Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TRANSİT TAŞIMACILIK FAALİYETLERİ İLE TÜRKİYE’NİN TİCARET HACMİ ARTACAK

TRANSİT TAŞIMACILIK FAALİYETLERİ İLE TÜRKİYE’NİN TİCARET HACMİ ARTACAK

TRANSİT TAŞIMACILIK FAALİYETLERİ İLE TÜRKİYE’NİN TİCARET HACMİ ARTACAK25.03.20252024 yılının sonuna doğru Türkiye sınırında yaşanan gelişmeler lojistik ve taşımacılık sektörü için pozitif bir sürecin başlatıcısı oldu. Suriye’de yaşanan rejim değişikliği, Türkiye’nin stratejik önemini bir kez daha ortaya çıkarırken transit ticaret konusunda da olumlu bir atmosfer oluşturdu. Siyasal gelişme başta lojistik sektörü olduğu kadar pek çok sektörü de olumlu etkiledi. Suriye’nin yeniden inşa sürecinde inşaat ve yapı malzemelerinde lojistik ihtiyaç arttı ve taşımacılık da hareketlendi.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD), yıllardır olduğu gibi lojistik sektörünün geleceğine yön verecek öncü çalışmalarla 2025 yılına planlı bir giriş yaptı. UTİKAD’ın ajandasında transit taşımacılık başta olmak üzere pek çok konu var. Sektörde yaşanan sorunların nedenlerini çalışma gruplarında ele alan UTİKAD, çözümü noktasında ise her zaman masada yer alıyor. Yılın sonunda Ankara’da T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, T.C. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımı ile transit taşımacılığın gelişimi konusunda önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen "Türkiye Yüzyılında Ulaştırma Koridorları ve Transit Taşımacılık" toplantısına katılan UTİKAD, Türkiye’nin transit taşımacılıkta bir hub olma potansiyeline vurgu yaparak stratejik konumunun sağladığı avantajları aktardı.

Lojistik Koridorların Oluşturulması Transit Taşımacılık Politikasının Temelini Oluşturacak

Ülkemizin lojistik planlamasındaki temel konulardan birini lojistik koridorların belirlenmesi oluşturuyor. Ülkenin lojistik koridorları belirlenirken mevcut ve gelecekteki yük akışları ve uluslararası gelişmelerin değerlendirilmesi gerekiyor. Lojistik koridorların oluşturulması transit taşımacılık politikasının temelini oluşturacak. Koridorların sürekli olarak analizi, sosyo-ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi ve bu çerçevede koridorun geliştirilmesine yönelik yatırımlara yön verilmesi gerekiyor. Belirlenecek koridorların mevcut durumu analiz edilmeli, altyapısı, üstyapısı, kapasitesi ve kullanım oranı değerlendirilmeli ve alternatif koridorlar ile karşılaştırması yapılarak karar verilmeli. Koridor kullanımını artırmaya yönelik destekleyici unsurları belirlemek üzere nicel ve nitel veriler kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından toplanmalı. Bu koridorlar öncelikli olarak transit yük geçişlerini hızlandırmakta ve kolaylaştırmakta kullanılırken, aynı zamanda koridor üzerinde yer alan deniz ve hava limanları ve antrepolar ile lojistik merkezlerde ithalatı gerçekleştirilmeyen transit ürünlerin nihai varış ülkesine hızlı ve izlenebilir bir sistem ile rekabetçi fiyatlarla sevk edilmesini gerçekleştirecek şekilde yönetilmeli. Bu sürecin yönetiminde ana politika; ülkemiz sınırları içine giriş yapmayan transit ürünlerin en kısa zamanda ve rekabetçi fiyatlarla sevk edilmesi olmalı. Risk yönetimi anlayışı ile yapılacak kontroller gereken caydırıcılığı yaratacak şekilde uygulanmalı, bu yaklaşım ile ülkemizin sahip olduğu coğrafi avantaj, bacasız fabrika olarak tanımlanan transit taşımacılık faaliyetleri ile ekonomik kazanca dönüşecek.

İstanbul’u Dünya Transit Ticaretinin Merkezi Yapmalıyız

UTİKAD olarak biz de gerek altyapı gerekse mevzuat çalışmalarının sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak ve önünü açacak nitelikte olması için tüm paydaşlarımız ve kamu idaresi birimleri ile eşgüdüm içerisinde, üyelerimizden aldığımız destekle sürdürüyoruz. 2025 yılında biz lojistik profesyonellerinin yapacaklar listesinin başında İstanbul’u dünya transit ticaretinin merkezine dönüştürecek çalışmalar olmalı. Zira, İstanbul’un dünya transit ticaretinde gerçekten anlatıldığı gibi güçlü bir konumda olması için transit mevzuatımızın ve taşıma modlarının altyapı entegrasyonunun güncellenmesi gerektiği gerçeği ile karşı karşıyayız. 2025 yılının bu yaklaşımla çevre bilinci temelinde, dünya barışı ve refahı için somut ilerlemelerin kaydedildiği bir sene olması dileğiyle.