Vergi Usul Yasası'nın
234'üncü maddesi uyarınca "birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı
basit usulde tespit edenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek
erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya
onlardan aldıkları emtia için tanzim edip (düzenleyip) işi yapana veya emtiayı
satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından
verilmiş fatura hükmündedir."
Yasal düzenleme
gereği gider pusulası birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati (kişisel)
eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya
için de düzenlenebilmektedir.
Gider pusulası, işin
mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi
yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını,
tüzelkişilerde unvanlarını ve adreslerini ve tarihi içerecek şekilde iki nüsha
(örnek) olarak düzenlenir ve bir örneği iş yapana veya satana verilir.
Gider pusulası seri
ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilerek düzenlenir.
Uygulamada gider
pusulasının kullanım alanının giderek genişlediği, otomobil, ev, makine, tamamı
bir fabrika oluşturabilecek nitelikte birbirini tamamlayan parça ve aksamın
kişisel nitelikte varlık olarak gider pusulası ile satıldığı, bu varlıkların
envantere alınarak amortismana tabi tutulduğu dolayısıyla işletme varlıkları
içinde gösterildiği görülmektedir.
Gerçekte Maliye
Bakanlığı daha önce yayımlamış bulunduğu 211 seri numaralı Gelir Vergisi Genel
Tebliği ile Vergi Usul Yasası'nın mükerrer 257'nci maddesinin vermiş olduğu yetki
kapsamında arizi olarak yapılan serbest meslek faaliyetinde bulunanlara
gerçekleştirilen ödemelerin de gider pusulası ile belgelendirilmesini uygun
görmüştür.
Diğer yandan Gelir
Vergisi uygulamasına yönelik yayımlanan 224 seri numaralı genel tebliğ ile de
aynı yasanın 18'inci maddesinde yer alan faaliyetlerde bulunup da eserlerini
aynı yasanın 94'üncü maddesinde belirlenen ve Gelir Vergisi tevkifatı yapmakla
yükümlü kılınan kişi ve kurumlara teslim edenlerin defter tutma ve belge
düzenleme zorunluluğu dışında bırakılmaları nedeniyle bu kişilere ödeme
yapanların giderlerini kanıtlayabilmeleri için gider pusulası düzenlemeleri
öngörülmüştür.
Tüketiciyi Koruma
Yasası uyarınca tüketicinin satın aldığı mal ve hizmetlerin geri verilerek
bedelinin geri alınması veya başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesi
durumunda satıcıların mükellef olmayan kişilere yapmış oldukları iadelerin
belgelendirilmesi için 54 seri numaralı KDV genel tebliği uyarınca satıcıların
söz konusu malları geri alırken gider pusulası düzenlemeleri gerekmektedir.
Ancak Tüketiciyi Koruma Yasası gereği olarak geri alınan mallar için
düzenlenecek olan gider pusulasının ekinde söz konusu malların satışında
düzenlenen fatura veya benzeri belgenin yer alması gerekmektedir.
Birinci ve ikinci sınıf
tacirlerin vergi mükellefiyeti olmayan gerçek kişilerden satın aldıkları
taşıtların kayda alınması sırasında, bazı mükellefler gider pusulası
düzenlemekte ve satıcı konumundaki kişilere bu pusulayı imzalatarak, alışlarını
belgeye bağlamakta, bazı mükellefler ise noter satış senedi ile
yetinmektedirler.
Konuya ilişkin olarak
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgeye göre vergi
mükellefiyeti olmayan kişilerden noter satış senedi ile satın alınan taşıtlar
için gider pusulası düzenlenmesi gerekmekte olup, esnaf muaflığından
yararlanmayan ve vergi mükellefi olmayan şahıstan alınan araç için gider
pusuları düzenlenmesi öngörülmüştür. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
17.9.2009 gün ve 94365 sayısı özelge).
Dolayısıyla "bu
kapsamda vergi mükellefi olmayan gerçek şahıslardan alınan taşıtların kayda
alınmasında noter sözleşmesinin kullanılması belirtilen düzenlemeler uygun
olacaktır." (Özcan, Zekai "Vergi Mükellefi Olmayan Gerçek Şahıslardan
Alınan Taşıtların Noter Satış Sözleşmesi ile Kayda Alınması" Mali Pusula
Sayı: 58, Sf: 46-47).
Gerçekte; sahipliği
tescile bağlı işlemlerde esas olan, tescil işlemidir. Bu nedenle motorlu
taşıtlar, adına taşıt kayıt ve tescil edilmiş olana gerçek ve tüzelkişilere
aittir. Uygulamada sahipliği tescile tabi işlemler dahil olmak üzere birçok
değeri yüksek olan varlıkların satışı artık gider pusuları ile yapılır hale
gelmiştir. Bu tür işlemlerin gider pusulası yapılması hali vergi idaresince
kabul edilmiş bulunmaktadır.
Gider pusulası ile
yapılan işlemler yine uygulamada mükellefiyet tesisini olumsuz etkilemektedir.
Daha açıkçası birçok kişi değişik şekillerde edinmiş oldukları varlıkları gider
pusulası ile satmak suretiyle elde ettikleri kazançları vergi dışı
bırakabilmektedir.
Uygulamada icra
daireleri tarafından yapılan satışlarda satın alınan mallar birkaç gün içinde
gider pusulası ile satılabilmekte ve ticari işletmelerin aktifine bu varlıklar
gider pusulası ile intikal ettirilerek amortisman konusu yapılmaktadır. Bu
durumda yine çoğu kez düzenlenen gider pusulaları üzerindeki değerler gerçek
satış bedelini yansıtmamaktadır. Ayrıca satışı yapanlar esnaf muaflığından da
yararlanmadığı için söz konusu satış bedelleri Gelir Vergisi Yasası'nın 94'üncü
maddesi uyarınca tevkifata da tabi tutulmamaktadır.
Kaynak: Referans