Deniz taşımacılığının küresel krizden etkilenmesinin kaçınılmaz bir sonuç olduğunu dile getiren Bakan Yıldırım ''Yaşadığımız krizin olumsuz etkilerinin denizcilik sektörümüzde ortaya çıkardığı sorunları biliyoruz ama bu hiçbir zaman denizcilikte bugüne kadar kat ettiğimiz mesafeler, kazanımlarımızı yok farz etmemizi, bir moral bozukluğu içerisine girmemizi gerektirmez'' dedi.
Türkiye'nin bu en zor durumda beyaz bayrak ülkesi olmasının denizcilik açısından çok büyük moral kaynağı olduğunu dile getiren Yıldırım, bunun ciddi bir itibar meselesi anlamında geldiğini ifade etti. Yıldırım, en son yaptıkları düzenlemenin motorlu taşıt vergisinin kaldırılması, teknelerde Türk bayrağına geçişinin teşvik edilmesi olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: ''İstanbul denizi kullanıyor, belki de dünyada en gelişmiş araçlarla denizi kullanan tek yer Marmara çanağıdır. Burada günde 300 bini aşan yolculuk yapılıyor. Bunu nasıl başardık? Denizlerimiz var, kabotaj hakkımız var ama bu hakkımızdan yararlanacak maalesef şartlar mevcut değildi. Geldik ÖTV'yi kaldırdık. Şu anda bu anlamda sektöre yaptığımız destek 1 katrilyon 423 trilyonu bulmuştur. Bu başka sektörde yoktur. Taşımacılığın başka sektörlerinde olmayan bu desteği denizciliğimize göreve geldiğimizde sağladık ve halen de bu destek devam etmektedir.”
Gemi sanayinde önemli gelişmelerin son 5-6 yılda yaşandığını, tersane sayısının 40'tan 107'ye, inşa edilmekte olanlarla birlikte ise 175'e çıkardıklarını bildiren Yıldırım, belirli ölçülerde gemi siparişinde Türkiye'nin dünya beşinciliğini elde ettiğini söyledi. Sektör ihracatının 2002'de 488 milyon dolar iken geçen yıl 2,65 milyar dolara ulaştığını anlatan Bakan Yıldırım, sektörde gelişme oranlarının dünyada bir iken Türkiye'de dört olduğunu söyledi.
Denizcilere destek geliyor
Yıldırım, ''Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Sadece iyi gün dostu değiliz, kara gün dostuyuz. Hiç paniğe gerek yok'' dedi. Denizcilerin, armatörlerin ülkede yaşanan güven dolayısıyla çok büyük işlere girdiklerini hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti: ''Genelde herkes çok büyük yükümlülüklere girmiştir. Hiçbirimiz kriz senaryosunu aklımızın köşesine getirmedik. Kriz patlayınca bir yükümlülük altında olduğumuzu gördük. Buradan nasıl çıkacağız? Bunun yolu belli. Muhakkak ki kamu üzerine düşüne görevi yapacaktır. Yani yeni teşvik tedbirlerinin açıklanmış olması burada denizciliğin zikredilmemiş olması hiçbir şey değiştirmez. Çünkü denizcilik her seferinde hükümetlerin gündeminde ayrı madde olarak yer almıştır. Oradaki tedbirler bölgesel bazda küçük imalatçıların sorunlarını çözmeye yönelik ülke çapında bir uygulamadır. Denizciliğin orada yer alıyor olması aslında bir yanlışlık olurdu. Sorunlarının öneminin fark edilmediği anlamına gelirdi. Orada yer almamış olması bana göre denizciliğe verilen özel önemin bir gereğidir. Denizciliğimizin sorunlarıyla ilgili sektör temsilcileriyle her düzeyde görüşmeler yapılmıştır. Tespitler ortadadır. Artık tedbirler aşamasına gelinmiştir, onunla ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir. Sanıyorum önümüzdeki hafta içi yine bir Ekonomi Koordinasyon Kurul toplantısı yapılmış olacak. Alınacak tedbirler bir kez daha gözden geçirilecektir.''
