Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / KÜRESEL TİCARETTE EKSEN KAYMASI VE YÜKSELEN BÖLGESEL TİCARET

KÜRESEL TİCARETTE EKSEN KAYMASI VE YÜKSELEN BÖLGESEL TİCARET

KÜRESEL TİCARETTE EKSEN KAYMASI VE YÜKSELEN BÖLGESEL TİCARET14.03.2023Dünyanın en büyük ihracatçısı Çin tam kapasite üretime başlasa da küresel markalar, Çin dışındaki üretim hacimlerini artırmak için arayışını sürdürüyor. ABD ve AB’nin Rusya’ya yönelik ambargoları Batı ile Orta Asya ülkelerinin ticaret rotasını Türkiye’ye kaydırdı. Batılı konteyner operatörleri, Rusya’ya servislerini durdururken, Avrupa’nın Rusya’ya alternatif enerji arayışı ise ticaret rotalarını değiştirdi.

Pandemi ile birlikte batılı firmaların, Çin’e alternatif yeni üretim merkezi arayışları, Çin’in tam kapasite yeniden üretime başlaması ve limanlarını açmasına rağmen devam ediyor. Son olarak Apple, Çin dışında yüzde 5 olan üretim kapasitesini yüzde 25’e çıkarma karar aldı. Apple’ın bu kararının altında ABD Başkanı Trump ile başlayan ABD-Çin ticaret savaşlarının gelecek dönemde de devam etmesi beklentisinden kaynaklanıyor. Apple gibi Dell ve HP de benzer arayış içinde olsalar da Çin’den çıkış, teknoloji sektörü ile sınırlı değil. Bu nedenle Çin’in 2022 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 10,1 azaldı. Alternatif ülkeler arasında Tayvan, Vietnam ve Hindistan öne çıkıyor. 2021 yılında Çin’in yıllık ihracatı yüzde 16,8 artarken, Tayvan’ın ihracatı yüzde 29, Vietnam’ın yüzde 44,5 ve Hindistan’ın da yüzde 43 artmıştı. Çin’in pazar kaybettiği 2022 yılında Tayvan ihracatını yüzde 7,4 artırırken, Vietnam yüzde 10,6 arttırdı.

TİCARETTEKİ KAYMA TÜRKİYE’YE YARADI
Düzenli konteyner taşımacılığında rotaların değişmesine neden olan bir diğer etken ise Rusya-Ukrayna savaşının başlaması oldu. Ukrayna limanları, konteyner gemileri için kapanırken, batılı konteyner şirketlerinin çoğu Rusya limanlarına seferlerini durdurdu. Böylelikle Türkiye limanları Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri için aktarma limanı hâline geldi. Ayrıca Batılı şirketler için Kuzey rotası alternatiften çıkınca, Avrupa’nın yükleri karayolu ile Türkiye üzerinden Türkî Cumhuriyetler'e taşınmaya başladı. Akkon Lines Genel Müdürü Kaptan Hakan Çevik, küresel ticaretteki değişimin Türk lojistik sektörünün lehine bir süreçte olduğunu doğruluyor fakat Karadeniz’e yapılan taşımacılığın diken üstünde yapıldığının da altını çiziyor. MSC dışında batılı operatörlerin Rusya’ya servislerini durduğunu söyleyen Çevik, ağırlıklı taşımacılığın Batı'nın ambargo kuralları dikkate alınarak Türk armatörlük firmaları tarafından yapıldığını belirtiyor. Diğer yandan Türk limanlarının 2022 yılı toplam transit taşıma hacminin bir önceki yıla kıyasla 1 milyon TEU civarında azaldığı görülüyor.

YABANCI LOJİSTİK FİRMALARI DÜMENİ TÜRKİYE’YE KIRDI
Ticaretteki eksen kaymasından dolayı Türkiye’yi bir fırsat olarak gören yabancı lojistik firmaları da Türkiye’deki yapılandırmasını güçlendiriyor. Geçen yıl Türkiye’ye giriş yapan Blue Water Shipping bu şirketlerden biri. Şirketin, Türkiye pazarına yatırım yapma nedenini açıklayan Global Direktörü Palle Kamstrup, son iki yılda küresel tedarik zinciri gereksinimleri, kapasite sıkıntısı ve yüksek navlun oranlarından kaynaklanan zorluklarla beraber giderek daha fazla şirketin pazara yakın kaynak arayışına girdiğini belirtti. Türkiye’nin de üretimle birlikte uluslararası ticarette de artış kaydettiğini söylüyor. Kamstrup, lojistik hizmet ve çözümlere yönelik yükselen bir talep olduğunu söylüyor. Alman lojistik firması Rhenus da Türkiye’yi "tedarik zincirlerinin kalbi" olarak gördüklerini belirterek Türkiye’ye yoğun bir şekilde yatırım yaptıklarını basın ile paylaşmıştı.

