Bildiğiniz gibi Avrupa Adalet Divanı'nda alınan "Soysal" kararından sonra Almanya, "kendi çapında" bazı meslek gruplarına "vize muafiyet" kararı aldı. Ama pratikte bu durum, birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Hatta çoğu zaman işlemiyor. Kısaca vize uygulaması "eksiksiz" devam ediyor.
Mesela, geçen ayın sonunda Türkiye'den Almanya'ya kamp yapmak için giden Fenerbahçe, Eskişehirspor ve Antalyaspor futbolcuları vize almak zorunda kaldı.
Hani sportif faaliyetlere vize yoktu? Türkiye'nin birinci ligindeki bu takımlar, paşa paşa konsolosluklara giderek vizelerini aldılar.
Antalyaspor Dış İlişkiler Sorumlusu Servet Çavuşoğlu, vize muafiyeti için başvurdukları Alman Başkonsolosluğu'ndan kendilerine "Sadece resmi maç için vize yok" yanıtı verildiğini söyledi.
Resmi maçlarda da yine öyle elini kolunu sallaya sallaya geçemeyeceksin. Takım doktoru, fizyoterapist ve malzemeciler vizeye tabi olacak. Çavuşoğlu'nun bizzat Alman Konsolosluğu'ndan aldığı yanıt bu...
Ve bu takımlarımız, kişi başına 60 euro vize, 30 euro seyahat sağlık sigortası parası ödeyerek Almanya'ya gidebildiler.
Almanya ne derse o
Halbuki, "Soysal davası" sonrası Almanya, herhalde biraz da "zevahiri kurtarmak" amacıyla bir genelge yayımlamış ve "Sanatçı, bilim adamı, işadamı ve TIR şoförlerinin Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceğini" belirtmişti. Almanya'da kalış sürelerinin iki ayı geçemeyeceğini söylemişti.
Ne oldu? Futbolcular kamp yapmak amacıyla gittiklerinde vize almak zorunda kalıyorlar. Bu ziyaret "turistik" olarak algılanıyor. Resmi maçlarda futbolcuların doktorları, malzemecileri vs ise "sporcu" olmadıklarından vize alacaklar.
Bu nasıl bir uygulama? Neresinden tutsanız savunamazsınız.
Almanya ABAD kararını, "en az zararla nasıl atlatacağı" çabası içinde gözüküyor.
Avrupa Birliği Komisyonu da bu konuda "Almanya'nın ağzından çıkacak iki cümleye" bakıyor. Yani Almanya ne derse o olacak.
Bu kararı, "Sadece bazı meslek gruplarına muafiyet" gibi bir algılama isteği var. Bu konuda henüz Ankara da "dayatmacı" bir politika izlemiyor. Brüksel'in işine geliyor. Şimdi Brüksel'de bir dosya hazırlanıyor. Sonbaharda sunulacak. Ve maalesef bu dosya, "bazı meslek grupları" şeklinde olacak.
Pratikte soruna hiçbir çözüm getirilmediği ise ortada...
Vize Muafiyet Formu
Bir de Almanya, "vize muafiyet formu" gibi hiçbir "resmiyeti" olmayan ve vize almaktan beter bir uygulamaya başladı.
Neymiş, TIR şoförlüğü gibi geçici aktif hizmet veya sanatsal, sportif yahut bilimsel hizmet için bu ülkeye gidecek olan Türkler, vize almakla uğraşmayıp "Vize Muafiyet Formu" ile Almanya'ya gidebilecekmiş.
"Soysal Kararı kapsamına giren Türkler, Almanya'nın Türkiye'deki temsilciliklerinden alacakları Vize Muafiyet Formu'nu dolduracak. İstenilen belgeler de eklenerek temsilciliğe verilecek. Evrak eksiksiz olduğu takdirde, temsilcilik Vize Muafiyet Belgesi'ni imzalayıp damgalayarak talep sahibine iade edecek. Böylece vize almadan Almanya'ya gidilebilecek..."
Bu belge için neler mi isteniyor. Sayayım:
Türkiye'deki bir işverenden, Almanya'ya geçici aktif hizmet için gidildiğine dair iş anlaşması veya ticaret sözleşmesi benzeri bir belge. Örneğin TIR şoförleri, Türk şirketinde çalıştıklarını ve bu şirketin o tarihte Almanya ile ticaret yaptığını kanıtlamalı.
Sanatsal, sportif ve bilimsel hizmet için Türk vatandaşını çağıran Almanya'daki şirket veya kurumdan davetiye yazısı veya iş sözleşmesi. Türkiye'de sanat, spor veya bilim adamı olduğunu kanıtlayan belgeler.
Evrakın eksik olması durumunda belge verilmeyecek ve talep sahibine "normal vize başvurusunda bulunması" tavsiye edilecek. Üstelik bu belgeyi alsanız bile, sınırda polisin sizi "reddetme hakkı" baki...
Yapmayın allahaşkına...
Vizelerin tamamen kaldırılmasından başka çare yok.
Kaynak: Referans Gazetesi