Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / TEDARİKÇİ OLMA FIRSATINI LOJİSTİKLE GÜÇLENDİRMELİYİZ!

TEDARİKÇİ OLMA FIRSATINI LOJİSTİKLE GÜÇLENDİRMELİYİZ!

TEDARİKÇİ OLMA FIRSATINI LOJİSTİKLE GÜÇLENDİRMELİYİZ!27.12.2024Tedarik zincirinde yakın coğrafyalardan ürün tedarik etme stratejisinin bir sonucu olarak dünyadan Türkiye’ye yönelik oluşacak talep artışına cevap verebilmek için lojistik sektörünün güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, "Üretimden depolama, taşıma ve tüketime kadar zincirin bütün halkalarının tabandan iyileştirilmesi için uğraşmalıyız" dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) 2024 yılını nasıl kapatıyor?
Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2024 yılının 11 aylık diliminde ihracatını yüzde 1,3’lük artışla 16 milyar 888 milyon dolara çıkarırken, EİB son 1 yıllık dönemde ihracatını yüzde 1 geliştirerek 18 milyar 469 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde 214 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirirken 107’sine ihracatımızı artırdık. 2024 yılını 18,5 milyar dolar civarında ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz.

2024 ‘AYAKTA KALMA’ YILI OLDU
İhracatçılar 2024 yılında hangi zorluklarla başa çıkmak zorunda kaldı? 2025 için öngörüleriniz neler?
Finansman koşulları, talepteki örselenme, ihracat kanallarının tıkalı olması, enflasyonla mücadele gibi faktörlerle 2024 yılında zor bir sene geçirdik. 2024 yılına girerken hedefimiz mevcudu korumaktı. Bu sene ihracatçılarımız için "Ayakta Kalma" yılıydı. Hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı politikaları destekliyoruz. Dövizin rekabet edilebilir seviyelere gelmesini umut ediyoruz. Ekonomi yönetiminin maliye politikasının daha sıkı olacağına dair kararlılığı 2025’te işlerin daha iyiye gideceği umudunu veriyor. 2025 ikinci yarısından itibaren müşterilerimizdeki alım iştahını artıracağını ve taleplerin artacağını umuyoruz. Toparlanmanın siparişlere ve ihracata yansıması 2025’in ikinci yarısını bulacaktır. 2025 yılında da mevcudu koruyarak 18,5 milyar dolar ihracata ulaşacağımızı öngörüyoruz.

‘TÜM HALKALARI İYİLEŞTİRMELİYİZ’
EİB üyeleri ihracat taşımalarında en çok hangi taşıma modlarını kullanıyor? Tercih edilen özel yöntemler var mı?

Bölgemizin ihracatının yüzde 55’i deniz yoluyla yapılıyor. Üreticilerimiz, dünyada her zaman güçlü tasarım ekipleri, esnek üretim becerileri, hızlı teslimat, müşterilerin talep ettiği sosyal uygunluk sertifikalarına sahip olma gibi avantajlarıyla öne çıkıyor. Mc Kinsey’nin pandemi öncesinde yayımladığı raporunda da belirtilmişti. Rapora göre Avrupalı markaların yöneticileriyle yapılan bir anket çalışmasında şirketlerin 2025 yılında tedariklerini yakın coğrafyadan yapmayı düşündükleri belirtilerek, Türkiye’nin payı yüzde 29 olarak gösterilmişti. Bugün bir yabancı alıcı Türkiye’de hammaddeden bitmiş ürüne kadar ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabiliyor. Dünyadan ülkemize yönelik talep artışına cevap verebilmek için lojistik sektörümüzü güçlendirmek zorundayız.

Üretimden depolama, taşıma ve tüketime kadar zincirin bütün halkalarının tabandan iyileştirilmesi için uğraşmalıyız. Tarladan markete gelinceye kadar gıda ürünlerinin üçte biri ziyan oluyor. Besin tedarik zincirinde kaybı ve israfı azaltmak için devlet nezdinde yeni stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor.