ABD TÜRK İHRACATÇILARI TEKRAR UYARDI
Türkiye’nin Rusya ve Türki Cumhuriyetlere artan ihracatıyla birlikte bölgeye yapılan deniz ve karayolu taşımacılığı da arttı. Rusya’ya çalışan Türk lojistik şirketlerinin tek riski, bölgedeki savaş değil. Hukuk Profesörü Nuray Ekşi, ABD ve AB yaptırımlarının firmaların dikkate alması gereken bir diğer risk olduğunu söylüyor. ABD Hazine Bakanlığı’nın TÜSİAD’a gönderdiği mektupta Rusya ile yapılan ticarette, ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar konusunda hassas olmalarını istemişti. Benzer bir açıklama şubat ayında Türkiye’de çeşitli görüşmeler yapan ABD Hazine Bakanlığı’nın yaptırımlardan sorumlu en üst düzey yetkilisi Brian Nelson’dan geldi. Nelson, Türkiye’den Rusya’ya ihracatın son bir yılda ciddi oranda arttığını belirterek bunun, Türk şirketlerini yaptırım ve itibar kaybı riskiyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Bu durum nedeniyle Türk şirketlerin G7 ülkelerinin piyasalarına girişinin de engellenebileceğini vurguladı. Türkiye’deki ihracatçılar ve lojistik şirketlerinin karşı karşıya olduğu riskleri Prof. Dr. Nuray Ekşi’ye sorduk.

Uluslararası Ticaret Hukuku uzmanı Prof. Dr. Nuray Ekşi, Rusya’ya yönelik ABD’nin yanı sıra İngiltere’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler tarafından yaptırımlar uygulandığını söyledi. AB’nin de Rusya’ya yaptırım uyguladığını belirten Prof. Ekşi, AB yaptırım kararlarının sadece üye ülkeleri bağladığını ifade etti. BM Güvenlik Konseyi’nin Rusya’ya uyguladığı bir yaptırım bulunmadığını belirten Ekşi, "Zira BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimî üyesinden biri Rusya’dır. Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleridir. Rusya’nın, herhangi bir ülkeye karşı uygulanacak yaptırımı veto etmesi halinde, BM Güvenlik Konseyi Rusya’ya yaptırım kararı alamaz." dedi. Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan sadece ABD yaptırımlarının Türk şirketleri üzerinde etkileri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ekşi şunları söyledi: "ABD çok sayıda ülkeye karşı yaptırım uygulamaktadır. Örneğin, İran, Suriye, Venezuela, Yemen, Zimbabwe, Somali, Hong-Kong, Libya, Mali, Kuzey Kore yaptırım uygulanan ülkeler arasında yer alıyor. ABD’nin uyguladığı yaptırımları etkileri bakımından ikiye ayırabiliriz. Birincil yaptırımlar, sadece bütün ABD kamu kurumlarını, bankalarını, finans kurumlarını ve şirketlerini bağlar. Ancak ABD’nin uyguladığı bazı yaptırımlar ikincil yaptırım niteliğindedir. Yani yaptırımların hedefi olan ülkeler dışında diğer ülkelere de etkileri olmaktadır. Örneğin, İran, Belarus ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar bu niteliktedir. Yaptırımlar, Rusya veya İran’ı hedef almasına rağmen Türkiye dahil diğer bütün ülkeler bu yaptırımlardan etkilenmektedir.