Denizcilerin, ''Bizim tersanelerde yatırımlarımız, yarım kalan gemilerimiz var. Bunların tamamlanması burada hem istihdama katkı sağlayacak hem tersanelerin çalışmasına imkan verecek hem de bu anlamada yaşadığımız sıkışıklığı gidermiş olacağız'' şeklinde taleplerinin olduğunu anlatan Yıldırım, bu talebin çok makul ve yerine getirilmesi gereken bir talep olduğunu kaydetti. Denizciliğin kredi problemi olduğunu da hatırlatan Yıldırım, yaşanan kriz nedeniyle deniz ticaretindeki daralmanın gemi bedellerinin de düşmesine neden olduğunu ve ilave bir teminat ihtiyacı doğduğunu hatırlattı. Finansörlerin telaşlandığını, kredilerini geri çağırdığını ya da teminatları yükseltme yoluna gittiklerini belirten Yıldırım, ''Buradaki tedbirimiz de Kredi Garanti Fonu'dur. Bunun amacı bankalara teminat eksikliklerini yüzde 60 oranında karşılamak, uygulanan faizlerin de yine projeye göre değişmekle birlikte yarısına kadar olan kısmını karşılamak.'' dedi. Sorunlar ortaya konduktan sonra dosya bazında sorunların çözülmesi yoluna gidileceğini anlatan Yıldırım, ''O bakımdan Deniz Ticaret Odamızın, tersanecilerimizin hazırlıklarını bu doğrultuda yapmaları yerinde olacaktır'' dedi.
Topbaş: DTO, denizi sadece ticari düşünmemeli
Deniz Ticaret Odası (DTO) Meclis Toplantısında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise, “DTO ve sektör temsilcilerinin görevi sadece taşımacılık, limanları kullanmak ve bu kentin gemi sanayisiyle ilgili inşa alanlarını konuşmak değil, halka, gençlere denizi nasıl sevdiririz projeleri ve programları gerçekleştirmeleri gerekiyor” dedi.
Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu kentin ulaşımından ciddi paylar almaya başladık Geçen yıl 102 milyon yolcu, 6,7 milyon araç taşıdık. İDO olarak 87 iskelede, 102 gemiyle, günde bin 300 sefer yapıyoruz. İnsanlar artık denizi hissetmeye başladı. İDO şirketimiz 5 yılda 361 milyon dolar yatırım yaptı. Biz bu yatırımları yaparken, gemi yapımında Türk tersanelerini, kendi mühendislerimizi tercih ettik.''
'Kasımpaşa' vapurunu denize indirdiklerini belirten Topbaş, bununla beraber Hasköy ve Sütlüce'de gerçekleştirecekleri çalışmalar için 9,3 milyon dolarlık maliyet ortaya çıktığını söyledi. Topbaş, Sirkeci-Harem arasında eskiden günde 4 bin araç taşıdıklarını, şu anda bu sayının 15 bine çıktığını ifade ederek, deniz taksilerinin sayısını da 15'e yükselteceklerini kaydetti. Kadir Topbaş, ''Sayıları 15 adeti bulan taksilerle birlikte Haliç gemileri 3 adet, 5 adet yolcu gemisi, 4 arabalı vapur, bunlar yerli üretimle 110 milyon dolarlık bir üretim'' dedi.
"Tersanelerin sürelerini uzattık "
Tuzla’daki tersanelere de değinen Kadir Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü. “İmar ruhsatı olmayan tersanelere verilen süre doldu. Ek süre istenmekte. Bir yıl daha vereceğiz, başka çaresi yok. O verilen sürelerde bazı işler yetişmemiş. Böyle bir talep var. Tersanelerde geçmişte yaşanan o sıkıntılar inşallah tekrar yaşanmaz. Bize değişik baskılar gelmesine rağmen üstüne gitmedim. Özellikle ikazımızı yaptık. Toplantılar yaptık. Dedik ki, 'bu sektörün yaşaması devam etmesi lazım.' Böyle bir baskı yaparsak, rekabet gücünü kırarız diye böyle bir davranışı sergilediğimizi belirtmek istiyorum.''
Kalkavan: “Yabancıları rahatsız etmeye başladık”
DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ise Türk bayraklı gemilerin beyaz listeye geçmesinin ticari olarak da katkısının olacağını söyledi. Kalkavan, ''Devamlı denetlenme durumundan çıkacağız. Bizim kavgamız, dünyadaki pastadan ne kadar pay alabiliriz. Son yıllarda kazandığımız ivme çok fazla. Biraz da çizmeyi aştık. Yabancıları rahatsız eder duruma geldik'' diye konuştu.
Kalkavan, teşvik paketinde denizciliğin yer almamasına ilişkin olarak da, 12 sektör arasında niye olmadıklarını düşündüklerini, bu alanda sektörlerden çok devletlerin yarışır hale geldiğini bildirdi.
Kaynak: Lojistik Haber