İhracat taşımalarında karşılaşılan en temel sorunlar neler?
İhracat taşımalarında karşılaşılan temel sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
Sınır geçişlerinde uzun bekleme süreleri: Özellikle Avrupa’ya karayolu taşımacılığında sınır kapılarındaki yoğunluk, transit sürelerini uzatıyor.
Geçiş belgelerinin sınırlı sayıda olması: Türk ihracatçılar, özellikle Avrupa ülkeleri için sınırlı sayıda geçiş belgesine erişebiliyor ve bu durum lojistik planlamayı zorlaştırıyor.
Vize ve çalışma izinleri: Şoförlerin Avrupa ülkelerine geçişlerinde yaşanan vize sorunları, teslimat sürelerini olumsuz etkiliyor.

Yüksek navlun maliyetleri: Global taşımacılık sektöründeki dalgalanmalar nedeniyle navlun maliyetleri zaman zaman kontrol edilemez seviyelere ulaşıyor.
Türkiye'nin lojistik sektöründe daha rekabetçi bir hale gelmesi için dijitalleşme-akıllı lojistik ve yeşil lojistikle ilgili stratejiler üzerinde çalışması büyük fayda sağlayabilir.
E-lojistik altyapısı ile dijital izleme ve yönetim sistemleri kurularak lojistik operasyonlarının gerçek zamanlı izlenmesi sağlanabilir.
Yapay zeka (AI) entegrasyonu yapılarak trafik analizi, rota optimizasyonu ve talep tahminleri için yapay zeka çözümleri kullanılabilir. Tedarik zincirindeki güvenliği artırmak için blockchain tabanlı takip sistemleri geliştirilmelidir.

Otonom araçlar ve dronlar: Kargo taşımacılığında otonom araçlar ve drone teknolojisi kullanılabilir. Big data analizi ile müşteri ihtiyaçları ve lojistik süreçler daha iyi analiz edilebilir.
Şehir içi dağıtımda karbon salınımını azaltacak elektrikli veya hibrit araç filoları oluşturulabilir. Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışan, enerji verimliliği yüksek karbon nötr depolar kurulabilir.

Geri dönüştürülebilir ambalajlar ve karbon ayak izini azaltan taşımacılık sistemleri teşvik edilmelidir. Multimodal taşımacılık sistemleri kurulmalı. Türkiye’nin genişleyen demiryolu ağı, kara ve deniz taşımacılığıyla entegre edilerek maliyetler düşürülebilir.

Limanlarda modernizasyon yapılarak yük aktarma süreleri kısaltılabilir. Havayolu kargo merkezleri oluşturularak stratejik bölgelerdeki havaalanlarında lojistik üsler kurulabilir. Stratejik bölgelerde lojistik köyler oluşturulmalı. İzmir, Mersin, Gaziantep gibi ticaret hacmi yüksek bölgelerde modern lojistik köyler inşa edilmeli. İzmir Kemalpaşa'da kurulması planlanan Lojistik Merkeziyle ilgili üç STK ortak çalışıyoruz. Burası hızlı bir şekilde devreye girdiğinde İzmir lojistik üs haline gelecek.

Ticaret yolları üzerinde serbest ticaret bölgeleri artırılarak gümrük süreçleri hızlandırılabilir. Uzun süredir İzmir'in "Serbest Şehir" yapılmasını dile getiriyoruz. İzmir’in serbest şehir olması halinde Akdeniz’in Yıldızı olma hedefine hızla ulaşacağına inanıyorum. Şimdilik serbest bölgeler hayata geçirip, İzmir’deki serbest bölgelerin sayılarını artırabiliriz. Bu konuda İzmir’de yatırımcıya yol gösterecek, üç serbest bölgemiz var.

Yeni ticaret koridorları oluşturulmalı. Çin’in Kuşak ve Yol Projesi gibi girişimlerle uyumlu projeler geliştirilmelidir. Orta Koridor güçlendirilmeli. Türkiye’nin jeopolitik konumundan faydalanarak Avrupa-Asya ticaretini hızlandıracak koridorlar oluşturulabilir. Son olarak daha fazla ülkeyle Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) imzalayarak lojistik sektörüne destek sağlanabilir.

Kaynak: lojistikhatti.com