"Ulaştırma Şurası”nın ardından, denizcilik sektörümüze ilişkin heyecan verici ve umutlandıran kararlar çıkmamıştır.
Bu şurada alınması gereken en sürpriz kararın, denizcilik
sektörümüzün yoğun bir özlem ile beklediği ve artık zorunluluk olan T.C
DENİZCİLİK BAKANLIĞI nın kurulacağının müjdesini vermek olmalıydı. Ama
dış odaklı baskılar ve dayatmalar karşısında teslim olan
bürokratlarımızdan böylesine onurlu bir kararın alınmasını beklemek
sanırım pek gerçekçi olmaz.
Şurada alınan kararlardan birisi, yeni liman projeleri ile transit ülke
konumuna gelinmesinin sağlanmasına ilişkindi. Ben bu kararı samimi
bulmadığım gibi, pişkinliğin bu kadarına da pes diyorum. Sayın
şuracılar bırakın yeni projeleri de daha önceden alınmış olan yatırım
kararlarını uygulayın. Yıllardır denizle bakanlık arasında gidip
gelmekten yorgun düşmüş ve bürokrasi canavarının kollarında
yıpratılarak motivasyonu bozulmuş, Kuzey Ege Çandarlı Limanının
ihalesini artık gerçekleştirin. Çanakkale’den başlayıp İskenderun’a
kadar uzanan kıyı şeridimizde, Türkiye’yi Ege ve Akdeniz’de güçlü
yapacak tersane yatırımlarının önünü açın.
Yıllardır sürüncemede kalıp, halen belirsizliğini koruyan Alsancak
limanının özelleştirilmesine ilişkin alınan kararlarda etkin ve ulusal
politikalar sergileyemediniz. İzmir’in şirin bir beldesi olan
Mordoğan’da, yapımı on yıldan fazla süren limanı, gereksinim olmamasına
ve yöre halkının da tepkilerine karşın yine de balıkçı barınağına
çevirdiniz. Şimdi gidip görün orasını ne durumda bir bakın. Belki
akıllanırda şurada aldığınız kararları bir kere daha gözden
geçirirsiniz.
On beş yıl gibi uzun süredir bitirilmeyen Sığacık yat limanının bu yıl
açılması bekleniyor. Geçen bunca zamanın zararını yine Türkiye
görmüştür. Şurada alınması gereken en önemli kararların başında, hiçbir
dış ve iç baskılara aldırış etmeden ulusal denizciliğimize hizmet
edecek denizcilik politikalarının ısrarla uygulanması gelmeliydi.
Ama konuşulup yazılanların hepsi boşuna, başardığımız tek konu
zorda olsa limanlarımızı yabancılara peşkeş çekmek. Uluslar arası
denizlerde etkili olabilmek için öncelikle saygınlık kazanmalıyız.
Sahip olduğunuz bu değer yargıları ve yaklaşımlarla ne AR-GE
çalışmalarındaki payı %2 lere yükseltebilir, nede gemi inşa sanayinde
hedeflediğiniz %80 yerli katkı payına ulaşabilirsiniz. İç sularımızın
etkin kullanılması için öncelikle denizlerimizin doğru kullanılmasını
öğrenmelisiniz şuranın değerli bürokratları.
Katma değeri yüksek ileri teknoloji gemilerin inşa
edilebilmesi için, öncelikle çok uluslu tekelci güçlerin pençelerini
denizcilik sektörümüzün üstünden çekmesi gerekir. Denizciliğimizin
evrensel kimliğine bürünebilmesi, ulusal denizcilik politikalarımızın
özgürce uygulanmasına bağlıdır. Bunu bilesiniz.
Kaynak: Kaptan Ünal Benlialper/Lojiport