
-2020 itibarıyla 15 milyondan fazla ağaç diktik.
Türkiye özelinde yaptığınız çalışmalar ve gerçekleştirdiğiniz yatırımlar varsa aktarır mısınız?
Küresel hedeflerimize ulaşmak ve sürdürülebilirliği desteklemek için Türkiye’deki tesislerimizde de pek çok çevre dostu uygulamayı hayata geçirdik. Tesislerimizde güneş enerjisi sistemiyle çalışan enerji kaynakları yerleştirerek enerji kazanımlarımızı çevre dostu çözümlerimiz sayesinde geliştirebiliyoruz.
LOJİSTİK HİZMET ALIMLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İKİNCİ SIRAYA YÜKSELDİ
Tüketiciler sürdürülebilir teslimat seçenekleri hakkında ne düşünüyor? UPS hangi sürdürülebilir lojistik çözümleriyle bu ihtiyaca cevap veriyor?
UPS Smart Araştırmasına göre, sürdürülebilirlik, araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 75'i için en önemli itici güç. Tüketiciler, satın alma kararı verirken satıcının lojistik ortağının güvenilirliğinden sonra en çok satın alma yolculuğunun ne kadar sürdürülebilir olduğuna dikkat ediyorlar. Bir perakendecinin eylemlerinde, ürünlerinde ve hizmetlerinde çevreyi ve sürdürülebilirliği dikkate alması tüketiciler için oldukça önemli. Tüketicilerin farklı büyüklükteki şirketlerden çevre dostu paket seçenekleri, alternatif teslimat seçenekleri ve karbon ayak izini dengeleme gibi taleplerde bulunuyor. Bu tarz talepler Z jenerasyonun da daha güçlü hale geliyor.
Sürdürülebilirlik, önümüzdeki yıllarda tüketiciler için önemli bir itici güç olmaya devam ederken, sıfır atık ve geri dönüştürülebilir ambalaj girişimleri gibi destek programlarına odaklanmak, yeni müşterileri dönüştürmek ve elde tutmak için kritik hale gelecektir. UPS olarak biz de bu beklentileri karşılamak için sürdürülebilirliğe yaptığımız yatırımlara ek olarak tüketicilerin paket teslimatlarını planlayabileceği UPS My Choice, alternatif ve esnek teslimat noktaları sunan UPS Access Point gibi hizmetler ve sürdürülebilir, tek kullanımlık olmayan paketleme seçenekleri geliştiriyoruz.
Sürdürülebilir ve akıllı ulaşım sistemleri alanında verilen teşvikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Başka hangi adımların atılması gerekiyor?
Sürdürülebilirlik ile gezegenimizi geleceğe taşımak için kurumsal ve bireysel çabalar çok şey ifade etse de daha iyisi için bütünlüklü bir ekosisteme ihtiyaç var. Bu noktada, bilim insanlarından son tüketicilere, hükümetlerden sivil toplum kuruluşlarına ve endüstriye kadar çevreci bir yaklaşım, refleks edinebilmeliyiz. Önemli adımlar atılıyor ve teşvikler artıyor, bunlar önemli adımlar. Dünyada da Türkiye’de de kat edilmesi gereken önemli mesafeler var, bunu ancak iş birliklerini artırarak gerçekleştirebiliriz.
Kaynak:
lojistikhatti.com