Vergi Usul Yasası'nın
11'inci maddesi hükmü gereği olarak "Maliye Bakanlığı, vergi incelemesine
dayanılarak tarh edilecek vergilerle kesilecek cezalarda tarhiyat öncesi
uzlaşma yapılmasına izin" verebilmektedir. Ancak Vergi Usul Yasası'nın
359'uncu maddesine konu olan "kaçakçılık suçu"nu oluşturan fiillerle
vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek ceza
ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza ile ilgili uzlaşma yapılması
mümkün değildir.
Tarhiyattan önce
uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava
açılamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunulamaz. Uzlaşılan vergi miktarı
üzerinden Vergi Usul Yasası'nın 112'nci maddesine göre ayrıca gecikme faizi
uygulanır.
Tarhiyat öncesi
uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış
olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar verginin tarhından ve
cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma isteminde bulunamazlar.
Tarhiyat öncesi
uzlaşmanın en önemli özelliği söz konusu uzlaşmanın vaki olması, yani
gerçekleşmesi halinde tarh edilmesi öngörülen vergi ile kesilmesi öngörülen
cezanın kesinleşmiş olmasıdır. Bu hüküm hem vergi idaresi hem de mükellef
açısından geçerli sayılmaktadır. Buna karşılık uzlaşmanın geçerlilik şartlarının
gerçekleşmemiş olması halinde uzlaşma da geçersiz olmaktadır. Örneğin uzlaşma
kapsamına girmeyen bir tarhiyat ve cezanın uzlaşma konusu edilmesi ve
uzlaşmanın vaki olması halinde uzlaşmanın kesinliğinden bahsedilemez.
Uzlaşmaya katılan
temsilcinin yetkisiz olması halinde de durum sonradan belirlenmiş olsa bile
uzlaşma geçersiz sayılmaktadır. Böyle bir durumda mükellefin dava hakkının
düşmemesi açısından uzlaşma komisyonunun tekrar toplanarak mükellefle birlikte
uzlaşma tutanağını iptal etmesi, uzlaşmanın vaki olmadığına yönelik tutanak
düzenlemesi gerekmektedir.
"Ancak yetkisiz
temsilci ile yapılan uzlaşmanın da Borçlar Hukuku'nda olduğu gibi yetkisiz
temsilcinin yaptığı işlemlerin, mükellef tarafından kabul edilmesi halinde
geçerli olacağını kabul etmek gerekir. Bir başka ifade ile uzlaşma tutanağını
imzalayan kişinin yetkisiz olması halinde asıl mükellef tutanaktaki vergi ve
cezaları kabul ederse uzlaşmanın baştan itibaren geçerli olacağını kabul etmek
gerekir. Bununla birlikte yetkisiz temsilcinin imzaladığı tutanağın geçerli
olduğu konusunda asıl mükellefin yazılı ikrarda bulunması gerekir."
(Özyer, M. Ali. "Vergi Usul Kanunu Uygulaması HUD Yayınları, Mart 2008,
Sf: 1019).
Yasal düzenleme
gereği tarhiyat öncesi uzlaşmanın sağlanması halinde mükellefler inceleme
raporu ile tarhı öngörülen vergi ve kesilmesi istenen cezaları kabullenmiş
sayıldığından, bu konuda dava açamazlar. Buna karşın kısmi uzlaşma yapılmış
olması halinde uzlaşılan kısma ilişkin ihbarnamenin beklenmesi gerekmektedir.
Gerçekte "Vergi
Usul Yasası'nın ek 11'inci maddesinin ikinci fıkrası ile tarhiyat öncesi
uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen husus hakkında dava
açılamayacağı ve hiçbir mercie şikâyette bulunulamayacağı hükme bağlanmış
olmakla birlikte, bu hükümle kastedilen amaç, uzlaşılan dönemler için farklı
maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni inceleme yapmak suretiyle vergilendirme
yapılamayacağı hususu olmayıp, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar için
mükelleflerin dava açamayacakları, aynı zamanda üzerinde uzlaşma sağlanan aynı
maddi hukuki olay nedeni ile idarenin mükerrer vergilendirme yoluna
gidemeyeceği hususudur." (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun E. No:
2007/57, Karar No: 2007/275 sayılı karar gerekçesi).
Oysa farklı maddi
hukuki olaylar nedeniyle farklı tarihlerde yapılan vergi incelemeleri sonucu
olarak bulunan matrah farkları ile ilgili olarak cezalı tarhiyat yapmak
mümkündür. Bir başka anlatımla mükelleflerin önceki tarihlerde yapılan vergi
incelemelerinde tarhiyat öncesi uzlaşmaya göre önerilen vergi ve cezaları
ödemesi, aynı dönemler için farklı maddi hukuki olaylar nedeniyle yeni bir
incelemeye tabi tutulmamalarını gerektirmemektedir. Bir başka anlatımla
mükellefler aynı dönem için yapılan bir vergi incelemesinde tarhiyat öncesi
uzlaşma yapabilir. Ancak bu durum söz konusu dönem için mükellefin farklı maddi
hukuki olaylar nedeniyle incelenemeyeceği anlamına gelmemektedir.
Dolayısıyla
"Üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaların ait olduğu döneme ilişkin olarak
başka bir maddi olay ve hukuki sebebe dayalı olarak yeniden vergi incelemesi ve
tarhiyat" yapılabilmektedir. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu E. No:
2007/57, K.No: 2007/275).
Tarhiyat öncesi
uzlaşma yolu ile kesinleşen vergilerde verginin normal vade tarihinden uzlaşma
tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için ayrıca gecikme faizi
hesaplanmakta olup, mükelleflerin uzlaşılan miktar üzerinden ayrıca bu faizi de
ödemesi gerekmektedir.
Uygulamada tarhiyat öncesi
uzlaşmalarda, söz konusu uzlaşmanın hangi anlama geldiği konusu mükelleflere
tam olarak açıklanmadığı için, bu durum zaman zaman sorun yaratmakta ve
gereksiz olarak uyuşmazlık konusu haline dönüşmektedir.
Kaynak: Referans