Hedef ülke Rusya iken yaptırımların diğer ülkeleri etkilemesinin nedeni ABD’nin ülke dışı etkiye sahip ("long-arm statutes") yasalarının, mahkemelerine, yaptırım kararlarını ihlal eden ve ABD dışında diğer ülkelerde yaşayanlar üzerinde yargı hakkını ("long arm jurisdiction") kullanma yetkisi vermesinden kaynaklanıyor. Bu açıdan Belarus ve Rusya Federasyonu’na uygulanan yaptırımlar hem ABD’de hem de diğer bütün ülkelerde çalışan bankaları, sigorta şirketlerini, ihracatçıları, ithalatçıları ve lojistik firmalarını yakından ilgilendiriyor. ABD’nin yaptırım kapsamında hedefi devletler olacağı gibi devlet kurumları, belirli sektörler (örneğin savunma sanayi), şirketler ve kişiler olabiliyor. Mal varlığına el konulması, uluslararası seyahatlere sınırlama veya yasaklama getirmesi, vize verilmemesi, ABD’deki veya uluslararası kuruluşlardan kredi alınamaması, bir ülkeye ait ulaştırma araçlarının diğer ülke limanlarına girememesi, hava sahasını kullanamaması, ithalat ve ihracat yasakları, ithalat ve ihracat lisanslarının iptali, silah ambargosu başta olmak üzere çeşitli yaptırımlar var. Yaptırımlara uymayanlara idari para cezası verilebilir. Ayrıca hapis cezası ve adli para cezası da verilebilir.

ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar kural olarak ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından yönetilmektedir. Bunu, Türkiye’deki MASAK Başkanlığı gibi düşünebilirsiniz. ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı OFAC’ın yani yabancı varlıkları kontrol ofisinin internet sitesine girerek yaptırım listesinde olan şirketler kontrol edilebilir. Fakat ABD’nin yaptırımlarının takip edilmesi oldukça zor. Yaptırım kapsamında mısınız değil misiniz bunu belirlemek çok zor. Bu nedenle yaptırımların yakinen takip edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması son derece elzemdir. Danışmanlık yaptığım Türk şirketlerinden biliyorum, Türk şirketlerin bu konuda ciddi bir hassasiyeti var. Prof. Dr. Ekşi, OFAC’ın, yaptırım kapsamında olan ülkeler ile yapılan ticarete ilişkin olarak basında çıkan haberleri ve yayımlanan raporları birer ihbar olarak değerlendirdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Hatta işten çıkarılan ve işverenine kızdığı için ihbarda bulunan işçilerin yaptığı ihbarları değerlendiriyor. Bunun üzerine bir soruşturma başlatıyor. İlgili kurum ve şirkete ihtar çekerek tüm bilgileri istiyor. Bu açıdan özellikle siyasilerin seçim arifesinde gerçek olmayan Rusya’ya yapılan ihracatın rekor kırdığına dair politik söylemlerden uzak durmaları gerekiyor. Çünkü OFAC, şu an izleme sürecinde, ciddi bir takip olduğunu düşünüyorum. Brian Nelson’un Rusya’ya yapılan bazı ürünlerin ihracatına yönelik yaptığı açıklamalar da bunu gösteriyor. Şu ana kadar bir şey çıkmadığı için yaptırımların göz ardı edilmemesi gerekiyor. Türkiye’de bazı hukukçulara; "Moskova Sanayi Ticaret Odası’nın içinde tahkim merkezinde hakem listesinde yer alıyorsunuz. Bu yaptırımlarda uyuşmazlık olan davalarda hakemlik yaparsanız kulaklarınızı çekeriz diyebilecek kadar ileri gidebiliyorlar. Bir firmaya olası bir yaptırım kararı çıktığında bir de bunlarla mücadele etme kısmı var ki ABD’de bu davalara bakan hukuk büroları çok yüksek meblağlar talep ediyor. Yani oldukça maliyetli bir süreçtir. Bu açıdan Türk şirketlerin çok dikkat etmesi gerekiyor".

AB’NİN YAPTIRIMLARI AB ÜYELERİNİ BAĞLAR
Avrupa Birliği yaptırımlarını da değerlendiren Prof. Dr. Ekşi, şu bilgileri paylaştı: "AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, Türkiye’yi ve Türk menşeli firmaları etkilemiyor. Çünkü Avrupa Birliği, bir uluslararası kuruluş olduğu için aldığı yaptırım kararları sadece üye ülkeleri bağlar. AB’den ayrılan İngiltere’nin yaptırım kararları da sadece kendisini ve yaptırımlarla hedef aldığı ülkeleri bağlıyor".

UTİKAD Dergi 31. Sayı

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr