Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / ŞİRKETLERİN EVLİLİK RÜYASI KRİZE TAKILDI

ŞİRKETLERİN EVLİLİK RÜYASI KRİZE TAKILDI

ŞİRKETLERİN EVLİLİK RÜYASI KRİZE TAKILDI21.07.2009Küresel kriz şirket değerlerini düşürüp satın alma ve birleşmeleri cazip hale getirmiş görünüyor ancak satın alacak şirket bulmak da zor olduğundan tüm dünyada ve Türkiye'de şirketlerin evlilik rüyaları hüsranla sonuçlandı.
 
Küresel krizle çalkalanan dünyada 2009'un ilk yarısında gerçekleşen şirket satın alma ve birleşme faaliyetlerinde yüzde 40,2 gerileme yaşandı, toplam 941 milyar dolarlık satın alma ve birleşme gerçekleştirildi. Bu, 2004'ten bu yana ilk 6 aylık dönemde gerçekleşen en düşük rakam oldu. Son dönemde de Alman perakende devi Arcandor'un iflasının ardından bir diğer perakende devi Metro ile görüştüğü biliniyor. Otomotivin iki büyük ismi Porsche ile Volkswagen de birleşme adımları atmış ancak daha sonra görüşmelerin durduğu açıklanmıştı. Dünya genelinde yılın ikinci çeyrek döneminde ise 466.6 milyar dolarlık satın alma ve birleşme gerçekleşti. İlk çeyreğe göre 7.8 milyar dolarlık bir düşüşü ifade eden bu rakam, aynı zamanda 2004'ün üçüncü çeyreğinden bu yana en yavaş çeyrek dönemin yaşandığı anlamına geliyor.

Türkiye'de de satın alma ve birleşme faaliyetleri krizden nasibini aldı. Deloitte Türkiye'nin sonuçları dün açıklanan araştırmasına göre geçen yılın son çeyreğinden itibaren krizin derinleşmesiyle birlikte, 2009'un ilk yarısındaki işlem hacmi son beş yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. İlk 6 aydaki toplam işlem hacminin yaklaşık 2 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Geçen yılın aynı dönemine göre, işlem sayısı açısından yaklaşık yüzde 40, işlem hacmi olarak ise yaklaşık yüzde 80 oranında bir azalma görüldü. Yabancıların, işlem hacmindeki payı son beş yıldaki yüzde 80-85 seviyelerinden yüzde 55'e geriledi. Yine, kendi ana piyasalarına odaklanmak isteyen bazı yatırımcıların Türkiye'deki varlıklarını elden çıkardığı görüldü.

 

Finans ve enerji sektörleri gözde

Dünya genelinde yılın ilk yarısında yapılan satın alma ve birleşme faaliyetlerinin yüzde 55,5'i finans, enerji ve malzeme sektörlerinde gerçekleşti. Yapılan anlaşmalarda bir önceki yılın aynı dönemine göre değer artışı yalnızca sağlık ve malzeme sektörlerinde yaşandı. Bu alandaki anlaşmalarda devletin finans alanında yaptığı yatırımlar da önemli bir rol oynadı. Hükümetlerin bu dönemde gerçekleştirdiği toplam 196.9 milyar dolarlık yatırım dünya genelindeki birleşme ve satın alma anlaşmalarının yüzde 20,9'unu oluşturdu ve böylece devletlerin bu faaliyetlerdeki payı da en yüksek seviyeye ulaştı. Girişim sermayesi şirketlerinin bu alandaki faaliyetleri yılın ilk altı ayında 32.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken 1997 yılından bu yana en yavaş dönem yaşandı.

Türkiye'de ise yılın ilk yarısında birleşme ve satın almalar açısından en hareketli sektörleri enerji, gıda ve içecek, teknoloji ile perakende oldu. Enerjide, dünya devleri Türkiye'ye yönelik stratejileri doğrultusunda, Türk gruplarla el sıkıştı. Ayrıca, bazı Türk gruplar stratejik alanlardaki büyümelerini desteklemek amacıyla, gıda, bilişim, içecek, perakende, çimento gibi alanlarda satın almalarına devam etti.

 

Danışmanlık şirketleri gelir kaybediyor

Satın alma ve birleşmelerle ilgili mali anlaşmalar için ödenen danışmanlık ücretleri yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre 57,6 düşerek 18.7 milyar dolardan 7.9 milyar dolara geriledi. Yapılan tahminlere göre yılın ikinci çeyreğinde ödenen danışmanlık ücretleri ise 3.4 milyar dolarda kaldı. Bu da 1998 yılında kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en yavaş çeyreğe işaret ediyor.

Bölgesel bazda yapılan değerlendirmelere göre, ABD'deki satınalma ve birleşmelerde bir yıl önceki döneme göre yaşanan gerileme yüzde 49,2, toplam değer ise 289.4 milyar dolar oldu. Tüm Amerika kıtasında ise önceki yıla göre satın alma ve birleşme faaliyetleri yüzde 45,7 gerileyerek 374.6 milyar dolar değerini gördü. Kanada'daki satın alma ve birleşme faaliyetlerindeki yüzde 19,4'lük artış Amerika genelindeki düşüşün daha sert olmasını engelledi.

 

Avrupa'da yüzde 42,5 gerileme yaşandı

Avrupa'da satın alma ve birleşme faaliyetleri yüzde 42,5 geriledi, 310 milyar dolara düştü. Afrika ve Ortadoğu'daki şirketlerin bu alanda gerçekleştirdiği faaliyetlerdeki gerileme ise yüzde 3,2 ile dünyanın diğer bölgeleriyle kıyaslandığında oldukça düşük oldu. Avustralya'da kayda değer bir hareketlilik yaşanmasına rağmen, Asya-Pasifik bölgesindeki anlaşmalar yüzde 28,4, Japonya'dakiler ise yüzde 20,4 geriledi.

Sınır ötesi satın alma ve faaliyetlerinde 287 milyar dolara ulaşılırken bu rakam, tüm dünyada gerçekleştirilen satın alma ve birleşmelerin yüzde 30,5'ine karşılık geldi. 2008'in ilk yarısı ile karşılaştırıldığında sınır ötesi satın alma ve birleşme faaliyetlerinde yaşanan gerileme yüzde 54,5 oldu. Bu yöntemle gerçekleşen satın alma ve birleşmelerde en büyük payı ise yüzde 40'la İngiltere, Hollanda ve Avustralyalı şirketler aldı. Gelişen piyasalarda birleşme ve satın alma faaliyetleri yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 51,2 gerileyerek 208 milyar dolar düzeyine indi. Gelişen piyasalarda bu alanda en yoğun hareketliliğin yaşandığı sektör ise yüzde 25'le enerji oldu.

 

 

YATIRIMCI BİR ELİN PARMAKLARI KADAR

Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Başak Vardar'ın değerlendirmesine göre, ilk altı ayda herhangi bir kamu sektörü işlemi gerçekleşmedi, geçmişte bazı yılların işlem hacmine damga vuran özelleştirme işlemleri bu yıl görülmedi. Planlanan özelleştirmeler de sonuca ulaşmadı. Ayrıca, finansman piyasalarındaki kredi sıkışıklığı ve yatırımcıların temkinli tutumu, açıklanan bazı işlemlerin tamamlanamamasına veya iptal edilmesine neden oldu. Vardar, "İlk yarı yıldaki işlemlerde, finansal yatırımcıların sayısının bir elin parmaklarını geçmediği söylenebilir. Oysa, geçen yıl finansal yatırımcılar Türkiye'de tüm zamanların en fazla işlemini gerçekleştirmişti. İlk altı ay ise bu açıdan son derece belirgin bir durgunluğa sahne oldu" dedi.

Vardar'a göre, ilk altı aylık sonuçlar satın almalar açısından ciddi bir düşüşe işaret ediyor olsa da, yatırımcılar Türkiye'ye olan ilgisini kaybetmiş değil, aksine gözlemlemeye ve iyi fırsatları takip etmeye devam ediyor. Vardar, "Yılın tamamına ilişkin beklentimiz, olası birkaç büyük ölçekli işlem dışında, işlem hacminin 5 milyar doları aşmayacağı yönünde. Bu da, geçmiş üç yılın 20 milyar dolarlık ortalama işlem hacmi göz önüne alındığında, 2004'ten beri olan en düşük seviye olacaktır" dedi.

Kaynak: Referans Gazetesi